I. BÖLÜM
1.5 Uluslararası Finansal Piyasalar
1.5.5 Uluslararası Türev Piyasalar
Finansal piyasalarda gerçekleşen alım-satım işlemleri sonucu değişime konu olan kıymetler vadelerine bağlı olarak spot ve türev piyasalar olarak ikiye ayrılmaktadırlar. Belli miktardaki kıymetin veya malın belli bir para karşılığında değişiminin işlem günü el değiştirdiği piyasalara spot piyasalar denilmektedir. Spot piyasalara örnek olarak Hisse Senedi Piyasası, Tahvil Piyasası ve Döviz Piyasası örnek olarak gösterilebilir. Türev piyasalar ise bugünden nakit uzlaşması yapılan herhangi bir malın yada finansal aracın alım satımının bugünden yapıldığı ancak teslimatın ileri bir tarihte yapıldığı piyasalara türev piyasalar denilmektedir. Türev piyasalarda işlem gören sözleşmeler spot piyasalara göre daha karmaşık olduğundan türev piyasalar daha çok profesyonel olan yatırımcılara hitap etmektedir (Aslan ve Terzi, 2013: 225).
Türev piyasalar ve borsalar menkul kıymet piyasalarının gelişimini tamamlayan unsurlardan biridir. Gelişmekte olan menkul kıymet piyasalarına sahip 78 ülkenin kapitalizasyonları 1990 yılına kadar gerçekleşen miktardan hem on kat artmış hemde yerel şirketlerinin sayısının iki katına çıkmıştır. Bu süreçte türev borsa
ve piyasalar kaynakların dağılımına katkıda bulunmuşlar, bulundukları ülke içerisinde ve ülkeler arasında riskin dağılımını gerçekleştirmişlerdir. Genellikle türev piyasaların olağanüstü büyüklüklere ulaşması endişe yaratsada uygulandıkları borsada iş miktarı artmakta borsalar büyümekte ve yeni ürünler sunmaya devam etmektedirler (Tseksekos ve Varangis, 2000: 85-98).
Türev piyasaların var olmasının temel koşulu, piyasada işlem gören finansal varlık veya mal fiyatlarının risk transferini gerekli kılacak kadar değişken olması gerekmektedir (Özalp, 2013: 13). Temelde, türev piyasalarda işlem yapan üç kesim bulunmaktadır. Bunlar; hedgarlar, spekülatörler ve arbitrajcılardan oluşmaktadır (Hull, 2000: 1). Piyasadaki işlem yapan hedgerlar, türev ürünleri asıl kullanım amacı doğrultusunda kullanarak bireylerin ve kurumların risk transferiyle uğraşan kesimdir. Spekülatörler, türev ürünlerin spekülasyona oldukça açık olması nedeniyle, bir varlığın gelecekteki fiyatını önceden tahmin edip geleceğe yönelik yatırımda bulunup kar veya zararla karşılaşmayı beklemektedirler. Spekülatörlerin asıl amacı türev ürünlerin kaldıraç etkisinden yararlanmaktır. Ancak spekülatörlerin tahminleri umdukları gibi olmadıklarında ise kayıpları da kaldıraç etkisinde olmaktadır. Son kesim olan arbitrajcılar, bir ürünü farklı piyasalar arasındaki fiyat farklılıklarından faydalanarak kazanç sağlayan yatırımcılardır. Finansal kurum ve firmaların türev ürünleri kullanma nedenleri aşağıdaki gibidir (Aşıkoğlu ve Kayahan, 2008: 159- 161):
Kaynak maliyetlerini düşürmek amacıyla dünyadaki farklı finans piyasaları arasındaki arbitraj fırsatlarından yararlanmak
Faiz ve döviz kurundaki tahmin edilemeyen değişimlerin sebep olduğu riski önlemek veya azaltmak
Mevcut varlık ve yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri ve kesin döviz taahhütlerini oluşabilecek risklerden korumak,
Borçlanma kapasitesi ve likidite düzeyini arttırmak,
Bağlı şirketlerdeki net yatırımları riskten korumak amacıyla kullanmaktadırlar.
Türev piyasaların tanımı içerisinde forward, futures, swap ve opsiyon işlemleri yer almaktadır. Bu işlemler ile ilgili bilgiler alt başlıklar halinde açıklanacaktır.
1.5.5.1 Forward Sözleşmeler
Forward sözleşmeler, alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf arasında imzalanır. Fiyatı bugünden belirlenen bir mal veya varlığın ileriki bir tarihte teslimini içeren bir anlaşmadır. Forward sözleşmeler herhangi bir mal veya hizmetle ilgili olarak düzenlemektedir. Ayrıca bunların yanı sıra hisse senedi, para, endeks, borç gibi finansal varlıklar ile ilgilide hazırlanabilmektedir (Chambers, 2012: 41).
Forward sözleşmeler iki türe ayrılmaktadır. Forward sözleşmelerinin türleri; yabancı para forward sözleşmeleri ve forward faiz sözleşmeleri olmak üzere iki türe ayrılmaktadır (Ünal, 2018: 88).
1.5.5.2 Opsiyon Sözleşmeleri
Opsiyon, alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf arasında yapılan bir anlaşmadır. Yapılan opsiyon sözleşmesiyle, opsiyonu satın alan taraf sözleşme süresi içerisinde anlaşmada belirlenen fiyat üzerinden sözleşmeye konu olan varlığı alma yada satma hakkına sahip olmaktadır. Alıcı bu hakka sahip olabilmek için satıcıya prim ödemektedir. Ödenen bu prime opsiyon fiyatı denilmektedir. Opsiyon anlaşmasına satıcı açısından bakıldığında ise alıcı talep ettiğinde satıcı önceden belirlenen fiyattan varlığı satma veya satınalma yükümlülüğü bulunmaktadır (Karatepe, 2013:73).
Opsiyon sözleşmelerinde temelde, alım (call options) ve satım opsiyonu (put options) olmak üzere iki tür opsiyon anlaşması bulunmaktadır. Alım opsiyonu, önceden belirlenen bir fiyat üzerinden sözleşmeye konu olan mal ve kıymeti sözleşme süresi içerisinde satın alma hakkı sağlayan opsiyonlardır (Chambers,
2012:60). Satım opsiyonları ise önceden belirlenen bir fiyat üzerinden sözleşmeye konu olan mal veya kıymeti sözleşme süresi içinde satma hakkı veren opsiyonlardır. (Chambers, 2012:63). Opsiyon sözleşmelerinin diğer türleri; yabancı para opsiyonları, borsa endeks opsiyonları, faiz opsiyonları ve futures opsiyonlarıdır. Yatırımcıların opsiyon işlemlerinde varolmalarının amacı; risk yönetimini sağlamak, riskten kaçınma, spekülasyon, arbitraj ve getiri sağlamaktır (Ünal: 2018:89).
1.5.5.3 Futures Sözleşmeler
Futures sözleşmesi, bir mal veya kıymeti standartlaştırılmış bir miktar ve kalitede belirlenen ileri bir tarihte sözleşmenin taraflarına alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir. Futures sözleşmenin genel özellikleri şunlardır (Kartepe, 2013: 11):
Organize olmuş borsalarda alınıp satılmaktadırlar.
Sözleşmeye konu olan mal veya varlığın nitelikleri, miktarı ve uygulanacak vade gibi özellikler standartlaştırılmıştır.
Futures sözleşmeler sadece borsaların tespit ettiği varlıklar ve standartlar üzerinden yapılır.
Sözleşmeye konu olan varlığın fiyatı futures sözleşmenin yapıldığı tarihte belli edilmektedir.
Futures sözleşmeler hem alan hemde satan tarafı yükümlülük altına sokmaktadır.
Futures sözleşmeler, riskten korunma, arbitraj ve spekülasyon yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca futures sözleşmelerde iki şekilde arbitraj imkanı doğmaktadır. Aynı özelliklere sahip bir varlığın aynı anda farklı piyasalarda oluşan fiyatları arasındaki farklılık oluşması ve aynı ürünün spot fiyatlar ile vadeli fiyatlar arasında taşıma maliyeti modeline göre olması gereken ve mevcut fiyat arasında farklılık oluşması iki şekilde arbitraj imkanını doğurmaktadır (İşler, 2013:60).
Futures sözleşmelerin; faiz futures sözleşmeleri, yabancı para futures sözleşmeler ve borsa endeks futures sözleşmeler olmak üzere türleri bulunmaktadır. Bu sözleşmelerde, pamuk, buğday, kakao, gümüş gibi fiziksel emtialar ve hisse senedi, tahvil gibi finansal varlıklar işleme konu olabilmektedir (Ünal, 2018:87).
1.5.5.4 Swap Sözleşmeler
Swap, sözcük anlamıyla takas anlamına gelmektedir. Swap sözleşmelerinde, belirli bir finansal varlık ile ilgili gelecekteki nakit akışlarının önceden sözleşmede belirlenen maddeler dahilinde değiştirilmesi üzerine yapılan özel bir anlaşmadır. Tarafların bu özel anlaşmadaki asıl amaçları içinde bulundukları finansal koşulları kendi çıkarlarına fayda gösterecek şekilde değiştirmektir (Chambers, 2012: 123).
Swap piyasası katılımcıları iki kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; son kullanıcılar (end-users) ve aracılardır (intermediaries). Burada son kullanıcılar risklerini azaltmak istedikleri için, swap sözleşmelerinin bir tarafı olurlar. Aracılar ise sözleşme sonucunda komisyon alan büyük kuruluşlardan oluşmaktadır. Son kullanıcılara örnek olarak şirketler, bankalar, uluslararası kuruluşlar, devletler gösterilebilir. Aracılar burada swapların gerçekleştirilebilmesi için karşılıklı ihtiyaçları tespit etmekte ve tarafları bir araya getirmektedirler. Aracılar genellikle büyük ticari ve yatırım bankaları olup faaliyetleri karşılığında anaparaya göre komisyon almaktadırlar (Gümüşeli, 1994: 70).
Swap sözleşmelerinin türleri; faiz swapları, para swapları, para ve faiz swapları, swap opsiyonları, kokteyl swaplar, varlık swapları, paralel borçlar, karşılıklı borçlar, uzun vadeli forward döviz anlaşmalarından oluşmaktadır (Ünal, 2018: 89-90). Swap işlemlerinin tercih edilme nedenleri şunlardır (İşler, 2013: 62):
Belirli dövizlere erişebilme imkanı sağlaması, Sabit faizli fon sağlama amacı,
Belirli bir döviz üzerinden ihracat yapabilme ve fon sağlama yeteneğine karşın farklı bir döviz türünden fon sağlayabilme güçlüğü,
Bazı piyasalarda vadelerin kısalığı nedeniyle uzun vade alma amacı,
Swap piyasaları iki taraf arasında borçların takas edilebilmesine imkan sağlar, Gelişmekte olan ülke firmalarının uluslararası finansal piyasalara
girebilmelerine imkan sağlar,
Firmaların arbitraj açısından karşılaştırmalı üstünlüklerden yararlanmalarını sağlar,
Swap piyasaları bürokrasiyi azaltır ve döviz kısıtlamalarından kurtulmayı sağlar,
Farklı ülke firmaları arasında yapılan swaplar tarafların kısıtlamalardan ve vergi düzenlemelerinden kaçınmalarına olanak sunması,
Şirketlerin farklı finans piyasalarında farklı kredi değerliklerine sahip olmaları,
Farklı finans piyasalarının farklı kurumsal ve yapısal farklılıklarının bulunması swap piyasalarına olan ilgiyi arttırmaktadır.