• Sonuç bulunamadı

Havalimanında Lukata

Belgede İSLÂM HUKUKUNDA LUKATA (sayfa 113-117)

3. GÜNÜMÜZDE BAZI KURUMLARDA LUKATA UYGULAMASI

3.3. Havalimanında Lukata

Havalimanında buluntu ve kayıp eşya ile ilgili talimata geçmeden evvel, burada unutulan eşyaların çokluğuna dikkat çekmek gerekmektedir. 12 Şubat 2014’de yapılan haberde 2013 yılında Türk Hava Yolları’nın İstanbul varışlı uçuşlarda 52 bin 181 parça eşyanın unutulduğu ve 31 bin 350 bagajın ise kaybolduğu bilgisi yer almaktadır. Bulunan eşyalar Bagaj Yönetim Müdürlüğü’ne teslim edilmektedir ve burada bir yıl saklanıp sahibi gelmediği takdirde ihale ile satışa çıkarılmaktadır. Kaybolan eşyalar

yer hizmetleri şirketlerinin hataları sebebiyle kaybolduğu için THY, yolcuların mağduriyetlerini gidermek zorunda kalmıştır.410

Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün “Kayıp ve Buluntu Eşya Talimatı”411 şu şekildedir: Bu talimat, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre

hazırlanmıştır. Bu maddeler şu şekildedir:

“Bulunan şeyin özenle korunması gerekir. Korunması aşırı gideri gerektirir veya çabuk bozulabilir bir nitelik taşır ya da kolluk kuvvetleri veya kamu kurumu tarafından bir yıldan fazla saklanmış olursa, bulunan şey satılabilir. Satış, gerektiğinde önceden ilan edilerek açık artırma yoluyla yapılır. Satış bedeli, bulunan şeyin yerine geçer.”412

“Bulunan şeyin maliki, ilan veya kolluk kuvvetlerine ya da muhtara bildirme

tarihinden başlayarak beş yıl içinde ortaya çıkmazsa; bulan kimse, yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak koşuluyla o şeyin mülkiyetini kazanır. Bulunan şey malikine geri verilirse, bulan kimse yaptığı giderlerin ödenmesini ve uygun bir ödül verilmesini isteyebilir. Kaybedilmiş şey oturulan bir evde veya işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bulunmuşsa; o yerin sahibi, kiracı veya kurum, o şeyi bulan sayılır. Ancak bunlar ödül isteyemezler.”413

Bulunan şeyin özenle korunması gerekir. “… Korunması aşırı gideri gerektirir veya

çabuk bozulabilir bir nitelik taşır ya da kolluk kuvvetleri veya kamu kurumu tarafından bir yıldan fazla saklanmış olursa, bulunan şey satılabilir…” maddesine göre bu tür

malların satılabilmesi için bir yıl bekletilmesini şart koşarlar. Ancak çabuk bozulan mal bir yıl bekletildiğinde ne sahibinin işine yarar ne de bulanın işine yarar. Bundan dolayı çabuk bozulabilir nitelikteki mal bozulma ânına kadar ilan edilir ve bozulmadan tüketilir. Aksi takdirde kimseye bir faydası olmadığından Allah’ın yasakladığı israf meydana gelmiş olur. Ayrıca “gideri çok olan malın satılabilmesi için de bir yıl

bekletilmesi” gerekir görüşü yer almaktadır. Burada yapılması gereken malın hâkimin

izni ile birkaç gün bakımının yapılması ve giderinin malın bedelini geçmemesi için malın hâkimin izni ile satılmasıdır. Burada, sahibi gelmeyen malın açık artırma 410http://www.airporthaber.com/havacilik-haberleri/thy-ucaklarinda-unutulan-esyalar-dudak-ucuklatti.html (Erişim Tarihi: 15.03.2018). 411www.trabzon.dhmi.gov.tr/getBinaryFile.aspx?Type=12&dosyaID=1121 (15.03.2018). 412 4721 sayılı TMK, md. 770. 413 4721 sayılı TMK, md. 771.

usulüyle satılması gerektiği bilgisi de yer almaktadır. Açık artırma usulünün Hz. Peygamber’in uygulamalarında olduğu bilgisine daha önce değinilmiştir. Yapılan satıştan elde edilen bedel, buluntu malın yerine geçmektedir.

Beş yıl içerisinde sahibi çıkmayan malı, bulan kimse mülkiyetine geçirebilir. Buluntu mal sahibine geri verilirse, yapılan masraflar ve uygun bir ödül istenebilir. Ancak kaybedilen mal oturulan bir evde, işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bulunmuşsa; o yerin sahibi, kiracı veya kurum o malı bulan sayılır. Ancak bunlar ödül isteyemezler- bilgisi ilgili maddede yer almaktadır. Burada itiraz edilecek bir husus vardır. Şöyle ki: Buluntuyu bulan kimse sahibine verdiği takdirde ondan hiçbir ödül isteyemez. Burada önemli olan mültakitin malı alırken onu muhafaza etmek ve sahibine ulaştırmak için alma niyetinde olması gerekir. Mültakit kendi malını nasıl koruyorsa buluntu malı da öyle koruması gerekir ve sevabını Allah’tan bekleyerek sahibine ulaştırması gerekir. Sahibi bulan kimseye ödül vermek istediği takdirde ise bulanın o ödülü almasında hiçbir sakınca yoktur. Böylelikle bulan kimse hem Allah katında değerli bir iş yapmış olur hem de malı sahibine ulaştırarak sahibini mutlu etmiş olur. Ancak sahibi kaybolan malını bulan kimseye ödül vereceğini açıkladıktan sonra bunu duyan kimse malını sahibine ulaştırırsa ödül isteyebilir. Malın sahibi, bulan kimseye ödül istemeden de ödül verebilir. Bulanın bu ödülü almasında bir sakınca yoktur. Burada kısaca ödül bahsinden bahsetmek gerekir.

İslâm hukukunda ödül (cuâle), yapılan iş karşılığında ödenecek ücret, böyle bir ödemeyi taahhüt etme anlamında kullanılmaktadır. Ödül, tek taraflı irade beyanına dayanan hukûkî bir işlemdir. Hanefîler sadece kaçak kölenin sahibine getirilmesi sonucunda ödenen ücretin caiz olduğu görüşündedirler. Bunun dışında cuâleyi kabul etmezler. Çünkü Hanefîler, vaatte bulunan kişi belirli olsa da işi yapacak olan taraf, yapılacak olan iş ve icâre süresi bilinemediği için bunu fâsit icâreye benzetmekteler ve böyle bir beyanın borç doğurmayacağı görüşündedirler. Bundan dolayıdır ki, buluntu eşyanın sahibine verilmesi durumunda ödül istemeyi caiz görmezler. Diğer mezhepler bu konuda biraz daha geniş düşünmektedirler.414 Araştırma konumuz bu olmadığı için

bu kadar bilgi vermek yeterli olacaktır.

Mültakit, buluntu mala masraf yapmışsa bunu sahibinden ister, sahibi vermediğinde ise malı hapsetme hakkına sahiptir. Ancak masraf yapma işinin hâkimin izni ile olması gerekir. Burada şuna da değinmek gerekir ki malın beş yıl korunması bulan kimseye sıkıntı vermeyecekse takvaya uygun olan davranış budur. Bu konu da daha önce açıklanmıştır.

Talimatta geçen bilgiler kısaca şu şekilde özetlenebilir: Buluntu malın cinsi, miktarı ve şekli DHMİ görevli yetkililerinden oluşan en az üç kişilik bir heyet tarafından açık bir şekilde yazılarak tutanak tutulur. Buluntu malın sahibinin bulunabilmesi için Havalimanı Nöbetçi Müdürü’nün onayı ile anons yapılır. Anonstan sonra sahibi çıkar ve eşyanın özelliklerini bilebilirse mal ona verilir. Anonslara rağmen buluntu malın sahibi çıkmazsa DHMİ yetkilisinden oluşacak bir heyet huzurunda buluntu malın dökümü yapılarak depoya teslim edilir. Bulunan şey eğer para ise Başmüdürlüğün bankalardaki hesabına yatırılır. Bulunan şey altın, gümüş vb. kıymetli eşyalardan ise depolardaki kasalarda yoksa Pazarlama ve Ticaret Müdürlüğü bünyesinde bulunan kasalarda muhafaza edilir.

Buluntu malın üzerinde sahibine ait herhangi bir bilgi veya belirti varsa sahibine ulaşılmaya çalışılır. Buluntu malın sahibi çıkar ve malın kendine ait olduğunu ispatlarsa imza karşılığı mal ona verilir. Sahibi buluntu malı almaya kendisi gitmeyip başkasının almasını isterse noterden tasdikli vekâletnâme ile vekil tayin etmesi gerekir. Buluntu malın masrafı çok olursa veya çabuk bozulabilecek türden bir mal ise altı aylık bekletme süresinin bitiminden sonra bir yıllık süre bekletilmeksizin bu mallar kullanılabilir, satılabilir veya hayır kurumlarına verilebilir. Beş yıl içerisinde sahibi gelirse masraflar, mal eğer satılmışsa satış bedelinden karşılanır. Devredilmişse, devirde görevli komisyonun o tarihte belirlediği rayiç değerden, depo muhafaza ücreti kesildikten sonra hesaplanan bakiye sahibine verilir. Buluntu para ise bu paradan masraf karşılanır.415

İlgili maddelere bakıldığı zaman şu hususlar ortaya çıkmaktadır: İlanın günümüzdeki teknolojiye bağlı olarak malın bulunduğu yerde ilk anda anons ile yapıldığı görülmektedir. İlanın amacı da zaten malı sahibine ulaştırmaktır.

Buluntu malda sahibine ait bilgilerin olması durumunda derhal sahibine ulaşılmaya çalışılması gerektiği belirtilmişti.416 Ayrıca imzanın kefil yerini tutacağı da

açıklanmıştı. Burada Demiryolları’ndan farklı olarak noterden tasdikli vekâletnâme olduğu takdirde vekil tayin etmenin geçerli olduğu bilgisi görülmektedir.

Bu maddelerde bozulabilecek nitelikteki malların bir yıl bekletilmeksizin altı aylık sürenin dolumu ve Başmüdürün onayı ile malın tüketilebileceği bilgisi yer almaktadır. Ancak daha önce de anlatıldığı üzere kısa sürede bozulabilecek malların uzun süre bekletilmesinde ne sahibinin yararı vardır ne de bulanın yararı vardır. Bu tür mallar, uzun süre bekletildiği zaman mal kullanılamaz hale gelir ve bu israfa girmektedir. Bundan dolayı bozulabilecek nitelikteki mallar bozulma ânı gelmeden tüketilmelidir. Eğer buluntu mala masraf yapılmış ise de masraflar maldan karşılanmaktadır.

Belgede İSLÂM HUKUKUNDA LUKATA (sayfa 113-117)