• Sonuç bulunamadı

Yılanlı Musa’nın Konya Mütesellimliği

Kütahya’daki sürgün hayatından sonra Yılanlı Musa, affedildiği gibi 5 Cemâzıyelevvel 1183/6 Eylül 1769’da Konya mütesellimi olarak ortaya çıkar. Musa, hayatı boyunca sahip olduğu alışkanlıklarını terk edememiş olmalı ki, sadaret kaymakamı tarafından kendisine gönderilen yazıda, Konya mütesellimliği sırasında da Hamid sancağı işlerine karışmaması hususu defalarca tekrarlanmıştır. Buna rağmen o bundan geri durmamıştır.

79

“Halen Hamid ve Teke mutasarrıfı izzetlü rif’atlü Ahmet Paşa hazretleri ve şerîatşiâr Isparta kadısı efendi

zide fazlühû inha olunurki halen serbevvâbin-i dergâh-ı âli izzetlü el-hâc Musa Ağanın Isparta kasabasın da sâkin ekmekçi esnafından ve zimmî taîfesinden bermuceb-i temessük ve defter-i mestûr hakkı olup edasına taallül ve muhâlif üzere oldukları inha ve muktezâ-yı şer’î üzere tahsili bâbında istid’â’-yı inâyet itmekle senki Paşa-yı mûmâ ileyhsin…”, Aksu, F., Vesikalar 1, s. 687.

80

Aksu, F., Vesikalar 1, s. 687.

81

Sancak işlerine müdahalesi durumunda nezr bedeli ödemek zorundadır. Musa, sürgün hayatı boyunca dahi bölgeden kopamamıştır. Çıkarlarını sürdürmek için açıktan veya gizli olarak sancak işlerine müdahale etmeye devam etmiştir. Konya mütesellimliği sırasında, Hamid sancağı içerisindeki timarları iltizam olarak almıştır. Sadece timarları iltizama almakla kalmamış, kendi adamlarını bölge halkı üzerinde baskı unsuru olarak kullanmaya devam etmişti. Yılanlı Musa’dan destek alıp, onun tahrikleriyle kuvvet bulan bölgedeki adamları, halk üzerindeki baskı ve şiddetlerini arttırıp, mal ve can kaybına sebebiyet vermişlerdir. Aynı zamanda halkın devlete ödediği vergiyi ödeyememelerine neden olmuşlardır. Eğer Yılanlı Musa hakkındaki merkeze ulaşan şikayetlerin doğruluğu kesinleşir ve Musa’da bundan sonra bölge halkına eziyetten, fitne ve fesattan, eşkıyayı kışkırtmaktan vazgeçmeyip, inadında ısrar eder ve hakkında yeni bir şikayet olursa gerekli cezanın kesinlikle uygulanacağı bildirilmiştir.82

Yılanlı Musa, hakkında merkeze ulaşan şikayetlere rağmen Konya mütesellimi olarak görev yaptığı sırada, 10 Şevvâl 1183/6 Şubat 1770’te gönderilen emir ile bu sırada cereyan eden harbe katılmak üzere, 2.000 asker yazmakla görevlendirilmiştir. Yılanlı Musa’ya bu görevle birlikte iki binbaşılık rütbesi de verilmiştir. Orduya yazılacak olan askerlerin ulûfe, bahşiş, yiyecek ve mühimmat bedellerinin de hazineden gönderileceği bildirilmiştir. Başkent’ten gelen bu talep üzerine Musa, merkeze mektup göndermiştir. Gönderdiği mektupta, eski yurdundan uzakta Konya mütesellimi olarak görev yapmasına rağmen bölge insanını yeterince tanımadığı için Konya bölgesinden yazacağı askerin, devlete hizmette yararlı olamayacağını ve savaş alanını terk ederek hizmette kusur edebileceğini yazmıştır. Eğer mümkünse tanıdığı ve bildiğinin daha çok olduğu Teke ve Hamid yöresinden yazılacak askerin daha faydalı olacağını bildirmiştir. Bu hizmeti yerine getirebilmek için ailesiyle birlikte asıl yurtlarına dönmelerine izin verilmesini de talep etmiştir.83

Yılanlı Musa’nın, Eğirdir’e dönmek için devlet merkezine yazdığı bu mektuba binaen eski yurduna dönmesine izin verilmiştir. Musa’nın mektubunda bahsettiği gerekçelerde göz önünde bulundurularak, Konya bölgesi ahalisiyle yeterince tanışıklığı olmaması ve Konya havalisinin yabancısı olması nedeniyle yazılacak olan asker eğer Konya bölgesinden yazılırsa ne olduğu belirsiz adamlar yazılabileceği, bunların ise üzerlerine düşen hizmeti yerine

82

“…Liva-yı mezbur reâyâsını rencîde ve tekdirden keff-i yed ve tahrik-i eşkıya ile ihdas-ı fitne ve fesaddan

ferâgat ve mütenebbih olmayub inadında ısrar ve hakkında mucib-i şikâyet olur harekâta ibtidâr eder isen muktezâ-yı te’dîbin icrâsında müsâmaha olunmayacağını muhakkak bilip…”, Aksu, F., Vesikalar 1, s. 687-688.

83

getirmeden firar edeceği düşünüldüğü belirtilmektedir. Bu görevi ifa sırasında ailesinin ve akrabalarının da Konya bölgesinde kalması acı çekmelerine sebep olacağı kararına varılmıştır. Bu nedenle ailesini ve akrabalarını, eskiden ikamet ettiği memleketindeki evine yerleştirdikten sonra devletin talebi olan askeri, Teke ve Hamid sancaklarında oturan âyân, hanedan ve ocak sahiplerinden ve eskiden bilinen yürekli, savaşçı yiğitlerden seçip, yazmasının yararlı olacağı bildirilmiştir. Merkezî otorite, Yılanlı Musa’nın Teke ve Hamid yöresinden asker yazmasını isterken onun bu bölgedeki nüfuzunu iyi bilmekteydi. Bu vesileyle Musa’dan faydalanma yolu seçilmiş, savaş ortamında Musa’ya bu taviz zorunlu olarak verilmiştir.84

Yılanlı Musa, talep edilen miktardaki askeri topladığı gibi oğullarından birisinin kumandası altında orduya katılmak üzere göndermiştir. Musa’nın oğluna, emir ve komutası altındaki asker ile Özi tarafına giderken; Babadağ mevkiine geldiği sırada gönderilen yeni bir emir üzere Tulca’ya doğru gitmesi bildirilmiştir. Musa’nın yazdığı bu askerler Özi kalesini korumak üzere kaydedildiği için erzaklarının İsmail’e ulaşınca verileceği bildirilmiştir. Askerlerin, erzaklarını aldıktan sonra bir an önce Özi kalesine varıp, kale savunmasına katılmaları emredilmiştir. Bu hususta Özi kalesinin savunmasına katılmak için acele edilmesi de istenmiştir. Yılanlı Musa, merkezî hükümetin kendisinden talep etmiş olduğu 2.000 askeri yazdığı gibi evâil-i Rebî’ü’l-evvel 1184/29 Haziran 1770’te oğlu komutasında göndererek görevini ifa etmiştir. Musa’nın verilen görevi yerine getirmiş olması, eşkıyalık, isyan, asilik, firar ve sürgün hayatı sonunda devlet ile olan ilişkilerine yeniden çeki düzen vermesi ve karşılıklı barışmasının da önemli bir neticesi olarak değerlendirilebilir.85 Bilakis bundan sonrada Yılanlı Musa’nın devletle olan ilişkilerinin iyi yönde sürdüğünü görmek mümkündür. Yılanlı Musa, 1187/1773 yılı içerisinde, tekrar 250 elli süvari yazmakla görevlendirilmiştir.

84

Yılanlı Musa’nın Eğirdir’e dönüş izni “…el-hâletü hâzihi der-bâr-ı hilâfet-medâr-ı mülûkâneme vârid olan

mektubunda sen öteden beri Hamid sancağında sâkin ve mütevattın olman takrîbiyle Konya havâlîsi sükkânı ile muârefen olmamaktan nâşi tahririne me’mur olduğun Konya havâlîsinden tahrir olunmak lüzum gelse bi-z- zârure mechûl-ül-ahvâl eşhas tahrir olunub edâ-yı hizmet etmeksizin firar edeceği melhûz olduğundan gayrı evlâd ve ıyâl ve akrabânın dahi Konyada kalmaları ızdırablarına bais olacaklarına binâen matlûb-ı hümâyûnum olan asâkiri Teke ve Hamid sancaklarının âyân ve hanedan ve ocakzâdelerinden ve muârefe-i sâbıkan olan dilâverlerinden tahrir ve intihâb eylemen içün evlâd ve ıyâl ve akraba ve müteallikatınla maan vatan-ı aslına azîmet ve ıyâl ve evladının melûf oldukları hanende ikâmet ve sen matlûb-ı hümâyûnum olan asâkiri Teke ve Hamid sancaklarından cem’ ve tahrir idüb ordu-yu hümâyûnuma azimet eylemen içün aher emr-i âlişânım sudûrunu tahrir ve istid’â’ eylediğin eclden istid’â’na müsâade-i âliyye-i şâhânem erzânî kılınmakla işbu emr-i celil-üş-şânım ısdâr ve ile irsâl olunmuştur…” şeklindedir. Aynı Belge.

85

Musa, bu 250 süvariyi yazmış ve oğlu Hasan ile birlikte Bosna valisi ve Hacıoğlu seraskeri olan vezir Dağıstanlı Ali Paşa maiyetine göndermiştir. Yazılan süvari, Dağıstanlı Ali Paşa’nın emri altına girmiş, gerekli olan erzaklarının da nüzul emini tarafından verilmesi için evâsıt-ı Şevvâl 1187/30 Aralık 1773’te emir çıkarılmıştır.86

Yılanlı Musa, bu görevleri yerine getirdikten sonra da merkez tarafından kendisine yeni görevler verilmeye devam edilmiştir. Zilhicce 1188/Şubat 1775’te, Antalya kalesini zapt etmek isteyen Teke sancağı ahalisinden olan Abdurkadiroğlu Yusuf adındaki eşkıya ve yardımcılarının üzerine, Musa ve oğlu Teke mütesellimi olan Mustafa görevlendirilmiştir. Eşkıya üzerine birlikte yürümeleri ve Abdurkadiroğlu Yusuf ve yardımcılarını ortadan kaldırmaları emredilmiştir. Musa ise bu görevi yerine getiremeden ölmüştür. Yılanlı Musa’nın ölümüyle devlet Hamid bölgesinde bir eşkıyadan kurtulmuş ancak bu defa onun yerini oğulları almış, devletin başına bölgede etkileri uzunca bir süre devam edecek olan daha büyük gaileler açmışlardır.87