• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. YAYA YOLLARINDA BİTKİLERİN KULLANIMI VE BİTKİSEL TASARIM İLKELERİ

4.2. Yaya Yolu Bitkisel Tasarım İlkeleri

4.2.2. Kentlerde Yaya Yolu Bitkilendirmesine İlişkin Temel İlkeler

4.2.2.1. Yaya Yolu Bitkilendirmesinde Bitki Türü Seçimi

Kent içi yol ağaçlandırılmalarında tür seçimi birçok faktöre bağlıdır. Örneğin, ağaçların açık mekanlar ve yapılara yakınlığı bakımından konumu, binaların ölçeği ve alanda mevcut bulunan diğer bitki türleri v.b.

Faktörlerin en önemlisi alanda daha önceden mevcut olan türlerin bilinmesi ve yeni tür seçiminin bu türlere göre yapılmasıdır. Çünkü, mevcut ağaç türleri o bölgede en iyi gelişebilecek türlerin belirlenmesi için iyi bir göstergedir. Rasgele yapılan tür seçimi yeni planlamayla eskisini birleştirmekte başarısız olacaktır.

Kent yollarında ağaç türü seçiminde dikkate alınması gereken özellikler şunlardır: 1) Kent yollarının ekolojik koşullarına uygun olabilecek türler olarak, öncelikle yoğun güneş ışımasına dayanıklı, orman ekosistemi koşullarından önemli farklılıklar gösteren açık alanların hızlı sıcaklık değişimlerine uyum sağlayabilen, humus bakımından fakir topraklarda yetişebilen ağaç türleri düşünülmelidir. Bu niteliklere ancak “öncü ağaçlar” olarak adlandırılan ağaç türleri sahiptir. Öncü ağaç türlerinden bazıları şunlardır: Ova akçaağacı (Acer campestre), dişbudak yapraklı akçaağaç (A.negundo), kokarağaç (Ailanthus altissima), kızılağaç (Alnus glutinosa), sarkık dallı huş (Betula pendula), adi çitlenbik (Celtis australis), gladiçya (Gleditsia triacanthos), yalancı akasya (Robinia pseudoacacia), sofora (Sophora japonica) (Aslanboğa, 1986).

2) Kentlerde seçilen türler o yörenin iklim ve toprak koşulları yanında kentin kendine has yetişme ortamına uygun bir tür olması esastır. Aksi halde iyi ve sağlıklı bir gelişme beklenemez. Örneğin; hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde iğne yapraklı türlerin kullanımı yanlıştır. Çünkü, iğne yapraklılar kirli havaya çok duyarlıdır. Bu tür yerlerde çınar yapraklı akçaağaç (Acer platanoides), yalancı çınar yapraklı

akçaağaç (A.pseudoplatanus), dişbudak yapraklı akçaağaç (A.negundo), dişbudak türleri (Fraxinus), at kestanesi (Aesculus), üvez (Sorbus aria, S.aucuparia), çınar (Platanus) ve ıhlamur (Tilia) türleri tercih edilebilir.

3) Uzun ve düzgün gövdeler oluşturan, tesisi kolay, uniform şekilli ve hızlı büyüyen fakat gevşek ve gevrek bir yapıya sahip olmayan türler yol ağaçlandırmaları için tercih edilmelidir. Örneğin, kavaklar hızlı büyür fakat kısa ömürlüdür.

4) Yol ağaçlarının taç yapısı itibariyle simetrik olan, şekil, büyüklük ve yapısı itibariyle göreceği fonksiyonlara ve ortama uygun, güzel görünümlü türler olmaları bu konuda tercih nedenidir. Oya ağacı, çiçek kirazı gibi mevsimlere göre değişen görünümleri, ıhlamur gibi değişik renkleri ve güzel kokuları, kızıl meşe, sığla, akçaağaç türleri gibi ilgi çekici çiçek ve meyveleri ile sonbaharda yaprak renklenmesi yapan ağaç türleri kent cadde ve sokaklarında çok etkili olur.

5) Seçilen türler; toza, yapı ve binaların yarattığı rüzgar koridorlarının söz konusu olduğu yerlerde şiddetlenen rüzgara dayanıklı olmalıdır. Bu konuda kuvvetli kök sistemine sahip türler tercih edilmekle beraber, yan köklenme yaparak kaldırımları ve beton kaplamaları tahrip edici nitelikte olmamaları, köklerinin drenaj kanallarını tıkamamaları ve dolayısıyla tesislere ve trafiğe zarar vermemeleri gerekir. Örneğin, kavak ve söğüt aşırı su isteklerinden dolayı bu tür zararlı etkilere sahip ağaç türleridir (Ürgenç, 1998).

6) Her türlü böcek ve mantar hastalıklarına dayanıklılık da aranan bir niteliktir. Özellikle kentlerdeki koşulların güçlüğü, toprak altındaki çeşitli tesislerin kök sahasında yarattığı problemler, çeşitli kazılar, kışın karlı havalarda yollara dökülen tuz v.b. maddeler, ağaçların diplerine bilinçsizce dökülen deterjanlı su benzeri kimyevi maddeler v.b. etkile, kentsel ekosistemin diğer zararlı etkileriyle birleşerek ağaçlarda gelişmeyi, çeşitli iç ve dış faktörlere karşı dayanıklılığı zayıflatır.

7) Deniz etkisi olan kesimlerde yol ağaçlarının tuzlu suların etkisi altında olmaları sebebiyle buralarda tuza dayanıklı örneğin iğde, akkavak, dişbudak gibi türler tercih edilmelidir.

8) Karın fazla etkili olduğu kentlerde dalları fazla gevrek olmayan ve kolay kırılmayan, aynı zamanda kışın yaprak döken ve yoğun tepeli olmayan türler seçilmelidir.

9) Seçilecek türler kök ve kütük sürgünleri oluşturmayan türler olmalıdır. Örneğin bu konuda ıhlamurlar bir hayli problem yaratır.

10) Dikilecek ağaçların yazın bol gölge etkileri olması da önemlidir. Seçilecek türlerin temiz tabiatlı türler olması, buna karşılık sık dal ve kabuk döken, ezilen dağılan meyvelere sahip türler olmamaları istenir. Gezinti yollarında atkestanesi gibi türlerin meyveleri de tehlikeli olabilir. Diğer taraftan, ilkbaharda dişi kavaklarda ve söğütlerde tohum dağılımı ve yazın çınarlardan saçılan tüylü tohumlar da uçuşarak insanları rahatsız etmekte, hatta alerji ve astıma neden olabilmektedir. Bu nedenle bu türler kent içindeki yollarda kullanılmamalıdır.

11) Yol ağacı olarak kullanılacak türler, mekanik zararlara (çarpma, sıyrılma v.b.) dayanıklı olmalı, aynı zamanda bu mekanik zararları ve yaraları kolay ve hızlı kapayabilen türlerden (çınar gibi) seçilmelidir (Ürgenç, 1998).

12) Ağaçlar, zaman zaman hızlı oluşan büyük sıcaklık değişimlerine, organik maddece yetersiz fakir topraklara, fazla güneşlenme etkilerine ve benzeri zor koşullara ayak uydurabilecek türler arasından seçilmelidir. Örneğin, kızılağaç (Alnus), yalancı akasya (Robinia), sofora (Sophora), ova akçaağacı (A.campestre), dişbudak yapraklı akçaağaç (A.negundo), çitlenbik (Celtis) gibi. Kuraklığa dayanıklı türler olarak da; adi servi (Cupressus), zakkum (Nerium), defne (Laurus), yalancı akasya (Robinia), kokarağaç (Ailanthus), iğde (Elaeagnus), dut (Morus) ve soğuk kurak yörelerde huş (Betula) düşünülebilir (Ürgenç, 1998).

13) Kent yollarına dikilen türlerden beklentiler kentlere göre büyük farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle, projenin özel koşullarına uyabilen, beklenen fonksiyonlara cevap verebilen türler seçilmelidir. Bu konuda cadde veya yolun niteliği, yolun konumu, genişliği, çevresindeki yapılar ve bunların yüksekliği, taşıt ve yaya trafiğinin yoğunluğu da dikkate alınmalıdır. Özellikle taşıt trafiğinin yoğun olduğu cadde ve yollarda aşağıdan itibaren çıplak gövde kısmı boylu olan ve fazla yan dallanma yapmayan piramit formlu türler seçilmelidir. Sokaklar ve dar caddeler için kısa boylu ağaçlar ve ağaçcıklar önerilir. Bunlar genellikle 5-10 m. boyundadır. (Ürgenç, 1998).

14) Seçilecek yerli ya da yabancı ağaç türlerinin yetişme ortamı istekleri, kentin içinde bulunduğu bölgenin genel ekolojik koşullarına uygun olmalıdır. Bölgesel ekolojik koşullara uygunluk yanında, hava kirliliği, yüksek sıcaklık, düşük bağıl

nem, az elverişli fiziksel ve kimyasal toprak özellikleri, mekanik baskılar gibi kentsel ortamlara özgü koşullara da mümkün olduğunca dayanıklı olmalıdır (Dirik, 1991). 15) Seçilecek ağaçların tipini, bakım istekleri ve kamunun güvenliğine ilişkin konular önemli ölçüde etkiler. Kamunun yararlandığı yerlere dikilecek ağaçlar, rüzgara dayanıklı olmalı, dal kırılmalarına maruz kalmamalı, sık sık budama gerektirmemeli, fazla ölü örtü oluşturmamalı, derin kökü olmalı, ciddi böcek zararlarına ve hastalıklara maruz kalmamalı, çok değişik toprak koşullarına, sulama rejimlerine ve hava kirliliğine toleranslı olmalıdır (Görcelioğlu, 1999).

16) Kentlerin kuru ve sıcak havalarında, suyun kıt olduğu kent yollarında yetişecek ağaç türlerinin kuraklığa dayanıklı olmaları gerekir (Aslanboğa, 1986).

Özetle seçilecek türlerde bulunması gereken özellikler şunlar olmalıdır:  İyi gelişen simetrik bir tepe

 Silindirik yerine göre uzun bir gövde

 İlkbaharda güzel bir çiçeklenme, sonbaharda güzel bir yaprak renklenmesi  Yaz boyunca yapraklı olma durumu ve bol gölge yapan güzel bir dallanma  Temiz yapı (dal, kabuk ve ezildiği zaman kaygan meyve ve tohum dökmemesi)  Budanmaya elverişlilik

 Orta büyüklük fakat uzun ömürlülük (çok hızlı büyüyüp kısa ömürlü olmamalı)  Böcek ve mantar zararlarına karşı dayanıklılık

 Kentlerin elverişsiz yetişme ortamı koşullarına dayanıklılık (Atay ve diğ., 1990). Bir kentin amaca uygun ağaçlarla başarılı bir şekilde planlanabilmesi için, kentin koşulları, kent ağaçları seçim ve dikiminin estetik ve pratik yönleri bilinmelidir. Planlamada başarılı olabilmek için tesis yerinin koşullarından başka, çeşitli ağaç türlerinin iklim, toprak isteklerinin, şekil, dallanma, yapraklanma, gölge yapma, büyüme, köklenme v.b. önemli özelliklerinin bilinmesi gerekir.

Ayrıca planlamada ağaçların bugünkü durumları değil, ileriki yıllarda alacakları durumlarının bugünden düşünülerek yerlerinin ve dikim aralıklarının ona göre belirlenmesi gerekir (Atay ve diğ., 1990).

Belirli bir yer ve fonksiyon için en uygun ağaç türü seçimi bir tasarımın niteliğini doğrudan etkiler. Ağaçlar mekanları belirler, ışığı düzenler, çevreyi yumuşatır ve mevsimleri yaşatır. Bu estetik özellikler farklı ağaç türleri arasında büyük ölçüde değişim gösterir. Bir ağaç tipinin seçiminde ağacın boyu ve yayılma genişliğine, ağacın görsel özelliğinden önce dikkat edilmesi gerekir. Örneğin, ağacın yerden olan dallanma yüksekliğinin araç yollarında en az 4,5 m. olması gerekirken, yürüme yollarında bu yükseklik 2,5-4,5 m. arasında olabilir (Şekil 4.38) (Seçkin, 1998).

Şekil 4.38. Kent ağaçlarında uygun dal yüksekliği (Seçkin, 1998). Küçük ağaçların (5-10 m. boyunda) alttan dallanmaları nedeniyle caddeler boyunca kullanılmaları büyük boyutlu gölge ağaçlarına nazaran daha fazla yer işgaline neden olur. Bu nedenle daha çok perdeleme gibi bazı fonksiyonları üstlenir ve alt tabaka ağaçları olarak kullanılır.

Kentlerde çok büyük açık alanlarda kullanılabilecek ağaçlar ise, olgun çağında 15-20 m.‟ye ulaşan büyük boyutlu kışın yaprak döken geniş yapraklı türler olmalıdır. Bu ağaçlar mekana güç ve canlılık katar ve boyut kazandırır (Şekil 4.39) (Seçkin, 1998).

Şekil 4.39. Büyük ve küçük boylu ağaçların mekan etkinliği bakımından karşılaştırılması (Seçkin, 1998).

Fanuscu (1998)‟ya göre yaya yollarında kullanılacak ağaç türleri şunlar olabilir: „Dar‟ yaya akslarında tepe taçları 5-10 m. arasında olan türler;

Cercis siliquastrum (Erguvan) Cytisus laburnum (Sarı salkım) Corylus colurna (Ağaç fındığı) Crateagus monogyna (Geyik dikeni) Hibiscus syriacus (Ağaç hatmi) Lagerstroemia indica (Oya ağacı) Laurus nobilis (Defne)

Ligustrum japonica (Japon kurtbağrı) Nerium oleander (Zakkum)

Prunus cerasifera „Atropurpurea‟ (Kırmızı erik) Robinia pseudoacacia „Umbraculifera‟ (Top akasya) Sorbus aucuparia (Dişbudak yaparaklı kuş üvezi)

„Orta genişlikteki‟ yaya akslarında tepe taçları 10-20 m. arasında olan türler; Acer negundo (Dişbudak yapraklı akçaağaç)

Acer platanoides (Çınar yapraklı akçaağaç) Acer saccharum (Şeker akçaağacı)

Acer saccharinum (Gümüşi akçaağaç) Albizzia jülibrissin (Gülibrişim) Catalpa bignonioides (Katalpa) Celtis australis (Adi çitlenbik)

Fraxinus angustifolia (Avrupa dişbudağı) Liquidambar styraciflua (Amerikan sığlası)

Koelreuteria paniculata (Güney kandili/ Sabun ağacı) Melia azederach (Tesbih ağacı)

Sophora japonica (Japon soforası)

„Geniş‟ yaya akslarında ise tepe taçları 20 m.‟den büyük ağaç türleri; Aesculus carnea (Kırmızı çiçekli atkestanesi)

Aesculus hippocastanum (Beyaz çiçekli atkestanesi) Ginko biloba (Mabet ağacı)

Liriodendron tulipifera (Lale ağacı)

Liquidambar styraciflua (Amerikan sığlası) Platanus acerifolia (Londra çınarı)

Platanus orientalis (Doğu çınarı) Quercus robur (Kızıl meşe)

Quercus palustris (Bataklık meşesi) Tilia cordata (Ihlamur)

Tilia tomentosa (Gümüşi ıhlamur) kullanılabilir (Fanuscu, 1998).

Yaya akslarının uygun yerlerinde çalılarla yapılacak bitkilendirmeler, aksı daha çekici hale getirir. Bu amaçla kullanılacak çalı türleri fazla boylanmayan ve herdemyeşil türler olmalıdır. Ayrıca renk, form, tekstür açısından ilgi çekici türlerin kullanımı istenen etkilerin yaratılmasını sağlayacaktır. Çiçekleri ilginç, farklı mevsimlerde farklı etkiler yaratabilecek, tekstür ve kokuları etkileyici olan perennial (çok yıllık) ve annual (tek yıllık) bitkilerle, yaya aksını estetik açıdan oldukça etkileyen cephe yeşillendirmelerinde sarılıcı ve tırmanıcı bitkiler kullanılabilir (Fanuscu, 1998).