• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 6. ĠSTANBUL’DAKĠ YAYA YOLU DÜZENLEMELERĠNĠN BĠTKĠSEL TASARIM AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

6.1. Bahariye Caddesi

6.1.1. Bahariye Caddesi’nin Konumu ve Genel Özellikleri

Kadıköy ilçesinin Moda, Küçükmoda ve Şifa arasında kalan semti olan Bahariye’nin adını, havası güzel olduğu için bir zamanlar piknik yeri olarak kullanılmasından aldığı söylenir. Bahariye, eskiden beri Kadıköy’ün sinemalar semtidir. Semtin can damarı olan ana caddenin adı eskiden Bahariye Caddesi iken, burada oturmuş bir emekli generalden ötürü şimdi adı ‘General Asım Gündüz Caddesi’dir (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 1, 1993) (Şekil 6.1).

Cadde, Altıyol’daki boğa heykelinden başlayarak yukarıya doğru çıkar ve Moda İlköğretim Okulu’na kadar uzanır (Şekil 6.2) (1/1000 ölçekli halihazır harita örneği için bkz. EK B-1).

Şekil 6.2. Bahariye Caddesi’nin konumu (1/5000 ölçekli halihazır harita örneği) (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2003a).

Cadde, üzerinde bulunan çok sayıda sinema, çeşitli mağazalar ve restoranları ile, ilçenin en önemli alışveriş ve kültür merkezlerinden birisidir. Bu nedenle, caddede yaya trafiği çok yoğundur. Özellikle hafta içi günlerde öğleden sonraları ve hafta sonunda artan kalabalık, Kadıköy Adliyesi’ne kadar devam eder. Bu cadde, insanların alışveriş ve kültürel aktiviteler yanında, hava almak, diğer insanlarla beraber olmak, etrafı seyretmek için çokça kullandıkları; bazen de iş ve okulları nedeniyle veya adliye, maliye gibi devlet dairelerine, dişçi ve doktor muayenesine gitmek amacıyla zorunlu geçiş yaptıkları bir caddedir.

Caddenin uzunluğu 1 km., genişliği 10-12 m.’dir. Söğütlüçeşme Caddesi’ni dik kesen cadde, 1992 yılına kadar araç ve yaya trafiğine hizmet etmiştir. Ancak, özellikle 1980’li yıllardan sonra araç trafiği ile yaya trafiği birbirine karışmış, içinden çıkılmaz bir hal almıştır. İnsanlar rahat bir şekilde yürüyemez duruma gelmişlerdir. Bahariye Caddesi, 1992 yılında Söğütlüçeşme Caddesi’ni kesen noktadan (Altıyol) Nevzemin Sokağı’na kadar araç trafiğine kapatılmıştır. Yolun bu sokaktan Moda İlköğretim Okulu’na kadar olan kısmı tek şeritli araç trafiğine açık bırakılmıştır.

İstanbul’un simgelerinden biri olan ve 1961 yılında Avrupa yakasından, 1966 yılında da Anadolu yakasından kaldırılan tramvay, İstiklal Caddesi’nden sonra Bahariye Caddesi’ne geri gelecektir. 25 yıllık bir aradan sonra İstiklal Caddesi’ne dönen nostaljik tramvayın bir benzeri olan ve günde yaklaşık 10 bin kişiyi taşıyacak olan tramvay, Kadıköy Meydanı’ndan hareket edip, otobüs özel yoluyla Bahariye Caddesi’ni takip edecek ve Moda Caddesi üzerinden tekrar Kadıköy Meydanı’na gelecektir (İstanbul Bülteni, 2003).

Caddenin yol düzenleme çalışmaları iki aşamada gerçekleştirilmiştir:

1. Nevzemin Sokağı’na kadar birinci kısım 1992-1994 yıllarında yapılmıştır.

2. Nevzemin Sokağı’ndan caddenin sonuna kadar ikinci kısım 1996-1997 yıllarında yapılmıştır (Yılmaz, 1998).

Bu araştırmanın amacı doğrultusunda, caddenin yalnızca yayaların kullanımına açık olan birinci kısmı, yani Nevzemin Sokağı’na kadar olan bölümü incelenecek ve değerlendirilecektir. Bu kısmın uzunluğu yaklaşık 315 m.’dir (Şekil 6.3).

Şekil 6.3. Bahariye Caddesi’nin yayalaştırılmış bölümü (İstanbul Şehir Rehberi, 1998).

6.1.2. Bahariye Caddesi’nin Bitkisel Tasarım Ġlkelerine Göre Değerlendirilmesi Bitkilendirme, ‘görsel’ ve ‘işlevsel’ kullanımlar açısından değerlendirilirse; görsel kullanımlar (tamamlama, birleştirme, vurgulama/odak noktası oluşturma, fon oluşturma, yumuşatma, manzara çerçeveleme) açısından; bitkilendirmenin herhangi bir pozitif etkisinin olmadığı, bitkilerin bu tür kullanımları düşünülmeden rasgele seçildiği izlenimi uyandırdığı söylenebilir. Örnek olarak; bitkilerin birleştirici

özelliği olan, çevredeki yapıların karmaşasını giderip görsel bütünlük sağlama açısından herhangi bir olumlu etkisinin bulunmadığı, tam tersine bitkilerin karmaşa

yarattığı gözlenmektedir (Şekil 6.4).

Şekil 6.4. Görsel bütünlük sağlayamayan bitkilendirme (Orijinal).

İşlevsel kullanımlar (mekan oluşturma, perdeleme, mahremiyet sağlama, yönlendirme, iklimsel ve çevresel konfor sağlama) açısından ise; boylu ve geniş tepe taçlı ağaçların caddede bulunmaması, daha çok orta boylu, herdemyeşil ve piramit formlu ağaçların, küçük çalıların olması mekan oluşumunun yetersiz kalmasına neden olmuştur. Caddede perdelenmesi gereken herhangi bir görünüm veya mahremiyet sağlanmasına ihtiyaç bulunmadığından, bitkiler bu amaçla kullanılmamıştır.

Yönlendirme işlevi, bitkilerin caddede yürürken görüşü engellemesi söz konusu olduğundan, bu cadde için son derece yetersiz görülmüştür. Son olarak, iklimsel ve çevresel konfor sağlama açısından, caddenin iki tarafında binaların bulunması yaz-kış güneş almasını engellese de, bitkiler, yazın gölge sağlaması açısından yeterli görülmüştür (Şekil 6.5).

Şekil 6.5. Gölge sağlama açısından yeterli görülen bitkilendirme (Orijinal).

Caddede bulunan bitki türleri ele alınırsa; girişteki üç kademeli büyük süs havuzunun etrafında bulunan bitkiler; Morus alba pendula (Sarkık dut), Cortaderia selloana (Saz), Cotoneaster cornibia (Herdemyeşil kotoneaster), Pyracantha coccinea (Ateş dikeni), Yucca filamentosa (Avize çiçeği), Draceana indivisa, Euonymus spp. (Taflan türleri), Phoenix canariensis (Hurma), Hedera spp. (Orman sarmaşığı türleri), erik ve kiraz ağaçlarıdır. Ancak, havuz kenarında, yaprak dökerek suyu kirleten ağaçların kullanılması yanlıştır. Ayrıca, sarkık dutlar yakın aralıklarla dikilmiş ve budamaları iyi yapılmadığından biçimsiz büyüme göstermişlerdir (Şekil 6.6).

Şekil 6.6. Havuzun çevresindeki yanlış bitkilendirme (Orijinal).

Girişteki havuzun en üst kademesinin önünde kontrolsüz biçimde büyüyen taflanlar, havuzun, özellikle fıskiyenin görünümünü engellemektedir (Şekil 6.7). Bu bakımdan, gerek konumu gerekse tür seçimi açısından yanlış bir bitkilendirme yapıldığı söylenebilir.

Şekil 6.7. Girişteki süs havuzunun görünmesini engelleyen bitkiler (Orijinal).

Cadde boyunca ayrılan yeşil alanlardaki ve diğer süs havuzunun çevresindeki bitki türleri şu şekilde tespit edilmiştir: Albizzia jülibrissin (Gülibrişim), Berberis juliana, Cedrus atlantica glauca (Atlas sediri), Cedrus deodara (Himalaya sediri), Chamaecyparis lawsoniana (Lawson yalancı servisi), Euonymus spp. (Taflan türleri), Forsythia x intermedia (Altınçanı), Juniperus spp. (Ardıç türleri), Laurus nobilis (Defne), Ligustrum japonica (Ağaç ligustrum), Phoenix canariensis (Hurma), Picea orientalis (Doğu ladini), Picea pungens glauca (Mavi ladin), Thuja occidentalis (Batı mazısı), Pittosporum tobira (Bodur pitosporum) ve P.tobira nana (Boylu pitosporum), Prunus cer. pissardii nigra (Süs eriği) Pyracantha coccinea (Ateş dikeni), Mahonia aquifolium (Sarı boya ağacı), Nerium oleander (Zakkum), Ilex aquifolium aurea, Salix babylonica (Salkım söğüt), Laurus nobilis (Defne), Viburnum tinus (Herdemyeşil kartopu), şeftali, erik, kiraz, ayva, incir.

Ağaçların özellikleri ise şöyledir: Mavi ladin (Picea pungens glauca) ve doğu ladinleri (Picea orientalis) yeşil bantların kenarlarına yakın dikildiğinden, dolaşan insanların çarpmaları nedeniyle zarar görmektedir. Ayrıca, mavi ladinler oturma elemanlarına çok yakın dikildiğinden, insanları rahatsız edebilmekte ve rahat gelişecekleri genişlikte alan bulunmamaktadır (Şekil 6.8).

Yalancı serviler (Chamaecyparis lawsoniana) iyi gelişmiştir ve boyları 5-6 m. uzunluğundadır. Mazılar (Thuja occidentalis) ise iyi gelişme gösterememiştir. Gülibrişimler (Albizzia jülibrissin) 2,5-3 m. boyunda olup, 1,5-2 m. aralıklarla dikildiklerinden birbirinin içine girmiştir (Şekil 6.9).

Şekil 6.8. Mavi ladinin hatalı dikim yeri (Orijinal).

Şekil 6.9. Birbirlerine çok yakın dikilmiş gülibrişim ağaçları (Orijinal).

Hurmalar (Phoenix canariensis), çok fazla sayıda ve çok büyük olmaları bakımından caddenin en belirgin türüdür. Tepe çapları 4-5 m.’ye, gövde çapları 1-1,5 m.’ye kadar ulaşmış olan hurmalar, tekli, ikili ve üçlü gruplar halinde 1,5-2 m. aralıklarla dikilmiştir. Yer seçimleri yanlış yapıldığı için, bazı yerlerde mağazaların önünü neredeyse tamamen kapamışlardır (Şekil 6.10-6.11).

Dağınık bir şekilde bulunan hurmaların caddeye gereğinden fazla tropik hava kazandırdığı söylenebilir. Ayrıca, bu ağaçların bakımı da ihmal edildiğinden, alt dalları, yürüyen veya banklarda oturan insanları rahatsız edecek kadar aşağıya eğilmiştir.

Şekil 6.10. Caddede çok sayıda bulunan hurma ağaçları (Orijinal).

Şekil 6.11. Mağazanın önünü kapayan hurmalar (Orijinal).

Caddenin birinci kısmında, herdemyeşil ağaç ve çalılar ağırlıklı olarak kullanılmıştır. İlk göze çarpan, ağaçların dikim aralıklarının birbirlerine çok yakın olduğu ve bakım tedbirlerinin yetersiz olduğudur. Ayrıca, birkaç meyve ağacı dışında çiçek açan, renkli bitki hemen hemen yoktur. Bu bakımdan, bitkilendirmenin ilginç veya hareketli olmadığı, tam tersine çok sayıda ve birbiriyle uyumlu olmayan bitkinin birbirine yakın dikilmesiyle karmaşa yarattığı gözlenmiştir (Şekil 6.12).

Bitkilendirmenin kent mobilyaları ile ilişkisi de tasarım açısından önemlidir. Bu bakımdan, caddedeki kent mobilyalarını incelersek; tasarım açısından yeşil alanlarla tam bir uyum sağlayamadıkları görülmüştür. Örneğin, oturma elemanları ve çöp kutularının renkleri itici bir mavidir. Bu rengin, çevredeki bitkisel elemanların yeşilinin yanında çok göze çarpıcı ve rahatsız edici olduğu söylenebilir (Şekil 6.13).

Şekil 6.13. Oturma elemanlarının çevredeki bitkisel elemanlara uygun olmayan rengi (Orijinal).

Kent mobilyalarının konumları ise yayaların yürüyüşüne engel oluşturmamaktadır. Ancak, bazılarının bitkilerle çok yakın konumlandırıldığı görülmüştür. Örneğin, aydınlatma elemanlarıyla ağaçların birbirlerine uzaklıkları bazı yerlerde iyi ayarlanamamıştır (Şekil 6.14).

Çöp kutularının konumu ise genellikle aydınlatma elemanlarının yakınındadır. Aydınlatma elemanları, mağazaların önlerinde 10 m. aralıklarla yerleştirilmiştir. Sokak girişlerinde özel bir ağaçlandırma yapılmamış, işaret levha ve tabelalarıyla girişler belirtilmiştir. Aydınlatma elemanları ve işaret levhaları, yürüyen insanların dolaşımını engellememektedir (Şekil 6.15).

Şekil 6.15. Kent mobilyalarının yaya dolaşımını engellemeyen konumu (Orijinal). Caddenin yayalaştırılan kısmında iki adet süs havuzu vardır (Caddenin ilk yapımında üç adet havuz varken daha sonra Nevzemin Sokağı’na yakın olan üçüncü havuz kaldırılmıştır). Opera Onur Çarşısı’nın önündeki ikinci havuzun çevresine de çeşitli ağaçlar ve çalılar dikilmiştir. Ancak, girişteki havuzdakine benzer şekilde, başarısız ve zayıf bir bitkilendirme yapılmıştır (Şekil 6.16).

Cadde boyunca yer alan yeşil alanlar, mekanik zararlardan korunması amacıyla demir parmaklıklarla çevrilmiştir (Şekil 6.17).

Şekil 6.17. Yeşil alanları çevreleyen demir parmaklıklar (Orijinal).

Caddedeki döşeme elemanları dikkat çekicidir. Özellikle oturma alanlarının bulunduğu kısımlarda granit parke ile daire şeklinin oluşturulması, mekan oluşumunu desteklemesi açısından başarılıdır. Buna benzer şekilde, caddenin girişinde de yukarıya doğru çıkan insanları davet edici şekilde, döşeme elemanları ile çeşitli desenler oluşturulmuştur (Şekil 6.18).

Şekil 6.18. Caddenin girişindeki döşeme elemanlarının deseni (Orijinal).

Genel bir değerlendirmeyle, caddenin bitkilendirmesinde kullanılan türlerin seçiminin yanlış olduğu ve caddede bitkisel materyal açısından bir karmaşanın olduğu, bitkilerin çeşitliliğinin farklılık ya da ilginçlikten çok karmaşa yarattığı

söylenebilir. Bitkiler, görsel ve işlevsel kullanımlar açısından irdelendiğinde ise; caddede orta boylu ağaç kullanımının az olmasından dolayı mekan etkisinin yetersiz olduğu söylenebilir. Yeşil bantların yarattığı yeşil doku etkisi yerine, ağaçların kullanımıyla daha işlevsel bir düzenleme yapılabilirdi. Ayrıca, caddenin bakımı konusunda eksiklikler göze çarpmaktadır. Hem bitkisel elemanların budama, gübreleme v.b. bakımları hem de yaya yolunun temizliği konusunda yetersiz kalındığı düşünülmektedir.

Sonuç olarak, Bahariye Caddesi, bitkisel tasarım açısından başarılı değildir. Bu konuda; bitkilendirmenin düzensiz olması, çok sayıda ve birbiriyle uyumsuz bitki türlerinin yan yana bulunması, bitkilerin ileriki yıllarda alacakları boyutlar dikkate alınmadan tür seçimi yapılmış olması nedeniyle bitkilerin tüm caddeyi kaplaması, bitkilerin birbirine çok yakın dikilmiş olması nedeniyle sıkışmış ve gelişimlerinin kötü olması, bakım tedbirlerinin yetersiz olması gibi bir çok olumsuz faktörün etkili olduğu söylenebilir. Oldukça yoğun kullanıma sahip caddede, daha sade ve işlevsel bir bitkisel tasarım yapılması çözüm olarak düşünülebilir.