• Sonuç bulunamadı

Verimlilik yönetiminin önemli bir unsuru ölçümdür. Çünkü verimlilik ölçümü, değerleme, kontrol ve geliştirme aşamaları için temel bir göstergedir.

Verimlilik yönetiminin önemli bir bileşeni olarak verimlilik ölçümü, işletmenin çeşitli düzeylerdeki (işletme, bölüm, işlem grubu, işlem) verimlilik oranlarının tespit edilmesini sağlar. Zamana göre verimlilik oranlarındaki değişimlere bağlı olarak, mevcut durum değerlendirilmesi ve uygulamaların geliştirilmesini sağlar.

Verimlilik, en basit ifadesiyle çıktının girdiye oranı olarak tanımlandığından verimlilik ölçümü, girdi ve çıktıkların hesaplanması işlemidir. Öncelikle, verimlilik ölçümünde alınacak üretim döneminin zaman olarak sınırlandırılması, ölçüme konu olacak düzeyin tespit edilmesi ve her bir düzey için girdi ve çıktıların tanımlanarak, nasıl ölçüleceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle verimlilik ölçüsünü, işletmenin bilgi ihtiyacını karşılamak üzere çeşitli şekillerde tanımlamak mümkündür.(Ataay, 2002: 75)

Verimliliğin geniş boyutlarda düşünülmesi tanımlama ve ölçme sorunlarında beraberinde getirmektedir. Birçok araştırmacı bu konuya işletme düzeyinde yaklaşarak verimliliğin “işletme-örgüt performansı” açısından tanımını yapmışlardır. Bu tanım gündeme geldiği ilk günden beri kabul görmüştür.

Anonim tanımlamaya göre,

Verimlilik, mümkün olan en düşük kaynak harcaması ile en yüksek sonuca ulaşmaktır (Kahya, 2004:182). Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi verimlilik ölçümü bir işletme için vaz geçilmez etkenlerden biridir.

Verimliliğin ölçülebilmesinin temelinde Verimlilik = Çıktı eşiğine dayanır

Girdi

Bu eşitliği kullanarak neyin ne kadarla üretildiğini parasal ve fiziksel belirleyen oranlardır (Akal, 2000:150).

Verimlilik oranlarının klasik sınıflandırılması kullanılan yöntemlere göre yapılır. Buna göre verimlilik oranları iki grupta toplanır.

1. Statik Verimlilik Oranları: Bu oranlar belirli bir dönem için anlık görünüm veren kesit oranlarıdır.

Verimlilik oranı = Belirli Bir Dönemin Çıktısı Belirli Bir Dönemin Girdisi

2. Dinamik Verimlilik Oranları (İndeksler): Bu oranlar verimliliği dönemsel olarak ilişkilendiren, bir döneme ya da birbirini izleyen dönemlere göre verimlilikteki değişmeleri gösteren oranlardır.

Verimlilik İndeksi = Belirli Bir Dönem için Çıktı / Girdi

Boz (Bir Önceki) Dönem için Çıktı / Girdi. (Karayalçın, 1986: 215).

1.9.1.2.2. Toplam Verimlilik – Kısmi Verimlilik Oranları

İşletmelerde verimliliğin ölçümü söz konusu olduğunda, işletmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. İşletmenin tüm girdi-çıktılarının tanımlanması ve hesaplanmasına ihtiyaç duyulmaktadır (Cengiz, 1994:23).

Bir üretim ya da hizmet sürecinde girdilerin ve ürünlerin çeşitliliğinin çok karşılaşılan bir durum olması, verimlilik ölçümlerinde girdi-çıktı bileşimlerinin çeşitliliğine dayalı göstergelerin geliştirilmesini gerektirmiştir. Buna göre verimlilik göstergeleri üç grupta toplanmaktadır.

2. Çok Faktörlü Verimlilik Oranları

3. Kısmi (Faktör) Verimlilik Oranları (Akal, 2000:150).

1.9.1.2.2.1. Toplam Verimlilik Oranları

Toplam verimlilik oranı kullanılan tüm üretim kaynaklarının birim miktarını gösterir. Toplam çıktıların, toplam girdilere oranıdır. Toplam verimlilik oranları örgütün etkenliğinin en iyi göstergelerinden biridir.

Birbirinden farklı girdi ve çıktıların toplanabilirliğini sağlamak için, oranların ortak bir birimle ifade edilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle, toplam verimliliğin ölçülmesi için geliştirilen tüm modellerde girdi ve çıktılar birim fiyatlarla ilişkilendirilerek, parasal değerlerle ifade edilmiştir. Birim fiyatlarda oluşan artış ve azalışlar nedeniyle verimlilik oranlarını etkilediğinden verimlilik ölçümünde dikkate alınan temel unsur, girdi ve çıktıların parasal değerler değil onların fiziksel miktarlarıdır (M PM , sayı 7:16).

Toplam verimlilik düzeyi işletme başarısının ölçüsüdür. Ancak işletme için sorunlara yönelik değildir. Toplam verimlilik düzeyinde oluşabilecek bir sapma, daha alt düzeyde verimlilik ölçümlerinin yapılmasıyla ortaya çıkarılabilir. Bununla birlikte toplam verimlilik oranı, işletmenin etkenliğinin en iyi göstergelerinden biridir.

TV = Toplam Üretim / Toplam Girdi (Kahya, 2004:185)

1.9.1.2.2.2. Toplam Verimlilik Oranları 2. Çok Faktörlü Verimlilik Oranı

Toplam çıktı ya da çıktının bir bölümü ile girdilerin bir türü ya da birkaç çeşit girdi türü arasındaki ilişkileri ölçen orandır.

Bu model tüm girdi faktörleri yerine sadece bir bölüm girdi faktörü kullanılmaktadır (Akal, 1997: 7).

1.9.1.2.2.3. Kısmi Verimlilik Oranı

Kısmı verimlilik toplam çıktının ya da bir bölüm çıktının, ayrı ayrı her bir girdi tüpüne oranlaması ile elde edilir. Bu oranlar bir girdi cinsinin birim miktarına düşen üretim miktarını gösterir. Kısmi verimlilik ölçümleri söz konusu olduğunda genellikle iş gücünün, sermayenin, hammaddenin ve enerjinin verimliğinden söz edilmektedir (Kahya, 2004:185).

İşletme faaliyetlerinin analiz edilmesinde kısmi verimlilik analizlerine başvurulmasının temel nedeni, girdilerden herhangi birinin üretim üzerindeki katkısının incelenmesi de bu katkının zaman içindeki seyrine bağlı olarak söz konusu girdinin verimliliğin arttırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesidir (Cengiz, 1994:27).

Bir işletmede verimliliğin hesaplanabilmesi için bu yöntemler kullanılarak ölçümler yapılmaktadır. Verimliliğin yanında iş gücü verimliliğin belirlenmesi de önemli bir etkendir.

1.9.1.2.3. İşgücü Verimliliğin Ölçümü

Verimlilik ölçümü öncelikle, belirlenmiş bir zaman diliminde tanımlanmış girdi ve çıktıların ölçülmesi işlemidir. İşletme içinde yapılan her faaliyette gereğinden az ya da gereğinden fazla iş gören istihdam edilmesi iş gücü verimliliği üzerinde etkilidir. Çok sayıda işçi ile çalışılması durumunda düşük kapasite ile çalışılarak kaynaklar tam kullanılamaz bunun yanında az sayıda işçi ile çalışıldığında ise kaynakların fazla kullanılması sonucunda verimsizlik ortaya çıkar. Bu nedenle işgücü verimliliğini etkileyen önemli faktörlerin biri işletmede norm kadronun sağlanması için çalışmaların yapılmış olmasıdır. İş gücü verimliliği öncelikle norm kadronun oluşturulmasıyla birlikte iş gücü ve işletmenin özellikleriyle de yakından ilgilidir.(Akal, 2000:275)

1.9.1.2.3.1. İşgücü Verimliliğini Etkileyen Faktörler

İşgücü verimliliği başlıca şu etkenlere bağlıdır:

1. Teknoloji Düzeyi, doğal kaynak bolluğu ve sermaye yoğunluğu 2. Emeğin Kalitesi

3. Örgütleme Yapısı ve Önderlik

4. Sosyo-Ekonomik yapı (MPM , sayı 7:9).

Teknoloji düzeyi, emeğin verimliliğini etkileyen en önemli etkendir. Az gelişmiş ülkelerin düşük teknoloji kullanması nedeniyle iş verimi oldukça düşüktür. Genel olarak yüksek teknolojileri üreten ve uygulayan ülkelerdeki verimlilik düzeyleri, ülkelerdeki verimlilik düzeylerine göre ezici bir üstünlüğe sahiptir. Bunun nedeni alım-satım gücüne de bağlıdır.

Emeğin kalitesi de, yüksek verimliliği etkileyen temel etkenlerden biridir. Yüksek verimlilikle madde ve mamulün kalitesinin, imalatçıları tarafından kullanıcı veya tüketiciye güvenilir ya da tarafsız değerler taşıması önemlidir. Ne kadar kaliteli çalışılırsa yüksek verimliliğin artmasına yardımcı olur. Emeğin kalitesi de yüksek verimlilikle en üstün kaliteyi yakalamaktadır . (Kaloğlu, 1999: 60)

Örgütlenme verimlilikteki değişmeleri derinden etkileyen etkenlerden biridir. Burada yoğun örgüt kavramı, üretim amacıyla bir araya getirilmiş ve bu amaç doğrultusunda yönlendirilmiş insanlar ve donanın birliği olarak tanımlanabilir.

Teknoloji düzeyi, değiştirilmesi en güç olan etkenlerden biridir. Emeğin kalitesini iyileştirmek de zor olmakla birlikte eğitim yoluyla ve deneyimlerin arttırılması ile gerçekleştirilebilecek bir durumdur. Örgütlenme yapısını değiştirme ve eski yapının üstüne yeni yapıları yerleştirmek ise bakış açılarına bağlı olarak daha kolaydır. Burada ortaya çıkan zorluk, yeni yapıyı örgütün insanlarına

benimsetebilmektir ki buda örgüt önderliğinin ikna yeteneğindeki farklılığa bağlı bir olgudur. (<www.tekstilişveren.com>(M art 2003) )

Verimlilik düzeyini esas olarak belirleyen bir etken daha vardır. O da oluşumunu tarihsel sürece borçlu olan, alışkanlıklarla yüklü ve gelişebilmesi için gerekli ivmeyi tarihsel süreçten ödünç alan sosyo-ekonomik yapıdır. Toplumsal açılım yaratıcı nitelikteki yeniliklere direnç gösterme ve onları daha doğarken reddetme özelliğiyle kendisini belli eden bu sosyo-ekonomik yapı en yavaş değişen etkendir. Aykırılığı, farklılığı ve yeniliği tepkiyle karşılayan sosyo-ekonomik yapının ne ölçüde güçlü olduğunu belgeleyebilmek zordur (MPM , sayı 7:11).

Tüm bu karışıklığa rağmen, iş gücü verimliliğini etkileyen faktörleri farklı iki temel başlıkta toplamakta hükümdür. Bunlar iş görenin performansı ve işletmenin sahip olduğu üretim teknolojisidir.

Burada iş gören, iş gücünü; teknoloji ise makineleri, araç gereci, hammaddeleri, enerjiyi, işyeri yerleşimini, kullanılan metotları ve kapasiteyi ifade etmektedir. Bu iki unsur teknoloji ve emek yoğun işletmelerde sahip olunan emek verimliliğini belirleyici özelliğe sahipken, emek yoğun işletmelerde iş görenin performansı teknolojiye oranla daha baskındır. Fakat işgücü verimliliği, teknolojik gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bu iki unsurun ortak etkisinin bir sonucudur (Cengiz, 1994:40).

Verimlilik bu etkenler dışında iş görenin yeteneği, işletme içi eğitim programları, iş görenin güdülenmesi, çalışma ortamının düzenlenmesi, organizasyon yapısı, yöneticilerin yaklaşımı, iş görenin değerli olduğunun hissettirilmesi vb. şartlardan iş gücü verimliliği etkilenmektedir. Kısaca, verimliliği arttırma yönetimden kaynaklanan etkin olmayan zamanın azaltılması temel amaçtır (Köroğlu, 1995:11).

Benzer Belgeler