• Sonuç bulunamadı

2. YARGI İÇTİHATLARINDA MENFAAT İHLALİ

2.2. Menfaat Özneleri

2.2.7. Vakıflar

Vakıfların dava açabilmeleri konusundaki uygulama derneklerinkine paralellik arz etmektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Türkiye'deki Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ödenecek teftiş ve denetime katılma paylarının belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararnamesine karşı açılan davada, davacı vakfın Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ödemekte olduğu teftiş ve denetime katılma payının miktarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı gibi bu kararnamenin davacı vakfı ilgilendirir bir yönü de bulunmadığı; ayrıca davacı vakfın Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce kurulan vakıflar gibi kendisinden de teftiş ve denetime katılma payı alındığı yolunda bir

291 DVDDGK, E. 1999/92, K 1999/419, KT. 08.10.1999, DD, S. 103, s. 189.

iddia da öne sürmediği; dolayısıyla davacı vakfın bu davayı açmakta menfaatinin olmadığı sonucuna varmıştır.292

Özellikle son dönemdeki İdari Dava Daireleri Genel Kurulu kararlarında, derneklerde olduğu gibi vakıfların da kuruluş amaçlarıyla sınırlı olmak üzere ve kamu menfaatini ilgilendiren konularda dava ehliyetinin kabul edilmesi yönündeki eğilim gözlenmektedir. Örnek olarak, 24.7.1998 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı ve Telsim Mobil Telekomünikasyon A.Ş. arasında imzalanan Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, dava konusu işlemin davacı vakfın meşru, kişisel ve güncel bir menfaatini etkilemediği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin olarak verilen Danıştay Onuncu Dairesi kararının; davacı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı'nın amaçlan arasında özelleştirme uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesinin de bulunduğu; öte yandan, kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla kanunla kurulmuş meslek birliklerinin yanında, belli amaçlarla kurulmuş dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzelkişiliğini haiz sivil toplum örgütlerinin de kuruluş amaçlarıyla sınırlı olmak üzere ve kamu menfaatini ilgilendiren konularda dava açmalarının mümkün olmaları gerektiği; bu durumda davacı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı'nın vakıf senedinde yer alan ve 'Vakfın Genel Amaçlan' başlıklı 3. maddesinde özelleştirme uygulamalarını izlemek ve değerlendirmek, bu konularda çalışanların örgütleri ve başkaca kamusal ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak şeklinde yer alan amacı doğrultusunda, Ulaştırma Bakanlığı ve Telsim Mobil Telekomünikasyon A.Ş. arasında imzalanan Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin iptali istemiyle açılan davada davacı vakfın sübjektif ehliyetinin varlığı kabul edilmek suretiyle davanın incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.293 Aynı vakfın trona maden sahasının işletme ruhsatına yönelik akdedilen çerçeve anlaşmasının dayanağı olan işlemin iptali istemiyle açtığı davayı; ülkede yaşayan herkesin menfaati gereği toplumun ve dolayısıyla bireyin menfaatini zedeleyen hukuk devleti esaslarına aykırı olan ve kamu yararını ihlal eden işlemlerin hukuk âleminden silinmesini

292 DİDDGK, E. 1982/153, K. 1983/24, KT. 14.01.1983, Akyürek, s. 38.

293 DİDDGK, E. 1999/1261, K 2000/168, Aslan, Zehrettin / Berk, Kahraman, İdare Hukuku ve İdari Yargıya İlişkin Temel Kanunlar, İstanbul 2002, s. 151.

sağlamak için söz konusu işlemlere karşı bireylerin dava açma hakkını geniş yorumlamak gerektiğinden, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı tarafından kamu malının hukuki statüsünde değişiklik öngören kararın kamu yararına uygun olup olmadığı açısından yargı denetimine tabi tutulması amacıyla açılan davada davacı vakfın dava açma ehliyeti olduğuna294 karar verilmiştir.

Dernekler ile vakıfların iptal davası açmalarında kullanılan menfaat bağı ölçüsünün paralellik arz ettiğinden girişte bahsedilmişti. Sabancı Üniversitesi davasında davacı derneğin amaçlan arasında ormanların yok edilmesinin önlenmesi bulunmasına ve bir ülkedeki orman varlığının toplumun ve dolayısıyla bireyin menfaati ile ilgili olmasına rağmen davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin verilen kararın, bu defa davacısı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı olan ve kamu mahran hukuki statüsünde değişiklik öngören kararın kamu yararına uygun olup olmadığı açısından yargı denetimine tabi tutulması amacıyla açılan davada ise, davacı vakfın dava açma ehliyeti bulunduğu yönündeki karar ile çeliştiği düşünülmektedir. Çünkü bir kamu malının hukuki statüsünde değişiklik öngören karar toplumun ve dolayısıyla bireyin menfaatini ne kadar etkiliyorsa, bir ülkedeki orman varlığının akıbeti veya azalması da toplumun ve dolayısıyla bireyin menfaatini o kadar etkiliyordur.

Vatandaş olma başlığı altında incelenen ve Özelleştirme Yüksek Kurulu karan ile özelleştirme kapsam ve programına alınan ... Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.'deki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na ait hisselerin tamamının satılmasına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının ve bu karara dayanılarak satış sözleşmesi yapılması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onunu Dairesi davacı vakfın açtığı davayı ehliyet yönünden reddetmiştir. Bu karar da Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı tarafından açılan davada Danıştay Sekizinci Dairesi'nin yukarıdaki paragrafta yer verilen karan ile uyuşmamaktadır. Çünkü bu kararda da bir kamu malının hukuki statüsünde değişiklik öngörülmektedir. Nihai olarak denebilir ki, Danıştay'ın derneklerin dava açma ehliyeti konusunda yarattığı kafa karışıklığı vakıfların dava açma ehliyeti konusunda da geçerlidir.

294 D8D, E. 1999/4307, K. 2001/4463, KT. 17.10.2001, www.danistay.gov.tr, 'menfaat-menfaat ihlali'.