• Sonuç bulunamadı

2.10. UZLAŞMANIN CUMHURİYET SAVCISI VEYA HÂKİM TARAFINDAN

3.1.7. Uzlaşma Sonucu

Uzlaştırma süreci, uzlaştırma sonucunda rapor düzenlenmesi, tarafların veya kanunî temsilcisi ya da vekilin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi veya taraflardan birinin yazılı veya sözlü olarak uzlaştırmadan vazgeçtiğini bildirmesiyle sona erer.

Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez (CMK m. 253/18; Uz. Yön. m. 6/4) ve bundan sonra kovuşturma aşamasında da artık uzlaşma yoluna gidilemez.

3.1.7.1. Uzlaşma Raporunun Hazırlanması

Uzlaştırma müzakereleri sonucunda, uzlaştırmacı tarafından tanzim edilen belgeye “Uzlaşma Raporu”; bu rapor üzerine Cumhuriyet savcısı tarafından tanzim edilen belgeye ise “Uzlaşma Tutanağı” denir (Ceza Uyuşmazlıklarında Uzlaşma El Kitabı, 2009: 51).

Uzlaştırma müzakereleri olumlu veya olumsuz olarak sonuçlandığında, uzlaştırmacı bir rapor hazırlar. Uzlaştırma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2 sayılı Uzlaştırma Raporu Örneğine uygun ve taraf sayısından bir fazla olarak hazırladığı raporunu, kendisine verilen belge örnekleri ve varsa yapmış olduğu zorunlu yol giderlerini gösteren belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyan ile serbest meslek makbuzuyla birlikte gecikmeksizin Cumhuriyet savcısına verir (Uz. Yön. m. 21/1). Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır (CMK m. 253/15; Uz. Yön. m. 21/2). Rapor, icra edilebilecek bir ödeme emri içermesi hâlinde daha sonra ilâmlı icraya konu olabileceğinden, uzlaşma sürecini doğru ve eksiksiz bir şekilde belgelemelidir. Rapor ile birlikte, uzlaştırmacıya önceden verilmiş olan soruşturma dosyasındaki belge örnekleri Cumhuriyet savcısına teslim edilir. Uzlaştırma sonunda taraflar anlaşmaya varırsa, uzlaşma konusu, yeri, tarihi, karşılıklı yerine getirilmesi gereken hususlar tereddüde yer vermeyecek şekilde raporda belirtilmeli ve rapor fail, mağdur, varsa avukatları, kanunî temsilcileri ve uzlaştırmacı tarafından imzalanmalıdır.

Tarafların uzlaşamamaları hâlinde uzlaştırma raporunda bunun nedenleri anlatılmalıdır. Ancak müzakerelerin gizliliği kuralının bir sonucu olarak uzlaştırma raporunda tarafların müzakereler boyunca yaptığı açıklamalar, beyanlar ve davranışları hakkında raporda yer verilmemeli (Özbek, 2007: 189; Kaymaz ve Gökcan, 2007: 188), uzlaşmanın sağlanamamasının hangi tarafın davranışlarından kaynaklandığı konusunda, ilgili tarafı suçlar tarzda beyanlardan kaçınılmalıdır. Bu durum gizlilik ilkesinin yanında

delil yasağına uyulması bakımından önemlidir. Raporda, sadece uzlaşmanın sağlanamamasının gerekçesi kısaca açıklanmalıdır. Nitekim bu mevzuatta yerini almış ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 21/2. maddesine “…uzlaştırma müzakereleri sırasında suçun işlenmesine ilişkin olarak yapılan açıklamalara raporda yer verilmez” amir hükmü ile açıklık getirmiştir.

Cumhuriyet savcısı tarafından incelenecek olan bu raporun, mümkün olduğunca yeknesak biçimde düzenlenmesi için, Yönetmeliğin 21. maddesindeki unsurları taşıması ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2 sayılı Uzlaştırma Raporu Örneğine uygun olması gerekir (Özbek, 2007: 189-190). Nitekim Cumhuriyet savcısı, kendisine sunulan bu raporu, anılan gerekli unsurların bulunup bulunmadığı hususunda incelemelidir.

Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde uzlaştırma raporu, taraflara ve varsa müzakereye katılan müdafi, vekil ya da kanuni temsilcilere de imzalatılmalıdır. Tarafların uzlaşmaları hâlinde, usulüne uygun olarak hazırlanan uzlaştırma raporunun hukukî sonuç doğurabilmesi, İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğini haiz belge sayılabilmesi için raporun Cumhuriyet savcısı tarafından denetlenerek onaylanması gerekir. Nitekim Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse, raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder (CMK m. 253/17; Uz. Yön. m. 21/3). Bu hâli ile, uzlaştırma raporu kendisine bağlanan hukukî sonuçları doğurur (Soygüt Arslan, 2008: 166; Özbek, 2007: 190). Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını, edimin makul, hukuka ve ölçülülük ilkesine uygun olduğunu belirler ve bu yönde kanaat sahibi olursa, raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. Aksi hâlde Cumhuriyet savcısı, raporu onaylamaz ve onaylamama gerekçesini rapora yazar. Bu durumda uzlaşma gerçekleşmemiş sayılır (Uz. Yön. m. 21/4). Cumhuriyet savcısı uzlaştırma sürecinin usulüne uygun gerçekleştiğinden emin olmalıdır. Uzlaştırma sürecinde tarafların iradesi cebir veya tehdit ile sakatlanmışsa, taraflar özgür iradeleriyle hareket edememişse veya zarar uzlaşmaya uygun olarak giderilmemişse Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmemeli ve kamu davası açılmalıdır. Cumhuriyet savcısı, bu hususlarla sınırlı olarak uzlaştırma sürecini denetlemelidir. Bunların dışında Cumhuriyet savcısı tarafından herhangi bir şekilde uzlaştırmacının atanmaksızın, uzlaştırmanın Cumhuriyet savcısı tarafından yapıldığı

hâllerde; raporun bu işlemin niteliğine uygun kısımları doldurulur, mühür ve imza altına alınarak soruşturma dosyasında muhafaza edilir (Uz. Yön. m. 21/5).

Uzlaştırmacının raporunu sunması konusunda bir süre öngörülmemiş, sadece Uzlaştırma Yönetmeliği’nde raporun geciktirilmeksizin sunulmasından bahsedilmiştir (Uz. Yön. m. 21/1). Kaymaz ve Gökcan söz konusu raporun uzlaştırmacı tarafından geciktirilmeksizin verilmesinden, bu raporun makul bir süre içerinde verilmesinden (Kaymaz ve Gökcan, 2007: 189) bahseder. Kanun koyucu tarafından uzlaştırma müzakerelerini, başlaması ve sonuçlandırılması bakımından belli sürelere bağlamışken uzlaştırmacının raporunu sunması hususunda mevzuatta bir süreye yer verilmemesi çelişki doğurmuştur. Bu sebeple uzlaştırmacının raporunu sunması ile ilgili olarak mevzuatta belirli bir süreye yer verilmesi, raporun mümkün olan en kısa sürede sunulmasının sağlanması bakımından daha uygun olacağı düşünülebilir.

3.1.7.2. Uzlaşma Belgesinin Hazırlanması

Fail ile mağdur veya suçtan zarar görenin, uzlaştırmacı görevlendirilmeden önce veya uzlaşma teklifinin reddedilmesinden sonra, uzlaştırmacının yardımı olmadan kendilerinin müzakere ederek anlaşmaya varmaları durumunda, müzakereler sonunda düzenlenen anlaşma metnine Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “uzlaşma belgesi” denilmiştir (CMK m. 253/19). Uzlaşan taraflar, niteliğine uygun düştüğü ölçüde Uzlaştırma Yönetmeliği ekinde yer alan Ek-2 formundaki hususlara uygun bir uzlaşma belgesi düzenlemelidirler (Uz. Yön. m. 22/1). Burada dikkate alınacak husus uzlaşma belgesinin Uzlaştırma Yönetmeliği’nin ekinde yer alan Ek-2 de bulunan örnek metin ile birebir benzemesine gerek olmadığıdır (Sezer, 2010: 126). Cumhuriyet savcısı, tarafların düzenlediği bu belgenin, tarafların özgür iradelerine dayanıp dayanmadığı (Yenisey, 2010: 13) ve edimin hukuka uygun olup olmadığını denetledikten sonra, hukuka uygun olduğuna kanaat getirirse raporu ve belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder (Uz. Yön. m. 22/1). Takibi şikâyete bağlı suçlarda, mağdur veya suçtan zarar görenin şüpheli ile anlaşarak şikâyetinden vazgeçmesi hâlinde bu belgenin düzenlenmesi gerekmez (Uz. Yön. m. 22/2). Nitekim suçtan zarar gören tarafın olay sebebiyle şikâyetinden vazgeçmesi hâli yeterli olmaktadır.

3.1.7.3. Uzlaşma Raporu veya Belgesinin Hukuki Niteliği

Cumhuriyet savcısının, kendisine ibraz edilen uzlaşma raporunu onaylaması, sadece uzlaşma raporunun kesinleştiğini tespit eden bir şerh niteliğinde olmayıp, aynı zamanda uzlaşma raporunun veya belgesinin usule, şekle ve kamu düzenine uygunluğu bakımından rapora geçerlilik veren ve uzlaşma raporunu “icra kabiliyetini haiz ilâm niteliğinde bir belge” hâline getiren yargısal bir işlemdir. Uzlaşma raporu veya belgesi ancak Cumhuriyet savcısının bu onayından sonra, İİK’nın 38. maddesi anlamında ilâm niteliğindeki belge vasfını kazanabilir (Özbek, 2007: 190). Uzlaştırmacı tarafından Cumhuriyet savcısının onayına sunulan bu rapor dışında tarafların uygun şartları oluştuğunda hazırladıkları belgeyi sunmaları hâlinde onaylanan uzlaşma belgesi açısından aynı hukukî nitelik geçerlidir (Özen, 2010: 324). CMK'nın 253/19 ve Uz. Yön.’nin 23/6 ve 27/7. maddelerine göre, edimin yerine getirilmemesi hâlinde uzlaştırma raporu veya belgesi, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılacaktır. Ayrıca uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacak, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacaktır.

3.1.8. Soruşturma Aşamasında Uzlaşmanın Hukuki Sonuçları

3.1.8.1. Uzlaşmanın Olumlu Sonuçlanmasının Hukuki Sonuçları

3.1.8.1.1. Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Verilmesi

Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreye soruşturma evresi denmektedir. (CMK m. 2/1-e) Uzlaştırma sonucunda şüphelinin, edimini def’aten (bir defada) yerine getirmesi hâlinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir (CMK m. 253/19; Uz. Yön. m. 23/1). Geçerli bir uzlaşmaya varıldığında, Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi zorunludur (Karaaslan, 2007: 300). Dolayısı ile aynı şüpheli hakkında yeni delil ortaya çıkmadıkça aynı suça ilişkin olarak