• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI VE TÜRKİYE’DE

1.2. Yeni Kamu Yönetimi Düşüncesinin İlke ve Stratejileri

1.2.3. Yönetim Anlayışının Değişimi

Yeni yönetim kavramı, Weber’in bürokrasi kuramına dayalı teşkilatlanma düşüncesine karşı çıkar çünkü model kamu kurumlarında verimsizlik, hantallık ve kırtasiyecilik nedeni olarak görülmektedir. Yeni kamu yönetimi düşüncesine göre; kurum yapısı optimum büyüklüğe, esnekliğe, katı olmayan hiyerarşiye, geniş olmayan ve az sayıda çalışanlı merkeze, yatay çevreye, adem-i merkeziyetçiliğe sahip olarak personeller yetkilendirilmelidir. Aynı zamanda yeni kamu yönetimi, piyasaya yönelmiş ve işletme yönetimi ilke ve metotlarının kamu yönetiminde uygulanmasını öngörmektedir.

Yeni kamu yönetimi anlayışı; serbest piyasa sisteminin daha verimli ve etkin olduğunu vurgulayarak, işletme yönetimi ile kamu yönetiminin arasındaki farklılıkların azaldığını savunmaktadır. Özel sektörün işletmecilik anlayışının yeni kamu yönetimi reformlarını şekillendirdiği görülmektedir. Yeni yönetim düşüncesi, kamu yönetiminin politikacılar ve toplumla ilişkileri hakkında farklı bir yaklaşım sergiler. Bu yüzden kamu yöneticileri karar alma ve uygulamada geniş yetkilerle donatılmalarının yanı sıra yaptıkları işin sonuçlarından da sorumlu tutulmaktadırlar. Yönetsel özerklik yönetimde Eryılmaz (2017: 24)’ın da belirttiği gibi; değişen şartlara uyum sağlamayı, hızlı karar alabilmeyi, vatandaşların isteklerine karşı hassas olmayı, kaynakları etkin ve verimli kullanmayı hedeflemektedir. Yeni yönetim anlayışında toplum kamu hizmetlerinin sahibi konumuna getirilmektedir.

Yeni kamu yönetimi yaklaşımı ile kamuda yönetimin; yönetişim, açık bilgi edinme hakkı, yönetim-siyasal iktidar ayrımı, vizyon-misyon yaklaşımı, performans ölçme, müşteri odaklılık ve kalite arayışı kavramlarını benimseyerek işletme yönelimli bir anlayışa geçtiği görülmektedir. Bu kavramlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Yönetişim; yönetimin desantralize, yatay ortaklıklara dayalı ve çok aktörlü bir yapıya

dönüşümünü niteleyip; işbirliğini öngörmektedir. Yönetim ile toplumu bütünleştirerek yönetime karşı duyulan güvensizliği yok etmeyi amaçlamaktadır. Yönetişim kavramına göre devlet; işleri yönlendiren olarak algılanmalıdır. Kısaca yeni kamu yönetimi yaklaşımı kamu kurumlarında yetki genişlemesi olarak belirtilebilen yönetişim anlayışının kullanılmasını öngörmektedir.

Açıklık; yönetimin otoriter tutumundan vazgeçmesi ve halkın etkilerine açık olması

anlamına gelmektedir. Halkla ilişkileri yumuşatmak, yönetim kontrolü yapmak, yönetimi iyileştirmek ve demokratikleştirmeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Açık bilgi edinme hakkı; yönetimin kendine yönelik eleştirileri değerlendirerek iyileştirmelere gitmesini sağlamaktadır. Açık bilgi edinme hakkı ile yönetim sadece yöneticilerin işi iken artık birey ve grupları da içine alan bir yaklaşım olmaktadır. Geleneksel dönemde yönetimde gizlilik ön plandayken günümüzde Giddens (1998a: 85)’ın ifadesiyle “gizlilik ile rüşvet ve yolsuzluk arasında doğrusal bir ilişkiden bahsedilmekte” ve bu yüzden yönetimde açıklık ön plana çıkmaktadır. Yönetsel faaliyetlerin izlenebilmesi, dosyaların incelenebilmesi, bilgi ve belgelerin yönetimden alınabilmesi Eryılmaz (1993: 105) tarafından açıklığın gerekleri arasında gösterilmektedir. Yeni anlayışa göre bilgi edinme hakkı anayasal bir hak olarak görülmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Yönetim-siyasal iktidar ayrımı; siyasal iktidar ile bürokratların farklılıklarını belirgin bir

şekilde ortaya koymaktır. Politikacı ve bürokrat ayrımında yönetimi politik yozlaşmadan kurtarma anlayışı hakimdir. Kamu hizmeti tespiti, analizi, planlanması, mevzuatın yapılması ve değerlendirilmesi siyasal sorumlulukta iken; hizmet yürütülmesi, sunumu ve mevzuat uygulanması yöneticilerin sorumluluğunda olması vurgulanmaktadır. Bu durum siyasal temsilcilerin kamu hizmetlerinin yönetiminden uzaklaşması anlamına gelmekte ve yeni anlayış tarafından desteklenmektedir.

Vizyon-misyon yaklaşımı; kamuda işletmecilik bakış açısını yansıtan vizyon bir örgütün

görev ve hedefler etrafında şekillenen misyon-vizyon oluşturma anlayışı; kamu işlevlerinin ve programlarının sürekli gözden geçirilerek geliştirilmesine olanak tanımakta ve yeni anlayış da tüm kamu kurumlarının misyon ve vizyonlarının açık ve anlaşılır şekilde belirtilmesini öngörmektedir.

Performans ölçme; geleneksel yönetim anlayışında girdi ve süreçler önemli iken; yeni

yaklaşımda etkinlik, verimlilik ve performans önem kazanmaktadır. Songur (1995: 13)’un da ifade ettiği gibi performans denetimi; alt seviye yönetici ve personeli üst yöneticilerine karşı, kamu hizmeti gören kurumları bu hizmete para yatıran kişi ve kurumlara karşı sorumlu tutmalarını ve hesap vermelerini öngörmektedir. Kamu kesiminde performans ölçümünün sağlıklı yapılabilmesi için; iş standartlarının belirlenmesi; hizmetlerin ölçülebilir hale getirilmesi yani sayısallaştırılması gerekmektedir. Genel olarak kamu kesiminde performans ölçümü oldukça zordur; uygulanmasında model tercihi sorunu ve kültür değişimi gereği ortaya çıkardığı için yeni anlayışın ilkeleri arasında yer almasına rağmen yaygın bir uygulama alanı bulamadığı görülmektedir.

Müşteri odaklılık Eryılmaz (2017: 25)’ın da belirttiği gibi; kalite standartlarının

oluşturulmasını, kişilerin isteklerine karşı duyarlı olunmasını, iş ve prosedür süreçlerinin belirlenerek bunlara uyulmasını gerektirmektedir. Amaç; toplumu yönetim unsurunun ortağı haline getirerek bireylerin pasif kullanıcılardan aktif müşterilere dönüştürülmesidir. Yeni anlayışa göre; kamu hizmetleri kullanıcı beklentileri ile uyumlu olmayı öngörmektedir. Ancak kamu hizmetinin özel sektör hizmetlerine göre daha sınırlayıcı bir yapıya sahip olduğu; Hughes (1998: 12)’in de belirttiği gibi vatandaşlık durumlarından dolayı işlem sürecinde eşitliğin ortadan kalkabileceği; müşteri istediği zaman iş ile ilgili ilişkisini kesebilir veya sürdürebilirken Eren (2016: 215-216)’in de belirttiği gibi vatandaşlar sadece protesto ederek ve oy kullanarak siyasi baskı oluşturup iş ilişkisine müdahale edebildiği görlmektedir. Bu açıdan yeni anlayışın müşteri yönelimli bakış açısı kamuda reform olmadan sorun teşkil edecek bir yapı yaratma riski taşımaktadır.

Kalite; kamuda işletmecilik mantığının getirdiği bir diğer uygulama yönetimidir. Taylor

bilimsel yönetim ilkelerinde kaliteyi yönetim sorunu olarak ele alıp; “kaliteyi artırmak için daha çok denetime önem verilmeli” (Taylor, 1997: 82) vurgusuyla kalitenin

önemine dikkat çekmiştir. 1990 yılından beri kamu yönetiminde de kalite nosyonu, bir sürü reformun temelini oluşturmuştur (Eryılmaz, 2017: 25). Yeni kamu yönetimi anlayışına göre; kalite güvence sistemi ve toplam kalite yönetimi yaklaşımlarının kamuda uygulanması gerekmektedir. Kalite güvence sistemi Eren (2016: 102)’in de belirttiği gibi; kamu sektöründe faaliyetlerin daha iyi planlanması, sorunların daha hızlı çözümlenmesi, etkin yönetim sağlanması, birey-yönetim ilişkilerinde iyileştirme sağlanması, etkin kaynak kullanılması, kamuoyu güveni sağlanması ve uluslararası düzeyde mal ve hizmet sağlanması için gerekli bir sistemdir. Toplam kalite yönetimi ise Akgül (1999: 39)’ün ifade ettiği gibi; kuruluştaki personelin tümünün etkinliklerini; süreçlerin, hizmetlerin ve ürünlerin devamlı kalitesinin yükseltilmesi aracılığıyla, müşteri memnuniyeti ortak amacına odaklayan yönetim metodolojisidir. Toplam kalite yönetiminin Öztürk ve Coşkun (2000: 150)’un ifadeleriyle “devamlı iyileştirme”, “müşteri yönelimlilik”, “toplumsal sorumluluk” ve “toplam katılım” olmak üzere dört boyutu bulunmaktadır.

Sonuç olarak yeni kamu yönetimi anlayışı ilkelerinin; devletin rolünün hakemlik ve diğer kurumların kapasitesini güçlendirmesine çalışmak; örgütsel yapıda küçülme, esneklik ve katılımcı yönetimin benimsenmesi; yönetim anlayışının yönetişim, açık bilgi edinme hakkı, siyasal-iktidar ayrımı, vizyon-misyon yaklaşımı, performans ölçme, müşteri odaklılık ve kalite arayışı kavramlarını benimseyerek işletme yönelimli bir anlayışı benimsemesi olduğu görülmektedir. Ancak yaklaşımın, devletin milli hedefler belirleme, çatışmaları çözme, toplumun güç kullanımını denetleme ve milletin geleceğini geliştirmek için yatırım yapma gibi görevlerini göz ardı eden bir mantığa sahip olduğu da göz ardı edilmemelidir.

1.3. Yeni Kamu Yönetimi Anlayışının Geleneksel Yönetim Anlayışı İle