• Sonuç bulunamadı

Ulusal ya da Uluslar arası Standart Kuruluşları

BÖLÜM 4: TÜRKĐYE HAZIR GĐYĐM VE KONFEKSĐYON SEKTÖRÜNÜN

4.2.9. Sektör Aktörlerinin Beklentileri

4.2.9.3. Ulusal ya da Uluslar arası Standart Kuruluşları

Tekstil sektöründe Uluslararası ve ulusal planda uygulanan ve desteklenen değişik standartlar bulunmaktadır. Bunlar ile ilgili olan değerlendirme sonuçları şu şekilde özetlenebilir.

ISO 9000 serisi kalite standartları, 1987 yılında yayınlanmış ve o tarihten günümüze en fazla ilgi gören, en çok uygulama alanı bulan standartlar olmuşlardır. Bu standartlar ürünlere değil yönetim sistemlerine verilirler, üretimin disipline edilmesi ise ürün kalitesine doğrudan yansır. Türkiye’de TSE başta olmak üzere çeşitli yerli ve yabancı gözetim şirketleri ISO 9000 serisi belgelendirme yapmaktadır. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe faaliyet göstermekte olan büyük ölçekli işletmeler ile entegre tesisler başta olmak üzere birçok işletmenin ISO 9000 serisi kalite belgesine sahip olduğu bilinmektedir (Baş, 2004:71).

ISO 14000 serisi çevre yönetim sistem standartları tüketicilerin kendi yaşadığı çevreye değer vererek piyasada bunu sorgulamasının bir sonucu olarak geliştirilmiş standartlardır. Böylece kuruluşların çevre ile etkileşimi kontrol altında tutulmakta ve çevre ile ilgili icraatların sürekli iyileştirilmesini temin edecek yönetim sistemleri benimsenmektedir. Hazır giyim ve konfeksiyon üretiminde esas itibariyle çevreye kimyasal su ve benzeri atıklar verilmesi söz konusu olmadığından, bu seri standartlar daha çok tekstil terbiye ve deri işleme alanında çalışan firmalar tarafından alınmaktadır.( TSE ISO 14001, 2005: 229).

Đşletmelerin faaliyetlerinde “iş gören” durumundaki çalışanlarına karşı olan davranışları ile uygun yönetim sisteminin yerleştirilebilmesinde kılavuzluk etmek üzere “Sosyal Sorumluluk SA 8000” standardı 1997 yılında yine AB ülkelerinde geliştirilmiştir. SA 8000 standardı tedarikçi seçiminde dünyanın ilk evrensel ahlak standardı olarak nitelenebilir. Uluslararası platformda böyle bir standarda ihtiyaç duyulması, gelişmekte

olan ülkelerdeki kötü çalışma koşullarının göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaşmasının ve sivil toplum örgütlerinin çalışma koşullarını iyileştirme yönündeki çabalarının bir sonucudur. Bilindiği gibi son yıllarda Avrupalı büyük hazır giyim ve konfeksiyon firmalarının, zincir mağazaların Doğu Avrupa ve Asya ülkelerindeki üretim tesislerindeki kötü çalışma koşulları tartışılmakta ve sık sık kamuoyu gündemine gelmektedir (SGS Supervise Gözetme Etüt Kontrol Servisleri A.Ş, 2001:78).

Türkiye’de SA 8000 belgesine sahip olan firmalar arasında bir kaç tekstil ve konfeksiyon firması da bulunmaktadır. Ancak, özellikle konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren uluslararası büyük alıcılar ve perakende grupları kendi bünyelerinde ayrı ayrı oluşturdukları sosyal sorumluluk ve çalışma koşulları bulunmaktadır. Bu gibi gruplar Türkiye’deki hazır giyim ve konfeksiyon tedarikçilerinden ve de varsa onların fason atölyelerinden, hatta yan sanayicilerinden bu koşulların sıkı sıkıya yerine getirilmesini istemekte, bu doğrultuda sık sık denetimler yapmakta ve bu konu Türkiye’den tedarikçi seçiminde önemli bir kriter olarak kullanılmaktadır. Bu grupların geliştirdiği standartlar açısından doğrusu bir standart bulunmadığından bu standartları uygulamak Türk firmaları açısından bazen zor olmaktadır. Bu konuda, son yıllarda Türkiye’de çeşitli denetim firmaları da faaliyet göstermeye başlamıştır.

1970’li yıllarda çevre sorunlarının insan sağlığını ciddi boyutlarda rahatsız etmeye başlaması, doğanın korunmasına yönelik çevre hareketlerini yaygınlaştırırken, “tekstil ekolojisi” kavramını ortaya çıkartmış ve “eko tekstil”= “çevre dostu tekstiller” gündeme gelmiştir. Tekstil ekolojisi üretim, insan ve atık ekolojisini kapsamaktadır. Amaç, elyaf üretiminden başlayarak giysi elde edilinceye kadar tüm üretim aşamalarında çevreye ve insanlara zarar verilmemesidir. Bu olgu da diğer birçokları gibi önce Avrupa Birliği üyesi ülkelerde gelişmiş ve dolayısıyla Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünü yakından ilgilendirmiştir. AB ülkelerinde Ekoteks 100 serisi standartlar geliştirilmiş (detaylı bilgi için bkz. ÖKO-TEX Standart 100 Sorular ve Cevaplar, 2005) ve üye tüm ülkelerde Ekoteks enstitüleri kurulmuştur. 10 yılı aşkın süredir Ekoteks sertifikası bir çok yabancı alıcı tarafından Türk hazır giyim ve konfeksiyon tedarikçilerinden talep edilmektedir. Türkiye henüz AB üyesi olmadığı için burada bir EKOTEX enstitüsü kurulması mümkün olmamıştır ve bu belgeleri müşteri talep ettiği takdirde yurtdışındaki EKOTEX enstitülerinden veya onların Đstanbul’daki şubesinden alınması gerekmektedir

ki döviz bazında bedeller ödenmesi söz konusu olduğundan Türk konfeksiyon firmaları açısından ekstra bir maliyet faktörü olmaktadır.

Almanya’nın başını çektiği Avrupa ülkelerinin, insan sağlığı konusunda duyarlılığı, tekstil ve konfeksiyon üretiminde kullanılan boya, kimyasal ve benzeri malzemelerin de yıllardır sorgulanmasına yol açmıştır. Bu çerçevede, kanserojen aril amin ihtiva eden ve “azo boyar madde” tabir edilen bazı boyar maddelerin tekstil ve konfeksiyon üretiminde kullanılması, ithalatı, ihracatı 1994 yılında önce Almanya’da yasaklanmıştır. Hemen ardından, Türkiye’de de 29.12.1994 tarihli Sağlık Bakanlığı genelgesi ile insan sağlığına temas yoluyla zarar verebilecek aynı kanserojen aril amin ihtiva eden azo boyarmaddelerin ithalatı, ihracatı, kullanımı yasaklanmıştır. Böylece Türk hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinin uluslararası pazarlarda bir tarife dışı engeli daha aşması ve böylece rekabet gücünün korunması sağlanmıştır.

Diğer yandan, ambalaj atıklarının çevreyi kirletmemesini teminen konfeksiyon ihracatında Türkiye’nin en büyük pazarı durumundaki Almanya’da 90’lı yılların başında uygulamaya konan “Yeşil Nokta” konusunda da Türk hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçıları özellikle Đhracatçı Birlikleri ve sektörel dernekler gibi sivil toplum kuruluşları tarafından ayrıntılı olarak bilgilendirilmiş ve ihracatın önündeki her türlü engel aşılmaya çalışılmıştır.

Rusya Federasyonu Đthalat Kanunu gereği ithal edilen ürünlerin büyük bir çoğunluğu için Rusya Standartlarına Uygunluk Belgesinin – Gost-R Uygunluk Belgesi- ilgili gümrük mercilerine ibrazı ve satış noktalarına ulaştırılması gerekmektedir. Rusya Federasyonu sınırları dahilin de toptan ve perakende ticareti yapılan ürünlerin çoğunluğu için beyanı zorunlu Uygunluk Belgesi; standart normlarının tanımlayıcısı Rusya Federasyonu Standardizasyon, Metroloji ve Sertifikasyon Devlet Kuruluşu GOSSTANDART’ın R.F. kapsamında ana merkez olarak akredite edilen JSC ROSTEST-Rusya Test ve Sertifikasyon Merkezi’nin yetki verdiği firmalar aracılığı ile sağlanmaktadır. GOST-R Uygunluk Belgesinin yanında Rusya Sağlık Bakanlığı’nca zorunlu kılınan Hijyen Sertifikası da Rusya’ya yapılan ithalatta istenen zorunlu belgelerdendir. Bu iki belgeyi de genellikle yetkili kılınan firmalardan temin etmek mümkündür (Türkiye Đşveren Sendikaları Konfederasyonu, 2006: 107).

Bu belgeler yasal olarak Tüketici Haklarını Koruma Kanunu, Đş kanunu, Sertifika Kanunu, Sağlık ve çevre ile ilgili kanunlara dayanmaktadır. Bu belgelerin amacı, tüketicinin hayatı ve sağlığını güven altına almak ve çevreyi korumak olarak belirtilmektedir (DPT, 2006:10).