• Sonuç bulunamadı

BİREYSEL DEĞİİMLER  Etik ve Sosyal Sorumluluk

3. Liderlik görevini üstlenme: Çalışanların %10-15’lik oranı da liderlik görevini yürütmektedir Bu grup, işletmenin hayatta ve ayakta kalması için

2.4 TURİZM SEKTÖRÜNDE İSTİHDAMIN NİTELİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Yukarıda bahsedildiği gibi turizm sektörü hizmet ağırlıklı olma özelliği ile

2.4.1 Turizm Sektöründe İstihdamın Demografik Özellikler

Gelişmiş ülkelerde istihdam oranının sektörel dağılımı incelendiğinde hizmet sektörünün istihdam oranının artış gösterdiği görülmektedir. Hizmet sektörü, sanayi ve tarım sektörlerinin toplam istihdamından daha fazla istihdam hacmi yaratmaktadır. Hizmet sektörü içinde ise son on yılda en hızlı gelişen ve en fazla istihdam hacmi yaratan alt sektör turizmdir.

Bilindiği gibi, bir ülkedeki istihdam oranı, ülkenin ekonomik durumu ile doğru orantılıdır. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan son araştırma sonuçlarına göre 2007 yılı Mart döneminde Türkiye 73 milyon 260 bin nüfusa sahiptir. Aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı 21 milyon 997 bin kişidir. Mart 2007 döneminde istihdam edilenlerin % 25,7'si tarım, % 20’si sanayi, % 5,1’i inşaat, % 49,2'si ise hizmetler sektöründedir. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründe istihdamın payının 0,3 puan azaldığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 0,2 puan, inşaat sektörünün payının 0,1 puan arttığı, hizmetler sektörünün payının ise değişmediği görülmektedir (Tüik, 2007). İstihdamın sektörel dağılımı incelendiğinde, hizmetler sektöründe istihdam edilen kişi sayısının diğer sektörlerin çok üzerinde olduğu görülmektedir.

Hizmetler sektörü içinde yer alan turizm alt sektöründe istihdamın dünya ve Türkiye genelinde artış gösterdiği bilinmekle birlikte artış hacminin rakamsal boyutlarını ülkeler bazında net bir şekilde belirtmek oldukça zordur. Çünkü turizm sektörünün doğrudan istihdam etkisinin yanı sıra dolaylı istihdam etkisi de bulunmaktadır. Türkiye’de hizmet sektöründe istihdam edilenlerin %10 ila 12’si turizm sektörü tarafından doğrudan istihdam edilmiş durumdadır.

Sektörel istihdamda yaşanan genel artışın yanı sıra, istihdamın niteliksel boyutu da sektör için anlam ifade etmektedir. Gerçekten de, turizm sektöründe gelişme kaydetmiş olan ülkelerde istihdamın niteliği, üzerinde önemle durulan bir konu halini almıştır. Dünya Turizm Örgütü (WTO) bu konuda sürekli çalışmalar yapmakta ve hizmette kaliteyi arttırmanın temel koşulunun işgücünün niteliğinde sağlanacak gelişme olduğunu hazırladığı programlarda belirtmektedir (Kılıç, 2000: 57).

Turizm sektöründe istihdamın niteliği açısından incelenmesi gereken öncelikli konular istihdamın yaş, cinsiyet ve genel eğitim düzeyi dağılımıdır. Bu üç unsur bütün sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de istihdamın niteliğini belirlemek açısından oldukça önemlidir. Türkiye’de bu unsurların belirlenmesine yönelik olarak Turizm Bakanlığı, “Turizm Sektörü İşgücü Araştırmaları” yapmıştır. Bu araştırmaların ilki 1989 yılında, ikincisi ise 1993 yılında yapılmıştır.

Dünya Turizm Örgütü’nün 1997 yılında yayınladığı istatistik raporlarına göre gelişmiş ülkelerde turizm sektörü tarafından istihdam edilenlerin büyük bir bölümü 30-44 yaş grubu içerisinde bulunmaktadır. Diğer yandan, gelişmekte olan ülkelerde 18-29 yaş grubundakilerin oranı diğer yaş gruplarına göre daha yüksektir. Bu durum; genel olarak, istihdamın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki genel yapısından kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle; ülkelerin nüfus artış hızları, işgücü oranları, sektördeki işgücü devir hızı gibi değişkenlerdeki farklılıklar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki sonuç farklılıklarını etkilemektedir. Sektöre yeni giren genç işgücünün yüksek beceri ve sorumluluk düzeyinde bulunması çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Benzer biçimde genç yaş grubundaki çalışanların iş deneyimlerinin yetersiz oluşu ve sektörün gerektirdiği eğitim sürecini tam olarak tamamlayamamış olmaları turizm sektöründe istihdamın niteliğini etkileyen önemli etkenlerdendir. (Kılıç, 2000: 58).

Türkiye’de en son 1993 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre (Turizm Sektörü İşgücü Araştırması); konaklama alt sektöründe istihdam edilenlerin dörtte üçünden fazlası 15-34 yaş sınırı içerisinde bulunmaktadır. Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı tarafından aynı yıl yapılan başka bir araştırmada da benzer biçimde sektör çalışanlarının genç yaş grubuna dahil oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak, Türkiye’de turizm sektöründe genç nüfusun ağırlıklı olarak istihdam edildiği söylenebilmektedir (Kılıç, 2000: 60).

Turizm sektöründe istihdamın demografik özellikleri açısından incelenmesi gereken bir diğer konu ise istihdamın cinsiyet açısından dağılımıdır. Dünya çapında genel olarak erkek istihdam oranı tüm sektörlerde kadın istihdam oranının oldukça üstündedir. Ancak geçmişten günümüze kadın istihdam oranı giderek artış göstermektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün raporlarına göre 1975 yılında dünyada kadın işgücü sayısı 575 milyon kişi iken 2000 yılında 900 milyon kişi olmuştur. Kadınları destekleyici yasalar, demografik gelişmeler, eğitim, esnek çalışma biçimleri, ailenin küçülmesi, evlenme oranında azalış, boşanma oranında artış, toplumun kadına bakışındaki değişmeler kadın işgücü oranının artışındaki önemli etkenler arasına yer almaktadır. Ancak gelişme düzeyi ne olursa olsun kadınların işgücüne katılımı erkeklere oranla dünya genelinde hala düşüktür. Ülkemizde, kadınların işgücüne katılma oranı erkeklerin ancak üçte biri kadardır. Kadınların işgücüne katılım oranları tarımdan göçle beraber 1950’lerden bu yana hızla düşmektedir. 1955’te % 72 iken, 1989’da % 35,1, 1999’da % 29,7 ve 2005 yılında % 24,7 olmuştur. Bu oranın AB ve OECD ortalaması ise yüzde 61’dir. İşgücü piyasalarının talep ettiği beceriyi kazandıkları oranda kadınların bu iş yaşamına girebilme olanakları artmaktadır (Ata, 2006; Pirler, 2006). Kadınların işgücüne katılma oranı ile eğitim düzeyi arasında çok yakın bir ilişki vardır (Toksöz, 2005: 68). Örneğin okur-yazar olmayanların işgücüne katılma oranı yüzde 16,9; lise altı eğitimlilerin oranı yüzde 21,8; lise ve dengi meslek liselilerin oranı yüzde 30,4 iken; bu oran yüksekokul ve fakülte mezunlarında yüzde 69,7’ye çıkmaktadır. Yetersiz eğitim düzeyi ve bilgi beceri noksanlığı, toplum içinde kadına atfedilen rol, kadının aile içindeki konumu ve değer yargıları ve kadınlar için meslek ve aile yaşamını uyumlaştıracak destek programlarının yeterince geliştirilmemiş ve yaygınlaştırılmamış olması kadın işgücü oranının düşük olmasının diğer nedenlerindendir (Ata, 2006; Pirler, 2006).

Tarım sektörü başta olmak üzere Türkiye’de kadın işgücünün en fazla istihdam edildiği ikinci sektör hizmet sektörüdür. Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki kadın işgücünün hizmet sektöründeki istihdam oranının giderek arttığını vurgulamaktadır (Dura ve Atik, 2002: 108).

Hizmet sektörü içinde yer alan turizmde de sektörel istihdam içerisinde yer alan kadın çalışanların oranı genel istihdam yapısına uygun olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bakımından farklılıklar göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde turizm sektörü içerisinde yer alan kadın çalışanların oranı toplam istihdam oranının %35’i ile %40’ı arasında iken; gelişmekte olan ülkelerde bu oran %5 ile %10 arasında değişmektedir. Örneğin; dünya turizm pazarında önemli bir yeri olan Fransa’da kadın çalışanların sektörel istihdamdaki payı %40, Kanada’da bu oran

%38 seviyesindedir. Ancak belirtmek gerekir ki, gelişmiş ülkelerde turizm istihdamı içerisinde yer alan kadın çalışanların yaklaşık yarısı part-time ve geçici istihdam içerisinde yer almaktadır (Kılıç, 2000: 62).

Konu Türkiye açısından ele alındığında ise, turizm sektöründe kadın işgücü oranının giderek artış gösterdiği görülmektedir. Turizm Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmaya göre turizm sektörü içerisinde erkek işgücü oranı sektörün tamamında yüksek düzeydedir. Örneğin; konaklama alt sektöründe kadınların en çok istihdam edildikleri bölüm kat hizmetleri iken, eğitim düzeyine nispeten daha çok gereksinim duyulan idare ve muhasebe ile ön büro departmanlarında da kadın çalışan sayısının yüksek olduğu görülmektedir (Kılıç, 2000: 63).

Turizm sektöründe istihdamın demografik özellikleri açısından incelenmesi gereken son konu ise sektörde istihdam edilenlerin eğitim düzeyidir. Kabul edilen genel görüş, genel eğitim düzeyinin yüksek ya da düşük oluşunun turizm istihdamını nitelik yönünden farklılaştıracağına yöneliktir.

İşgücünün niteliksel yapısının önemli göstergelerinden biri de eğitim düzeyidir. Ülkemizde işgücünün eğitim, beceri ve nitelik düzeyinin düşüklüğü istihdam ve işsizlik konusunda önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır (Gediz ve Yalçınkaya, 2007). 2007 yılı Mart döneminde yapılan araştırmada, Türkiye genelinde işgücünün eğitim düzeyi şöyle özetlenmektedir. Türkiye’de lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı % 45,1 iken yükseköğretim mezunlarında bu oran % 79’dur. Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı % 69 iken, kadınlarda bu oran % 20,4’tür. Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı % 73,5 iken, kadınlarda bu oran % 31,5’tir. Yükseköğretim mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı % 84 iken, kadınlarda bu oran % 71,4'tür (Tüik, 2007).

Bilindiği gibi; gelişmekte olan ülkelerin turizm istihdamı açısından çoğunlukla sıkıntı çektikleri konu eğitimsiz işgücünün de sektörde bir şekilde istihdam ediliyor olmasıdır. Gelişmiş ülkelerde ise genel eğitim düzeyinin yüksek olması, turizm sektöründe çalışanların da eğitim düzeylerinin yüksek olması sonucunu doğurmaktadır.

Türkiye’de Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen araştırmanın sonuçlarına göre turizm sektöründe istihdam edilenlerin önemli bir bölümünün eğitim düzeyi açısından oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Özellikle konaklama ve restoranlar alt sektörlerinde istihdam edilenlerin yaklaşık olarak yarısı düşük eğitim düzeyine (ilkokul mezunu) sahiptir (Kılıç, 2000: 66). Türkiye’de turizm sektöründe istihdam edilenlerin büyük bir çoğunluğunun eğitim düzeyi açısından yetersiz oluşu, sektörel istihdamın da nitelik açısından yetersiz bulunmasına neden olmaktadır. Ancak, eğitim düzeyinin düşüklüğü yalnızca bireylere bağlı olarak değil, ülkenin sunduğu eğitim olanaklarına bağlı olarak da şekillenmektedir. Turizm eğitimi konusu diğer başlıkta ele alınmaktadır.