• Sonuç bulunamadı

İslamiyetten Sonra Türklerde Sanat ve İnanç Sistemi’nin Etkileşimi

3. İSLAM ÖNCESİ DÖNEMDEN ANADOLU SELÇUKLU’YA TÜRKLERDE

3.2. İslamiyetten Sonra Türklerde Sanat ve İnanç Sistemi’nin Etkileşimi

Kabul edilen yeni din ile Türklerin, özellikle mimari repertuarlarında büyük bir değişim süreci yaşanmıştır. İslamiyet’in temel ibadeti olan namazın kılınması için ihtiyaç duyulan mekan sorunsalı neticesinde camilerin inşa edilmeye başlanması, yeni dinin getirdiği en önemli olgulardan birisi olmuştur.

Karahanlı döneminde(992-1211) inşa edilen Talhatan Baba Camii, XVI. yy’da Osmanlı Devleti’nde Mimar Sinan’ın ibadet mekanını genişletme çalışmaları göz önüne alındığında dikkate değer bir yapıdır. Cami yanında türbe gibi, medrese gibi İslami yapı formlarının görülmeye başlanması, yeni dinin çerçevesinde şekillenen mekan pratiklerini açıklayan iyi örneklerdir. Bu prensip Gazneli Sanatı’nda da aynı şekilde tecrübe edilmiştir. Gazneli Devlet’inde de ağırlıklı olarak mimaride yeni dinin sirayet ettiği anlayış gözlemlenmiş, cami, türbe ve medrese gibi yapı formları Gaznelilerde de uygulanmıştır. Gazneli dönemine ait en önemli yapı Leşker- Bazar Ulu Camii’dir.

Fotoğraf 19: Talhatan Baba Camii

Fotoğraf 20: Leşker-i Bazar Ulu Camii Temelinin Kalıntıları

Fotoğraf 21: Leşker-i Bazar Ulu Camii Planı

Büyük Selçuklu dönemine geldiğimizde ise; İslamiyetten Sonraki Türk Sanatı’nın en olgun ve oturaklı eserlerinin bu devirde yansıtılmış olduğu anlaşılmaktadır. Büyük Selçuklu eserlerinin daha olgun ve oturaklı olmasını temel sebebi ise, kendisinden önceki dönemlerde kurulan devletlerin oluşturmuş olduğu mimari eser anlayışını gözlemleyip değerlendirmiş ve abidevim cami mimarisi yaratmışlardır. Klasik Selçuklu cami tipolojisi olan eyvanlı, avlulu ve mihrap önü kubbeli plan anlayışını oluşturmuşlardır. Bu plan anlayışı, Büyük Selçuklu Devlet’nden sonra kurulmuş olan

Anadolu’daki birçok Türk beyliğinde de kullanılmıştır. İlk Selçuklu camisi olan İsfahan Mescid-i Cuması, Büyük Selçuklu Devri mimarisinin en önemli eserleri arasındadır.

Fotoğraf 22: İsfahan Mescid-i Cuması’ndan Genel Görünüm

Büyük Selçuklu Devrine ait yapıların dış cephelerinde ise; geometrik ve bitkisel formların, kûfi yazı ile oluşturulmuş kompozisyonların ve hayvan mücadelelerinin yansıtıldığı figüratif anlayış bize, İslam dininin buyrukları doğrultusunda bir figüratif anlayış prensibini uyguladıklarını göstermesi açısından önem arz etmektedir.

Fotoğraf 24: Kazvin’deki Mescid-i Haydariye’nin mihrap duvarındaki bitkisel bezemeler

Büyük Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey zamanından kalan, yukarıya doğru incelen, yüksek ve silindirik minare de konumuz açısından önem arz etmektedir.Geniş kitabe kuşağı ile firuze sırlı kare panoların kabartma örgülü kûfi yazısı ile Selçukluların ilk çinili mimari eseri olan bu minarenin ayrı bir yeri vardır. 39

39 Oktay Aslanapa; age. s:69.

Fotoğraf 25: Damgan Cuma Camii

Fotoğraf 26: Damgan Cuma Camii minaresinden ayrıntı.

Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın Bizans İmparatoru Diogenes’e karşı kazanmış olduğu Malazgirt zaferinin neticesinde Türk boyları yavaş yavaş Anadolu coğrafyasını yurt edinmeye başlamış ve giderek Anadolu topraklarının hakimi olmuşlardır. Anadolu Türk-İslam Sanatı; Karahanlı, Gazneli ve ağırlıklı olarak Büyük Selçuklu devletlerinin yaratmış oldukları sanatsal repertuardan beslenmiş ve oturmuş oldukları bu kültürel kaynak bu devletlerin sanat anlayışlarını şekillendirmiştir.

Sivas ve çevresinde Danişmendliler, Mardin ve Diyarbakır çevresinde Artuklular, Erzurum civarında Saltuklular, Divriği ve Erzincan çevresinde Mengücekliler gibi Türkmen devletleri tarihimizde Erken Anadolu Beylikleri olarak bilinirler ve bu devletler Anadolu’da egemenlik kurarak Türk-İslam sanatsal anlayışının Anadolu toprakları üzerindeki ilk örneklerini oluşturmuşlardır.

Tarihimizdeki Anadolu Selçuklu Dönemi(1077-1307), Anadolu’da gelişen Türk- İslam sanat anlayışının Osmanlı Devleti’nden önceki en önemli bölümünü oluşturmaktadır. 40

Mimari anlamda 1224 tarihli Malatya Ulu Camii, mihrap önü kubbeli ve eyvanlı şemasıyla Büyük Selçuklu Cami tipolojisini işaret eden plan şemasıyla karşımıza çıkmaktadır. Planı ve tasarımı açısından Malatya Ulu Camii’sine benzeyen ve ilk Anadolu Selçuklu Külliyesi olan Kayseri Huand Hatun Külliyesi’nin(1138) camisi de bu dönemin önemli yapılarındandır.

Fotoğraf 27: Malatya Ulu Camii

40 Yaşar Çoruhlu; age. s.80.

Fotoğraf 28: Kayseri Huand Hatun Camii ve Külliyesinden Genel Görünüm Anadolu Selçuklu sanatsal yaratım sürecinin en önemli alanlarından birisini çini sanatında görmekteyiz. Yine alışılageldiği üzere realist figür şemasından uzak, bitkisel öğelerin, hayvan mücadelelerinin ve geometrik kompozisyonların yer aldığı figüratif çalışmalar, Anadolu Selçuklu çinisinin genel karakteristiğini oluşturduğunu belirtebiliriz. Bazı örneklerde rastladığımız insan figürleri; Orta ve İç Asya menşeili olup, “ay yüzlü badem gözlü” tipinin genel karakteristiğini yansıtmaktadır.

Fotoğraf 29: Kubad Abad Sarayı çinilerinden. Devletin simgesi çift başlı kartal çinide yansıtılıştır. Figürün ortasında “Es-Sultan” yazısı okunmaktadır.

Fotoğraf 30: Kubad Abad Sarayı’ndaki insan figürünün yer aldığı bir çini. Ay yüzlü badem gözlü tipolojisinin yansıtıldığı görülmektedir.

Fotoğraf 31: Sırçalı Medrese’nin avlu eyvanındaki çini bezemeler. Tezyinatta geometrik bezemeler ve yıldız kompozisyonlarının ağırlıklı olarak

Fotoğraf 32: Sırçalı Medrese’deki çini tezyinattan bir ayrıntı.

Genel bir toparlama yapmak gerekirse; İslamiyet’ten Sonra Türk Sanatı’nın oluşturmuş olduğu sanatsal anlayış ağırlıklı olarak kendisini mimaride göstermiştir. Kabul edilen yeni din ile birlikte yaratılan yeni mimari tipolojik oluşumlar gözlemlenmiştir. Cami dışında türbe, medrese gibi İslami anlayış doğrultusunda şekillenen yeni yapı formları uygulanmış, figüratif çalışmalar ise ağırlıklı olarak mimari eserler üzerinde yansıtılmıştır. Geometrik ve bitkisel formlar ile hayvan mücadele sahneleri figüratif çalışmalarda ağırlıklı olarak kendisine yer bularak soyut bir kompozisyon bütünlüğü yansıtılmıştır ve sanatsal üretim faaliyetleriyle İslami kimliğin yansıtılması endişesiyle kültürel birikim oluşturulmuştur.

Böylece İslamiyet’ten Önceki ve Sonraki Türk Sanatı üzerine genel bir değerlendirme yapmaya gayret göstererek, Türk-İslam Sanatı’nın zirve noktası olarak kabul edebileceğimiz Osmanlı Devleti dönemindeki sanatsal üretim faaliyetlerine bir ön hazırlık sunulmaya çalışılmıştır.

4.

OSMANLI

DEVRİ

SANATINDA

TASVİR