• Sonuç bulunamadı

3.2. Örgütlerde Yaratıcılık Kavramının Aşamaları ve Nitelikleri

3.2.2. Yaratıcılık Teknikleri

Öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceri olarak ifade edilen yaratıcılık kavramı ile ilgili olarak birtakım teknikler kullanılmaktadır. Yaratıcı bir düşüncenin ortaya çıkması veya yeni fikirler elde edebilmek ve bu doğrultuda işlerin daha kolay bir hale gelmesini sağlamak ya da mevcut problemleri çözmek için literatürde yer alan bazı yaratıcı düşünme teknikleri bulunmaktadır. Bu yaratıcı düşünme teknikleri hemen hemen her alanda kullanılmakta olup, örgütlerde de önemli bir yere sahiptir.

Marangoz (2012) yaratıcılık tekniklerini beyin fırtınası, ters beyin fırtınası, düşünce haritası, gordon yöntemi, matris yöntemi, yatay düşünme tekniği, odak grup

görüşmeleri, varsayımları sorgulama başlıkları altında incelemektedir. Bu bağlamda yaratıcı düşünme teknikleri aşağıda detaylı olarak incelenmektedir.

3.2.2.1.Beyin Fırtınası Yöntemi

Beyin fırtınası yöntemi, ilk olarak Osborn (1957) tarafından geliştirilmiştir. Bu yöntem, çok sayıda fikir ve düşüncenin eleştiri yapılmayan bir ortamda, grup içerisinde geliştirilmesine dayanmaktadır. Osborn bu yöntemle, bireyin yalnız olduğu ortama kıyasla daha fazla fikir ve düşünce üretebileceği iddiasını ortaya atmıştır (Coşkun, 2005: 79-80).

Beyin fırtınası yöntemi; yaratıcı düşünceyi ortaya çıkaran, yeni fikirler elde etmek için ortam yaratan ve sorunların çözülmesine yardımcı olan bir teknik olup dört temel koşulu sağlaması gerekmektedir (Şahin, 2005: 443).

1. Eleştiri Dışarıda Bırakılır: Bireyin hayal gücünü kullanabilmesi için fikirlerinin yargılanacağı düşüncesinden uzak olması gerekmektedir.

2. Sınırsız Düşünme: Ortaya atılan fikirlerin değişik olmasından endişe duyulmaz, tersine bu tür fikirler desteklenmektedir. Farklı fikir ve fikirler, yeni çözüm alternatiflerinin ortaya çıkmasına yardım etmektedirler.

3. Nicelik Aranır: Burada esas ilke mümkün olduğunca çok fikir üretilmesidir. Temel hedef ise, iyi bir çözüm bulma ihtimalini artırmaktır.

4. Kombinasyon ve Gelişme Aranır: Bu biçimde, fikir listesi daha da uzamaktadır. Toplantılarda ya da işgörenlerin bir araya geldiği ortamlarda, örgüt işgörenleri birbirlerinin fikirlerinden veya düşüncelerinden etkilenerek, farklı imgelemeler yaratmaktadırlar. Bu nedenle yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasında beyin fırtınası tekniği önemli bir rol oynamaktadır.

3.2.2.2.Ters Beyin Fırtınası Yöntemi

Yaratıcı düşüncenin ortaya çıkmasında etkili bir teknik olan beyin fırtınası yöntemi bazen de ters olarak uygulanmaktadır. Ters beyin fırtınası yönteminde sorun/problem tersinden ele alınmaktadır. Bu durum ise tersine beyin fırtınası olarak

adlandırılmaktadır. Örnek verilecek olursa, “İşgörenlerdeki yaratıcılığı nasıl yok edebiliriz?” gibi bir soruya çözüm önerileri dolaylı bir şekilde ortaya koyularak uygulamaya geçilebilmektedir (Şahin, 2005: 448).

Ters beyin fırtınası tekniğinde katılımcılardan, cevaba sorunu/problemi tersten düşünerek ulaşmaları beklenmektedir. Davis (1982) beyin fırtınası tekniğinin popüler kullanımının aksine bu tekniğin daha yaratıcı olduğu ve derinlemesine bir bilgi sağladığını ifade etmektedir. Bu açıdan literatür incelendiğinde ters beyin fırtınası tekniği ile ilgili konularda ve yaratıcı düşünme becerisine ilişkin çalışmaların yetersiz kaldığı, genellikle nicel araştırmalara öncelik verilmektedir. Bu bağlamda, ters beyin fırtınası tekniği yaratıcı düşünceyi ortaya çıkarmada kullanılan önemli bir teknik olarak ön plana çıkarılarak örgütlerde uygulanması yaratıcı düşünceyi ortaya çıkarmada etkili bir yol sunabilir (Karataş vd., 2016: 46-47).

3.2.2.3.Düşünce/Zihin Haritaları Yöntemi

İki boyutlu görsel öğrenme araçlarından biri olan düşünce/zihin haritaları tekniği, beynin potansiyelini ortaya çıkaran güçlü ve etkili bir teknik olarak tanımlanmaktadır. Bu teknik, ilk defa psikolog, matematikçi ve beyin araştırmacısı olan Buzan (1996) tarafından not alma tekniği olarak geliştirilmiştir (Karadeniz vd., 2013: 132).

Düşünce haritası tekniği diğer bir adıyla zihin haritaları tekniği olarak adlandırılmaktadır. Bu teknik gerek bireyin kendi özel hayatı gerek iş hayatında kullanabileceği bir tekniktir. Gestalt’ın bütünlük eğitiminde ortaya konulduğu gibi insan zihni devamlı olarak verilen bilgileri tamamlamak istemektedir. Bu isteği tatmin etmenin yolu da Düşünce/Zihin Haritası kullanmakla mümkün olmaktadır. Çünkü düşünce/zihin haritası ilk olarak konunun bütününü daha sonra ana hatlarını son olarak ise detaya inilmesini sağlamaktadır. Bu teknikte uzun cümleler kullanmak yerine, en fazla üç kelimeden oluşan anahtar kelimeler kullanılmakta olup; daha sonra oklar, dallar ve bağlayıcılar ile fikirler birleştirilmektedir. Böylece fikirler ve düşünceler tıpkı hafızadaki gibi birbirine bağlanmakta, yeni elde edilen bilgilerin anlaşılması ve hatırlanması sağlanmaktadır (Ulusoy, 2013: 5-6).

Bireysel yaratıcı düşünmeyi desteklemekte olan bu teknik aynı zamanda örgütlerde grup yaratıcılığını da dolaylı olarak etkileyebilir. Bu durum da örgütsel yaratıcılığa katkı sağlayabilir.

3.2.2.4.Gordon Yöntemi

Sinektik olarakta adlandırılan bu yaratıcı düşünme tekniği ilk kez Gordon ve arkadaşları tarafından endüstri örgütlerindeki sorunlara yaratıcı çözümler bulmak amacıyla geliştirilmiştir. Sinektik kavramı, Gordon (1961) tarafından yaratıcı bireylerin farkında olmadan kullandıkları yöntemlerin araştırılması sonucu ortaya çıkarılmıştır. Bu kavram, farklı olan ve birbiriyle alakasız görülen parçalar arasında bağlantı kurmak şeklinde ifade edilmektedir. Sinektik tekniğinin genel olarak dayandığı temel sayıltılar aşağıdaki gibidir (Kaplan ve Ercan, 2011: 769-770):

-Günlük hayatta yaratıcılık önemli bir kavramdır. -Yaratıcılık süreçleri her alanda aynı şekildedir.

-Yaratıcılık süreci sır değildir. Yaratıcılık kavramı tanımlanabilmekte ve bireylerin yaratıcılıkları geliştirilebilmektedir.

3.2.2.5.Matris (Tablolama) Yöntemi

Bu yöntemde ürünle alakalı olarak kullanım yeri, kullanım biçimleri, ürüne eklenebilecek özellikler gibi önemli unsurlar iki boyutlu (yan ve üst olacak biçimde) bir tabloya yerleştirilmektedir. Kullanış yeri, kullanım biçimleri, ürüne ilave edilecek özellikler gibi unsurların ürünle arasındaki ilişkisinden yeni fikir ve düşünceler yaratılmaktadır. Daha sonra bu fikir ve düşünceler de ilgili matrise yerleştirilmektedir. Matris (Tablolama) tekniği kullanılırken beyin fırtınası tekniğinden yararlanılmaktadır (Ürper, 2004: 35).

3.2.2.6.Yatay Düşünme Tekniği

Edward De Bono (1960) tarafından ortaya konulan yatay düşünme tekniği yatay ve dikey olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir. Edward De Bone geliştirdiği teoride dikey düşünme tekniğini, bir sorunun çözümünde daha öncesinde varolan seçenekleri mümkün olduğunca araştırıp derinine inmek olarak

tanımlamaktadır. Dikey düşünme, mantıksal bir düşünme biçimidir. Yatay düşünmede ise önemli olan yeni şeyler bularak sorunun çözümüne mümkün olduğunca çok seçenek geliştirilmesidir. Yaratıcı bireylerde genellikle yatay düşünce görülürken; yenilikçi (inovatif) bireylerde ise dikey düşünce görülmektedir (Duran & Saraçoğlu, 2009: 63).

3.2.2.7.Varsayımları Sorgulama Tekniği

Varsayım her türlü fikir ve düşüncenin başlangıç noktasıdır. Varsayım olmadan düşünmek veya bir fikir üretmek mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda varsayım bozularak, tersine çevrilerek ya da sorgulayarak yaratıcı fikir desteklenmektedir. Yeni fikirler ortaya çıkarmak için her tersine çevrilen ya da bozulan varsayımın potansiyel olarak kabul edilebilirliği mevcuttur. Ayrıca o varsayım hakkında fikir yaratılabilmektedir (Ürper, 2004: 35). Hangi sektörde olursa olsun örgütlerde bireysel ya da örgütsel açıdan varsayımlar sorgulanabilir.

3.2.2.8.Odak Grup Görüşmeleri Tekniği

Odak grup görüşmeleri 1930’lu yıllarda, görüşmelere alternatif olarak ortaya çıkan bir tekniktir. Nitel bir veri toplama yöntemi olan bu teknik, detaylı bilgi elde edilmesinde kullanılabilecek bir yöntemdir. Bu görüşme tekniği katılımcıların duygu, düşünce, deneyim, trend gibi bireysel özelliklerini yansıtabilecekleri bir metotdur. Bu teknikte amaç, genelleme yapmak olmayıp, görüşlerin ortaya çıkarılmasıdır. Odak grup görüşmelerinde katılımcılar arasındaki etkileşimin artırılması, elde edilecek bilgileri önemli bir hale getirmektedir. Katılımcıların birbirlerinden etkilenmesi değişik düşüncelerin veya fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayabilmektedir. Ancak, katılımcılar arasında baskın olan katılımcılar varsa diğer katılımcıların fikirlerini etkilememesi açısından moderatörün devreye girmesi gerekmektedir. Moderatör odak grup görüşmesinin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamaktadır (Çokluk vd., 2011: 97-105).

3.2.2.9.Kontrol Listesi Tekniği

Kontrol listesi tekniğinde odaklanılan konu ile ilgili yaratıcı birey ya da gruplara, yaratıcı fikir aramayı kolay kılabilmek adına daha öncesinde hazırlanmış olan sorular sorulmaktadır. Buradaki amaç soru ile odaklanılan konu arasında ilişki kurmak ve yeni fikir yaratılmasını teşvik etmektir. Kontrol listesi biçiminde kullanılan bazı sorular; “Başka kullanım alanları olabilir mi?”, “Yerine ne konabilir?”, “Yeniden nasıl düzenlenebilir?” şeklinde sıralanmaktadır (Ürper, 2004: 34).