• Sonuç bulunamadı

1.5. İNŞAAT YAPIM YÖNTEMLERİ

1.5.2. İhale Yöntemi

1.5.2.3. İhale Yöntemleri

1.5.2.3.5. Yap İşlet Devret Yöntemi

Yap-İşlet-Devret (YİD) modelleri kapsamında verilen Hazine kollektif ihtiyaçların düzenli ve sürekli bir şeklide karşılanarak kamu menfaatlerinin sağlanmasını amaçlayan YİD modelleri aslında özel hukuk sermaye şirketleri tarafından yerine getirilen kamu hizmetini ifade etmektedir. YİD modeli yasal olarak sahip olunan bir rant hakkının, bir sözleşme çerçevesinde, belirli bir süre için, yeni bir yatırımın yapılması karşılığında yatırımı yapmayı üstlenen tarafa devredilmesidir. Model, tesis için yapılacak yatırımın, bir kar oranı ile birlikte, yatırımcı tarafından tesisin belirli bir süre işletilmesi ile geri alınması ilkesidir66.

İnşaat şirketleri, şirket kapasiteleri, finansman olanakları ve yan şirketlerle olan bağlantıları nedeniyle bu projelerin doğal yüklenicileri konumundadır. YİD öncelikli olarak inşaat işkolunda tekelleşme ve uluslararasılaşma sürecini hızlandırmaktadır. Ancak tekelleşme inşaat sektörü ile sınırlı kalmamaktadır. İnşaat şirketleri dikey ve yatay birleşmeler ve sektörler arası stratejik ittifaklar ile inşaat

66 Erdem ARIOĞLU, Ergin ARIOĞLU, “Enerji Sektöründe Yap-İşlet-Devret Modelinin İrdelenmesi”,

45

şirketi olmanın sınırlarını aşarak çok sektörlü küresel firmalar haline gelmektedirler67.

YİD modelinin bir özelliği de çok karmaşık bir yapıya sahip olmasıdır. Genel olarak bir YİD modelinde aşağıdaki taraflar vardır: Müşteri olarak merkezi veya yerel hükümet, imtiyaz şirketi, finansman sağlayan şirketler, kredi garantörleri, bağımsız müşavirler, sigorta şirketleri, yatırımcılar, inşaat firması, taşeron firmalar, satıcı firmalar, işletme firması ve son kullanıcılar. Kamu idaresi ve son kullanıcılar, kamu yararını korumaya çalışırken bu son derece karmaşık ilişkiler yumağı içinde hareket etmek durumundadır. "Yerel ortaklar, özellikle siyasi bağlantıları olanlar son derece önemlidir ve örneğin Türkiye gibi çoğu gelişmiş ülkede YİD konsorsiyumuna yerel bir şirket dahil etmek gerekmektedir68.

1.5.2.3.5.1. Yap-İşlet Devret Modelinin Amaçları

Yüksek teknoloji ve büyük mali kaynak gerektiren kamu hizmetlerinin özel hukuk sermaye şirketleri tarafından gerçekleştirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz yeni bir özel finansman modelidir.Bu sistemde idare sermaye şirketi olan bir tüzel kişiyle bir kamu hizmetinin uzun süreli olarak kurulması ve işletilmesi için hizmetten yararlananlardan alınacak bir bedel karşılığında ve giderleriyle kar zarar özel girişimciye ait olmak üzere, idari imtiyaz sözleşmesi olarak adlandırılan bir sözleşme yapılmaktadır.Bu model daha çok elektrik üretimi, otoyol yapımı gibi ileri teknoloji ve büyük sermaye gerektiren yatırımları gerçekleştirirken bir yandan da kamunun yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. YİD modellerinde başlıca amaçlar aşağıda yer aldığı gibidir69:

• İleri teknoloji transferi sağlamak, • Yabancı sermaye girişini artırmak,

• Alt yapı kamu yatırımlarındaki kamu payını azaltmak, • Yatırımlar arasında seçimi kolaylaştırmak,

• Bazı alanlara ilgiliyi artırmak,

67 International Federation of Building and Woodworkers, 'Recent Developments İn Building, Civil Engineering and Public Work', December 2-10,Commentary On ILO Report ,1992, Cenevre, p. 3. 68 Seyhan ERDOĞDU, “Yap-İşlet Devret Modeli: Özelleştirmenin Kestirme Yolu”, Mülkiyeliler Birliği,

Cilt:XXI, S:200,Ankara, Haziran 1997, ss. 22-24.

69 Turan EMEKSİZ, YİD Modeli, Modelin Tanıtımı, Bilim Raporu, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu,Ankara, 1996, http:/www.kobiline.com/docs/AATax/article/yid_vrg_prob.doc

46

• Bölgeler arasındaki kalkınmışlık farklılığını mümkün olan ölçüde gidermek

Dolayısıyla, dünyadaki örneklerinde (ABD’de olduğu gibi) özel sektör şirketleri arasında bu model uygulansa da, Türkiye’de YİD’ ten bahsedilince bunun bir kamu alt yapı yatırımı olduğu ve özel sektör eliyle yapılması ve işletilmesini amaçladığı görülmektedir.

1.5.2.3.5.2. Yap-İşlet Devret Modelinin Özellikleri

YİD modelinin temel özelliği bazı Kamu alt yapı yatırımlarının gereksinim duyduğu finansman sorununa çözüm getirmek, dolayısıyla yatırımın gerçekleşmesini sağlamaktadır. YİD modeli temelinde, kamu alt yapı projelerinin finansmanının gerçekleştirilmesinde kullanılmak istenmektedir. Ancak Türkiye’de bu sorunları ve amacı aşan bazı uygulamalara da (Belediyelerde) rastlanmaktadır. Bu nedenle burada bir sınırlamadan bahsetmek mümkün değildir. YİD modelinin işleyişi sadece yeni yatırımlarla sınırlı değildir. Tamamlama yatırımları veya yenileme yatırımları içinde bu modele başvurulabilir. YİD modeli çerçevesinde getirilmiş olan dış kredilerin anapara ve faiz geri ödemelerinde Hazinenin herhangi bir garantisi veya taahhüdü söz konusu değildir. (Bazı köprü kredileri hariç). Bu çok önemli YİD modeli çerçevesinde temin edilen ve kullanılan dış kredi Türk Hazinesinin borç hanesine yazılmamakta, dolayısıyla Türkiye’nin dış borçlanma yükümlülüğünü, portföyünü olumsuz yönde etkilememektedir.YİD modeli Türkiye’de taraflar arasında yapılan “uygulama anlaşmaları” çerçevesinde yürütülmektedir. Bu anlaşmalarda bir taraf kamu kurum veya kuruluşu diğer taraf ise projeyi gerçekleştirmekle yükümlü özel şirket olmaktadır70.

Taahhüt edilen tesisin yapımı ile ilgili olarak çeşitli alternatifler kullanılabilmektedir.Bu konuda uygulamada rastlanılan durum projeye talip olan konsorsiyum üyeleri tarafından görevli şirketin kurulması, projenin inşaat bölümünün yerli firma ve/veya firmalar tarafından yerine getirilecek şekilde anlaşmanın yapılmasıdır.Buna göre görevli şirketin oluşmasında bulunan ve şirkete iştirak eden ortaklar aynı zamanda görevli şirkete iş yapan yapımcı şirketler konumunda bulunmaktadır.Yapımcı şirket iş ortaklığı şeklinde de örgütlenebilmektedir.YİD modeli kapsamındaki işler GVK md.42’de tanımlanan işlere paralelişler olduğundan

70 Erol İmre,” Türkiye’de Yap-İşlet devret Modeli; Yasal Çatısı Uygulaması’’,10-11.01.2001, http://www.ydk.gov.tr/seminerler/turkiyede_yid_modeli.,(Erişim:1.12.2009).

47

yapımcı firmalar iş ortaklığı, konsorsiyum gibi örgütlenmelerle yapım işini üstlenmektedir71

YİD modellerinde gerek “Yatırımlarda Devlet Yardımları” çerçevesinde, gerek “diğer kanuni düzenlemelerde sağlanan teşvik ve istisnalar” aşağıdaki gibi sıralanabilir72;

• Bütçe Kanununda yer alan teşvikler, • Damga Vergisi ve harçlarla ilgili teşvikler,

• Banka Sigorta Muamelesi Vergisi ile ilgili istisnalar, • Sermayeden doğan kur artışlarının istisna edilmesi, • Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonu (AFİF) muafiyeti, • Serbest bölge uygulaması,

• Bölgesel teşvikler,

İmtiyazlı şirketlerin yeniden değerleme uygulaması kapsamdan çıkarılmıştır(VUK. md.298/1,Genel Tebliğ 151).

Gündeme geldiği dönemlerde çok tartışılan ve önce mevzuatımızca kabul edilmemesine rağmen daha sonra kanunlarımızda yerini alan “Uluslararası Tahkim” konusuna da kısaca değinecek olursak, bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak bu uyuşmazlığın çözümü özel kişilere bırakması olarak tanımlayabileceğimiz tahkim uygulaması, devlet yargısı dışında bir uyuşmazlık çözüm prosedürüdür. Ayrıca, “kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlarına ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülebilir(Anayasa md.125/1,4446 s.K md.2)’’. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir” şeklinde bir ilave ile YİD modellerde yapılan imtiyaz niteliği taşıyan tahkim uygulanabilir duruma gelmiştir. İşletme hakkının devrinde, herhangi bir tesisin mülkiyet hakkı devreden tarafta saklı kalmak üzere belirli bir süre ve bedel karşılığında sözleşmede belirlenen usul ve esaslar dahilinde kar/zarar işletme hakkı devralan tarafa ait olmak üzere gerçek ve/ veya tüzel kişiler tarafından işletilmesidir. YİD uygulamasında yüklenici tarafından tesisin işletme süresi boyunca kullanımı ve yararlanma(intifa) hakkı yüklenicide bulunmaktadır. Tesis üzerinde intifa hakkı tapu siciline kayıt ile oluşur. Tesisin maliki, intifa hakkının yüklenici tarafından kullanıldığı süre içerisinde sadece mülkiyet hakkının sahibi olmaktadır. YİD modeli

71 Cengiz GÜNEŞ,Yap-İşlet-Devret Modelinde İmtiyazlı Şirketler,TÜRMOB Sirküler Rapor, TÜRMOB Yayınları-100, Seri No:30, Ankara, 1999,s.29.

48

uygulamasında da tesisten işletici yararlanmaktadır. Tesis üzerinde kanundan ve sözleşmeden doğan tesis edilmiş bir intifa hakkı söz konusudur. Emlak Vergisi Kanun’da (EVK) yer alan düzenleme MK hükümlerine paraleldir. Bu anlamda,intifa hakkı sahibi, verginin mükellefidir(EVK md.3). İntifa hakkı sahibi, intifa edilen şeyin muhafaza masrafları ile işletme masraflarını ve vergisini ödemekle yükümlüdür. Bu durumda bir bina üzerinde kuru mülkiyet bir kişide, intifa hakkı başka bir kişide ise bina vergisi’nin mükellefi intifa hakkı sahibidir(MK md.737). YİD modeli çerçevesinde yapılan yatırımlarda da işletme döneminde mükellef intifa hakkından yararlanan yüklenicidir73.