• Sonuç bulunamadı

1. Genel

Çalışmanın önceki bölümlerinde onarıcı adalet anlayışından, bu anlayışın köklerinden, temel ilkelerinden, onarıcı değerlerden ve onarıcı sürecin amaçlarından bahsedilirken onarıcı adalet yaklaşımının genellikle ceza adalet sistemine bir alternatif değil bir tamamlayıcı olarak kabul edildiği üzerinde durulmuştur. Onarıcı yaklaşımının dünya üzerindeki çeşitli uygulamalarında, ceza adalet sisteminin farklı aşamalarında kullanıldığı görülmektedir. Onarıcı süreç bazen uyuşmazlık ceza adalet sistemi içine alınmadan bazen ceza yargılaması sırasında bazen de mahkumiyet sonrasında uygulanabilmektedir.74

Onarıcı programlar, ceza adalet siteminin hangi aşamasında kullanılacağı, nasıl ve ne şekilde yönetileceği, katılımı teşvik edilen tarafların kimler olacağı ve temel yaklaşımın hangi ilkelerini ön plana çıkaracağına göre farklı şekillerde tasarlanmaktadır. Programlar arasındaki çeşitlilik ortak özelliklerin arka plana atıldığı anlamına gelmemektedir. Önceki bölümlerde de bahsedildiği gibi onarıcı adalet belirli bir program şekli olmaktan çok bir dizi temel prensip etrafında şekillenmiş esnek ve yaratıcı uygulamalar bütünüdür. Dünya üzerindeki mevcut programların çeşitliğine rağmen uygulamaların tamamında mağdurun zararın telafisi, fail tarafından suçun sorumluluğunun üstlenilmesi, mağdurun rolünün güçlendirilmesi, desteklenmesi ve duygularını ifade etmesi için çeşitli fırsatlar yaratılması ve kaybettiği gücün yeniden kazandırılması, failin zararı telafi

74Elveriş, İdil, “Arabuluculuk Merkezleri için bir Başlangıç Rehberi”, Jahic, Galma ve Yeşiladalı, Burcu (Derleyenler), Onarıcı Adalet, Mağdur-Fail Arabuluculuğu ve Ceza Davalarında Uzlaşma:

edilmesi için desteklenmesi, toplum ile bütünleşmesinin sağlanması amacı ortaktır.

Onarıcı adalet farklı pek çok programda uygulama alanı bulmaktadır. Çeşitli ihtiyaçlar gözetilerek tasarlanmış çok sayıda onarıcı adalet uygulamaları mevcuttur. McCold tarafından mevcut programlar onarıcılık kabiliyetlerine göre sınıflandırılmıştır. Çemberler, aile grup konferansları ve toplum konferansları tam onarıcı programlar, mağdursuz konferanslar, uzlaştırma, mağdurun tazmini, mağdur desteği programları çoğunlukla onarıcı, fail aile hizmetleri, aile merkezli toplumsal çalışmalar, suç tazmini ve mağdur hizmet programları, tamir kurulları, genç yardım panelleri, toplum hizmet programları da kısmen onarıcı programlar olarak sınıflandırılmıştır.75 Bazemore ve Griffiths tarafından ise onarıcı programlar çemberler(circles), mağdur fail arabuluculuğu(victim-offender

mediation), aile grup konferansları(conferances) ve onarıcı toplum kurulları(community reparative boards before which offenders appear) olarak dört geleneksel model altında sınıflandırılmıştır.76

Bu çalışmada mağdur-fail arabuluculuğu konferanslar ve barış çemberleri adıyla anılan modeller temel onarıcı adalet modeller olarak incelenecektir. Sayılan bu modellerin hemen hepsi ortak yöntemler kullanılmaktadır. Bu modellerin dahi farklı bölgelerde farklı uygulamalarına rastlanılmakta ise de bu modeller en yaygın olarak kullanılan modeller olma özelliği taşımaktadırlar.

2. Mağdur Fail Arabuluculuğu

Mağdur-fail arabuluculuğu, eğitimli arabulucular tarafından kolaylaştırılarak mağdur ve fail arasında gerçekleştirilen taraflarca suçun sonucunun tartışıldığı ve suçun gelecekteki etkilerinin karar bağladığı bir

75 Bazemore, Gordon ve Dooley, Michael, 2001, s. 111. 76

Bazemore, Gordon ve Taylor Griffiths, Curt “Conferences, Circles, Boards and Mediations: The ‘New Wave’ of Community Justice Decisionmaking”, McLaughlin, Eugene, Fergusson, Ross, Hughes, Gordon ve Westmarland, Louise (Derleyenler), Restorative Justice Critical Issues. London, UK: SAGE in Association with The Open University, 2003, s. 25.

görüşmedir.77 Mağdur-fail arabuluculuğu programları ilk ortaya çıkan onarıcı adalet girişimleridir.78

Modern ceza adalet istemi içerisinde bu kurum ilk defa 1970’li yılların başında Kanada’da “Kirtchener Deneyi” adıyla anılan deneyim çerçevesinde kullanılmıştır. Şartlı tahliye memuru başkasının malına zarar verme suçunu işlemiş olan yaşları küçük iki suçluyu zarar verdikleri kişi ile karşı karşıya getirmiş ve zararın tazmin şeklini aralarında görüşerek halletmelerini sağlamıştır. Taraflar bir arabulucunun yardımıyla bir araya gelmiş ve yapılan görüşmeler sonucunda altı ay içinde tazmin konusu çözüme kavuşturulmuştur. Ardından Kilise ve Kanada Hükümetinin mali yardımları ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile sistematik bir şekilde uygulanmaya başlanmış ve geliştirilerek bir mağdur-fail arabuluculuğu programı haline getirilmiştir. 79

Mağdur-fail arabuluculuğu için geliştirilen çeşitli projelerin öncelikli amaçları toplumdaki suçların azaltılmasını sağlamak için faydalı bir yöntem aramak olmuştur. Geliştirilen programlar çerçevesinde mağdur ve fail mevcut zararın tazmin ve telafisi üzerinde bir uzlaşmaya ve anlaşmaya varmaya gayret etmeleri için üçüncü bir kolaylaştırıcı kişi yardımı ile biraraya getirilmiş ve çözülmesi gereken bir uyuşmazlık olarak suça çözüm aranmıştır.80

Mağdur-fail arabuluculuğu programlarının temelinde bir yandan suç mağdurlarının ihtiyaçlarına odaklanmak yatarken diğer yandan da faillerin suçlarından dolayı sorumlu tutulmalarını güvence altına almak yer almaktadır.81 Mağdur fail arabuluculuğunun öncelikli amacı, failin davranışı nedeni ile zarar

77Umbreit, Mark S., Victim Sensitive Victim Offender Mediation Training Manual. Saint Paul, MN: Center for Restorative Justice & Mediation, 1998/2006, s. 5.

78 Dandurand, Yvon Griffiths, Taylor, Curt ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu (United Nations Office on Drugs and Crime/UNODC), 2006, s. 17.

79Peachey, Dean E., “The Kitchener Experiment”, Wright, Martin ve Galaway, Burt (Derleyenler),

Mediation and Criminal Justice: Victims, Offenders and Community. London, UK: Sage, 1989, s.

14-26.

80Peachey, Dean E., 1989, s. 14-26.

81Dandurand, Yvon Griffiths, Taylor, Curt ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu (United Nations Office on Drugs and Crime/UNODC), 2006, s. 17.

gören mal varlığının; psikolojik yaralanmanın; incinmenin; kaybolan güvenlik, saygınlık ve adalet duygusunun yeniden kazandırılması ve zedelenen sosyal desteğin onarılması82 için mağdur-fail arasında yeniden bir uzlaşmanın meydana getirilmesidir.

Mağdur fail arabuluculuğunu tarafları bir araya getirme, mağdurun sürece etkin olarak katılmasını sağlama, mağdurun geleneksel ceza yargılamasında cevaplarını asla bulmayacağı sorularını sorma ve yaşadıklarını anlatma fırsatı tanıdığı için mağdurun kaybettiği gücü geri kazanmasını sağlayacaktır. 83 Fail, gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde davranışının zarara neden olduğunun farkına varacak ve yaptığı haksızlığı düzeltmek için sorumluluk üstlenecektir. Günümüz ceza yargılamasında yaptığını inkar etme yolunu seçen fail bu uygulamada kendisine mahcubiyet ve pişmanlığı ifade edebileceği ve sıkıntılarını hafifleteceği bir yol bulabilecektir.84 Fail, bu model sayesinde davranışının bütün sebeplerini, koşullarını anlatma ve pişmanlığını ifade etme fırsatına sahip olacaktır.85 Bu yolla suçun altında yatan çeşitli nedenler ortaya çıkacak ve bu suçla mücadelede veri olarak kullanılması mümkün olabilecektir.

Mağdur fail arabuluculuğunda taraflar arabulucu yardımıyla çatışmayı çözebilmek için işbirliği içinde hareket edecek, kendilerini ilgilendiren suç ile ilgili olarak adalete ulaşmak için kendi yaklaşımlarını geliştireceklerdir. Görüşmeler mağdurun maruz kaldığı zararın onarılması için gereken adımlar üzerinde anlaşmaya ulaşma gayreti ile sonuçlanacaktır. Böylece belirlenen tazmin şekli, mağdurun beklentileri konusunda daha az bilgi sahibi olan profesyonel ceza adalet sistemi yetkilerinin hükmedeceği tazmin şeklinden daha doğru ve yerinde olacaktır.

82Braithwaite, John, “Restorative Justice and a Better Future”, Johnstone, Gerry (Derleyen),

Restorative Justice Reader: Texts, Sources and Contexts. Cullompton, UK: Willan Publishing,

2003, s. 83-101. 83

Zehr, Howard, 2005, s. 191-199.

84Toews, Barb ve Katounas, Jackie, 2004, s. 107-117.

85Zernova, Margarita, Restorative Justice: Ideals and Realities. Surrey, UK: Ashgate Publishing,2007, s. 65-70.

Bu model ceza yargılamasının herhangi bir aşamasında kullanılabileceği gibi ceza adalet sisteminden bu modele yapılacak yönlendirmeler de kolluk görevlileri, savcılar, mahkemeler ve denetimli serbestlik görevlileri tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Mağdur fail arabuluculuğu programlarına yargılamanın öncesinde devamında veya sonrasında herhangi bir aşamasında başvurulabilmektedir.86

3. Konferanslar

Konferanslar, failin ceza adalet sitemi içerisinden çıkarılması için kullanılan alternatif yöntemlerdir. Toplum ve aile grup konferans programları mağdur fail arabuluculuk programlarına benzer şekilde suç ve onun etkileri hakkında çalışmaktaysa da mağdur-fail arabuluculuk programlarına göre daha geniş kapsamlı görüşmeler yapılması temeline dayanmaktadır. Bu model daha çok mağdur ve diğer destek gruplarının da katılımı ile özellikle çocuk suçlular için uygun tedbirlerin alınması konusunda genç suçlunun ailesini ilk karar verme mercii olarak görmektedir.

Konferans programlarına mağdur ve fail dışında aileleri, arkadaşları, polis, sosyal destek grupları, avukatları ve bazen toplumun diğer üyeleri de dahil edilmektedir. Bu modelde de mağdur fail arabuluculuğunda olduğu gibi görüşmeler bir toplantı başkanı ya da uzman tarafından kolaylaştırılmaktadır. Görüşmelerin amacı bir taraftan tarafların ortak bir çözüm yaratmasını sağlamak diğer yandan da suçun sonuçları saptamak ve suç davranışının tekrar edilmesini engellemek için uygun yollar aramaktır.

Konferanslara katılımın topluma ve ailelere sorumluluk bilinci aşılaması açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır. Aile grup görüşmeleri, ailenin aile üyeleri üzerindeki manevi gücünü kullanıma sokar. Aile üyeleri ile bilgi paylaşımı gerçekleştirilerek ve çözüm için seçenekler üzerine danışmanlık sağlanarak aile

86Pelikan, Christa ve Trenczek, Thomas, “Victim Offender Mediation and Restorative Justice: The European Landscape”, Sullivan, Dennis ve Tifft, Larry (Derleyenler), Handbook Of Restorative

üyelerinin kendi aralarında tartışıp görüş alışverişinde bulunması ve çocuklarının durumu için uygun bir plan ortaya çıkarılması süreci desteklenmektedir. Ailelerin karar alma sürecine dahil edilmesi ile ortaya çıkacak sonuç üzerindeki sahiplik duygusu yaratılmakta ve aileler bu şekilde motive edilmektedir Karar verme süreci ailelerin sorumluluklarını oluşturmak açısından son derece önemsenmektedir. 87

Konferansların amacı tüm onarıcı adalet programlarında olduğu gibi faili suçun sonuçlarıyla yüzleştirmek ve meydana gelen sonucun tamirinde gönüllü olarak sorumluluk üstlenmesi sağlamaktır. Gönüllü katılım ile gerçekleşen etkin ve onarıcı bir süreç tamamlandığında failin, konferans sonucu üzerinde uzlaşmaya varılmış sonuçları yerine getirmesi konusunda sorun yaşanmayacağı varsayılmıştır. Karar alma sürecinde yer alan aileler ve faillerin yakınları da sorumlulukların yerine getirmesi konusunda faili destekleyecek hem de kendiliğinden bir nevi kontrol mekanizmasının oluşması sağlayacaklardır.88

Bu modelin en modern şekli Yeni Zelanda’da 1989 tarihinde çocuk ceza adalet süreci için yasalaşmıştır. Bu model, Yeni Zelanda yerlileri Maorilerin asırlardır kullandıkları eski yaptırım uygulama ve uyuşmazlık çözme geleneklerine dayanmaktadır. Bu modelin biraz değişik şekli şu an yaygın olarak Güney Avustralya, Güney Afrika, İrlanda, Lesoto ve ABD’de Minnesota, Pensilvanya ve Montana şehirlerinde kolluk girişimiyle sistem dışına yönlendirme yaklaşımı adıyla kullanılmaktadır.

4. Çemberler

Çalışmanın önceki bölümlerinde onarıcı adaletin köklerinden bahsederken onarıcı yaklaşımın temel alındığı iletişim ve karar alma yöntemlerinin insanlık tarihi kadar eski olduğundan bahsedilmiştir. Onarıcı adaletin başlıca

87

Hopkins, Belinda, Just Schools: A Whole School Approach to Restorative Justice. London, UK: Jessica Kingsley Publishers, 2003, s. 37.

88Avustralya’da yapılan bir araştırma ailelerin bu uygulamaya katılmasının adaletin tesisi sürecini %80-95 oranları arasında daha adil kıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bahar, İbrahim Halil, 2006, s. 30.

modellerinden olduğu kabul edilen “çember”ler de ABD ve Kanada’da Yerli Amerikan kültürüne dayanmaktadırlar ve bugüne kadar birçok amaç için kullanılmıştır. Bu uygulamanın ceza adaleti sistemine adaptasyonu 1980’lerde ADB’de Yukatan bölgesinde geliştirilmiştir. 1991’de, Yukatan yerel mahkemesinin yargıcı tarafından toplumun adalet sürecine katılmasına bir vesile olan cezalandırma çemberleri uygulaması başlatılmıştır. Cezalandırma çemberlerinin en bilineni Hollow Water First Community Holistic Healing

Circle’dır. Hollow Water topluluğunun üyeleri, bu uygulamada ileri derecedeki

alkolizm ve buna bağlı işlenen suçlarla ilgilenmiştir. Bu uygulamalar sonucunda söz konusu suçların büyük oranda azaldığının görülmesi zamanla suçlular tarafından yaratılan zararla ilgilenmenin bir yolu olarak barış çemberlerinin ve topluluğun onarımı çemberlerinin gelişmesinin de önünü açmıştır.89

Ceza adaletinde bu modeli kullanma eğilimi ilk olarak 1996’da Minnesota’da ortaya çıkmıştır. Bu yöntem günümüzde Kuzey Amerika’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde hem genç hem yetişkin suçlular için çok çeşitli suçlarda kullanılmaktadır.90

Bu modele katılım da diğer modellerde olduğu gibi gönüllük temelindedir. Amaca ulaşmak için yapılan toplantılar saygı, dürüstlük, dinleme, paylaşım gibi değerleri yeniden hatırlatmakta ve bu değerlere sahip çıkılmasını sağlamaktadır. Her çember “koruyucu” adı verilen bir kolaylaştırıcı tarafından yönlendirilmektedir. Koruyucu, konuşma faaliyetini yöneterek herkesin elverişli bir ortamda dinlenebilmesini sağlamaktadır.

Bu modelin uygulama şekilleri yerel ve kültürel adaptasyon nedeniyle çeşitlilik göstermekte ve genellikle, ilk olarak failin bir çembere katılma

89McCaslin, Wanda D., Justice as Healing: Indigenous Ways. St. Paul, MN: Living Justice Press, 2005, s .190. Ayrıca bkz. Thornton, Martin, and Todd, Roy, Aboriginal People and Other

Canadians: Shaping New Relationships. Ottawa, Canada: University Of Ottawa Press, 2001, s.

167-187.

90Garrow, Carrie E. ve Deer, Sarah, Tribal Criminal Law and Procedure. Lenham, MD: Altamira Press, 2004, s. 410-413.

başvurusu aranmaktadır. Failinin bu başvurusunun değerlendirilmesinde değişime istekliliği gibi faktörler göz önünde bulundurulmaktadır.

Arabuluculuk ve konferans yöntemlerinde olduğu gibi çemberler de mağdur ve suçlu arasında yüzleşme için bir alan sağlar fakat karar verme sürecinde topluluğu da içine alarak hareket etmektedir. Mağdur ve ailesi, suçlu ve ailesi ile topluluk üyelerine de söz hakkı verilmekte sürecin onarıcı değerleri geliştireceği kabul edilmektedir. Bu model, öncelikle mağdur ve suçluya anlayış ve iyileştirme getirecek şekilde düzenlenmiştir. Sürecin sonucu olarak hedeflenen iyileştirmenin toplum tarafından desteklenerek sağlanabilmesi için, suçun altında yatan sorunların ortaya çıkarılması ve uyuşmazlığın çözümü için ne yapılacağına karar verilmesi için taraflarla birlikte topluluk da yetkilendirilmektedir. 91