• Sonuç bulunamadı

Yılanlıoğlu Şeyh Ali’nin Mütesellimlikten Azli

2.4. Yılanlıoğlu Şeyh Ali’nin Hayatı ve Faaliyetleri

2.4.2. Yılanlıoğlu Şeyh Ali’nin Mütesellimlikten Azli

Bekir Paşa’nın kardeşi Hacı Mehmet Ağa, aralarında süregelen husumete binaen Yılanlıoğlu Şeyh Ali’yi sancağa sokmamıştı. Halkın isteği üzerine merkezden müteselimliğin her ikisine de verilmemesi kararı çıkmış, aynı yıl içerisinde Şeyh Ali Ağa, mütesellimlikten azledilmişti. Hamid sancağına yaraşır mütesellimi seçme işi sancak mukataası ortaklarından olan Hod Müşir Süleyman Efendiye havale edilmişti. Ortaya çıkan sıkıntı üzerine bölgede halkın rahat, huzur ve asayişini sağlayacak birisinin atanması gündeme gelmişti. Müşir Süleyman Efendinin de önerisiyle; sancak işlerine muktedir olabileceği düşünülen, İzzet Paşa kethüdası olup kapucubaşılardan Hacı Mehmet Ağa, mütesellimliğe ehliyetli birisi olduğu düşüncesiyle mütesellim tayin edilmişti. Mehmet Ağa’nın mütesellim tayin edilmesinden sonrada Bekir Paşa’ya ve Yılanlızade’ye bölgeye saldırmamaları hususunda emir çıkarılmıştır.267

Mütesellimlikten azledilen Şeyh Ali, Hamid sancağı payına düşen 1205/1791 yılı avarız bedelini toplayamamıştı. Muhtemelen bölge halkından bazıları Şeyh Ali’nin, Hacı Mehmet’le olan anlaşmazlığını fırsat olarak değerlendirip, ödemeleri gereken meblağı ödememişlerdi. Yeni gelen mütesellim nasıl olsa yeniden tahsil eder endişesi taşıyarak ödemeyenlerin olması da ihtimal dahilindeydi. 1206/1792 yılı mütesellimliğine İzzet Paşa kethüdası saray kapıcıbaşılarından Hacı Mehmet atandığı için hem 1205/1791 yılından kalan avarız nüzul malını hem de 1206/1792 yılına isabet eden avarız bedelini defterde yazdığı gibi yerli yerinden toplaması emredilmişti. Defterde kayıtlı olmak üzere 1205/1791 yılı Hamid sancağına isabet eden avarız malı miktarı 1.662,5 kuruş olarak tespit edilmişti. Merkezden gönderilen emir üzere bölgedeki âyân ve zabitanların mütesellime yardımlarıyla Hamid sancağına isabet eden avarız bedelinin toplanması bildirilmişti. 1.662,5 kuruş, Hamid sancağı içerisindeki kazalar ile köylere paylaştırılıp, her kaza ve köyün hissesine düşen miktar belirlenmişti.268 Şeyh Ali’nin, Hacı Mehmet’le olan çatışması ve mütesellimlikten azli neticesinde Hamid sancağına isabet eden avarız nüzul malı bedelinin çoğu ödenmediği için devlet hazinesi zarar görmüştü. Merkezden, avarız bedelini ödeyip, ellerinde ödeme tezkeresi olanlarla olmayanların belirlenmesi emredilmişti. Avarız bedelini ödediklerine dair ellerinde tezkere bulunmayanlardan tamamen tahsil edilmesi kararı çıkarılmıştı. Avarız bedeli, mübaşir tarafından avarız hanesi başına 50 akçe ile birlikte hizmet karşılığı 8 akçe ek olarak

267

“…müteveffâ İzzet Paşa kethüdası kapucubaşı Mehmed Ağa her vechle zabt ü rabta kâdir ve himâyet-i

reayaya muktedir mütesellimliğe şâyâne bendeleri idüğü beyânıyla liva-i mezkûre mütesellim nasb olunub gönderilmesi…”, BOA, HAT 10199.

268

toplanmaktaydı. Hizmet akçesi adı altında hane başına ek olarak toplanan 8 akçe büyük meblağ tutmakta ve halkın zarar görmesine sebep olmaktaydı. Bu nedenle hizmet akçesi adı altında toplanan paranın tahsil edilmemesi emri de çıkarılmıştır.269

Yılanlıoğlu Şeyh Ali, altmış kadar adamıyla ordu-yu hümayunda bulunduğu sırada 1205/1791’de Hamid sancağı mukataasını iltizam olarak aldığı zaman Hamid sancağında ortaya çıkan faiz ile birlikte diğer masrafları da ödemişti. Hamid sancağı iltizamını daha önce almış olan Ebubekir Paşa, çıkarılan hissesi nedeniyle kavgaya sebep olmuştu. Kardeşi Hacı Mehmet’te Şeyh Ali’yi sancağa sokmamıştı. Bunun üzerine sancak halkının ne Ebubekir Paşa’nın nede Yılanlıoğlu Şeyh Ali’nin yanında olmadığı düşüncesiyle Hamid sancağı, Han mültezimi Hacı Mehmet Ağa’ya ihale edilmişti. Hamid sancağının iltizam bedeli ile faizi için ödenmesi gerekli miktarın bir kısmı İstanbul’da Hacı Mehmet aracılığıyla teslim edilmişti. Hacı Mehmet’in zimmetinde teslim edilmeyen 20.000 kuruş bulunmaktaydı. Şeyh Ali, muhtemelen Hamid sancağı iltizamını alırken, İstanbul’da Hacı Mehmet’ten para almış ve daha sonra iltizam bedelini Hacı Mehmet’e ödemişti. Şeyh Ali mütesellimlikten azledilince Hamid sancağı için ödediği iltizam bedelini toplayamamış ve zarar etmişti. Hamid sancağı iltizamı Hacı Mehmet’e verilince kalan miktardaki 20.000 kuruşun Hacı Mehmet’te olduğunu beyan etmişti. Eğer kalan meblağın kendisinden tahsil yoluna gidilirse çok yazık olacağını söylemekteydi. Şeyh Ali, Hamid mütesellimliğini kaybettiği için merkeze başvurup, Anadolu valisi Ali Paşa huzurunda Hacı Mehmet ile olan hesaplarının görülmesini ve Hacı Mehmet’in zimmetinde kalan miktarın tahsil edilmesini istemişti. Bu başvuru üzerine Şeyh Ali’nin Hamid mütesellimliğinden istifası nedeniyle İstanbul’a gönderilen sahip olduğu hakkının temini için Hacı Mehmet ile arasındaki alacak verecek davasının hukuken görülüp, hakkın yerine getirilmesi amacıyla 27 Safer 1207/14 Ekim 1792’de emir çıkarılmıştı.270

Diğer taraftan Yılanlıoğlu Şeyh Ali, kardeşlerinin muhallefatına kefil olduğu paranın 1.158 kuruşunu hâlâ ödememişti. Bu meblağın tahsili için görevlendirilen mübaşir, senedi daha önce tahsil edilmek üzere Eğirdir sakinlerinden Koca Mehmet’e teslim etmişti. 1.158 kuruşun tahsis edildiği 500 süvari askerin yazılması işinden de vazgeçilmişti. 1.158 kuruşluk meblağ, Şeyh Ali’nin kendiside sefer hizmetinde bulunduğu için seferden sonra tahsil edilmek üzere ertelenmişti. Şeyh Ali, muhtemelen seferden dönmüş olacak ki, Eğirdir sakinlerinden Koca Mehmet’e bırakılmış olan senetli 1.158 kuruşluk meblağın tahsil edilmesi için Isparta

269

IŞS 177, s. 73, IŞS 177, s. 74-1. hk.

270

kadısına ve bu hususa tayin edilen mübaşire hitaben 5 Şevvâl 1207/16 Mayıs 1793’te yeniden emir çıkarılmıştır.271

Yılanlıoğlu Şeyh Ali Ağa, Hamid sancağı mütesellimliğinden azledilmiş olmasına rağmen bölgedeki nüfuzunu devam ettirebilmişti. Nitekim evâ’il-i Şa’bân 1209/25 Şubat 1795’te gönderilen bir emirde kendisine saray kapıcıbaşısı olarak hitap edilmekteydi. Anadolu valisi Ali Paşa’nın kendini beğenmiş hareketlerinden dolayı tuğları kaldırılmış, Bursa vergi gelirlerinden aylık 500 kuruş maaş bağlanarak emekliye ayrılmış ve Balıkesir’de ikamet etmesi için ferman çıkarılmıştı. Ali Paşa ise emre aykırı hareket ederek başkaldırıp, Alaşehir kazasına gitmişti. Alaşehir’den, Adana, Karaman, Maraş ve Sivas tarafına geçme ihtimali vardı. Emre itaat etmeyip, başıboş davranan Ali Paşa’nın o taraflara gelir ise ortadan kaldırılması emri, Şeyh Ali’ye havale edilmişti.272 Ali Paşa, hakkında çıkarılan idam fermanı üzerine devlete itaat üzere olduğunu beyanla defalarca merkeze yazı gönderip, aracı olarak adamlar koymuş ve affını istemişti. Anadolu valisi Ebubekir Paşa’da Ali Paşa’nın affını rica etmişti. Bu af girişimi üzerine Ali Paşa, affedildiği gibi tuğları tekrar kendisine iade edilip, Karaman eyaletine vali tayin edilmişti. Yılanlıoğlu Şeyh Ali’ye evâhir-i Şa’bân 1209/17 Mart 1795’te gönderilen emirde bu vesileyle Ali Paşa’nın affedildiği anlatıldıktan sonra daha önce hakkında çıkarılan yazıya binaen Ali Paşa ve adamlarına herhangi bir saldırıdan kaçınılması bildirilmişti.273