• Sonuç bulunamadı

Turizm faaliyetlerinin ve buna bağlı olarak gelişen turizm arz ve talebinin yukarıda yer verilen özellikleri arasında en belirgin olanı “mevsimsellik” olarak karşımıza çıkmaktadır. Turizm sektörünün yapısal bir özelliği olarak kabul edilen mevsimsellik kavramı, çoğu zaman, sektörün en fazla göze çarpan özelliği ve turizm işletmecileri tarafından aşılması gereken bir sorun olarak algılanmaktadır. Turizm sektörünün mevsimsellik özelliği aynı zamanda üzerinde dikkatle durulması gereken ancak yeterince çözülemeyen konular arasında da yer almaktadır (Higham and Hinch, 2002: 176; Hinch and Jackson, 2000: 87). Bu nedenle; birçok ülkede, turizm bölgelerinde ve faaliyetlerinde mevsimsellik özelliğini azaltmaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik kamu ve özel sektör tarafından yürütülen yoğun çabalar ve çözüm yaklaşımları dikkat çekmektedir (Butler, 2001: 5).

Günümüze kadar; konuya ilişkin çok sayıda çalışmanın yapılmış olduğu görülmektedir (Koenig and Bischoff, 2004: 374). Özellikle; konunun uzmanlarından biri olarak kabul edilen R.R.V. Bar-on’un 1975 yılında yayınladığı kitap (Seasonality in Tourism: A Guide to the Analysis of Seasonality and Trends for Policy Making)

konuya ilişkin yürütülen hemen hemen her çalışmada kaynak olarak ele alınabilecek bir özellik taşımaktadır. Bar-on’un yanı sıra; S.F. Witt, M.Z. Brooke, C. Sutcliffe, M. Sinclair, G. Donatos, P. Zairis, P.J. Buckley, J. McEniff gibi yazarların da yaklaşık 15 - 20 yıl öncesine ait çalışmaları önemli bulgular içermektedir.

Turizm sektörünün mevsimsellik özelliği konusunda çalışma yapan yazar ve araştırmacıların hemen hepsi, kavrama ilişkin tanımlamalarında talebin mevsimselliğinden hareket etmektedir. Yazında (literatürde) sıkça rastlanan tanımların bazıları aşağıda yer almaktadır.

Turizm sektörünün dikkat çeken bir özelliği olarak mevsimsellik kısaca, “boş zaman etkinliği olan turizm talebinin mevsimsel (her yıl benzer zamanda ve yoğunlukta) dalgalanması” olarak tanımlanabilmektedir (Kuşluvan ve Kuşluvan, 1998: 18).

Bir diğer tanımda mevsimsellik; “sistematik ancak tam anlamıyla düzenli olmayan ve iklim değişiklikleri, karar verme süreci, çalışma takvimi gibi bazı unsurlardan doğrudan; tercihler ve beklentiler, ekonomideki üretim ve tüketim düzeyi gibi unsurlardan ise dolaylı etkilenen yıl içi (dönemsel) dalgalanmalar” olarak ele alınmaktadır (Lim and McAleer, 2001: 69; Cunado et.al., 2004: 79).

Başka bir tanımda ise mevsimsellik “turizm faaliyetlerinin gerçekleşmesinde yaşanan zamansal dengesizlikler” olarak ele alınmaktadır (Jang, 2004: 819). Kennedy (1999: 26) ise turizm sektöründe mevsimselliği “yılın belli dönemlerinde turizm talebi miktarındaki sivri alçalma ve yükselmeler” olarak tanımlamaktadır.

Turizm sektöründe mevsimsellik başka bir tanımda ise “yılın farklı zamanlarında turizm talebindeki belirgin yükselmeler” olarak ele alınmaktadır (Kennedy and Deegan, 2001: 52).

Daha kapsamlı bir şekilde ele alındığında ise turizm sektöründe mevsimsellik kavramı “turist sayısı, turist harcamaları, turist gecelemeleri, ulaştırma ve trafikteki yoğunluk gibi unsurlarda yılın belirli dönemlerinde görülen artış ve azalmalar (ya da bu unsurlardaki geçici dengesizlikler)” olarak tanımlanabilmektedir (Lundtorp et.al., 1999: 49; Butler, 2001: 5; Hinch, 2003: 163).

Yukarıda yer verilen farklı tanımların ortak özelliklerinden en fazla göze çarpanı, kuşkusuz mevsimselliğin yılın farklı zamanlarında talep miktarındaki artış ve azalmalar olarak ele alınmasıdır. Diğer bir deyişle, konuya ilişkin günümüze kadar yürütülmüş çoğu çalışmada turizmin mevsimsellik özelliği, talep miktarı ile bağdaştırılmaktadır. Bir ülkedeki turizm faaliyetlerinin ve buna bağlı olarak ülkeye yönelik turizm talebinin en belirgin özelliği olarak karşımıza çıkan “mevsimsellik”, Türkiye turizmi açısından da aşılması gereken bir engel olarak görülmektedir. Bu durum; farklı yıllarda ülkeye gelen yabancı turist sayılarının, yılın belli aylarında belirgin bir artış göstermesi (yoğunlaşması) ve turizm sezonu olarak bilinen dönemin ardından azalması şeklinde görülmektedir. Türkiye açısından turizm talebine bağlı olarak oluşan mevsimsellik, turizm istatistikleri incelenerek açıklanabilmektedir.

Tablo 1’de 1986-2006 yılları arasında Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin aylara göre dağılımı sayısal olarak gösterilmektedir. Tablo detaylı olarak incelendiğinde; 1998 ve 1999 yılları hariç, diğer yılların hepsinde günümüze doğru toplam turist sayısında sürekli bir artış görülmektedir. 1998 yılında; 1997 yılına göre turist sayısında bir miktar azalma görülmüş, 1999 yılında ise Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısında gözle görülür bir miktarda azalma yaşanmıştır. 1999 yılı; Türkiye turizmi açısından “kayıp yıl” olmuştur (Milliyet Gazetesi, 1999). 1999 yılı; ubat ayında terör örgütü başının yakalanması ile başlayan süreç ve Ağustos ayında yaşanan deprem nedeniyle turizm açısından kötü bir yıl olmuştur. 2000 yılına gelinmesiyle, turist sayısı yeniden yükselişe geçmiştir.

Tablo 1’de yıllara göre yabancı turist sayısının incelenmesinin yanı sıra, aylara göre gelen yabancı turist sayısının da ele alınması turizmin mevsimsellik özelliğini vurgulamak açısından önemlidir. Tabloda; Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin aylara göre dağılımı incelendiğinde, turist sayılarındaki artış dikkate alınarak, Türkiye turizmi açısından Mayıs – Ekim ayları arasındaki dönemin “yüksek sezon” ya da “turizm mevsimi” olarak nitelendirilebileceği; buna karşın, Kasım – Nisan ayları arasındaki dönemin ise “düşük sezon” ya da “turizm mevsimi dışı” olarak belirtilebileceği görülmektedir. Yılın değişik aylarında farklılık gösteren turist sayısı bu nedenle turizmin mevsimlik karakterini ortaya koymaktadır.

Tablo 1: Türkiye’ye Gelen Yabancı Turistlerin Aylara Göre Dağılımı

TÜRKİYE'YE GELEN YABANCI TURİSTLERİN AYLARA GÖRE DAĞILIMI (Bin Kişi)

YILLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 TOPLAM 2006 667 627 922 1373 1919 2369 3110 2906 2267 1714 1020 927 19.819 2005 699 693 1107 1349 2303 2403 3164 2859 2502 2107 1052 862 21.123 2004 534 608 784 1104 1799 1898 2591 2493 2125 1842 950 789 17.517 2003 364 481 500 669 1146 1511 2131 2275 1874 1658 776 644 14.030 2002 307 426 676 853 1326 1458 1897 1900 1771 1420 663 560 13.257 2001 359 405 547 885 1232 1388 1777 1601 1440 1066 521 398 11.619 2000 334 354 435 721 986 1.079 1.526 1.419 1.369 1.178 602 424 10.427 1999 359 372 409 427 691 785 932 1.079 876 801 436 321 7.488 1998 350 371 478 642 987 1.039 1.145 1.377 1.164 1.034 502 371 9.460 1997 300 315 555 640 1.020 1.045 1.208 1.427 1.207 949 540 500 9.706 1996 284 324 537 556 874 902 1.106 1.153 1.117 909 452 395 8.609 1995 274 302 368 535 732 810 1.008 1.070 1.054 836 393 340 7.722 1994 267 301 394 468 644 671 820 899 773 695 392 341 6.665 1993 211 273 343 578 797 682 743 784 692 699 382 309 6.493 1992 208 255 337 579 739 727 970 992 861 697 370 336 7.071 1991 158 157 284 376 502 517 635 761 773 581 404 366 5.514 1990 115 143 242 429 529 559 707 777 667 526 367 323 5.384 1989 110 126 251 345 479 443 562 633 605 462 245 192 4.453 1988 112 126 200 298 451 434 595 601 543 440 205 163 4.168 1987 77 90 104 230 286 321 393 456 341 265 152 135 2.850 1986 79 77 138 183 232 234 316 338 277 231 151 128 2.384 Kaynak: http://www.tursab.org.tr/content/turkish/istatistikler/gostergeler/86Ay1.asp Erişim Tarihi: 13/04/2007

Turizmin mevsimlik özelliğinin daha da net vurgulanabilmesi için yıl bazında grafiklerle ele alınması da mümkündür. Yukarıda yer alan Tablo 1’ in verilerine dayanarak seçilen 3 farklı yıl için (1986-1996-2006) hazırlanan grafikler aşağıda yer almaktadır.

Grafik 1: Türkiye’ye Gelen Yabancı Turistlerin Aylara Göre Dağılımı (1986)

Grafik 3: Türkiye’ye Gelen Yabancı Turistlerin Aylara Göre Dağılımı (2006)

Yukarıda yer verilen grafiklerde de görülebildiği gibi, turizm faaliyetleri yılın belli dönemlerinde yoğun bir özellik gösterirken, turizm mevsimi dışında kalan dönemlerde turist sayısındaki azalışa bağlı olarak yavaşlayan turizm faaliyetleri ile dalgalanan ve değişen koşulların oluşmasına neden olmaktadır. Bu değişim ve dalgalanma ile açıklanan mevsimselliğin nedenleri ayrıntıları ile ele alınmalıdır.