• Sonuç bulunamadı

Yeniler Grubu: Liman Ressamları (1941-1951)

5. CUMHURİYET DEVRİ TÜRK RESİM SANATI’NIN GELİŞİMİ

5.1. Sanatçı Grupları ve Yurt Gezileri

5.1.3. Yeniler Grubu: Liman Ressamları (1941-1951)

Yeniler Grubu olarak bir araya gelmiş sanatçıların pek çoğu ilk olarak 1914 Kuşağı mensubu sanatçılardan İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Hikmet Onat gibi ressamların atölyelerinde yetişmiştir. Daha sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi müdürü Namık İsmail 1935 yılında rahmete göçünce yerine Mareşal Fevzi Çakmak’ın damadı sanat tarihçisi Burhan Toprak getirilir. Burhan Toprak döneminde Akademi’ye yabancı hoca alımı yapılır ve 1940’ta İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin yüksek resim bölümüne, gravürleriyle ünlü Fransız ressam Léopold Lévy getirilir. Yeniler Grubu’na mensup ressamların çoğu Lévy’nin öğrencisi olmuşlardır. Dönemin ünlü ressamlarını bir araya getiren ve toplumsal gerçekçi temalı eser içerikleriyle, toplum sorunlarına eğilen bir topluluk olarak dikkati çekmektedir.

Bu grubun sanatçıları Nuri İyem, Abidin Dino, Haşmet Akal, Turgut Atalay, Mümtaz Yener, Avni Arbaş, Selim Turan, Nejat Melih Devrim, Agop Arad, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, heykeltıraş Faruk Morel, afişçi Yusuf Karatay, Kemal Sönmezler ve fotoğraf sanatçısı İlhan Arakon’dur.

Resim 59: Nuri İyem, Dededen Toruna, 1981, T.Ü.Y.B, 99.8x200 cm.

Resim 61: Avni Arbaş, Atatürk, 1981, T.Ü.Y.B, 146x96cm

İlk sergilerini, 1941 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü’nde106 “Liman

Şehri İstanbul” adıyla açtıkları için, “Liman Ressamları” olarak da anıldılar.107 Eserlerinde toplumsal içeriğin önemini vurgulayarak, sanatı ve resmi toplumun sorunlarına yönelen, gerçek yaşamı anlatan bir alan olarak şekillendirdiler. Resmi, Batı sanat akımlarının etkisinden kurtarmak görüşünü savunmuşlarsa da burada vurguladıkları konu; teknik ve yöntemden çok içerik bağlamındaki Batı etkisinden kurtarmak amacı gütmüşlerdir. Batı sanat akımlarından kurtarmak demek, tamamen Batı’dan kendilerini soyutlama şeklinde algılanmamış, içeriği toplumsal meselelerden alırken, bu meseleleri Batılı teknik ve yöntemlerle icra etmişlerdir.

106 Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet döneminde devletin haber alma, basın ve yayın işlerini yürütmekle

görevli kurum. 8 Haziran 1984 tarih ve 231 sayılı kanun hükmünde kararnameyle günümüzdeki Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü adını aldı.

Yeniler, Léopold Lévy, sosyolog Hilmi Ziya Ülken, psikolog Mustafa Şekip Tunç, yazar Ahmet Hamdi Tanpınar ve gazeteci Fikret Adil tarafından desteklenmiştir. Grup, 1955 yılına kadar İstanbul’da on sergi açarak, görüşlerini yansıtmış, fakat başlangıçtaki ilginin yoğunluğunu koruyamamış ve 1955 yılında dağılmışlardır.

5.1.4. 10’lar Grubu (1947-1952)

Türk resminde “Yeniler Grubu”nun etkisiyle geleneksel halk kültürü kaynaklarına gitmek düşüncesinden sonra, Türk resminde geleneksel halk nakış sanatı öğelerine olan ilgisi ile tanınan Bedri rahmi Eyüboğlu atölyesinde eğitim almış on ressamın oluşturduğu topluluktur. Sanat eğitimcisi olarak, Çallı’yı anımsatan bir etkiye sahip olan Eyüboğlu, öğrencilerini geleneksel halk sanatı konusuna yönlendirirken, batı resim sanatının estetik değerlerini öğrenmeden, geleneksel sanat biçimlerinin çağdaş yorumlarına ulaşılmasının olanaklı olmadığı konusunda onları bilgilendirmekteydi. Mustafa Esirkuş, Nedim Günsür, Leyla Gamsız, Hulûsi Saptürk, Fahrünisa Sönmez, İvy Stangali, Turan Erol, Orhan Peker, Mehmet Pesen ve Fikret Otyam tarafından Mayıs 1947’de kurulan grubun amacı; “Anadolu’nun geleneksel

nakış öğeleriyle çağdaş Batı resminin teknik ve anlatım biçimlerini birleştirerek, doğadan ve var oldukları çevreden seçtikleri konuları yöresel bir dil ve çağdaş sanatın soyutlama anlayışıyla işlemekti.”108

İlk sergilerini Akademi’nin lokantasında açan grup; lokanta kapısının sağına ve soluna astıkları afişlerle bir nevi resim sanatındaki görüşlerini de özetler bir tutum ortaya koymuştur. Kapının bir tarafına astıkları afişte kilim nakışı, diğer tarafına astıkları afişte ise İspanyol ressam El Greco’ya ait bir insan figürüne yer vermişlerdir.109 Bu iki afişle hem Doğu sanatının figüratif şemasını hem de Batı sanatının teknik ve yöntemlerini kabul ettiklerini anlatmak istemişlerdir. İki sanat düsturunu tek bir potada eriterek, kendilerinden önce de var olan özgün bir sanat üretimi amaçlamışlardır.

108 N. Arslan; ‘’Onlar Grubu’’, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Yapı Endüstri Yayınları, C.3, İstanbul,

,1997, s.1376.

Resim 62: Fikret Otyam, Gelin Başı, T.Ü.Y.B, 84x122 cm

Onlar, Türk resim sanatında önemli bir toplumsal hareket olarak dikkati çekmiş, sonraları üyelerinin bir kısmının resmi bırakmasına karşın büyük bir bölümü çalışmalarına devam etmiş ve Türk resim sanatına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Resim 63: Leyla Gamsız Sarptürk, Figürlü Kompozisyon, D.Ü.Y.B, 78x48.5 cm

Resim 64: Nedim Günsür, Onuncu Köy, 1963 T.Ü.Y.B, 50x80 cm

Türk resmindeki gruplaşmalar hakkında genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Cumhuriyet Devri’nin öncü ve nadide sanatçılarının oluşturdukları gruplar temelde, Batı’nın tekniği ile Doğu’nun özgün motiflerini ve kendi yaşamlarından pasajları ve gözlemlerini pentürde birleştirmişlerdir. Müstakiller, aslında sanatsal bir öz yakalamaktan çok, bir dernek ve resmimizdeki kurumlaşma merhalesini tamamlar nitelikte bir profil çizmiştir. Mensubu olan sanatçıların hemen hepsinin ayrı bir sanatsal görüşten etkilenmesi, Müstakil ressamların bir dernek görüntüsünden öteye gidemediğini ancak Cumhuriyet tarihimizin ilk sanatçı örgütlenmesi ve yeni kurulan devlet ideolojisinin halka, sanatları aracılığıyla tanıtılmasını sağlamaları, Müstakil ressamları Türk Resim tarihimizde önemli bir yere koymaktadır. Batılı anlamda belki de ilk örgütlenmemiz D Grubu olarak görülebilir. Öncelikli olarak Müstakillerden farklı bir sanatsal öz endişesi taşımışlardır. Tıpkı Müstakiller gibi İstanbul dışında da sergiler açarak yerel halka yeni devletin değişim ve gelişim aşamalarını resimleriyle sunmuşlardır. Liman Ressamları olarak da adlandırdığımız Yeniler Grubu ise, teknikten çok içerik hususunda bir endişe taşımışlar, toplumsal gerçekçi bir dikkatle eserlerinde halkın sorunlarını, endişelerini ve onların yaşamlarından pasajları tuvallerinde yansıtmışlardır. 10’lar grubu ile Doğu ve Batı sanatları arasındaki köprü daha sağlam bir temele oturtulmuş, teknik ve motifler bu minvalde şekillenmiştir.