• Sonuç bulunamadı

2. TÜRKİYE’DE GELİR, TÜKETİM VE YURT İÇİ TASARRUFLARIN

2.2. Türkiye’de Yurt İçi Tasarrufların Gelişimi ve Uluslararası Karşılaştırmalar

2.2.2. Uluslararası karşılaştırmalar

Türkiye’de tasarrufların, yatırımların ve cari açığın zaman içindeki gelişiminin incelenmesinin yanı sıra Türkiye’deki tasarruf ve yatırım oranlarının dünya, OECD ve diğer ülke grupları ortalamalarıyla karşılaştırılmasında da yarar görülmektedir.

Dünyadaki tasarruf oranı 2013 yılında dünya gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 25’i kadardır. Bölgelere ve ülke gruplarına göre ise yıllar itibarıyla tasarruf oranlarının gelişimi farklılaşmaktadır. Bölgeler arasında bir karşılaştırma yapıldığında tasarruf, büyüme ve gelişme arasında belirli bir model olmadığı gözlenmektedir. Bu da bölgelerin birbirlerinden ve kendi içinde farklı olmasından kaynaklanmaktadır.59

Bölgelere göre tasarruf ve yatırım oranları incelendiğinde, Grafik 2.8.a’da görüleceği üzere, en yüksek tasarruf oranının, Çin ve Hindistan’ın da içinde yer aldığı gelişmekte olan Asya ülkelerine ait olduğu görülmektedir. Ayrıca bu ülkelerde son yıllarda tasarruflar yatırımları aşmaktadır. Gelişmekte olan Asya ülkelerinde

42

1990-1999 yılları arasında ortalama yüzde 31 olarak gerçekleşen tasarruf oranı, 2000-2013 yılları arasında yüzde 40’a yükselmiştir. 1997-1998 Asya krizinden önce yatırım oranları tasarruf oranlarından yüksek olan, dolayısıyla tasarruf-yatırım açığı olan söz konusu ülke grubunda, kriz sonrasında görülen yapısal dönüşümlerin etkisiyle tasarruflar artmaya başlamış ve bu grup en fazla tasarruf oranına sahip ülke grubu olmuştur.60 İlgili ülke grubunun en yüksek tasarruf oranlarına sahip olmasında son yıllarda görülen yüksek büyüme performansının da etkili olduğu değerlendirilmektedir. Söz konusu bölge 1980-2010 döneminde yıllık ortalama yüzde 7,3 büyümeyle ilgili dönemde yıllık ortalama yüzde 3,4 olan dünya büyümesinin oldukça üzerinde bir performans göstermiştir.

Grafik 2.8. Dünya’da ve Türkiye’de Tasarruf ve Yatırım Oranları

(GSYH’ya Oran, Yüzde)

a. Tasarruf Oranları

b. Yatırım Oranları

Kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünümü (WEO, Nisan 2015) Not 1: 2014 yılı ve sonrası IMF tahminlerini göstermektedir. Not 2: Ülke gruplarında yer alan ülkeler EK 3’te yer almaktadır. 60 Park ve Shin, 2009:2 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 Dünya Gelişmiş

Ekonomiler AvrupaBölgesi YükselenPiyasalar

ve Gelişmekte

Olan Ülkeler

Gelişmekte

Olan Asya Gelişen veYükselen

Avrupa

Orta Doğu ve Kuzey Afrika

Sahra-altı

Afrika Amerika veLatin

Karayipler Türkiye 1990-1999 2000-2013 2014-2020 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 Dünya Gelişmiş

Ekonomiler AvrupaBölgesi YükselenPiyasalar

ve Gelişmekte

Olan Ülkeler

Gelişmekte

Olan Asya Gelişen veYükselen

Avrupa

Orta Doğu ve Kuzey Afrika

Sahra-altı

Afrika Amerika veLatin

Karayipler Türkiye

43

Gelişmekte olan Asya ülkelerinde küresel finansal krize karşı sağlam bir ekonomik ve finansal sistemin varlığı da tasarrufların artmasında oldukça etkili bir faktör olmuştur. Bayar, 1992-2011 yılları arasındaki dönemde Asya ülkeleri için finansal gelişme ile yurt içi tasarruflar arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında; finansal gelişme, ekonomik büyüme ile yurt içi tasarruflar arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu doğrulamıştır.61 Asya ülkelerinin yüksek tasarruf oranlarına sahip olmasında etkili olan diğer faktörler arasında demografik faktörler, ihtiyati güdüyle yapılan tasarruflar ve yatırımların yüksek getirilerinin olması gösterilmektedir.62

Gelişmekte olan Asya ülkelerinde tasarruf oranlarının yükselmesinde etkili olan faktörlerden bir diğerinin de değer kaybeden reel döviz kuru olduğu belirtilmektedir.63 Ayrıca, bu ülke grubunda yer alan Singapur ve Kore’de zorunlu emeklilik sistemlerinin uygulanması da tasarrufların artmasında önemli etkenlerden bir diğeridir.64 Söz konusu ülke grubu içinde tasarruf oranları dikkat çeken ülkelerden birisi de Malezya’dır. Mali piyasaları oldukça gelişmiş olan Malezya büyük ve canlı bir bankacılık sektörüne sahiptir. Büyük yurt içi sermaye piyasası sayesinde Malezya şirketleri finansman gereklerini yerel düzeyde karşılayarak, kur ve vade uyumsuzluğunu önleme fırsatına sahiptir. Kişi başına düşen geliri Türkiye’den az olmasına rağmen tasarruf oranı Türkiye’nin oldukça üzerinde olan Malezya Personel Yardım Fonu adı altında zorunlu tasarruf programı uygulanan ülkelerden biridir.65

Yüksek tasarruf oranlarının görüldüğü diğer bir ülke grubu da Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden oluşan gruptur. Bu grup içinde petrol ihraç eden birçok zengin ülke bulunmaktadır. Söz konusu grubun yüksek tasarruf oranlarına sahip olmasında bu ülkelerin etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu ülkelerin 2000-2013 yılları arasında ortalama tasarruf oranları yüzde 40’ın üzerindedir.66 Orta Doğu ve 61 Bayar, 2014:64 62 Rijckeghem, 2010:35 63 Montiel ve Serven, 2008:2 64 Park, 2011:3 65 Dünya Bankası, 2011:62

66 Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri içerisinde petrol ihraç eden ülkeler Irak, Katar, Kuveyt, Suudi

Arabistan, Cezayir ve Libya olarak ele alınmıştır. Bu ülkelerin ortalama tasarruf oranları incelenmiştir.

44

Kuzey Afrika ülkelerinde geçtiğimiz yıllar içinde tasarruflarda bir artış eğiliminin olduğu görülmekte ancak bu ülke grubu için IMF tahminlerine göre önümüzdeki dönemde tasarruf oranlarının bir miktar azalacağı öngörülmektedir. Bu ülke grubunda dikkat çeken en önemli unsur son yıllardaki tasarruf oranlarının yatırım oranlarından oldukça yüksek oluşudur. Grafik 2.8’den görüldüğü üzere, 1990-1999 yılları arasında tasarruf ve yatırım oranları sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 25 iken, 2000-2013 yılları arasında bu oranlar sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 26 olarak gerçekleşmiştir. Benzer bir tablo yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke grubunda da görülmektedir. 1990-1999 yılları arasında ortalama yüzde 22 olarak gerçekleşen tasarruf oranı, 2000-2013 döneminde yüzde 30’a yükselmiştir.

Sahra-altı Afrika ülkeleri ise 1990-1999 yılları arasındaki dönem için incelenen ülke grupları arasında ortalama yüzde 13 ile en düşük tasarruf oranına sahip ülke grubudur. Sahra-altı ülkelerinde tasarrufların düşük olmasında dış yardımların artmasının da etkisi vardır. Bu dönemde Sahra-altı Afrika ülkelerindeki tasarruf oranlarının Asya ülke grubundan bu kadar farklı olmasında düşük kişi başına gelir, yüksek genç bağımlılık oranı ve dış yardımların etkili olduğu düşünülmektedir.67 2000’li yıllarda ise ekonomik büyüme oranlarının artmasıyla beraber bu ülke grubunda tasarruf oranlarının yükseldiği ve 2000-2013 arasındaki dönemde ortalama yüzde 19 olarak gerçekleştiği görülmektedir. 2015 yılı IMF tahminlerine göre, 2014-2020 dönemi için bu ülke grubunda tasarruf oranlarının bir miktar gerileyeceği öngörülmektedir.

Gelişmiş ülkelerde tasarruf oranlarının zaman içinde düştüğü görülmektedir. Söz konusu ülke grubu içinde özellikle ABD’nin tasarruf oranlarındaki düşüş dikkat çekmektedir. ABD’de 1990’lı yıllarda yüzde 20 civarında olan tasarruf oranı küresel kriz döneminde yüzde 14 düzeyine kadar düşmüştür. Son yıllarda ise tasarruf oranları bir miktar artmaya başlamış ve 2013 yılında yüzde 18 olarak gerçekleşmiştir. ABD’de işgücü piyasasında görülen olumlu performans, yüksek ve artan refah seviyesi tasarruf oranlarının düşmesinde etkili faktörler arasında gösterilmektedir. Ayrıca, kamu bütçesini dengelemedeki başarı, ihtiyat güdüsüyle

45

yapılan tasarruf ihtiyacını azaltmaktadır.68 Bunun yanı sıra, 2008 küresel kriz dinamikleri arasında yer alan ABD’de düşük faiz oranları ve yüksek miktarda sermaye girişinin etkisiyle krediye erişim kolaylaşmış bunun sonucunda konut piyasasına olan talep ve borçlarla finanse edilen tüketim artmıştır. Bu artışta eşik altı kredilerin (subprime mortgage credit)69 büyük etkisi olmuştur. 1990’lı yıllarda, konut kredilerinin büyük bölümü yüksek kredibiliteli (prime mortgage) müşterilere verilirken, ilerleyen zamanda söz konusu krediler daha düşük kaliteli (subprime mortgage) müşterilere de verilmeye başlanmıştır. Krediye erişimin kolaylaşması sonucu bireyler daha az tasarruf eder hale gelmiştir.70

Küresel krizden sonra ise ABD’nin cari açığı bir miktar düşse de cari açık problemi hâlâ devam etmektedir. ABD’nin cari açık vermesinin nedenleri arasında, tasarruf-yatırım fazlası veren gelişmekte olan ülkelerin (özellikle Asya ülkeleri) ABD’nin cari açığını finanse etmesi gösterilmektedir. Asya krizi öncesinde bir çok Asya ülkesi cari açık verirken, kriz sonrasında bir çok ülkede yüksek miktarda sermaye çıkışları yaşanmıştır. Bunun üzerine Asya krizi sonrasında, söz konusu ülkeler yüksek miktarda uluslararası rezerv biriktirme politikası uygulamaya başlamıştır. 2000’li yıllarda Asya ülkeleri hem yüksek miktarda cari fazlaya hem de uluslararası rezervlere sahip olmuştur. Asya ülkelerinin sahip olduğu uluslararası rezervlerin büyük bir kısmı ABD Doları cinsinden varlıklardan (çoğunluğu ABD hazine tahvilleri) oluşmaktadır. Dolayısıyla ABD’nin cari açığı Asya ülkeleri tarafından rahatlıkla finanse edilebilmektedir. Başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinde, finansal piyasaların yeterince açık ve derin olmaması nedeniyle fazla tasarrufların finansal sistemi gelişmiş olan ülkelere (özellikle ABD) gittiği de belirtilmektedir.71 Ayrıca, ABD’nin yatırım fırsatları açısından karlı ve güvenli olması yatırımcıların ABD’ye bol miktarda sermaye getirmesine neden olmaktadır.

68 Bardt ve Groemling, 2004:40

69 Eşik altı kredileri (subprime mortgage credit); birinci kalite kredibiliteye sahip olmayan kişilere

verilen konut kredisidir. Bu kişilerin özellikleri borçları için yapacakları anapara ve faiz ödemelerinin gelirlerine oranı %50’den yüksek olması, geçmişte aldıkları kredileri ödeyemedikleri için mahkemeye düşmüş olmaları ve son bir yıl içinde ödemelerini en az 30 gün aksatmış olmalarıdır (Özatay,2009:102).

70 University of North Carolina at Chapel Hill, Subprime Mortgage Crisis (çevrimiçi); Göçer,

2012:19-20

46

Gelişmiş ülkeler grubunda yer alan Almanya’da ise 2004 yılından sonra görülen tasarruf artışı dikkat çekicidir. Almanya’da 1990 yılından 2004 yılına kadar olan süreçte tasarruf oranlarında bir miktar düşüş yaşanmıştır. Yaşlı nüfus bağımlılık oranında görülen artışın özel tasarrufların düşüşünde etkili olduğu değerlendirilmektedir.72 Almanya’da 2003 yılında yüzde 21 olan tasarruf oranı 2007 yılında yüzde 27,5’e yükselerek 1990’lı yıllardan bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Son yıllarda bir miktar gerileyen Almanya tasarruf oranı 2013 yılında yüzde 25 ile gelişmiş ülkelerin ortalaması olan yüzde 21 düzeyinin üzerinde bulunmaktadır. Cari fazlası bulunan Almanya’nın büyük bir ihracatçı ülke olmasının da tasarruf oranlarının yüksek olmasında etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Dünya Bankası’nın 2030’a kadar dünya tasarruflarını tahmin ettiği raporunda, gelişmekte olan ülkelerde tasarruf oranlarında meydana gelecek değişimde yaşlanan nüfusun, ekonomik büyüme oranının ve finansal piyasaların derinliğinin etkili olacağı belirtilmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerde yaşlanan nüfus, hanehalkı tasarruf oranları üzerinde bir baskı oluşturacaktır. Ancak yaşlanan nüfus aynı zamanda genç işgücünün sermayeye göre oranının azalmasına dolayısıyla sermayenin getirisine göre ücretlerin artmasına neden olacaktır. Göreli faktör fiyatlarındaki bu kayma, yaşlı ve daha az tasarruf yapma eğiliminde olan varlık sahiplerinden elde edilen gelirin daha genç ve daha yüksek tasarruf yapma potansiyeline sahip olan çalışanlara doğru yeniden dağıtılmasına neden olacaktır. Bu durum tasarruflar üzerindeki azalma baskısını bir miktar hafifletecektir. Yüksek büyüme oranlarının gelişmekte olan ekonomilerde tasarrufları arttırması beklenmektedir. Aynı zamanda yaşam beklentisinin uzaması, gelecek yıllardaki eğitimin ve emeklilik döneminin finansmanının sağlanması için gerekli olan tasarrufların artırılmasına neden olacaktır. Yaş-kazanç profilinde daha eğitimli çalışanların artmasının tasarruf oranlarını artırması beklenmektedir. Söz konusu raporda, gelişmekte olan ülkelerde finansal derinleşmenin tasarruflar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturabileceğine yer verilmiştir. Özellikle finansal gelişme, likidite kısıtlarını azaltacağından, bireylerin ve getirisi yüksek olan yatırımlara sahip olan firmaların tasarruf yapma ihtiyacını azaltacaktır. Finansal derinleşme, sigorta ve

47

emeklilik programlarına erişimi ve kullanımı artırabileceği için ihtiyati güdüyle yapılan tasarruf ihtiyacını da azaltacaktır. Fakat finansal derinleşme aynı zamanda sermayenin daha etkili dağılımını sağlayarak daha yüksek büyüme oranlarının gerçekleşmesine katkıda bulunabilecektir. Bu da tasarrufların artmasına neden olacaktır. Yaşlanma, ekonomik büyüme ve finansal derinleşme arasında etkileşim sonucunda gelişmekte olan ülkelerde tasarruf oranlarının, Dünya Bankası’nın tahminlerine göre 2014 yılında tepe noktası olarak değerlendirilen yüzde 34 seviyesinden 2030 yılındaki yüzde 32 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir.73

Dünya Bankası raporunda tasarruf oranlarındaki değişimin bölgelere göre farklılaştığına da değinilmiştir. Doğu Asya, Doğu Avrupa ve Orta Asya’nın tasarruf oranları yaşlanmadan dolayı aşağı yönlü baskı altında kalsa da, yüksek büyüme oranları bu baskıyı hafifletmektedir. Bu nedenle tasarruf oranlarının yüksek gelirli ülkelerdeki kadar düşmeyeceği tahmin edilmektedir. Örneğin, Endonezya’nın yaşlı bağımlı nüfus oranı yüksek gelirli ülkelerdeki kadar hızlı artmasına rağmen, 2010 ve 2030 arasında Endonezya’nın tasarruf oranının yüzde 32’den yüzde 31’e düşmesi beklenirken, yüksek gelirli ülkelerde bu oranın yüzde 18’den yüzde 16’ya düşmesi beklenmektedir. Burada tasarruf oranları arasındaki farklılıkta en çok Endonezya’nın büyüme oranı olmak üzere, finansal sektör derinliği, sosyal güvenlik siteminin boyutu gibi yapısal değişkenler etkilidir. Diğer taraftan, görece genç ve hızlı artan nüfus oranına sahip Sahra-altı Afrika’nın yüksek büyüme oranlarının etkisiyle söz konusu dönemde tasarrufları düşmeyen tek ülke grubu olacağı tahmin edilmektedir.74

Latin Amerika ve Karayipler bölgesi incelendiğinde Tablo 2.7’de görüleceği üzere, 1990-1999 yılları arasındaki dönem için ortalama yüzde 16,7 olan tasarruf oranları, 2000-2009 yılları arasında ortalama yüzde 20,2’ye yükselmiştir. Bu ülke grubundaki tasarruf oranları her iki dönemde de dünya ortalamasının altında kalmaktadır. 2010-2013 yılları arasında ise tasarruf oranları sınırlı bir miktarda düşüş göstermiş ve ortalama yüzde 19,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu grupta küçük ülkelerde tasarruf oranlarının azlığı dikkat çekmektedir. Doğal afetler ve mal fiyatlarındaki oynaklık gibi dışsal şoklar sebebiyle ülkeler arası tasarruf oranları farklılaşmakta ve

73 Dünya Bankası, Global Saving in 2030 (çevrimiçi) 74 Dünya Bankası, Global Saving in 2030 (çevrimiçi)

48

bu faktörler grubun tasarruf oranlarının düşük kalmasında etkili olmaktadır.75 Latin Amerika ülkelerindeki tasarruf oranları Asya ülkelerine göre geçmişten günümüze hep düşük seviyelerde kalmıştır. Latin Amerika’nın geçmişten günümüze düşük olan ekonomik büyümesi, tasarruf oranlarının düşük seviyelerde kalmasında önemli etkenler arasında gösterilmektedir.76

Tablo 2.7. Seçilmiş Ülke Gruplarının Tasarruf Oranları

(Yüzde) 1980-89 1990-99 2000-09 2010 2011 2012 2013 Dünya 23,1 22,9 23,6 24,4 25,2 25,5 25,6 Gelişmiş Ekonomiler 23,1 23,1 21,6 20,0 20,5 20,9 21,1 Avrupa Birliği 21,9 21,8 21,7 20,5 21,3 20,8 20,9 Yükselen Piyasalar ve

Gelişmekte Olan Ülkeler 21,6 22,3 29,4 32,6 33,4 33,1 32,5 Gelişmekte Olan Asya 25,2 31,1 38,8 44,5 43,9 43,7 43,5 Gelişen ve Yükselen Avrupa 24,4 19,9 17,1 15,9 16,7 16,5 16,6 Orta Doğu ve Kuzey Afrika 22,9 22,4 35,8 35,9 40,3 39,0 36,8 Sahra-altı Afrika 14,4 13,7 19,7 20,1 19,6 18,8 17,6 Latin Amerika ve

Karayipler 18,6 16,7 20,2 20,4 20,7 19,8 18,8

Kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünümü (WEO, Nisan 2015)

Gavin ve ark. (1997:7) diğer tüm faktörler sabitken Latin Amerika ekonomilerinin ortalama büyüme oranını kullanarak Doğu Asya ülke grubu için tasarruf oranlarını tahmin etmişlerdir. Bu çalışmada, Doğu Asya ekonomilerinin Latin Amerika ülkeleri ile aynı oranda büyümeleri durumunda, tasarruf oranlarının Latin Amerika’ya göre çok daha düşük düzeyde olacağı tahmin edilmiştir. Bu sonuç Latin Amerika ekonomilerinde tasarruf oranlarının düşük kalmasında büyüme oranının oldukça etkili bir faktör olduğunu göstermektedir. Tablo 2.8’de verilen ülke grupları içinde Latin Amerika ve Karayipler bölgesinin büyüme oranları incelendiğinde, tasarruf oranlarında olduğu gibi büyüme oranlarının da 1980’li yıllar dışında tüm dönemlerde dünya ortalamasının altında kaldığı görülmektedir.

75 Grigoli ve ark., 2015:3 76 Monteiro ve ark, 2012:3

Tablo 2.8. Seçilmiş Ülke Gruplarının Büyüme Oranı (Yüzde) 1980-89 1990-99 2000-09 2010 2011 2012 2013 Dünya 3,2 3,1 3,9 5,4 4,2 3,4 3,4 Gelişmiş Ekonomiler 3,1 2,7 1,8 3,1 1,7 1,2 1,4 Avrupa Birliği 2,2 2,1 1,8 2,0 1,8 -0,4 0,1 Yükselen Piyasalar ve

Gelişmekte Olan Ülkeler 3,5 3,7 6,1 7,4 6,2 5,2 5,0

Gelişmekte Olan Asya 6,6 7,1 8,1 9,6 7,7 6,8 7,0

Gelişen ve Yükselen Avrupa 2,2 1,7 3,9 4,8 5,4 1,3 2,9 Orta Doğu ve Kuzey Afrika 1,4 4,4 5,5 5,1 4,5 4,9 2,3

Sahra-altı Afrika 2,6 2,7 5,7 6,7 5,0 4,2 5,2

Latin Amerika ve Karayipler 2,1 2,9 3,2 6,1 4,9 3,1 2,9

Türkiye 4,2 4,0 3,8 9,2 8,8 2,1 4,1

Kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünümü (WEO, Nisan 2015)

Latin Amerika ülkelerinin tasarruf oranları dünya ortalamasının altında kalsa da, söz konusu ülke grubunda 2000’li yıllardan sonraki tasarruf oranlarındaki artış dikkat çekicidir. Corbo raporunda (2008:10-36), 2000’li yıllardan itibaren Latin Amerika ekonomilerinde tasarruflar ve yatırımların yükselmesinde; makroekonomik istikrarın sağlanmasındaki ilerleme, iç sermaye piyasalarındaki gelişmeler ve özel emeklilik sistemlerindeki büyüme gibi faktörlerin katkıda bulunduğu belirtilmektedir. Latin Amerika ekonomileri ihtiyatlı para ve maliye politikaları ve esnek döviz kuru rejimiyle makro ekonomik istikrarı sağlamıştır. İstikrarlı bir makroekonomik ortamın karar almayı kolaylaştırıcı etkisi, tasarrufların dolayısıyla yatırımların artırılmasına ve yeni teknolojilerin benimsenmesine katkıda bulunmuştur.

Grafik 2.9. 1990-1999 ve 2000-2013 Dönemlerine İlişkin Seçilmiş Ülkelerin Tasarruf Oranlarının Karşılaştırması

(Yüzde)

Kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünümü (WEO, Nisan 2015)

1990-1999 yılları arasında ortalama yüzde 21,5 düzeyinde tasarruf oranına sahip olan Türkiye’de bu oran, 2000-2013 yılları arasında ortalama yüzde 15,7’ye düşmüştür. Türkiye’nin tasarruf oranı 1990’lı yıllarda Latin Amerika ülkelerinin tasarruf oranlarının ortalamasına benzerlik gösterirken, 2000’li yıllarda söz konusu ülke grubundan ayrışmaktadır. Türkiye ile aynı gelir grubundaki Latin Amerika ülkeleri karşılaştırıldığında, Grafik 2.9’da görüldüğü üzere 2000-2013 yılları arasında en düşük tasarruf oranına sahip olan ülkenin Türkiye olduğu görülmektedir. Dönemler itibarıyla karşılaştırıldığında, aynı gelir grubunda yer alan Latin Amerika ülkelerinde tasarruf oranları 2000-2013 döneminde artarken Türkiye’de söz konusu dönemde tasarrufların düştüğü dikkat çekmektedir. Latin Amerika ülkeleri arasında 2000’li yıllarda Bolivya, Ekvador ve özellikle Venezuala’nın tasarruf oranlarındaki artış göze çarpmaktadır. Bolivya için 1990-1999 yılları arasındaki dönemde ortalama yüzde 10,8 olan tasarruf oranı, 2000-2009 yılları arasında ortalama yüzde 19,3’e ve 2010-2013 yılları arasında ortalama yüzde 24,9’a yükselmiştir. Benzer şekilde, Ekvador’da 1990-1999 yılları arasındaki dönemde yaklaşık yüzde 15 olan tasarruf oranı, 2000-2009 yılları arasında yüzde 23 olarak gerçekleşmiş; 2010-2013 yılları arasında ise ortalama yüzde 27,7’ye yükselmiştir. Venezuela’da ise 1990’lı yıllarda ortalama yüzde 23,4 olan tasarruf oranı, 2000’li yıllarda ortalama yüzde 34’e yükselmiş; 2010-2013 dönemi arasında ise ortalama yüzde 26,8 olarak

0 5 10 15 20 25 30 35 1990-1999 2000-2013

51

gerçekleşmiştir. Petrol ihracatçısı olan Venezuela’nın petrol fiyatlarındaki yükselişinde etkisiyle artan tasarruf oranları ile Latin Amerika ülkelerinden ayrıştığı görülmektedir.

Grafik 2.10. Gelir Gruplarına göre Ülkelerin Tasarruf ve Yatırım Oranları

(GSYH’ya Oran, Yüzde)

a. Tasarruf Oranları

a. Yatırım Oranları

Kaynak: Dünya Bankası Dünya Gelişme Göstergeleri (WDI, 2014)

Not: Dünya Bankası tanımına göre belirlenen gelir gruplarındaki ülke listesi EK 4’te yer almaktadır. Gelir gruplarına göre ülkelerin tasarruf ve yatırım oranlarının yer aldığı Grafik 2.10 incelendiğinde, en yüksek tasarruf oranlarına sahip ülke grubunun orta- yüksek gelir grubu olduğu görülmektedir. Bu grubun tasarruf oranı 2000-2013 yıllarında diğer dönemlere kıyasla artış göstermiştir. Türkiye ise içinde olduğu bu gruptan söz konusu dönem aralığında ayrışmaktadır. Orta-yüksek gelir grubu için

0 5 10 15 20 25 30 35 1980-89 1990-99 2000-13 0 5 10 15 20 25 30 1980-89 1990-99 2000-13

52

yatırımlar incelendiğinde, tasarruf oranlarına benzer şekilde, yatırımların da dönemler itibarıyla arttığı görülmektedir. Söz konusu ülke grubunda tasarruf oranları 1990-1999 yılları arasında yüzde 28,6 iken 2000-2013 yılları arasında yüzde 31’e yükselmiştir.

Yüksek gelir grubundaki ülkelerde ise dönemler itibarıyla hem tasarruf oranlarında hem de yatırım oranlarında azalma olduğu görülmektedir. Burada, yüksek gelir grubundaki ülkeleri OECD üyesi olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayırarak incelemek yararlı olacaktır. OECD üyesi olmayan yüksek gelir grubundaki ülkelerin tasarruf oranları 1990-1999 yılları arasında ortalama yüzde 29,5 iken 2000- 2013 arasında ortalama yüzde 35,2 olmuştur. Bu grupta yer alan ülke sayısının az olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Yüksek gelir grubunda yer alan OECD üyesi ülkelerde ise 1990-1999 yılları arasında ortalama yüzde 23 olan tasarruf oranları, 2000-2013 yılları arasında yüzde 21’e düşmüştür.77 OECD ülkeleri genelinde ise 1990-1999 ile 2000-2013 yılları arasındaki dönemde tasarruf oranlarının benzer düzeyde olduğu görülmektedir.

Dünyanın en düşük tasarruf oranlarına sahip ülkeleri ise beklendiği üzere düşük gelir grubunda yer alan ülkelerdir. Bu ülke grubunda tasarruf oranları 1990- 1999 yılları arasında yüzde 9 iken, 2000-2013 yılları arasında yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre Türkiye'nin tasarruf oranları, düşük gelir grubundaki ülkelerin tasarruf oranlarından yüksek, OECD ülkeleri ve içinde yer aldığı orta- yüksek gelir grubundaki ülkelerin tasarruf oranlarıdan daha düşük düzeyde bulunmaktadır. 2000’li yıllardan bu yana ortalama yüzde 20’lik yatırım oranına sahip Türkiye’nin, yatırım oranları açısından aynı gelir grubunda yer aldığı ülkelerin ve Asya ülkelerinin gerisinde kaldığı görülmektedir.

Türkiye ile BRIC olarak adlandırılan yükselen piyasa ekonomilerinin tasarruf oranları karşılaştırıldığında, Çin’in yüksek bir oranla ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Çin, gelişmekte olan Asya ülkeleri arasında en yüksek tasarruf oranına sahip ülkelerin başında gelmektedir. Tablo 2.9’da görüleceği üzere, 1980’li yıllarda ortalama yüzde 34,6 olan Çin’in tasarruf oranı, 1990-1999 ve 2000-2009

53

yılları arasında sırasıyla yüzde 39,4 ve yüzde 45,9 olarak gerçekleşmiştir. Çin’in