• Sonuç bulunamadı

Uzlaşmanın temel ilkeleri ile süreç içerisinde tarafların sahip olacakları temel haklar düzenlenmiştir. Uygulamanın temel ilklerinin belirlenmesi uygulamanın kullanılabilmesi için temel parametreleri belirlemek ve katılan kişilerin uygun yasal güvenceye sahip olmalarını güvence altına almak amacı taşımaktadır. Ülkemizde uzlaşmanın sahip olması gerekli temel ilkeler yönetmelik ile düzenlenmiş olup aşağıdaki şekilde sayılabilir.

1. Gönüllülük

Taraflar arasında uzlaştırmanın ancak özgür iradeleri ile rıza göstermeleri halinde gerçekleştirileceği ve sürecin herhangi bir aşamasında bu iradenin geri alınabileceği kabul edilmiştir.187 Uzlaşma sürecinin başlaması tarafların gönüllü olmasına bağlı olmalıdır. Tarafların süreç boyunca da sürecin devamı konusunda özgür iradelerin bulunması gerekmektedir.

R (99) 19 sayılı tavsiye kararında arabuluculuğa başvurma konusunda anlaşmadan önce tarafların hakları, arabuluculuk usulünün yapısı ve kararlarının muhtemel sonuçları hakkında tam olarak bilgilendirildikten sonra arabuluculuğa gitmek konusunda kararı özgür iradeleri ile vermeleri gerektiği düzenlenmiştir. Taraflardan ne mağdurun ne de failin arabuluculuğu kabul etmeleri için hukuka aykırı yollarla ikna edilmemesi gerektiği açıklanmıştır. (md.9-10) Arabuluculuğa katılan taraflardan herhangi birisinin süreci anlamaya muktedir olmadığı hallerde

186 Özbek , Mustafa, 2009, s.767.

ise arabuluculuğun sürdürülmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen temel ilkelerde ise bu hak sürece katılmama hakkı olarak adlandırılmış; tarafların onarıcı uygulamaya katılmaya veya onarıcı sonuçları kabul etmeye adil olmayan bir biçimde zorlanamayacağı belirtilmiştir. Süreç sonucu varılacak anlaşmalara tarafların gönüllülük temelinde varmaları gerektiği kabul edilmiştir.

Yönetmelikte, gönüllük prensibi düzenlenirken bir taraftan da uzlaşma anlaşmasının onaylanması sırasında bu prensibe bağlı kalınıp kalınmadığının araştırılması gerektiği düzenlenmiştir.188 Tarafların uzlaşma müzakerelerine aktif katılımı aranmakta, taraflar teklifle başlayan tüm süreç boyunca iradeleri üzerinde herhangi bir baskı olmaması aranmaktadır.

Ülkemizdeki yasal düzenlemede tarafların özgür iradelerinin sürecin her aşamasında aranması gerektiği kabul edilmişse de uygulamada genellikle teklifin yapılması şekline, teklifin içeriğine, teklife cevap süresinin ve tarafların uzlaşma teklifini değerlendirilebilmesi için tanınan sürenin yeterli olmayışına ve süreç içerisinde tarafların hukuki yardım alma hakkını kullanılamamasına bağlı olarak gerçekleşmediği görülmektedir.189

2. Bilgilendirilme Hakkı

Uzlaştırma sürecine başlanmadan önce tarafların hakları, uzlaşmanın mahiyeti ve verecekleri kararların hukuki sonuçları hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir.190

Ceza soruşturması başladığında, failin, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ne ile suçlandığını; soruşturmaya konu maddi olayın ne olduğu ve bu olayın hukuki nitelenmesinin nasıl yapıldığını bilmesi gerektiği şeklindeki evrensel ceza yargılaması kuralı uzlaşma açısından da gereklidir. Faile ne için

188

Çetintürk Ekrem, 2009, s. 526.

189Çalışma kapsamında dosya tarafları ile gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlarda tespit edilmiştir.

suçlandığı, tarih, yer, mağdur gibi somut bilgiler verilerek savunma hakkını kullanmasına imkan verecek şekilde yapılmalıdır. Faile uzlaşma teklifi yapılırken, soruşturmaya konu suçlama açıklanan kapsamda yapılırken aynı zamanda failin hukuki terimlere yabancı olduğu gözetilmelidir.191

Mağdur haklarının korunması yolunda yapılan çalışmalar sonucu, ceza yargılamasında sanık hakları odaklı yaklaşım değişime uğramış, mağdur hakları bakımından denge sağlanmış ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. maddesi ile mağdur hakları düzenlenmiştir. Yeni düzenleme öncesi düzenlemede mağdurun anlayacağı bir dilde haklarının açıklanması, suç hakkında sanığa verildiği şekilde ayrıntılı bilgi verilmesi yönünde bir yükümlülük bulunmamaktaysa da artık mağdura haklarının hatırlatılması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, haklarının hatırlatılmaması Yargıtay tarafından da bozma sebebi olarak kabul edilmiştir. 192 Bu bağlamada uzlaşmada da mağdura anlayacağı bir dille soruşturmanın durumu, uzlaşma süreci esnasında uğrayacağı seyir, uzlaşma sürecinde sahip olacağı haklar, uzlaşma sağlanması ve sağlanamaması haline bağlanan yasal sonuçlar, soruşturmanın ayrıntısı hakkında bilgilendirmenin yapılması gerekmektedir.193

Taraflara Türkçe bilmemeleri veya engelli olmaları halinde tercümandan yararlanması sağlanacaktır.194 Birleşmiş Milletler Temel İlkelerinde de bu temel ilke tarafların tümüyle bilgilendirilme hakkı olarak adlandırılmıştır. Onarıcı adalet uygulamalarına katılmaya karar vermeden önce tarafların hakları konusunda, sürecin doğası ve kararlarının olası sonuçlarıyla ilgili olarak bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca temel usüli teminatların arabuluculukta uygulanması gerekliği; özellikle, taraflar yasal yardım alma ve gerekli olduğu takdirde çeviri/açıklama hakkına sahip olması önerilmiştir.

191

Kaymaz, s. 211.

192 Yargıtay 2 Ceza Dairesi, 28.05.2007, 4231/7618. 193 Kaymaz, s. 214.

3. Temel Hak ve Hürriyetlere Uygunluk

Uzlaştırma tarafların temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak, menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülecek195 uzlaştırmaya katılan taraflar müzakereler sırasında, kanunun tanıdığı temel güvencelere sahip olacaklardır. 196

Bu ilke ile süreç boyunca İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesinin gereklerine saygı duyulması garanti altına alınmıştır. Tarafların Anayasal haklarına ve diğer yasalarca korunmuş konusu ceza yargılaması olsun olmasın tüm haklarına süreç boyunca güvence sağlanmıştır. Şüpheli süreç boyunca ceza yargılamasının temel kurallarından olan masumiyet karinesinden yararlanacak uzlaşmaya katılması suçu kabul ettiği anlamına gelmeyecektir. Bu ilke gereği uzlaşma sonucu yapılacak anlaşmalar makul ve orantılı olacak taraflara insan hasiyetine yakışmayacak yükümlülükler yüklenemeyecektir. Ceza yargılamasının tüm aşamalarında olduğu gibi tarafların uzlaşma sürecinde de avukat yardımından yararlanma hakkı bulunmaktadır. Tarafların avukat tutabilme gücüne sahip olamaması halinde avukatlık giderlerinin adli yardım çerçevesinde karşılanması gerekmektedir.

Bu ilke R (99) 19 sayılı tavsiye kararı ve Birleşmiş Milletler tarafından sayılan temel ilkeler arasında da yer almaktadır.

4. Tarafların Bireysel Durumların Gözetilmesi

Yönetmelik ile uzlaşma sürecinde tarafların yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu gibi faktörler ile ilgili belirgin farklılıkların göz önüne alınacağı kabul edilmiştir. 197 Temel ilkeler başlığı altında düzenlenen bu madde sadece müzakere sürecini değil tüm uzlaşma sürecini ilgilendirmektedir. Uzlaşma sürecinin uzlaşma teklifi ile başladığı andan uzlaşma konusu edimin yerine getirileceği ana kadar önem taşımaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık

195Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, md. 5/2. 196Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, md. 5/3. 197Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, md. 6.

nedeni ile bir güç dengesizliğinin ortaya çıkmış olabileceği gibi, tarafların toplumsal konumlarından, cinsiyetlerinden, yaşlarından, ekonomik ve sosyal durumlarından kaynaklı eşitsizlikler ortaya çıkmış olabilir. Süreç boyunca bu eşitsizliklerin iyi değerlendirilmesi ve sürecin aşamalarının bu eşitsizlikler gözetilerek tasarlanması gerekmektedir. Örneğin; teklifin taraflara eğitim seviyeleri ile doğru orantılı olarak anlayabilecekleri bir dil kullanarak yapılması gerekmektedir. Müzakere aşamasında ise arabulucunun görüşme yeri ve zamanını belirlerken mağdurun kendini güvende hissedeceği bir yer olmasına özen göstermesi gerektiği yine bu ilkenin gereğidir. Suça sürüklenen çocuklar yine aynı ilke gereği velilerinin yardımı alma hakkına sahip olmalıdırlar.

R (99) 19 sayılı tavsiye kararında arabuluculuk sürecinde tarafların bireysel durumlarının ele alınması gerektiği belirtilmiştir. Arabuluculuk süreci boyunca davadaki vakıaların ile birlikte tarafların ihtiyaçlarını ve isteklerinin esas alması gerektiği kabul edilmiştir. Arabulucunun tarafların onurlarına her zaman saygılı olmasının ve tarafların birbirlerine karşı saygılı davranmalarının sağlaması gerektiği söylenmiştir. Bu ilke kapsamında arabulucu, arabuluculuk için güvenli ve rahat bir ortam sağlamaktan sorumlu olacak ve süreç boyunca tarafların incinme ve zarar görme olasılığına karşı hassas davranacaktır.