• Sonuç bulunamadı

B YAZILMASINA KATKIDA BULUNDUĞU ESERLER

Burada Zerkâ’nın bizzat kendisinin yazmayıp katıldığı komisyonlar tarafından telif edilen veya başkası tarafından yazılıp kendisinin şerh ettiği yahut babası tarafından yazılan Şerhu’l- Kavâ‘idi’l-Fıkhiyye’de olduğu gibi kendisinin tashih ettirip yayımlattığı eserler üzerinde durulacaktır.

1- el-Kenzü’l-Mersûd fî Kavâ‘idi’t-Talmûd; fî Hâdiseti Katli’l-eb Toma ve Hâdimihî İbrahim ‘Ammâr

154

Zerkâ’, Sıyâga kânûniye li-nazariyyeti’t-te‘assüf bi’sti‘mâli’l-hak fî kanûni’l-İslâmî, s. 5.

155 Zerkâ’, a.g.e., s. 6. 156 Zerkâ’, a.g.e., s. 6-7. 157 Zerkâ’, a.g.e., s. 8. 158

el-Kenzü’l-Mersûd fî Kavâidi’t-Talmûd, Mısırlı Hıristiyanlar’dan olan Yusuf Nasrullah’ın

Arapça’ya tercüme ettiği August Rohling’in dinler tarihi hakkındaki eseridir. Bu eser Talmûd’daki bazı hurafeleri,Yahudî inancındaki korkunç tehlikeleri ve onların başkalarına yaptıkları gayri insanî durumları ortaya koymaktadır. Zerkâ’ bu eser (s.25-112) ile Şarl Lourant’ın Fî Hâdiseti

katli’l-eb Toma ve Hâmidihî İbrahim ‘Ammâr adlı kitabına (s.113-222) bir takdim yazısı yazmış

(s.7-17) ve bazı notlar ekleyerek iki eser bir arada Dımaşk’ta Dâru’l-Kalem, Beyrut’ta Dâru’l- ‘Ulûm tarafından 1987 yılında yayımlanmıştır.159

2- Meşrû‘u Kânûni’l-Ahvâli’ş-Şahsiyye el-Muvahhed: li’l İklîmeyni’l-Mısrî ve’s-Sûrî

Dört mezhepten birinin uygulandığı herhangi bir İslâm ülkesinde yaşayan müslümanlar Aile hukukunda evlilikten mirasa kadar her konuda kendi mezheplerinde çözümü olmayan bir çok sorunla karşılaşmaktadırlar. Halbuki bunların çözümü orada uygulanmayan diğer mezheplerde,

İslâm hukuk usûlünde, küllî kaidelerde, meşhur müctehid sahâbîlerin, tâbiînin ve tebe-i tâbiînin görüşlerinde mevcuttur. Ayrıca görüşleri tam olarak tedvin edilmeyip fukahanın ihtilâf ettiği konulardan bahseden kitaplarla diğer mezheplerin kitaplarında zikredilen müctehidlerin görüşlerinde de çözüm bulunabilir.160

1958-1961 yılları arasında Mısır’la Suriye’nin birleşmesi esnasında iki ülke arasında önemli temel kanunların birleştirilmesine karar verilmiştir. Bunu gerçekleştirmek için dört komisyon kuruldu. Hazırlanacak kanunların başında Ahvâl-i Şahsiyye Kanunu gelmektedir. Her komisyon üç kişiden oluşacaktır. Bu komisyonlardan birinin başkanı Mısırlı ise diğer iki üye Suriyeli, başkanı Suriyeli olan komisyonun iki üyesi de Mısırlı olacaktır. Ortak ahvâl-i şahsiyye kanunu komisyonu başkanlığına Zerkâ’ getirilir.161 Bu komisyonun üyeliklerine ise Mısır müftüsü Hasan Me‘mûn, Mısır devlet meclisi vekili Abdülhakim Abdülhamid Ferrâc getirilmiş, sekreterliğini Mısır Adalet Bakanlığı Yasama Genel İdaresi üyesi hakim Mahmûd Abdülkâdir Mekâdî yapmıştır.162

Bu komisyon iki yılda evlenme, boşama, ehliyet, velâyet, vasiyet ve miras konularını içeren kanunu hazırladılar. Kanunu hazırlarken herhangi bir mezhebe bağlı kalmadan en uygun hüküm hangi mezhepte ise onu tercih ettiler. Hiçbir mezhepte çözümü olmayan konularda, konuyla ilgili

İslâm hukukunun esaslarından, kaidelerinden, genel veya özel maksatlarından hareketle çözüm

159 Köse, Saffet, “Mustafa Ahmed ez-Zerkâ’ ”, s. 601-602; “es-Sîratü’z-zâtiyye li’l-muhtefâ bih”,s. 10-11. 160 Heyet, Meşrû‘u Kânûni’l-ahvâli’ş-şahsiyye, s. 5.

161 Heyet, a.g.e., s. 6. 162

ürettiler. Zerkâ’ bu kanunun herhangi bir mezhebe göre hazırlanmış kanunlardan daha iyi ve muhkem olduğunu belirtmektedir.163

Bu kanun hazırlandıktan sonra her iki ülkenin adalet bakanlıklarına teslim edildi. Komisyon başkanı sıfatıyla Zerkâ’ da adı geçen kanundan bir nüsha aldı. İyi hazırlanmasına rağmen Suriyeli bir grup subayın Suriye’de gerçekleştirdiği askerî darbeden sonra iki ülkenin birliğinin sona ermesi sonucu kanun yürürlüğe girmeyip unutulmaya terk edildi.164

Zerkâ’ bir nüshası kendisinde bulunan bu tasarıyı araştırmacılar, mahkemelerde görevli hakimler, üniversitelerdeki öğretim üyeleri, aile hukukunu düzenleyecek olan kurumlar, özellikle de İslâm Hukuku ve Aile Hukuku hocalarının istifade etmeleri için yayımladığını zikreder.165

Bu eserin dikkat çeken yönü her maddenin esbâb-ı mûcibesinde İslâm hukukunun esaslarından, kaidelerinden veya maksatlarından şer’î dayanağını belirten açıklayıcı bilgiler bulunmasıdır. Eserin bir başka özelliği ise Dürzîler (md. 410-411), Hıristiyanlar (md.412-443) ve Yahudilerle (md.444-452) ilgili maddelere yer vermesidir.166 Eser 1416/1996 yılında Dımaşk’ta Dâru’l-Kalem, Beyrut’ta ise ed-Dâru’ş-Şâmiyye tarafından yayımlanmıştır.

3- el-Müzekker ve’l-Müennes

Kûfeli Arap dili ve tefsir âlimi Yahya b. Ziyâd Ferrâ’nın (ö.207 / 822) Arapça’da isimle sıfatın, fâille fiilin sayı ve cins yönünden uyumunda, fiilimsiler, zamirler ve işaret sıfatları gibi konularda müzekkerlik ve müenneslikten meydana gelen bazı sorunların giderilmesi amacıyla telif ettiği ilk eserdir.167

Zerkâ’ bu eseri 23 yaşında dinî eğitim veren lisede öğrenci iken tahkik ederek 1345 yılında Halep’te ilk defa neşretmiştir. Şu anda baskısı bulunmayan bu kitabın bir nüshası Mekke’deki Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi İlmî Araştırmalar ve İslâm Mirasını İhyâ Merkezi’nde bulunmaktadır.168

4- Şerhu’l-Kanûni’l-Medenî es-Sûrî

Bu eser Suriye Medenî Kânunu’na yazdığı üç ciltten meydana gelen bir şerhtir. Suriye Medenî Kânunu 1949 yılında Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’nin yürürlükten kaldırılmasıyla onun

163 Heyet, a.g.e., s. 6. 164

Heyet, Meşrû’u Kânûni’l-ahvâli’ş-şahsiyye, s. 6.

165 Heyet, a.g.e., s.7. 166 Heyet, a.g.e., s.7.

167 Tüccar, Zülfikar, “ Ferrâ ”, DİA, XII, 406. 168

yerine yürürlüğe giren bir kanundur.169 Eserin birinci cildi 448, ikinci cildi 528, üçüncü cildi ise 350 sayfadan oluşmaktadır. İslâm hukuku nasıl beşeri kanunlarla şerh ediliyorsa bu eserde de beşeri kanunlar İslâm hukukuyla mukayese edilmektedir. Bu mukayeselerle İslâm hukukunun ayırıcı vasıfları ve üstünlüğü bütün açıklığıyla ortaya çıkmaktadır. Karşılaştırmalar aynı zamanda

İslâm hukukunun kuşatıcılığını, mantıkî uyumunu ortaya koymakta ve bazı pozitif hukukçuların

İslâm hukuku hakkındaki sorularına cevap teşkil edip onların tereddütlerini gidermektedir.170

5- Şerhu’l-Kavâ’idi’l-Fıkhiyye

Zerkâ’nın babası olan kitabın müellifi Ahmed ez-Zerkâ’ (1285-1357/1869-1938) Halep’te küllî kaide hocası idi. Bu kitabı, küllî kaideleri yirmi yılı aşkın bir süre okuttuktan sonra yazdı. Hatta kitap hakkında; “ Yirmi yılda sürekli ilave, düzenleme, tahkik ve tahrir edilerek telif edildi ” denilebilir. O kendini tamamen bu kitaba vermiş, kâideleri detaylı bir şekilde incelemiş, tekrar tekrar gözden geçirmiş ve düzeltmiştir. Bundan dolayı kitapta hatalar az, bozukluk ve düzensizlikler nadirdir. Eserin metinleri sağlam ve düzgündür.171

Önceden Mecelle kaidelerini şerh edenlerin tamamı bu kaideleri Mecelle’ye bir giriş mahiyetinde şerh ettiler. Zerkâ’nın babası Ahmed ez-Zerkâ ise bu kaideleri çok severdi. Bunun sonucu bunları geleneksel fıkıh konularına göre müstakil bir ders olarak Halep’te dini eğitim veren Nizâmiye okullarının programına koydurarak okutmayı üstlendi. Adı geçen okulda ve başka dini eğitim veren okullarda yirmi yıl boyunca bu kaideleri okuttu.172

Bu kaideler fıkhın bütün bölümlerinde yer alır, bunlara dayanılarak fer‘î meseleler çözülür, fer‘î olayların bu ilke ve illetlerle irtibatları kurulur. Bununla birlikte değişik bölümlerdeki fıkhî hükümlerle fıkhî kaidelerin birbirleriyle olan ilişkisi anlaşılmış olur.173 Ayrıca bu kitabı anlayarak okuyan kişi iyi bir fıkhî melekeye sahip olur, fıkhî meselelerin ele alınmasında izlenecek fıkhî düşüncenin sınırlarının ne olduğunu ve seyrini kavrar.174

Bu eser sadece önceki şerhlerdeki bilgileri seçip bir araya getirerek meydana gelmemiştir. Bunda uzun incelemeler sonucu diğer eserlerde bulunmayan istisnalar, fıkhî deliller ve münakaşalar da bir araya getirilmiştir. Babası bu kaideleri okutmaya başlayınca her okuduğunda karşılaştığı fer‘î olaylarla ilgili hükümleri kaidelerle ilişkilendiriyordu. Fer‘î meseleleri tarif

169 Ukayl, Abdullah, “Mevsûatü’l-İhvâni’l-müslimîn”, www. İkhwân.net /wiki /index.php.

170 “es-Sîratü’z-zâtiyye li’l-muhtefâ bih”, s. 10; Ebû Gudde, Abdü’s-Settâr, “Zerkâ’ ”, Mevsûatü’l-Arabiyye, X, s. 342;

Mekkî, “M. ez-Zerkâ’ el-Fakîhu’n-Nâbiğa”, s. 7.

171 Ebû Gudde, Abdülfettah, “Fakîhu’ş-Şâm Ahmed ez-Zerkâ’ ”, s. 27.

172 Zerkâ’,Mustafa , “Mukaddimetü’t-Tab‘ati’l-ûlâ”, Ahmed ez-Zerkâ’, Şerhu’l-kavâidi’l-fıkhiyye, s. 10. 173 Zerkâ’, Mustafa , “Mukaddimetü’t-Tab‘ati’l-ûlâ”, s. 10-11.

174

ediyor, illetlerini belirliyor, takyid ediyor, istisnalarını gösteriyor, benzer meseleler arasındaki farkları beyan ediyor, fukahânın farklı hükümler verdiği olayları naklediyor ve bunları fıkhî kaidelerle irtibatlandırıp aldığı kaynağı da zikrederek yazıya geçiriyordu.175

Ahmed ez-Zerkâ’ bu şerhi sürekli mütaala ettği ve ona ilaveler yaptığı için eseri ancak müsvedde olarak yazabilmiştir.176 Bu esnada oğlu Mustafa ez-Zerkâ‘ müsvedde kağıtları yenileme ve tashihte babasına yardım ediyordu. Bunlar temize çekilmeden dağınık müsvedde kağıtlar halinde kaldılar. Mustafa ez-Zerkâ‘’nın üzerinde ilmî, amelî ve vatanî olmak üzere birçok yük olduğu için bunları baskıya hazırlayacak vakti olmadı. Çünkü o zamanlar Suriye Fransız işgali altındaydı.177

Daha sonra Ahmed ez-Zerkâ’nın öğrencilerinden biri şerhin tam nüshasını istedi. Babası elindeki müsveddeleri ona vererek bundan iki nüsha hazırlamasını istedi. Bunlardan biri kendisinde kaldı diğerini de Ahmed ez-Zerkâ’ya verdi. Fakat bu nüsha rakam, işaret, fasıl ve konu başlıkları olmayan ve büyük hatalar ihtiva eden bir şekilde idi. Önemine uygun olarak tashih edilmesi gerekiyordu. 1960’lı yıllarda Mustafa ez-Zerkâ’öğrencisi Abdüssettar Ebu Gudde’den onu tashih etmesini istedi. Ebû Gudde zaman zaman Zerkâ’nın yanına gelerek zorlandığı konularda onun yardımın aldı ve birkaç yıl içinde şerhi tashih etti. Zerkâ’ babasının yazdığı ve kendinin de babasından ders olarak okuduğu Şerhu’l-Kavâ‘idi’l-fıkhiyye adlı bu eseri gerekli düzeltmeleri yaparak ve baş kısmına da el-Medhâl’indeki fıkhın küllî kaideler bölümünü ekleyerek yayıma hazırladı. Daha sonra kitabı İslâm hukukuna hizmet etmek, vefatından sonra da olsa babasının rüyasını ve arzusunu gerçekleştirmek amacıyla yayımladı.178

Eserin ikinci baskısı 1409/1989 yılında yapıldı, üçüncü baskısı da 1414/1993 yılında Dımaşk’ta Dâru’l-Kalem tarafından neşredildi.

Zerkâ’nın uzun hayatı boyunca yazdığı veya yazılmasına katkıda bulunduğu eserler yukarıda zikredilenlerden ibaret değildir. Onun kitap olarak kaleme aldıklarının tamamına yakını yayımlanmasına rağmen verdiği konferanslar ve özellikle de yazdığı makalelerin büyük bir kısmı neşredildikleri dergilerde kitap olmayı beklemektedir. Onların da kitap haline getirilmesiyle yeni eserlerinin ortaya çıkacağı muhakkaktır. Bu konuda öğrencisi Mecd Mekkî’nin aşağıda bahsedilecek olan çalışması önem arzetmektedir.

el-Fetâvâ adlı eserini derleyen Mecd Mekkî, Zerkâ’ya batılı ülkelerde yaşayan müslümanların sordukları soruları kendisinin konularına göre tasnif ettiğini ve bunları bir araya

175 Zerkâ’, “ Mukaddimetü’t-Tab‘ati’l-ûlâ” , s. 12-13. 176 “es-Sîratü’z-zâtiyye li’l-muhtefâ bih”, s. 10-11. 177 Zerkâ’, Mustafa , “Mukaddimetü’t-Tab‘ati’l-ûlâ”, s. 14. 178

getirerek “Fetâvâ’l-Muğteribîn” adını vereceği bir kitapta neşredeceğini belirtmektedir. Bunun yabancı ülkelerde yaşayan müslümanların karşılaştıkları durumları, çektikleri sıkıntıları, ve bu konularda Zerkâ’nın görüşlerini ortaya koyması açısından önemli olduğunu ifade etmektedir.179

Ayrıca o, Zerkâ’nın 1400/1980 tarihinde Mekke’de bulunan İslâm Fıkıh Akademesi’ne sunduğu “Sun‘î Döllenme, Tüp Bebek ve Bunların Dinî Açıdan Hükmü” adıyla sunduğu tebliği ve buna benzer günümüz meseleleriyle ilgili diğer araştırmalarını da“Buhûs Fıkhıyye fî Gadâya’s-

Sââti’l-Muâsıra”adıyla yayımlanacağını belirtmektedir. 180 Bahsedilen bu projeler henüz kitap haline getirilip yayımlanmamıştır.

179 Zerkâ’, el-Fetâvâ, s. 267, 269, (Dipnot: 1). 180

İ K İ N C İ B ÖLÜ M