• Sonuç bulunamadı

Kaynak: TÜ K, “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2014 Yılı Sonuçları”,

Nüfus artı ının yüksek olması bir yandan gıda, hammadde ve enerji kaynakları açısından do al çevre üzerinde baskılar yaratarak çevre kaynaklarının a ırı kullanımına neden olmakta, di er taraftan da tüketimdeki artı la birlikte üretim ve tüketim süreçlerinden çevreye bırakılan atıkların fazlala masına yol açmaktadır (Ertürk, 2009:150).

2.3.2.2. Sanayile me ve Teknoloji Seçimi

Sanayile mi ve sanayile mekte olan ülkelerde ya anan ve halen ya anmakta olan hızlı ve kontrolsüz ekonomik büyüme kentle menin çevresel etkilerini de beraberinde getirmektedir. 20. yüzyılda sanayile me do al çevrenin hızla de i mesine ve yeni bir sosyal çevrenin do masına neden olmu tur, çünkü sanayile me planlı olmamı salt sanayile me hedef alınmı , çevre faktörü göz ardı edilmi tir. Ço unlukla sanayile en ve geli en ülkelerde kentsel büyüme fiziki altyapının yani konutları ve istihdamı sa layacak sa lam ve çe itli bir ekonomik tabanın ortaya çıkmasından önce görülmektedir. Bu çarpık geli me sürecine paralel olarak da beraberinde çevresel bir tahribat ba göstermektedir (Deniz, 2009:96). Sanayinin yanlı yer seçimi kararları, uzun vadeli ve çevreyi dikkate alan sanayile me politikaları yerine kısa vadeli ve yalnızca kalkınmayı dikkate alan sanayile me politikaları, sanayi kurulu larının a ırı kara odaklanarak atıklarını hiçbir arıtmaya tabi tutmadan çevreye salmaları, hava, su, toprak gibi do al çevrenin fiziksel unsurlarının kirletilmesi v.b. nedenler sanayile meyi çevresel sorunların ana nedenleri arasına itmektedir (Ertürk, 2009:147). Ayrıca sanayi faaliyetlerinin yo un oldu u bölgelerde ve ehirlerde sınır tanımayan hava ve su (deniz, göl, akarsu) kirlili i, radyoaktif kirlilik gibi çevre sorunları, günümüz insanının birinci derecede gündeminde oldu u gibi gelecek ku aklar açısından da insanlı ı tehdit eden büyük bir endi e kayna ı olu turmaktadır (Semendero lu, 1992:16).

2.3.2.3. Düzensiz Kentle me

Kentle me, “sanayile me ve ekonomik geli meye ko ut olarak, kent sayısının artması ve kentlerin büyümesi sonucunu do uran, toplum yapısında artan oranda, örgütlenme, i bölümü ve uzmanla ma yaratan, insanların davranı ve ili kilerinde kentlere özgü de i ikliklere yol

açan bir nüfus birikimi sürecidir” eklinde tanımlanmaktadır (Sa lam,

uygulandı ında çevre kirlenmesi olarak adlandırılan ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açan unsurları tetikleyen bir rol üstlenmektedir (Ertürk, 2009:149). Köylerden kentlere do ru hızlı bir nüfus akımı oldu u bu nüfus artı ı sebebiyle ortaya çıkan çevre bozulmaları da

yadsınamaz boyuttadır. Hızlı nüfus artı ı sonucu, ehirler gecekondu mahalleriyle

çevrelenmekte; ehir nüfusunun büyük bir kısmı, derme çatma konutlarda barınmaya çalı maktadır (Tokuço lu, 1993:19).

2.3.3. Çevre Sorunlarına li kin Çözüm Arayı ları

Çevre sorunlarına ili kin çözüm arayı larını hava kirlili i, su kirlili i ve toprak kirlili ini önlemek için alınabilecek önlemler olarak incelemek mümkündür.

Hava kirlili ini kısa vadede azaltmak, uzun vadede ise tamamen ortadan kaldırmak için bazı önlemler bulunmaktadır. Hava kirlili ine yönelik alınabilecek önlemleri öylece belirtmek mümkündür (Can ve Eryener, 1997:11):

Kentsel Ya ama Yönelik Önlemler:

• Isınmak için kullanılan yakıtlarda yanmanın tam ve mükemmel olmasını sa lamak,

• Kaliteli ve en az hava kirlili ine neden olacak standartlara uygun yakıtların

kullanılmasını sa lamak,

• Binalarda, standartlara uygun ısı izolasyonunu gerçekle tirmek,

• Bacalara filtre takmak,

• Kükürt oranı standartlarda öngörülen de erlere yakın olan kömürleri yakarken uygun

oranda kireç tozu ilave etmek. Sanayi Alanına Yönelik Önlemler:

• Atık gazların emisyonlarının kayna ında sürekli ölçümünü yapacak ölçme standları

kurmak ve ölçüm sonuçlarının standartlarda öngörülen de erlerde tutulmasını sa lamak,

• Atık gazların, arıtma ünitelerinden, örne in filtreden ve bazı zararlı gaz karı anlarının

• Sanayi tesislerinin toplu yerle im ve ya am merkezlerinden, kesinlikle standartlarda öngörülen uzaklıkta kurulmasını sa lamak.

Motorlu Ta ıtlara Yönelik Önlemler:

• Sık sık egzoz gazı analizleri yapmak,

• Egzoz gazlarının temizlenmesi,

• Egzoz gazlarının azaltılması.

Su kirlili inin önlenebilmesi için alınacak tedbirleri öylece sıralamak mümkündür (Beyazıt

Hayta, 2006:368):

• Evsel ve endüstriyel atıkların suları kirletmesi önlenmelidir.

• Gübre ve tarımsal ilaçların sulara karı ması önlenmelidir.

• Kanalizasyon sistemleri, içme ve kullanma sularından uzak planlanmalıdır.

• Katı atıkların geri dönü ümü sa lanmalıdır.

• Fazla miktarda deterjan kullanımından kaçınılmalıdır.

• Fosfatlı temizleyiciler yerine do al temizleyiciler tercih edilmelidir.

• çme ve kullanma suları dezenfekte edilmelidir.

• Arıtma tesisleri yaygınla tırılmalıdır.

Her ne kadar toprak kirlili i giderilemeyen ve dönü ümü olmayan bir kirlilik türü olarak bilinse de bazı önleyici önlemler alınabilir. Toprak kirlili ini önlemek için alınması gereken bazı önlemleri öylece belirtmek mümkündür (Kızılo lu Algan ve Bilen, 2005:86-87):

• Tarım alanlarının amaç dı ı (yerle im ve sanayi tesislerinin kuruldu u alanlar olarak)

kullanılmasına engel olunmalıdır.

• Sera etkisi göstererek havayı kirleten CO2 gazına kar ı önemli bir kalkan olan

ormanlar yasal olarak korunmalı, a aç ve hayvan türleri bakımından zengin olan alanlar envanteri ve biyotop haritaları yapılmalıdır. A aç dikme günlerine gereken önem verilmelidir.

• Ormanların tahrip edildi i alanlar, toprak erozyonunun olu maması için otlaklarla

(step ve savan) kaplanmalıdır. Otlak alanlarında otlatılan canlıların sayısı, otlatma miktarı ve zamanı otlatma alanının kapasitesine uygun olarak ayarlanmalıdır.

• Tarımda kullanılan makro ve mikro besin maddesi içeren suni gübreler, toprak - bitki çe idi, topra ın ve gübrenin kimyasal özellikleri dikkate alınarak miktarı, verilme ekli ve yeri tespit edildikten sonra gereksinme duyulan dönemlerde verilmelidir. Ayrıca topra ı kirletmeyen ve ekonomik olan biyolojik gübrelerin kullanılması te vik edilmelidir.

• Topra ı ve yer altı sularını kirleten ve tarımsal mücadele ilaçları kullanılırken ya

yarılanma ömürleri dikkate alınmalı ya da toprak canlılarını ve insanları olumsuz etkilemeyecek ekilde biyolojik mücadele yapılmalıdır. Çiftlik hayvanlarına biyosit kalıntıları bulunan su, yem ve kuru ot verilmemelidir.

• Sanayi ve nükleer tesisler, tarım ve yerle im alanlarından uzak alanlara yapılmalıdır.

• Kirlilik olu turan her türlü atık planlı bir ekilde çe idine göre sınıflandırılarak

toplanmalı ve arıtılmadan topra a verilmemelidir. Atık maddelerin kullanılabilmesi için gereken yeniden kazanma ve arıtma tesislerinin yapımına önem verilmelidir.

• Çevre fazla zarar görmeden gerekli kanun ve yönetmelikler getirilerek uymayanlar

hakkında gereken yaptırımlar yapılmalı, bu konuya önem ve dikkat edenlere, ba kalarını te vik edici ödül törenleri düzenlenmeli ve bunu medyanın da desteklemesi gerekmektedir.

• Hem sera etkisine ve ozon tabakasının delinmesine hem de asit ya murlarına sebep

olan ve rezervlerinin artık tükenmesi söz konusu olan fosil yakıt tüketimi yerine yenilenebilir (güne , hidroelektrik, rüzgar, biyomas ve geotermal) enerji alternatifleri devreye girmelidir.

• Tarımda kullanılan uygun alet ve ekipmanlarla toprak i lenmeli ve toprak su koruma

ile birlikte kültür teknik önlemleri alınmalıdır.

• Toprak kirlili inin olu tu u yerlerdeki canlıların bundan etkilenme dereceleri

belirlenmelidir.

• Kimyasal kirlili in tespit edildi i bölgeler için jeo-kimyasal haritalar ve toprak

kirleticileri arasındaki kar ılıklı etkile imi, toprakta kirletici çevrimi ve hızının analizini, kirlenme derecelerine göre toprakların sınıflandırılmasını ve kirlili in gelecekte ne boyutta olaca ını içeren bir toprak denetim sistemi hazırlanmalı ve insanların e itimine önem verilerek bu konuda bilinçlendirilmelidirler.

2.4. Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre

Sürdürülebilirlik, toplumun sosyal, kültürel, bilimsel, do al ve insan kaynaklarının tümünün ihtiyatlı kullanımını sa layan ve buna saygı duyma temelinde sosyal bir bakı yaratan katılımcı bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Sarıkaya ve Kara, 2007:222). Sürdürülebilir kalkınma ise ekonomik anlamda ihtiyaçları kar ılamak için üretirken, ekolojik denge ile ekonomik büyümeyi birlikte ele alan, hem do al kaynakların etkin kullanımını sa layan ve çevresel kaliteye önem veren hem de gelecek ku akların kendi ihtiyaçlarını kar ılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın bugünkü ku akların ihtiyaçlarını kar ılayabilen bir kalkınma modeli olarak tanımlanmaktadır (Alagöz, 2007:7). Sürdürülebilir kalkınma modeli yenilenebilir kaynak sistemlerinin a ırı kullanımından sakınarak ve yenilenemeyen kaynakları yatırımlarla yerine ikamelerinin yapılması artıyla tüketerek istikrarlı kaynak yapısını sürdürebilen bir sistemi ifade etmektedir. Bu tanım biyolojik çe itlilik, atmosferik istikrar ve ekonomik kaynak olarak sınıflandırılmayan di er ekosistem unsurlarını içermektedir (Sarıkaya ve Kara, 2007:224).

Sürdürülebilir kalkınma esas itibariyle, ekoloji ile ekonomi arasında bir denge kurarak, do al kaynakları bugünden tamamen tüketmeden, aynı dünyayı payla aca ımız gelecek

nesillerimizin ihtiyaçlarının kar ılanmasına olanak verecek ekilde kalkınmayı

amaçlamaktadır. Bu ba lamda, sürdürülebilir bir çevre anlayı ının olu turulması için atılması gereken ilk adım, çevreyi ekonominin bir alt kümesi olarak gören ve sınırsız üretim, sınırsız tüketim ve kâr maksimizasyonu üçgenindeki kalkınma kavramı anlayı ının tümüyle reddedilmesidir Çevresel sürdürülebilirlik, do al kaynakların süreklili inin sa lanması anlamına gelmektedir. Çevresel anlamda sürdürlebilirli i sa lamak için çevresel kaynakların kullanım düzeyinin bu kaynakların kendini yenileme hızını a maması gerekmektedir

(Kaypak, 2011:24-26).

Çevresel kaynakların bugünkü ihtiyaçlara yetmesini sa larken gelecek ku akların da kendi ihtiyaçlarını kar ılayabilme imkanını ellerinden almamak gerekti ine vurgu yapan sürdürülebilir kalkınmanın ba lıca hedeflerini; sosyal dayanı mayı sa lamak, ekonomik yapabilirli i artırmak ve ekolojik sorumlulu u benimsetmek olarak tanımlamak mümkündür. Sürdürülebilir kalkınma kavramı, sadece ekonomi ve ekoloji arasında uyum sa lamak

biçiminde algılanmamalıdır. Sürdürülebilir kalkınma sosyal, kültürel, siyasal ve kurumsal süreçleri içeren ve çe itli göstergeleri olan çok boyutlu bir kavramdır. Ekonomik geli menin sa lanması, sosyal dayanı ma ve çevre koruma amaçlarının gerçekle tirilmesi gibi hedefler, toplumdaki tüm bireylerden ve gruplardan yeryüzündeki tüm ülkelere kadar küresel, bölgesel, yerel ve toplum düzeyinde tüm aktörleri ilgilendirmektedir (Sarıkaya ve Kara, 2007:224). Sürdürülebilir kalkınmanın önünde a ılması gereken engeller bulunmaktadır. Bu engellerden bazılarını;

• Tüketim ve üretimdeki kalıpların de i tirilmesinin çok zor olması,

• Ekonomik ve sosyal kalkınmanın gerçekle ebilmesi için do al kaynakların do ru

stratejilerle yönetilememesi,

• Ulusal ve uluslararası boyutlarda gelir da ılımındaki e itsizli in artı ının küresel

refah, güvenlik ve dengeye tehdit unsuru olu turması,

• Tükenen kaynaklar iklim, sel de i imlerine sebep olurken, özellikle fakir ülkelerde

kar ıla ılan bir çok hastalı ın ba lıca nedeni haline gelmesi ile kötüle en çevresel ko ullar,

• Küreselle me ile gelen yeniliklerin ve kazancın ülkeler arasındaki düzensiz da ılımı,

• Ulusal ekonomilerdeki yabancı sermaye yetersizli i veya dı yardımların etkin

kullanılmaması,

• Ulus devlet anlayı ına gelen küresel tehditler, eklinde belirtmek mümkündür

(Alagöz, 2007:9).

2.5. Muhasebe Kavramı ve Çevre

Muhasebe, “bir örgütün kaynaklarının olu umunu, bu kaynakların olu ma biçimini, örgütün i lemleri sonucunda bu kaynaklarda meydana gelen artı ve azalı ları ve örgütün finansal açıdan durumunu açıklayan bilgileri üreten ve bunları ilgili ki i ve kurulu lara ileten bilgi sistemi.” olarak tanımlanmaktadır (Sevilengül, 2005:9). Fonksiyonları itibari ile muhasebe; “ letmenin varlıklarında ve kaynaklarında de i me yaratan, tamamen veya kısmen mali nitelikteki ve para ile ifade edilebilen ticari i lemlere ait bilgilerin ilgili kaynaklardan toplanması, do ruluklarının saptanması, kaydedilmesi, sınıflandırılması, elde edilen

sonuçların rapor halinde ilgili ki ilere sunulması ve bu bilgilerin analiz edilip yorumlanmasıdır” eklinde tanımlanmaktadır (Küçüksava , 2001:5).

Tanımdan da anla ılaca ı üzere muhasebenin yerine getirdi i fonksiyonlar ve bunlara ili kin açıklamalar u ekildedir (Tokaç, 2005:20):

Kaydetme: Muhasebenin para ile ifade edilebilen mali nitelikli i lem ve olayları

derleyip kendi kuralları çerçevesinde kaydetmesi ve belgelemesi i lemidir. Parayla ifade edilemeyen bir olay muhasebe i lemi olu turmazken, parayla ifade edilebilen bir olay muhasebe i lemi olu turmaktadır.

Sınıflandırma: Derlenen ve zaman sırasına göre kaydedilen bilgilerin niteliklerine

göre sınıflandırılması i lemidir.

Raporlama: Muhasebe bilgi sisteminde üretilen bilgilerin evrensel bir dille i letme ile

ilgili gruplara sunulması i lemidir. Bu bilgilerle ilgili gruplar;

1. letmeye sermaye koyma yoluyla yatırımda bulunanlar,

2. letmede çalı anlar ve sendikalar,

3. letmeye borç verenler,

4. letmeye mal satan ve dolayısıyla i letmenin borçlu oldu u ki i ve kurumlar,

5. Mü teriler,

6. letmelerin kazançları sonucu ödeyece i vergiler açısından devlet,

7. letmelerin bir istihdam kayna ı olması ve üretilen mal ve hizmetlerin önemi

açısından toplum, olarak sınıflandırılmaktadır.

Yorumlama: Muhasebe raporlarında yer alan bilgilerin anlamının ve olaylar ile

sonuçları arasındaki ili kinin ara tırılması, yorumlama i lemi olarak

tanımlanmaktadır. Ça da muhasebe anlayı ı ile geleneksel muhasebe anlayı ı arasındaki en önemli fark raporların yorumlanması noktasında olu maktadır. Geleneksel muhasebe anlayı ında i lemlerin raporlanması muhasebenin görevini sonlandırırken, modern muhasebe anlayı ı bu raporların yorumlanması ve i letmenin gelecekteki alaca ı kararlara ı ık tutması i lemlerini de kapsamaktadır.

2.5.1. Muhasebenin Temel Kavramları Açısından Çevre

Çevreye yönelik bir muhasebe sisteminin olu turulmasında muhasebenin temel kavramlarının bu sistemi ne ekilde etkileyece i üzerinde durmak gerekmektedir.

Muhasebenin temel kavramları Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebli i Sıra No 1’ de 12

ba lık halinde sıralanmı tır. Bunlar1:

1. Sosyal sorumluluk kavramı 2. Ki ilik kavramı

3. letmenin süreklili i kavramı

4. Dönemsellik kavramı 5. Parayla ölçme kavramı 6. Maliyet esası kavramı

7. Tarafsızlık ve belgelendirme kavramı 8. Tutarlılık kavramı

9. Tam açıklama kavramı 10. htiyatlılık kavramı 11. Önemlilik kavramı 12. Özün önceli i kavramı

2.5.1.1. Sosyal Sorumluluk Kavramı

Sosyal sorumluluk kavramı, muhasebenin i levini yerine getirme hususundaki sorumlulu unu belirtmekte ve muhasebenin kapsamını, anlamını, yerini ve amacını göstermektedir. Bu kavram; muhasebenin organizasyonunda, muhasebe uygulamalarının yürütülmesinde ve mali tabloların düzenlenmesi ve sunulmasında; belli ki i veya grupların de il, tüm toplumun çıkarlarının gözetilmesi ve dolayısıyla bilgi üretiminde gerçe e uygun, tarafsız ve dürüst davranılması gere ini ifade etmektedir (TÜRMOB, Yay.No:234:7).

1

Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebli i Sıra No 1, 26.12.1992 Tarih ve 21447 Sayılı Resmi Gazete.

Sosyal sorumluluk kavramı, muhasebe uygulamalarının yürütülmesinde tüm toplumun çıkarlarının gözetilmesi dü üncesi tüm toplumu ilgilendiren ve son derece hayati bir konu olan çevre konusunun muhasebe sistemi dı ında bırakılmasına izin vermemektedir. Sosyal sorumluluk kavramı gere ince i letmeler, tüm toplumun üzerinde olumsuz dı sallıklara neden olabilen çevresel konuları muhasebe sistemleri içerisine dahil etmelidir. letmeler çevresel varlıkları ortak mal statüsünden çıkartarak fiyatlandırmalı, i letme-çevre etkile imi sonunda çevreye verilen zararlar rapor edilmelidir (Bengü ve Can, 2009:158-159.

2.5.1.2. Ki ilik Kavramı

Ki ilik kavramı i letmenin sahip veya sahiplerinden, yöneticilerinden, personelinden ve di er ilgililerden ayrı bir ki ili e sahip oldu unu ve o i letmenin muhasebe i lemlerinin sadece bu

ki ilik adına yürütülmesi gerekti ini öngörmektedir (TÜRMOB, Yay.No:234:8). letme

sahiplerinin ki isel i lemleri bu ki ilik kavramı gere ince i letmenin kar ve zararını etkilememektedir (Erkan ve Di erleri, 2010:6).

Ki ilik kavramı gere i i letmeler, faaliyette bulundukları sektöre ve faaliyet ekillerine has çevre politikaları belirlemelidir. Belirlenen politikaların kurum yöneticileri ve çalı anları tarafından benimsenmesi için gereken i letme içi e itim çalı malarının yapılması, poltikaların uygulanması açısından önem arzetmektedir.

2.5.1.3. letmenin Süreklili i Kavramı

letmenin süreklili i kavramı, i letmelerin faaliyetlerini bir süreye ba lı olmaksızın sürdürece ini ifade eder. Bu nedenle i letme sahiplerinin ya da hissedarlarının ya am süreleriyle ba lı de ildir. letmenin süreklili i kavramı maliyet esasının temelini olu turur. letmenin süreklili i kavramının i letmeler açısından geçerlili inin bulunmadı ı veya ortadan kalktı ı durumlarda ise, bu husus mali tabloların dipnotlarında açıklanır (TÜRMOB, Yay.No:234:8). Süreklilik kavramı gere i i letmeler, belirledikleri çevre poilitikalarını gözden geçirmeli ve de i tirilmesi gereken politikaları de i tirilip, yeni politikaların kurum yöneticileri ve çalı anlarınca benimsenmesi için i letme içi e itim çalı malarının yapılması gerekmektedir.

2.5.1.4. Dönemsellik Kavramı

Dönemsellik kavramı; i letmenin süreklili i kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının di er dönemlerden ba ımsız olarak saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebele tirilmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla kar ıla tırılması bu kavramın gere idir. Bu kavramın, i letmeler açısından geçerlili inin bulunmadı ı veya ortadan kalktı ı durumlarda ise, bu husus mali tabloların dipnotlarında açıklanır (TÜRMOB, Yay.No:234:8).

letmelerin çevreye yönelik gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebele tirmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla kar ıla tırılması dönemsellik kavramın gere idir.

2.5.1.5. Parayla Ölçme Kavramı

Parayla ölçülme kavramı, parayla ölçülebilen iktisadi olay ve i lemlerin muhasebeye ortak bir ölçü olarak para birimiyle yansıtılmasını ifade eder. Muhasebe i lemleri ulusal para birimine göre yapılır (TÜRMOB, Yay.No:234:9). Türkiye’de i lemlerin muhasebele tirilmesinde kullanılan para birimi Türk Lirası’dır (Erkan ve Di erleri, 2010:7).

letmedeki olayların ölçülüp ifade edilmesinde ba ka bir ortak ölçü bulunması söz konusu olmadı ından bu ölçüye ba lı kalınmakta, paranın satın alma gücündeki de i melerin etkisini gidermek üzere bir kısım varlıkların yeniden de erlemesi yapılmakta veya tüm varlıkları kapsayan enflasyon muhasebesi gibi çe itli muhasebe teknikleri geli tirilmektedir (Soylu, 2009:17).

Çevresel kaynaklar toplumun ortak mülkiyetini olu turmaktadır. Bu yüzden çevresel kaynakların para ile ölçülüp ifade edilmeleri oldukça güçtür. Ancak çevrenin muhasebe sistemi içerisine yerle tirilebilmesi, muhasebenin tanımı gere i, ancak para ile ifade edilebilmesine ba lıdır. Çevresel kaynakların nasıl fiyatlandırılabilece ine yönelik çe itli yakla ımlar mevcuttur (Kırlıo lu ve Can, 1998:45).

2.5.1.6. Maliyet Esası Kavramı

Maliyet esası kavramı; para mevcudu, alacaklar ve maliyetinin belirlenmesi mümkün veya uygun olmayan di er kalemler hariç, i letme tarafından edinilen varlık ve hizmetlerin muhasebele tirilmesinde, bunların elde edilme maliyetlerinin esas alınması gere ini ifade eder (TÜRMOB, Yay.No:234:9).

Maliyet esası kavramı gere ince i letmeler, ürettikleri ürünlerin birim maliyetlerini hesaplarken, çevreyle ilgili olarak ölçülebilen (parayla ifade edilebilen) bütün maliyetleri (azaltma maliyetleri, kullanma maliyetleri ve zarar maliyetleri) dikkate almalıdırlar. Ancak böylece do ru bir maliyet hesaplaması yapılmı olacaktır.

2.5.1.7. Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı

Bu kavram, muhasebe kayıtlarının gerçek durumu yansıtan ve usulüne uygun olarak düzenlenmi objektif belgelere dayandırılması ve muhasebe kayıtlarına esas alınacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsız ve ön yargısız davranılması gere ini ifade eder (TÜRMOB, Yay.No:234:9). Tarafsızlık ve belgelendirme kavramı gere ince muhasebe kayıtlarının dayana ı; beyan, tahmin gibi öznel ö eler yerine, fatura, makbuz, senet gibi nesnel belgeler olmalıdır (Soylu, 2009:18).

letmeler tarafsızlık ve belgelendirme kavramı gere ince, çevreye yönelik yapmı oldukları

harcamaları objektiflik kriterine uygun olarak belgelendirmelidir. letmelerin muhasebe

organizasyonları içerisinde çevresel harcamalara yönelik belgelendirme sistemi kurmu olmaları gerekmektedir. Kuracakları sistemin etkinli ini artırmak için bilgi teknolojilerinden yararlanılması önem arz etmektedir.

2.5.1.8. Tutarlılık Kavramı

Tutarlılık kavramı; muhasebe uygulamaları için seçilen muhasebe politikalarının, birbirini

izleyen dönemlerde de i tirilmeden uygulanması gere ini ifade eder. letmelerin mali

durumunun, faaliyet sonuçlarının ve bunlara ili kin yorumların kar ıla tırılabilir olması bu kavramın amacını olu turur. Tutarlılık kavramı, benzer olay ve i lemlerde, kayıt düzenleri ile

de erleme ölçülerinin de i mezli ini ve mali tablolarda biçim ve içerik yönünden tek düzeni öngörür. Geçerli nedenlerin bulundu u durumlarda, i letmeler, uyguladıkları muhasebe politikalarını de i tirebilirler. Ancak bu de i ikliklerin ve bunların parasal etkilerinin mali tabloların dipnotlarında açıklanması zorunludur (TÜRMOB, Yay.No:234:9-10).

2.5.1.9. Tam Açıklama Kavramı

Tam açıklama kavramı; mali tabloların bu tablolardan yararlanacak ki i ve kurulu ların do ru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anla ılır olmasını ifade eder. Mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açıklanması yanında, mali tablo kalemleri kapsamında yer almayan ancak alınacak kararları etkileyebilecek, gerçekle mesi muhtemel olaylara da yer verilmesi bu kavramın gere idir (TÜRMOB, Yay.No:234:10).

letmeler tam açıklama kavramı gere ince çevresel varlıklarını ve yükümlülüklerini mali tablolarında göstermeli, parasal olarak ifade edilemeyen de erlerini dipnotlarında sayı olarak belirtmelidir.

Çevresel malolu lar ve çevresel varlıkların de er kaybı gibi konular tam açıklama kavramı gere ince mali tablolarda yer almalıdır (Kırlıo lu ve Can, 1998:47).

2.5.1.10. htiyatlılık Kavramı

“Muhafazakarlık” ya da “tutuculuk” kavramı olarak da adlandırılan (Cemalcılar ve Di erleri, 2004:121) ihtiyatlılık kavramı, muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve i letmenin kar ıla abilece i risklerin göz önüne alınması gere ini ifade eder. Bu kavramın sonucu olarak, i letmeler, muhtemel giderleri ve zararları için kar ılık ayırırlar, muhtemel gelir ve kârlar için ise gerçekle me dönemlerine kadar herhangi bir muhasebe i lemi yapmazlar. Ancak bu