• Sonuç bulunamadı

Yansımayı Belirleyen Mikro Ekonomik Faktörler

2.5. Vergilerin Yansıması ve Gelir Dağılımı

2.5.3. Yansımayı Belirleyen Mikro Ekonomik Faktörler

Mikro ekonomik analiz, geleneksel kısmi denge analiz olarak da ifade edilmektedir (Edizdoğan, 1981: 33). E.R.A. Seligman tarafından yansımanın hangi mikro ekonomik şartlar altında gerçekleştiğine dair bazı kriterler öne sürülmüştür. Bahsi geçen kriterleri aşağıda görüldüğü gibi sıralayabiliriz (Turhan, 1998: 251-253).

Vergilerin yansıması, ilk olarak arz ve talebin fiyat elastikiyeti ve yapısıyla ilişkilidir. Bir malın fiyatında artış meydana gelmesi karşısında, talebin gösterdiği nispi azalma eğilimi ne kadar düşük, buna karşılık arz elastikiyeti ne kadar yüksek olursa yansımanın gerçekleşme durumu o nispette yüksek olacaktır. Bu durumun aksi halinde ise (talebin fiyat elastikiyetinin yüksek, arz elastikiyetinin düşük olması), yansımanın gerçekleşmesi o oranda zorlaşacaktır. Bu sebep ile zorunlu tüketim mallarından alınan bir vergi, lüks mallar üzerinden alınan bir vergiye nispetle daha kolay yansıtılabilecektir.

Verginin yansımasında rol oynayan bir başka etmen ise piyasanın yapısıdır. Tam rekabet, oligopol veya monopol piyasaları arasında fiyat oluşumu bakımından ve yansıma açısından önemli değişiklikler mevcut bulunmaktadır. Çünkü bir monopolist, malın fiyatını yüksek oranda kendisi tespit edebilmesine rağmen, tam rekabet koşulları altında faaliyette bulunan bir işletme için piyasa fiyatları veridir.

Verginin çeşidi ve özellikleri de yansımanın ne şekilde gerçekleşeceğini belirleyen önemli bir etkendir. Bireysel durumlar ile ilişkili olan ve arz talep işleyişine belirli nispette bağım olmayan vergilerin yansıması daha zor gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle dolaylı vergiler, maliyet unsuru olarak satışa konu edilen malların fiyatına eklendiğinden alıcılara devredilebilmektedir. Öte yandan verginin genel veya özel bir vergi vasfına sahip olup olmaması durumu da, yansıma açısından oldukça önemlidir. Çünkü vergi yüklenicisinin yararlanabileceği vergilendirilmeyen alan ne kadar az ise, vergiyi fiyat mekanizması vasıtasıyla yansıtmakta o oranda zorlaşacaktır.

Verginin yansımasını belirleyen bir diğer durum ise; vergi oranının hangi seviyelerde olduğudur. Şöyle ki; tüketicilerin düşük fiyat artışlarına olan tepkisi zayıf

olacağından, düşük oranlı bir vergi yüksek oranlı bir vergiye nazaran daha basit bir şekilde yansıtılabilmektedir.

Son olarak ise vergilendirilen malın çeşidinin yansımayı belirleyen bir faktör olduğunu ifade etmek gerekir. Vergilendirilen mal nihai tüketiciye ulaşan bir tüketim malı ise yansıma olayı tek aşamada meydana gelmekte iken ara mal ya da hammadde olarak kullanılan malların yansıması zincirleme bir şekilde çok defa yansıtılabilmektedir.

2.5.3.1. Dolaylı Vergilerin İleriye Yansıtılması

Vergi yükünün fiyat mekanizması vasıtasıyla bir başka tüketiciye aktarılması olarak ifade edilen verginin yansıması, ileriye yansıma olarak adlandırılmaktadır. Bir sektörde bulunan mal grubu üzerine vergi konulur ve bu durumla ilintili olarak da fiyatlar genel seviyesinde artış meydana gelirse, yansıyan vergi tutarı kadar kısım tüketici üzerinde kalmış ve ileriye yansımış olacaktır (Kazıcı, 1988: 7). Satıcı, ödeyerek yüklendiği verginin bütününü malı sattığı kişiye aktarması durumunda yani ileriye yansıtılması halinde, yansıma tam manasıyla gerçekleşmiş olacaktır (İl, 1988: 100).

İleriye yansıma özellikle talep elastikiyeti bakımından piyasadaki şartların elverişli olması durumunda gerçekleşmektedir. Verginin ileriye yansıması için vergiye tabi malın fiyatının artmasının yanı sıra, diğer bir malın fiyatının da artırılmasıyla da yansıma gerçekleşebilmektedir. Özellikle toplumun tüketim tercihleri arasında yer alan talep elastikiyeti düşük ya da sıfır olan mallar üzerine uygulanan dolaylı vergilerin tamamı tüketicilere yansıyabilmektedir (Şener, 1998: 277). Bu durum gelir dağılımının alt kalemlerinde yer alan bireylerin söz konusu malları satın alması ile vergiye maruz kalmasına, vergisiz haline nazaran daha fazla vergi ödemesine ve daha fazla bütçe ayırmasına sebebiyet verebilecek ve nispeten gelirinin azalması ile sonuçlanabilecektir.

Esnek olmayan talep durumu ve dolaylı vergilerin ileriye yansıtılması durumu Şekil-5’de görüldüğü gibidir.

Şekil-5: Esnek Olmayan Talep Eğrisi ve Tüketim Vergisinin İleriye Yansıtılması Kaynak: Şener, 1998: 294.

Şekil-5’de tüketim mallarının esnek olmayan talep eğrisi (Dq0), fiyat eksenine paralel bir şekilde çizilmiştir. Bilindiği üzere esnek olmayan talep eğrisi, malın fiyatı ne kadar değişirse değişsin, talep edilen miktarın değişmeden sabit kaldığı dik bir doğruyla gösterilir. Denge üretim düzeyi talep eğrisi (Dq0) ile arz eğrisi (S)’ nin kesim noktası olan E0 noktasıdır. Bu durumda, üretim miktarı (q0), fiyat düzeyi ise (P0)’dır. Şimdi bahsi geçen tüketim malına birim başına belirli bir oranda tüketim vergisi konulduğunu varsayalım. Vergi konulduktan sonra arz eğrisi (S)’den (St)’ye kayarken, talep eğrisinin durumunda ise herhangi bir değişme olmaz. Vergi sonrası yeni denge noktasına (St) ve (Dq0) eğrilerinin kesim noktası olan (Et)’de ulaşılmaktadır. Görüldüğü gibi vergi sonrasında üretilen mal miktarında bir değişme görülmezken, malın fiyatı uygulanan vergi miktarına eşit olarak (P0)’dan (Pt)’ye yükselmiştir. Bu durumda talebin esnek olmaması halinde devletin toplayacağı vergi, (E0EtP1P0) dikdörtgeninin alanı ile gösterildiği gibi, en yüksek seviyeye erişmektedir. Bu şartlar altında verginin bütünü tüketicilere yansıtıldığından aşırı vergi yükü de tüketici yönünden maksimum düzeye erişmektedir (Şener, 2007: 294).

2.5.3.2. Dolaylı Vergilerin Geriye Yansıtılması

Geriye yansıma, vergiye tabi malların satışının söz konusu olması durumunda satış fiyatından satışa konu mala uygulanan verginin çıkarılması suretiyle verginin tüketici yerine satıcı veya üreticiye aktarılmasıdır (Herekman, 1989: 168). Başka bir ifadeyle, vergi salınmasının neticesinde, endüstride kullanılan üretim faktörlerine olan talep azalmakta ve bu faktörlerin fiyatlarında uygulanan vergi ya da daha düşük

P0 0 P1 q0 Et E0 S Miktar St Vergi Fiyatı D

seviyede bir düşme olması hali ve söz konusu verginin üretici veya satıcının uhdesinde kalması durumudur (Kazıcı, 1988: 8).

Bir malın üretiminde kullanılan faktörler kolay bir şekilde diğer faaliyet alanlarına aktarılamıyorsa, malın arz esnekliği o oranda sert olacaktır. Uzmanlaşmayı gerektiren ve diğer alanlarda aynı oranda verimli olamayacak üretim faktörlerini kullanan sanayi kollarında üretime uygulanan vergi talebi azaltacaktır (Bulutluoğlu, 1988: 455).

Uzmanlaşmış üretim etkenlerini ve nadir doğal kaynakları kullanan üretim dallarında arz esnekliği zayıftır. Bu girdiler (emek, sermaye, doğal kaynaklar, girişimci), başka üretim dallarında aynı verimle kullanılamadığından aynı üretim dalında daha düşük ücretler ile çalıştırılırlar. Arz esnekliğinin zayıflığı hali ÖTV’nin geriye doğru yansımasına sebebiyet verir(Bulutoğlu, 2004: 372-373).

Arz eğrisinin esnek olmaması ve dolaylı vergilerin ileriye yansıtılması durumunu şekil yardımıyla açıklamaya çalışalım.

Şekil-6: Arz Eğrisinin Esnek Olmadığı Durumda Tüketim Vergisinin Yansıması

Kaynak: Aktan ve Vural: 2002c: 83.

Şekil-6’da esnek olmayan arz eğrisi (S) ile, talep eğrisi (Do) ile ifade edilmektedir. Vergi öncesi denge arz ve talebin kesiştiği (Eo) noktasında gerçekleşmektedir. Denge noktasında (qo) miktarında üretilen mal (Po) fiyatından satılmaktadır. Şimdi üretim birimi başına bir ÖTV uygulandığını düşünelim. Bu durumda talep eğrisi (Dt) aşağıya doğru kayacak ve yeni denge noktası (Et)’de oluşacaktır. Yeni denge noktasında üretim miktarı değişmeksizin kaldığı halde,

0 qo Vergi Fiyatı Po Pt Et Eo Do Dt Miktar S

talebin azalması sonucu fiyat (Po)’dan (Pt)’ye uygulanan vergi kadar düşecektir. Bu durumda (PoPtEtEo) dikdörtgenin alanı kadar zarar eden firmanın, qo kadar mal üretmesi ya da üretime devam etmesi söz konusu olamamaktadır. Firmanın vergi öncesi denge durumuna erişebilmesi söz konusu verginin başkalarına yansıtılması ile mümkün olacaktır. Uygulamada dolaylı vergilerin yansıtılması, geriye doğru ya da üretim faktörlerine verginin yansıtılması şeklinde gerçekleşmektedir. Devlet tarafından fakir kesimin koruması gayesi ile bir kısım malların fiyatlarını dondurması veya kar oranlarını piyasa fiyatının altına çekmesi ile bu durum gerçekleşmektedir. Söz konusu yöntemler, fakirlerin milli gelirden almış olduğu payı artırmak yerine belirli bir gelir grubunun, gelir seviyesini azaltmak suretiyle adil gelir dağılımını gerçekleştirmeyi amaçlaması nedeniyle uzun vadede sürdürülebilir yöntemler değildir (Aktan ve Vural, 2002c: 82-83).

2.5.3.3. Dolaylı Vergilerin Kısmen Yansıtılması

Dolaylı vergilerin kısmen yansıtılması, arz ve talep şartlarına bağlı olarak verginin bir bölümünün geriye yansıtılmasıyla satıcı veya üretici üzerine, diğer bölümünün ise ileriye doğru yansıtılması suretiyle tüketiciler üzerine yerleşmesi halidir. Verginin kısmi olarak yansıtılması, arz ve talep eğrilerinin her birinin esnek olduğu hallerde mevzu bahis olmaktadır (Şener, 1998: 279).

Arz ve talep eğrisinin esnek olması ve dolaylı vergilerin kısmen yansıtılması durumunu şekil yardımıyla açıklamaya çalışalım.

Şekil-7: Arz ve Talep Eğrisinin Esnek Olduğu Durumlarda Tüketim Vergilerinin Kısmen Yansıtılması St S Pa C Pa P0 t B Ps Ps A Q D 0 Q1 Q0

Kaynak: Batırel, 2007: 101. Miktar

Tam rekabet koşullarında bir mal üzerinden alınan dolaylı verginin, kısmen yansıtılması Şekil-7’de görüldüğü gibidir. Vergi alınmadan önce denge üretim düzeyi, talep (D) ile, arz (S) eğrilerinin kesiştiği noktadaki Q0 üretim seviyesidir. Q0 miktarındaki üretim piyasada P0 fiyatına satılmaktadır. Tüketim malına vergi uygulanması durumunda malın marjinal maliyetinde artış meydana gelir. Dolayısıyla arz eğrisi sola ve yukarıya kayar, (St) şeklini alır. Yeni denge noktası, arz ve talep eğrilerinin kesiştiği nokta (C), yeni üretim düzeyi (Q1)’dir. Denge fiyatı (P0) seviyesinden (Pa)’ya yükselmiş ve tüketiciler artık (Pa) fiyatını ödemektedirler. Hal böyle iken üreticiler bu fiyatın tamamını tahsil edememektedirler. Bu fiyattan (t) kadar vergiyi düşerek devlete ödemek zorundadırlar. Diğer bir ifade ile üreticinin eline geçen (Pa-t) dir. Şekilde de görüldüğü üzere verginin alınması ile malın marjinal maliyeti vergi kadar artmıştır. Bu verginin, tüketicilerin ödediği fiyattaki artış kadar kısmı tüketiciler, üretici fiyatlarındaki azalmayı temsil eden kadar kısmı üreticiler tarafından ödenmiştir. Devlet ise, PaPsAC bölgesi kadar vergi almaktadır (Batırel, 2007: 95).

Ödenen bir verginin, yansıtılabilmesi açısından piyasa şekli önemli bir etkendir. Şöyle ki, piyasada tam rekabet, tekelci rekabet, monopol, oligopol durumlarından birisinin mevcut olması, fiyat teşekkülünü ve dolayısıyla yansımayı önemli seviyelerde etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse; tam rekabet piyasasındaki bir işletme için piyasa fiyatı veri iken, monopol piyasasında işletme ürettiği malların fiyatını büyük ölçüde serbest bir şekilde belirleyebilecektir (Aksoy, 1998: 284).