• Sonuç bulunamadı

2.3. Araştırma teknikleri ve kullanılan veri setleri

2.3.1. Veri Tipolojisi

Bu bölümde, ilerleyen bölümlerde yapılacak tartışmalar sırasında kullanılacak verilerin yapısal özellikleri üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır. Kullanılacak veriler üç başlık altında toplanabilir;

(i) Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2002, 2003, 2004 ve 2005 yılları itibariyle sunduğu, Radyo ve Televizyon Kurum İstatistikleri (2006, 2007), (ii) Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), 2005 yılında gerçekleştirdiği Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması (2006) ve

(iii) 2004 yılı Avrupa Yaşam Kalitesi Araştırması’dır (Wallace ve diğerleri, 2007; Rose ve Özcan, 2007).

Değerlendirilecek verilerin tamamı, pozitivist metodolojinin kuralları çerçevesinde toplanan nicel verilerden oluşmaktadır. Bununla birlikte, anahtar kişilerle yapılan mülakatlar da, bilhassa güvenilirliği ve geçerliliği tesis etmenin yanında, yapılacak alan analizinin temellerini sağlamlaştıracak biçimde işlevsellik sunacaktır.

Tablo-2: Kullanılan veri setleri ve kaynakları

Veri seti Teknik Amaç Örneklem Kurum Radyo ve Televizyon Kurum İstatistikleri Sayım ve resmi kayıtlar İkincil veri analizi Türkiye Türkiye İstatistik Kurumu Televizyon İzleme

Eğilimleri Araştırması Sörvey

Betimleyici

/ Açıklayıcı Türkiye

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Avrupa Yaşam

Kalitesi Araştırması Sörvey

Çok amaçlı

/ Açıklayıcı Türkiye

Avrupa Birliği Yaşam ve Çalışma Şartlarının Geliştirilmesi Fonu Anahtar Kişilerle Mülakatlar Derinlemesine mülakat Zengin veri / Açıklayıcı - -

Kullanılacak ikincil verilerden ilki, televizyon alanının yapısını ortaya koymak üzere analiz edilecek olan, TÜİK’in Radyo ve Televizyon Kurum İstatistikleri’ni (2006, 2007) kapsayan makro verilerdir. Bu nicel verileri değerlendirmek suretiyle, Türkiye’de televizyon alanının yapısı okunmaya ve sınırları çizilmeye çalışılacaktır. Bununla birlikte, alan analizi sırasında resmi rakamların dışında, fiili durumu da anlamak üzere, anahtar kişilerle yapılan mülakatlar, bu bölümdeki değerlendirmeleri sağlam bir temele oturtacaktır.

İkinci veri setini, televizyon alanındaki pratikleri ve böylece evde neler olup bittiğini anlamak üzere kullanılacak olan, RTÜK’ün 2005 yılında gerçekleştirdiği Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması’na (2006) ait veriler oluşturacaktır. Orada, program tarzları ve tüketiciler arasındaki ilişkiyi anlamak üzere analizler yapılacak ve Türkiye’de, televizyon alanında kültürel tüketim pratiklerinin nasıl organize olduğu, dolayısıyla beğeniler ve onlara ilişkin tüketim pratikleri çözümlenmeye çalışılacaktır.

Son bölümde, örnek olarak medya alanındaki beğenilerin tüketim pratiğinde kendini gösteren, Türkiye’deki kültürel eşitsizlikten söz etmenin imkanını değerlendiren bir çözümlemeye girişilecektir. Burada, Avrupa Yaşam Kalitesi Araştırması’nın (Wallace ve diğerleri, 2007; Rose ve Özcan, 2007) 2004 yılına ait verileri analiz edilecektir.

Bu doğrultuda, kullanılacak verilerin tipolojisi, aşağıda başlıklar halinde, ayrıntılı olarak sunulmaktadır.

2.3.1.1. Veri Rehberi A: Radyo ve Televizyon Kurum İstatistikleri, 2002, 2003, 2004, 2005

Kapsam

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yaşamında meydana gelen değişimleri izlemek üzere, belirli yıl aralıklarıyla araştırmalar düzenlemektedir. Bu araştırmalardan birisi de, Türkiye’deki radyo ve televizyon yayıncılığına ilişkin bilgilerin derlendiği, Radyo-Televizyon Kurumları

Araştırması’dır. Radyo-Televizyon Kurumları Araştırması’nın uygulamasına ilk kez 1996 yılında başlanmış ve bu yıl 1995 yılına ait veriler derlenmiştir. Bir sorukağıdının uygulanmasıyla elde edilen veriler, Radyo ve Televizyon İstatistikleri olarak yayınlanmıştır. Araştırmanın kapsamı ve içeriği, 2001 yılına kadar aynı şekilde devam etmiştir. Ne var ki, araştırma, 2002 yılından itibaren Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde, karşılaştırmaya olanak verecek biçimde yeniden düzenlenmiş ve daha önceki yıllardaki tanım ve kavramlar bu yeni düzenlemeye göre değiştirilmiştir (TÜİK, 2006 ve 2007). Yeni düzenlemeyle birlikte, 2002 yılında gerçekleştirilen ilk uygulama Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi olarak adlandırılmıştır.

İlerleyen bölümlerde yapılacak analizlerde, ilk olarak 2002 yılından itibaren uygulanan Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi kapsamında toplanan 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait veriler değerlendirilecektir.10

Yeni düzenlemeyle birlikte, 2002 yılından 2005 yılına kadar elde edilen veriler, medya alanında faaliyet gösteren kurumlara ilişkin aşağıda belirtilen çerçeve dahilinde toplanmıştır (TÜİK, 2006 ve 2007);

a. yayın kurumunun ekonomik faaliyeti, b. çalışanların sayıları,

c. işyeri büyüklüğü, d. cari harcamaları, e. kurum gelirleri, f. program türü,

g. program yayın süreleri.

Yukarıda belirtilen çerçevede elde edilen veriler için, iki kritik hususu vurgulamak, kapsamı belirlemek açısından önemli olacaktır. Buna göre TÜİK, Radyo ve

10 Bu tez çalışmasının gerçekleştirildiği 2004 ve 2009 yılları arasında, kullanılabilecek en güncel veri TÜİK’in 2005 yılına ait verileridir. Bu nedenle Radyo ve Televizyon Kurumlar İstatistikleri 2002 ve 2005 yılları arasındaki verilere dayanmaktadır. Çalışmanın kapsamı da bu yıllar itibariyle sınırlandırılmıştır.

Televizyon Kurumları İstatistikleri’nin sektörel kapsamını iki başlıkta sınırlamaktadır:

a. “Radyo ve Televizyon faaliyetleri, yayınla bağlantılı olsun ya da olmasın, canlı veya bant ve diğer kayıt cihazlarına alınmış radyo ve televizyon programlarının yapımını içermektedir.” (TÜİK, 2006 ve 2007),

b. “Bu faaliyetler içerisine kablolu televizyon, nakledici ya da uydu yoluyla radyo ve televizyon yayınlarının aktarılması, acente faaliyetleri ve sinema salonlarında sinema ve video bandı üretimi dahil edilmemektedir.” (TÜİK, 2006 ve 2007).

Veri Toplama Tekniği ve Örneklem

Yukarıda belirtilen kapsamda Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi’nin nereden/kim(ler)den veri toplayacağı, anket çalışmasının gereği olarak, açık biçimde tanımlanmıştır. Buna göre, “birinci derecede karar alma özerkliği kullanarak, mal ve hizmet üreten bir organizasyon” (TÜİK, 2006 ve 2007) olarak tanımlanan istatistiki birimden, dolayısıyla bu tanıma uyan radyo ve televizyon kurumlarından veriler toplanmıştır. Yukarıda belirtilen sektörel kapsam dahilinde bulunan, Türkiye’deki tüm kurumlara ait adresler, TÜİK tarafından, RTÜK’ten elde edilmiş ve tabakalı basit tesadüfi örnekleme tekniği kullanılarak, tanım kapsamındaki tüm istatistiki birimler örnekleme alınmıştır11 (TÜİK, 2006 ve 2007). Örneklem kapsamındaki istatistiki birimler, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması’na (İBBS) göre 1. Düzeyde, yani Türkiye’yi temsil eden 12 istatistiki bölgede bulunmaktadır.

Belirlenen örneklem düzeyinde ve tanımlanan istatistiki birimlerde bulunan yetkiliyle, yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak, Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi uygulaması TÜİK tarafından gerçekleştirilmiştir. Ankette bulunan değişkenler aşağıda ayrıntılı olarak ele alınmıştır;

11

Tabakalı örneklemin hesaplamasıyla ilgili ayrıntılı örnek hacmi, tahmin ve notasyonlar için bakınız TÜİK, 2006 ve TÜİK, 2007.

a. Yayın kurumunun unvanı, adresi ve niteliği,

b. Yayın kurumunun faaliyet konusu, coğrafi kapsamı ve program yayınları, c. İstihdam, çalışılan saat ve ödemeler,

d. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] satın ve devralınan mal ve hizmetler, e. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] elde edilen gelirler,

f. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] stoklar,

g. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] yayın kurumunun yurt dışı bağlantılı yapmış olduğu faaliyetler,

h. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] yapılan sabit sermaye yatırımı, satış ve sabit kıymet harcaması

i. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] yılsonu itibariyle sermaye ve kredi durumu,

j. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] sermaye dağılımı,

k. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] tahakkuk eden katma değer vergisi ve diğer dolaylı vergiler,

l. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] satın ve devralınan mal ve hizmetlerin açılımı,

m. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] yapılan sabit sermaye yatırımları ve sayışların mallara göre dağılımı,

n. [Anketin gerçekleştirildiği yılda] yayın kurumunun yıllık karı/zararı, vergi kimlik numarası ve bağlı olduğu vergi dairesi adı

Sorukağıdında yer alan yukarıdaki değişkenlere ait ayrıntılı analizler, bundan sonraki ilk bölümde, Türkiye’de televizyon alanının yapısını ve sınırlarını tartışan bölümde, ele alınacaktır. TÜİK’in yıllar itibariyle topladığı Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri’ne ait çalışmanın kapsamı, araştırma tasarımı, veri toplama tekniği, örneklemi ve kullandığı ölçme aracının mahiyeti, yukarıda bahsedildiği gibidir. Tek bir cümleyle özetlemek gerekirse, Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri, Türkiye’yi temsilen seçilen 12 istatistiki bölgede bulunan radyo ve televizyon

kurumlarından, yüz yüze gerçekleştirilen anket tekniği kullanmak suretiyle toplanan verilerden müteşekkildir.

Sınırlılıklar

Ne var ki, bu tez çalışmasında kullanılacak olan yukarıda ayrıntılarıyla bahsedilen Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi aracılığıyla toplanan verilerin, her araştırmada olduğu üzere, bir takım sınırlıkları bulunmaktadır. Bu sınırlılıklar üç başlık altında toplanabilir;

a. Kapsama ait sınırlılıklar, b. Ölçme aracına ait sınırlılıklar, c. Örnekleme ait sınırlıklar,

Kapsama ait sınırlılıklar; çalışmanın sektörel kapsamı her ne kadar tanımlanmış olsa da, bu kapsamda araştırmanın gerçekleştirildiği yıl itibariyle, hangi yayıncı kurumların araştırmaya dahil edildiği belirtilmemiştir. Açık ki, kapsam tarif edilmiş olmasına karşın, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde hangi yayıncı kurumların araştırmaya katıldığının bilinmesi önem taşımaktadır. Bu bağlamda, örneğin 2002 yılında Türkiye’de ulusal düzeyde yayın yapan yayıncıların sayısının 11 olarak verilmesi kendi başına fazla anlam ifade etmemektedir. Bununla birlikte, hangi yayıncıların bu sayıyı oluşturduğunu belirtmek, bunlara ait ayrıntılı yapısal analizleri gerçekleştirmek için kaçınılmaz olarak önem taşımaktadır. TÜİK’in, Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri çalışmasının (2006), hemen önsözünde belirttiği,“…ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısında meydana gelen değişimleri izlemek amacıyla…” uyguladığı sorukağıdı ve sonucunda elde ettiği veriler, sadece sayıları ortaya koyarak değil ancak o sayılara ait mahiyetin de sunulmasıyla, böylesi bir hedefle oluşturulan yapısal analizi destekleyecek nitelikteki çalışmalara zemin hazırlayabilir.

Sayıları konuşturacak bir mahiyetten yoksun bir çalışmanın, yapısal bir analizi öngörmesi ve yapının ekonomik ve sosyal çözümlemesini yapması tek başına

olanaklı olmayacaktır. Nitekim, ilerleyen bölümde yapılan analizlerde görülebileceği üzere, 2005 yılında Türkiye’de 13 tane ulusal yayın yapan kuruluş olduğunu belirtmek ve çalışmada yer alan bu konudaki ulusal verileri sadece bu 13 yayıncı kuruluşa mal etmek gerçekçi olmayacaktır. Zira belirtilen yıl itibariyle, fiili olarak ulusal düzeyde yayın yapan yayıncı sayısının, TÜİK’in ortaya koyduğundan farklı olduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan, tekrar edecek olursak, yıllar itibariyle sadece sayıları kendi mahiyetlerinden yoksun olarak ortaya koymak, onların sahip olduğu betimleme ve açıklama gücünü şüpheli hale getirecektir. Oysa, sayıları konuşturmanın imkanı, biraz da onların sahip olduğu hususiyetlerin bilinmesiyle olanaklı olabilir.

Bu örnekte olduğu gibi, sadece ulusal yayın yapan yayıncı sayısını değil ama bu kapsamdaki değerlendirmeye alınan yayıncıların da kim(ler) olduğunu belirtmek önem taşımaktadır. Bu örnekteki tartışma, Türkiye’deki televizyon alanının sorunlarından biri olarak ilerleyen bölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Burada belirtilmesi gereken husus, kapsama ait bu sınırlılığın bu tez çalışması sırasında nasıl aşıldığıdır. TÜİK’in sunduğu bu verilerin sahip olduğu kapsama ait sınırlılığın aşılması ve verilerin sunduğu rakamların mahiyetlerinin anlaşılması için, üç anahtar kişiyle bir dizi mülakat gerçekleştirilmiştir. Bu mülakatlardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi, Türkiye televizyon alanının çözümlendiği ilerleyen bölümde sürdürülecektir. Mülakatlar, farklı tarihlerde RTÜK Başkanı, RTÜK Başkan Danışmanı ve TÜİK Radyo Televizyon Kurumu İstatistikleri uzmanlarıyla sürdürülmüştür.

Bu kapsamda, 25.04.2008 tarihinde RTÜK’e ilk ziyaret gerçekleştirilmiştir. Uzman görüşmesi yapılmış ve Türkiye televizyon alanına ilişkin genel durum hakkında gereken bilgiler alınmıştır. Bu ilk ziyarette, aynı zamanda dönemin RTÜK Başkanı’ndan randevu almak için girişimler başlatılmıştır. Sonrasında, 08.05.2008 tarihinde, RTÜK Başkanı’ndan randevu alınıp, 20 dakika süren ilk mülakat gerçekleştirilmiştir. Başkanla yapılan görüşmede, çalışmanın mahiyeti paylaşılmış ve Türkiye televizyon alanına ilişkin düzenleyici kurumun da kurumsal bakışını ve

tespitlerini yansıtan ilk bilgiler elde edilmiştir. İlerleyen zaman zarfında, 09.05.2008 tarihinde başkanla ikinci bir mülakat daha gerçekleştirilmiştir. Bu mülakat çerçevesinde, RTÜK’ün 2005 yılında gerçekleştirdiği Televizyon İzleme Eğilimleri araştırması ve televizyon alanında gerçekleştirdiği diğer çalışmalar üzerine bilgiler edinilmiştir. 20 dakika süren bu ikinci mülakatın ardından, RTÜK Başkanı tarafından başkan danışmanına yönlendirilme yapılmıştır. Ardından, 03.06.2008 tarihinde, başkan danışmanı Perran Beşirli ile 2,5 saat süren derinlemesine bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Bu mülakat sırasında yarı yapılandırılmış bir sorukağıdı kullanılmıştır. Mülakat, Türkiye televizyon alanına ilişkin ayrıntılı bilgilerin tartışılmasına ve resmi durumla çelişen fiili duruma ilişkin son ve güncel bilgilerin derlenmesine imkan vermiştir. Başkan danışmanıyla yapılan mülakatın analiz edilmesini takip eden günlerde, Türkiye televizyon alanına ilişkin ek bilgi gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda, 05.06.2008 tarihinde, ek bilgilerin talep edildiği bir derinlemesine mülakat daha gerçekleştirilmiştir. RTÜK’te yapılan derinlemesine mülakatların yanında, 2008 yılı Nisan ayında, TÜİK’te Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri’ni toplayan uzmanlarla da çoklu bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Mülakatlar, Türkiye’de televizyon alanının yapısını ortaya koymak üzere, TÜİK’in sunduğu Radyo Televizyon Kurumu İstatistikleri’nin verileri kullanılarak yapılan tartışmalar sırasında, analizlerinin açıklamada yetersiz kaldığı meseleleri yeniden ele alarak, onları geçerli ve güvenilir bilgilerle beslemek ihtiyacı çerçevesinde kullanılmıştır. Böylece nicel verilerin yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kapsama ait sınırlılıklar aşılmaya çalışılmıştır.

Ölçme aracına ait sınırlılıklar; TÜİK tarafından geliştirilen ve ölçme aracı olarak kullanılan Radyo ve Televizyon Kurumları Anketi, güncel gelişmeler neticesinde yenilenmiş, geliştirilmiş ve ilk kez 2002 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Ne var ki, 2002 yılında uygulanan sorukağıdının içeriği, sonraki yıllarda değiştirilmiştir. İlk geliştirilen ve 2002 yılında uygulanan sorukağıdı (bakınız EK A), 14 bölümden oluşmaktadır. Oysa 2003 ve sonrası yıllara ait sorukağıtları 12 bölümden oluşmaktadır (bakınız EK B). Bu bakımdan ölçme aracı yeni geliştirilmiş olsa da, uygulanmaya başlandığı ilk yıl ve sonraki yıllar arasında bazı konularda farklılıklar

bulunmaktadır. Genel haliyle, 2002 yılına ait verilerin sonraki yıllarda karşılığının bulunmayışı nedeniyle, yıllar itibariyle yapılan karşılaştırmalarda sıkıntılara yol açmaktadır.

Öte yandan, sorukağıdının 2002 yılındaki haline nazaran, sonraki yıllarda daha kompakt olduğu, uygulamada ve karşılaştırmalarda daha açıklayıcı bilgiler sunduğu ortadadır. Bu bakımdan, sorukağıdının içeriğinin değişmesi her ne kadar 2002 yılı verileriyle uyumsuzluk yaratmış olsa da, sonraki yıllara ait ölçme aracının sunduğu imkanların artmasını sağlamıştır. Örneğin, TÜİK’in araştırmasındaki ve bu çalışma kapsamında kullanılacak önemli sorulardan birisi program türleridir. Ölçme aracının 2002 yılına ait versiyonunda, 12 program türü belirlenmiş ve veriler bu 12 türe göre toplanmıştır. Oysa sonraki yıllara ait ölçme aracında 13 program türüne göre bilgiler toplanmış ve analiz edilmiştir. Sadece sayısı itibariye değil ancak içeriği bakımından da farklılık gösteren program türleri aşağıdaki tabloda sunulmaktadır.

Tablo 3: Ölçme aracına ait sınırlılıklar: Program türleri

2002 yılına ait program türleri 2003 yılı ve sonrasına ait program türleri

1. Haberler 1. Haber programları

2. Magazin ve güncel olaylar 2. Spor programları

3. Spor 3. Kültür programları

4. Müzik ve eğlence 4. Din ve moral programları 5. Belgeseller 5. Eğitim programları 6. Kültür ve sanat 6. Bilgi-eğlence programları

7. Eğitim 7. Dramatik programlar

8. Drama ve seriler 8. Müzik programları 9. Sinema filmleri 9. Eğlence programları 10. Dini yayınlar 10. Program tanıtımları

11. Reklamlar 11. Reklamlar

12. Diğer 12. Reality show

13. Diğer tür programlar

Yukarıdaki tabloda da görülebileceği üzere, 2002 yılında uygulanan ilk ölçme aracıyla 2003 ve sonrasındaki yıllara ait ölçme aracı arasında, program türleri itibariyle, içerik bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar, 2002 yılındaki verilerle sonraki yıllardaki verileri karşılaştırmada bir takım sınırlılıklar

gösterse de, ölçme aracına 2003 yılında gerçekleştirilen bu içerik müdahalesi yerinde bir düzeltmedir. Zira ölçme aracının ilk versiyonunda bulunan program türlerinin içerikleri, herhangi biçimde bir tanıma sahip değildir. Örneğin 2002 yılına ait ölçme aracında, program türleri içinde gösterilen “diğer” seçeneğinin hangi program türlerini kapsadığı ve ya yarı-belgesel mahiyetinde olan gündemdeki kişilerin hayatı, vizyondaki filmler, kamera arkası görüntüleri gibi yayınların, hangi program türünün altında değerlendirildiği açık değildir. Oysa 2003 yılı ve sonrasına ait sorukağıdında bulunan program türlerinin, hangi mahiyetteki yayınları kapsadığı RTÜK tarafından hazırlanan ve TÜİK ile de paylaşılan bir çalışmayla (RTÜK, 2003) ayrıntılı olarak belirlenmiştir.

Netice itibariyle, uygulandığı ilk yıl olan 2002 yılında ve sonraki yıllarda bir takım konularda farklılıklar gösterse de, 2003 yılı itibariyle yapılan müdahalenin sorukağıdının kalitesini arttırdığı ve veriler bakımından daha ayrıntılı karşılaştırma imkanı sunan tanımların oluşturulduğu görülmektedir. Yine de, ham veri elde mevcut olmadığından, 2002 yılına ait verilerin sonraki yıllarla karşılaştırma imkanı sunması bakımından bu noktada herhangi bir düzenlemeye gitmenin olanaklı olmayışı bu çalışmanın sınırlılıklarından birini oluşturmaktadır. İlerleyen bölümde yapılan analizlerde bu sınırlılıkların neler olduğu tartışılmaktadır. Bu bağlamda, TÜİK’in 2002 yılına ait ham veriyi kullanarak elde ettiği sonuçları, sonraki yıllarla uyumlu hale getirmesi ve 2002 yılına ait Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri kitabını (TÜİK, 2006) yeniden düzenlemesi mümkündür. TUİK’in yapacağı böylesi bir düzenleme/düzeltme, konu etrafında çalışan araştırmacılar için yararlı olacaktır.

Örnekleme ait sınırlıklar; TÜİK, yaptığı çalışmada, örneklem tekniğini ve bu tekniğe ilişkin kavram, tahmin ve notasyonları ayrıntılı olarak sunmaktadır. Ne var ki, bu konudaki önemli eksikliklerden birisi, kapsama ait sınırlılıklarda da tartışıldığı üzere, örneklemi oluşturan yahut evreni oluşturan istatistiki birimlerin, açık tanıtıcı bilgilerinin olmayışıdır. Örneğin, çalışmalar sırasında tabakalı örneklem tekniği kullanıldığı belirtilmiştir (TÜİK, 2006: viii). Ancak, bu tabakaların mahiyeti

açıklanmamıştır. Benzer olarak temsili örnekleme dahil edilen illerin İBBS’ye göre düzey 1’de olduğu ve 12 istatistiki bölgenin seçildiği belirtilmiş olsa da, bu bölgelerin hangi illeri kapsadığı açıklanmamaktadır. Bu bakımdan, eldeki verilere göre, hangi ilde hangi yayıncı kuruluşa gidildiği TÜİK tarafından gizli tutulmaktadır. Örneklem oluşturmada ve uygulamadaki mahareti sorgulanmasa da, TÜİK’in bu konuda da şeffaf olması, araştırmacıların kullandığı verilere ilişkin güvenilirlik ve geçerlilik kaygılarını ortadan kaldıracaktır. Ayrıca, sunulan bilgiler etrafında yapılacak analizlerin çeşitliliğini de artıracak bir yaklaşım olarak, örneklemin mahiyetine ilişkin bu bilgilerin önemsenmesi gereklidir. Ne yazık ki, TÜİK’in sunduğu verilerde, yukarıda belirtilen hususların belirsiz olması nedeniyle, bu çalışma kapsamında Türkiye’de televizyon alanının yapısı analiz edilirken, iller bazında ya da yayıncılar bazında herhangi bir kavrayış geliştirme imkanı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, TÜİK’in sunduğu verilerdeki araştırmacılar tarafından aşılması olanaklı olmayan örnekleme ait sınırlılıklar, bu çalışmanın ikinci sınırlılığını oluşturmaktadır. Dolayısıyla, TÜİK’in sunduğu veriler kapsamında, Türkiye’de televizyon alanının yapısı analiz edilirken, iller ve yayıncılar bazında çeşitli analizler yapma imkanı kısıtlanmış bulunmaktadır.

Sonuç olarak, TÜİK’in 2009 yılı itibariyle sunduğu, 2002, 2003, 2004 ve 2005 yılına ait Radyo ve Televizyon Kurumları İstatistikleri, yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, kapsam, ölçme aracı ve örnekleme ait, üç bakımdan sınırlılıklar getirmektedir. Bu sınırlılıklardan bir kısmını aşmak üzere çözüm stratejileri geliştirilmiştir. Ne var ki, yukarıda sıralanmış olan bazı sınırlılıkları aşmak olanaksızdır. Bu aşamada, aşılması olanaksız olan sınırlılıklar, Türkiye’deki medya alanının yapısını analiz eden sonraki bölümde sürdürülen tartışmalar süresince kendini muhafaza edecektir.

TÜİK, sadece bu alanda çalışan araştırmacılara veri sunmakla kalmamakta, aynı zamanda bu verilerin sunuş biçimi itibariyle bir takım sınırlılıklar da sunmaktadır. Bu sınırlılıklar, sosyal araştırmanın bünyesinde taşıdığı genel sınırlılıklar olmaktan öte, veriyi ya da bilgileri sunan kişinin/kurumun/yapının tasarrufunda olan bilgileri paylaşmaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Elbette bir sosyal araştırma, yekten iki

önemli sınırlılığa sahiptir. Bunlardan birisi para ve diğeri zamandır. Araştırmacı yeterli bütçeye sahip olsa dahi, zamanı yeterli değilse, araştırmasının henüz başında kısıtlamaya gidecek ve bir takım bilgileri toplamayı ihmal edebilecektir. Bilinçli olarak yapmak zorunda kalınan bu tip sınırlama, şeffaf biçimde ortaya