• Sonuç bulunamadı

3. Evlilikte Uyumu Etkileyen Faktörler

3.4. Yaş Faktörü

Kişinin evlilik zamanlaması, onun evlilikteki mutluluğunu yakından etkilemektedir. Evlilikte, eşlerin birbirlerinden beklentileri kadar, evlilik zamanlamasının iyi düşünülmesi gerekmektedir. Bir kişinin evlenmesi için en uygun zaman, onun farklı açılardan olgunluğa erişmiş olduğu zamandır. Kişinin çocuk yapabilecek fiziksel olgunluğa ve yasalar açısından belirli bir yaşa ulaşmış olması, onun evlenmek için uygun zamanın geldiği anlamını taşımamaktadır. Evlenme niyeti taşıyan yetişkinin iş, eğitim ve askerlik gibi problemlerini gidererek; ekonomik, sosyal, kültürel ve duygusal yönden belli bir düzeye gelmesi gerekmektedir. Nitekim bu koşulları taşımadan yapılan erken evlilikler, ilerde geçimsizliği ve tartışmayı doğuracak sorunları beraberinde getirmektedir.104 Belli bir olgunluğa erişmiş kişiliği olmayan kişilerden oluşacak ilişki, birtakım problemlere gebedir. Olgunluğa erişmemiş bir kişilik, karşındakini tanıma, onunla diyalog kurma, çevre ile sağlıklı bir ilişki oluşturma ve sorumluluk almayı güçleştirmektedir.

İlk başta insana karmaşık gibi görünen eşler arasındaki ilişkilerin ve anlaşmazlıkların altında, gerçekte birer çocukluk hastalığı yatmaktadır. Bu hastalığı atamayan, çocukluk psikolojisinden kurtulamayan eşler, kendi aralarında uzlaşma sağlayamamaktadır. Duygusal ilişkide, araya bir sürtüşme girince, çocukluk kompleksleri belirmekte105 ve çatışma ortamı doğmaktadır. Bu nedenle evlenecek kişi/kişiler, hem kendilerini hem de karşındaki tanıyacak olgunluğa ermeyi bekleyerek erken evlilikten kaçınmalıdırlar.

Evliliğin erken yaşlarda yapılması kadar geç yaşlarda yapılması da, uyumu yakından etkilemektedir. Nitekim, otuz yaşından sonra yapılan evlilikler, boşanma 102 D.P.T. : A.g.e., s.111 103 Özkan, Z. : A.g.e. , s. 70. 104 Bilen, M. : A.g.e., s. 105. 105

riskiyle karşıyadır. O zamana kadar yalnız yaşayan ve kendine ait bir düzen oluşturan kişi, evlilikle aniden ortaya çıkan bağımlı bir yaşama uyum sağlamada güçlük çekebilmektedir. Yalnız yaşamanın kazandırdığı bir takım alışkanlıkların keskinleşmesi, evliliğin gerektirdiği esnekliğe karşı bir olumsuzluk doğurabilmektedir. Ayrıca ileri yaşlarda evlenecek olan kişilerin, evlenecekleri kişi ve evlilik ilişkisine yönelik beklentileri oldukça yüksek olabilmektedir. Evlilikte bu beklentilerden ödün vermeye niyetli olmama durumu, evlilikte boşanma riskini artırmaktadır.106

Erken veya ileri yaşlarda evliliklerin doğurduğu tehlikelerin yanı sıra, eşler arasında on yılı aşan yaş farkı da evlilikte bir başka tehlike kaynağı olabilmektedir. Genellikle erkeğin kadından “2 veya 3” yaş büyük olması normal kabul edilir. Eşler arasındaki yaş farkı eşlerin değer yargıları, beklentileri, ilgileri, alışkanlıkları, tutumları, eğilimleri, zevkleri vb. konularda farklılıklar yaratarak, evlilikteki uyumu olumsuz yönde etkilemektedir.107 Şener ve Terzioğlu’nun Hacettepe Üniversitesi Beytepe kampüsündeki evli personel ile yaptığı araştırma sonucuna göre, eşlerin evlenme yaşına göre evlilik uyum ortalaması, kadında en yüksek 25-29, arkasından 30-34, 20-24 ve en düşük 15-19 aralığı iken; erkekte en yüksek 30-34, onu 25-29, 20-24 takip ederken, en düşük 15-19 yaş aralığıdır. Eşlerin aralarındaki yaş farkına göre evlilik uyum ortalaması kadın ve erkekte en yüksek aynı yaştakilerde(aralarında yaş farkı olmayanlarda) görülmektedir. Onu ise, 1-3 yaş farkı izlemektedir.108 Dolayısıyla evli insanların yaşlarının birbirine yakın olması, onların uyumlu bir evlilik sürdürme olasılığını yükseltmektedir.

Yaş kadar evlilikte uyumu belirleyen önemli bir faktör de, evlilik öncesi ilişki şekli ve bu ilişkinin süresidir. Çiftlerin evlilik öncesi ilişkilerin niteliği, evliliğin gidişatını önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Evlilik öncesi ilişkilerin şeklini, amacını ve ilerleyişini iyi ayarlayamayan kimseler, istenmeyen bir hız kullanıldığında, ilişkileri anlam değiştirir. Hızlı ilerleyen süreçte fiziksel yakınlaşma, onların konuşup, tanışmaları ve birbirlerini incelemelerini engelleyebilmektedir. Böylece uzun bir süre, bir arada bulundukları halde birbirlerini tanıma imkânı bulamadan evlenen eşler, mutlu bir ilişki kurmakta zorlanırlar. O zaman evlenmek isteyen kimseler, uzun süre arkadaşlık edip, evlilikte başarıyı sağlayacak ölçütlerin çerçevesinde birbirlerini

106

Arıkan, Ç. : Yoksulluk, Evlilikte Geçimsizlik ve Boşanma, Şafak Yay. Ankara, 1992, s. 31. 107

Şener, A. ; Terzioğlu, G. : A.g.e., s. 129. 108

incelemeli, bir arada yaşamanın koşullarını araştırmalı109ve evlenmeden önceki ilişkilerinin şekli, süresi ve amacını iyi ayarlamalıdırlar. Çünkü evlenecek kişilerin, evlenmeden önce belli bir süre beraber yaşamaları, evliliğin seyrini ve niteliğini etkilemektedir. Bu konudaki araştırmalar farklı sonuçlar ortaya çıkarmakta ve uzmanlar bu konuda farklı yorumlar yapmaktadırlar. Evlilik öncesi beraber yaşamayı ve uzun yıllar beraberliği sürdürmeyi evliliğe bir ön hazırlı yapma olarak gören uzmanlar kadar bunun evlilikte uyumu olumsuz etkilediğini ileri süren uzmanlar da bulunmaktadır. Bir araştırma, evlenmeden önce beraber yaşayan çiftlerin diğerlerinden daha fazla mutlu oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu sonuç ise, çiftlerin birbirlerini daha iyi tanıdıkları ve sürprizlerle karşılaşmadıkları şeklinde yorumlanmaktadır. Farklı bir araştırma ise, evlenmeden önce beraber olan ve uzun bir süre flört yaşantısı olan çiftlerin, tanışmadan evlenen çiftlerden daha az mutlu oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. 1983 yılında yapılan bu araştırmada evlilik öncesi beraber olduklarını ifade eden evli çiftlerin, evlenmeden önce hiçbir ilişkiye sahip olmayanlardan daha mutsuz oldukları sonucu çıkmıştır.110