• Sonuç bulunamadı

Yer Altında Bulunan Mallar

Belgede İSLÂM HUKUKUNDA LUKATA (sayfa 89-93)

1. LUKATA

1.1. Lukatanın Çeşitleri Ve Hükümleri

1.1.5. Yer Altında Bulunan Mallar

Maden, define ve bulunan târihî eserler gibi şeyler yer altında bulunan mallardandır. Bu konu, normalde maden ve definelerin zekâtı başlığı altında ele alınmaktadır. Ama asıl ele alınması gereken yer lukata başlığıdır. Çünkü zekâtta şart olan şeyler burada şart değildir.325 Bundan dolayı bu başlık altında ele almak daha uygundur. Bu konuyla

ilgili İslâm Tarihinde de yaşanmış olaylar vardır.

Ebû Ubeyd’in (ö. 224/839) rivayet ettiğine göre, bir kimse Medine’nin dışında toprağa gömülü bir şekilde bin dinar buldu ve bunu Hz. Ömer’e getirdi. Hz. Ömer getirilen bin dinarın 1/5’ini yâni 200 dinarı aldı ve orada bulunan Müslümanlara dağıttı. Geri kalanını ise bulan kişiye verdi. 1/5’ten bir miktar arttı. Artan kısmı da Hz. Ömer bulan kimseye verdi.326

Sus şehri Ebû Mûsa el-Eş’arî komutasındaki ordu tarafından fethedildiğinde orada Dânyâl327’ın kabri bulundu. Yanında da büyük bir meblağ halinde bırakılmış mal ile yazılı bir metin bulunuyordu. Yazıda, isteyenin bu maldan belli bir süre yararlanabileceği ve süre sonunda malı getirmediğinde ise cüzzam hastalığına yakalanacağı belirtiliyordu. Daha sonra olay Hz. Ömer’e mektupla haber verilince Hz.

324 İbn Hazm, el-Muhallâ, C: VIII, s. 257-258.

325 Abdurrahmân b. Muhammed b. İvaz el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, “y.y.” “t.y.”, C: I, s. 982. 326 Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm b. Miskîn el-Herevî, Kitâbü’l-emvâl, “y.y.” “t.y.”, C: II, s. 288.

Ömer, onun kefenlenip namazının kıldırmasını ve yanındaki malı da beytülmâle koyulmasını emretti. Ebû Mûsa el-Eş’arî’de böyle yaptı.328

Ebû Ubeyd dedi ki: Affân bize, Ebû Avâne, Simâk b. Harb, Cerîr b. Rabah ve babasından şöyle anlattı: Medâyin’de içinde altına sarılmış elbiseler içinde gömülü bulunan bir insan kabrine rastladılar. Yanında da bir miktar mal bulunuyordu. Onlar bu durumu Ammâr b. Yâsir’e o da Hz. Ömer’e bildirdi. Hz. Ömer bulunan şeyleri bulanlara vermesini emretti.329

Burada anlatılan olaylarda Hz. Ömer’in üç farklı uygulaması olduğu görülmektedir: 1- Yer altında bulunan şeylerin 1/5’ini yâni humusunu almış geri kalanını ise bulana vermiştir.

2- Bulana hiçbir şey vermeyerek hepsini beytülmâle koymuştur. 3- Bulunan şeyin hepsini bulana vermiş beytülmâle hiç almamıştır.330

Ebû Ubeyd bu olaylardan şu sonuçları çıkarmıştır: “1/5’ini alıp kalanını bulana verdiği olayda Hz. Peygamber’in “Rikâzda (Yer altında gizlenip görünmez hâle gelen şey)

beşte bir vergi vardır.”331 hadisini esas alarak böyle yapmıştır. Dânyâl ile bulunan

mallarda bunların tamamının beytülmâle verilmesinin sebebi, bırakılan yazıda bu malın ancak ödünç alınabileceği belirtilmektedir. Bu malı orada bulunanların yararına olacak şekilde değerlendirilemezdi. Bundan dolayı bu malın hepsini beytülmâle koydurtmuştur. Böylelikle insanların geneline faydası olacak şekilde düşünülmüş ve bu daha uygundur. Hiç vergi almadığı olayda ise Hz. Ömer bunu uygun görmüştür ve bu şekilde yapmıştır. Zaten humusun tasarrufu devlet başkanına aittir. Böyle yapmayıp 1/5’ini alıp başkalarına da harcayabilirdi.”332

Konuyla ilgili mezheplerin görüşleri şu şekildedir: Hanefîler’e göre Müslüman veya zımmî bir kişi arazisinde define bulduğunda bulduğunun 1/5’ini devlete vermesi

328 Ebû Ubeyd, el-Emvâl, C: II, s. 290. 329 Ebû Ubeyd, el-Emvâl, C: II, s. 291. 330 Ebû Ubeyd, el-Emvâl, C: II, s. 291.

331 Buhârî, el-Câmiü’s-sahîh, Zekât, 65, 1428; Müslim, Sahîh-i Müslim, Hudûd, 11, 45,46; İbn Mâce, Sünen,

Lukata, 4, 2509; Ebû Dâvud, Sünen, Diyât, 30, 4593; Tirmizî, Sünen, Zekât, 16, 642; Nesâî, Sünen, Zekât, 28, 2495.

gerekir. Çünkü Hz. Peygamber “Rikâzda beşte bir vergi vardır.”333 buyurmuştur.

Bulunan mallar daha önce kâfirlerin mallarıydı. Bundan dolayı da bu mallar ganimet sayılırlar. 1/5’i devlete verilir, geri kalanı ise kendisinin olur. Bulunan mallar kendi evinde bulunursa, devlete bir şey vermek gerekmez. Çünkü ev tamamıyla sahibinin mülküdür. Bulunan şeyler de bulana aittir. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed, evde bulunanlara da arazide bulananlara da 1/5 vergi vardır görüşündedirler. Çünkü Hz. Peygamber’in sözü mutlaktır. Bundan dolayı zekât farzdır. Bulunan şeyleri İslâm ülkesinde bir harbî bulursa, harbînin ganimet alma hakkı olmadığından bulduğu şeyler devlete ait olur.334

Bulunan hazinede İslâm alâmeti (Mushaf-ı şerif, kelime-i şehâdet gibi) varsa bu mallar lukata hükmündedir. Çünkü bu hazine Müslümanlara ait olmuş olur ve bunlar ganimet sayılmaz. Bulunan hazinenin üzerinde gayrimüslimlere, müşriklere ait alâmetler (haç, put gibi) varsa bunlar ganimet sayılır. 1/5’i devlete kalanı bulana ait olur. Üzerinde İslâm alâmeti veya câhiliyye alâmeti yoksa ve sahipli arazide bulunmuşsa yine 1/5’i devlete verilir. Geri kalanı ise arazi sahibine aittir.335 Bu anlatılanlar sahipsiz arazide bulunan mallar için geçerlidir. Sahipli arazide bulunan malların hükmü ise şöyledir: Bir kimsenin evinde câhiliyyet devrine ait bir mal bulunursa, bulunan mal Ebû Yusuf’a göre evin sahibine aittir. Evin sahibi de, devlet başkanının evi verdiği ilk kişidir. Burada bulunan mal, sahipsiz arazide bulunan mala kıyas yapılarak 1/5’i devlete verilir. Ebû Hanife ve İmam Muhammed’e göre ise bulunan mal arazi sahibinin veya mirasçılarındır.336

Şâfiîler’e göre ise, bulunan malda İslâm alâmeti varsa ve sahibi bilinirse sahibine verilmelidir. Sahibi bilinmezse lukata hükmündedir. Bulunan malda câhiliyye alâmetleri bulunuyorsa ve nisap miktarına ulaşmışsa derhal sene doldurmadan 1/5’inin devlete verilmesi gerekir. Üzerinde İslâm alâmeti veya câhiliyye alâmeti yoksa yine lukata hükmüne tâbidir. Buluntu sahipli arazide bulunursa ve arazinin sahibi de onun üzerinde sahiplik iddia ederse mal onun olur. Kendisine ait olduğunu iddia etmezse bir

333 Buhârî, el-Câmiü’s-sahîh, Zekât, 65, 1428; Müslim, Sahîh-i Müslim, Hudûd, 11, 45,46; İbn Mâce, Sünen,

Lukata, 4, 2509; Ebû Dâvud, Sünen, Diyât, 30, 4593; Tirmizî, Sünen, Zekât, 16, 642; Nesâî, Sünen, Zekât, 28, 2495.

334 Mevsılî, el-İhtiyâr, C: I, s. 124; el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982. 335 Mevsılî, el-İhtiyâr, C: I, s. 125; el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982. 336 Mevsılî, el-İhtiyâr, C: I, s. 125; el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982.

önceki sahibine bakılır. Bu şekilde ilk ihya edene kadar gidilir. Hazinenin kime ait olduğu hususunda ihtilaf çıkarsa araziyi elinde bulunduran kimseye yemin ettirilir ve mal ona verilir.337

Hanbelîler’e göre; sahipsiz arazide bulunan malda câhiliyye alâmetleri bulunuyorsa 1/5’i devlete geri kalan kısım bulana aittir. Eğer İslâm alâmetleri veya hem İslâm alâmeti hem de câhiliyye alâmeti bulunuyorsa lukata hükmüne tâbidir. Bulan kendi mülkünde bulmuşsa yine aynı şekilde 1/5’i devlete kalanı kendisine ait olur. Başkasının arazisinde bulur ve arazi sahibi de hak iddia etmezse bulunan şey kendisinin olur. Arazi sahibi bulunan malda sahiplik iddia eder ve beyyine getirmeden yemin ederse bulunan şey buna ait olur.338

Mâlikîler’e göre; rikâzın bulana ait olması için bulunduğu yerin ya miras yoluyla ya da ihyâ ile kazanılmış olması gerekir ki bulunan şey bulana verilebilsin. Bulunan yer satın alma yoluyla veya hîbe yoluyla alınmış ise rikâz ilk sahibinindir.339 Bulunan

malda İslâm alâmeti varsa ve sahibi bilinirse sahibine verilmelidir. Sahibi bilinmezse lukata hükmüne dâhil değildir. Müslümanların kullanımına vermek üzere beytülmâle bırakılır. Bulunan malda câhiliyye alâmeti varsa 1/5’i Müslümanların menfaatlerinin sağlandığı yere verilir. Üzerinde İslâm alâmeti veya câhiliyye alâmeti yoksa câhiliyye alâmeti varmış gibi kabul edilir.340

Burada şuna değinmek gerekir ki, yer altından çıkan antika eserlerin bulunması ve serbest piyasaya daha çok çıkması için devletin çıkarılan malın 1/5’ini alıp geri kalanını bulana vermesi gerekir. Böyle yapılarak devletin hazine ve müzelerine ayrılan pay şimdiki kadar kaçırılmamış olur. Aksi takdirde bu işler gizli ellerde yapılır hâle gelmektedir. Bundan dolayı devlet bu malların serbest piyasaya katkısını çoğaltmak için bulanın haklarını biraz daha koruyabilir.341

337 Nevevî, Minhâcü’t-tâlibîn, C: I, s. 32; el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982. 338 İbn Kudâme, el-Muğnî, C: II, s. 610; el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982. 339 el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982.

340 el-Cezîrî, el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-erba’a, C: I, s. 982.

Belgede İSLÂM HUKUKUNDA LUKATA (sayfa 89-93)