• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TURİZM DESTİNASYONU YÖNETİ(Şİ)Mİ–TDY

2.2. Turizm Destinasyonu Yönetim Yaklaşımları

2.2.2. Turizm Destinasyonu İdaresi

Toplumun ortak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kamu hizmetlerine duyulan ihtiyaç, idarenin varlık sebebi olarak belirtilebilir. İdare kavramı, kamu idaresi ya da diğer bir ifadeyle kamu yönetimi anlamına gelmektedir. İdare, kamu idaresi ya da kamu yönetimi özel sektörde kullanılan idare kavramının karşıtıdır (Derdiman, 2003: 4) "Yüzyıllardır hiyerarşik otorite kamu yönetiminin entelektüel temeli olarak görülmüştür (Özer, 2006: 68)." Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sürecinde, devletin “doğrudan hizmet sunumu” yerine altyapıyı hazırlama, gözetim ve denetim gibi rolleri üstlenmesi günümüzde yaygın kabul gören anlayışı temsil etmektedir (Bilgiç, 2011: 96).

1970'li yılların sonu ve 1980'li yılların başından itibaren yönetim anlayışında yaşanan değişimler doğrultusunda, Weber'in bürokratik örgütlenme modeline dayanan ve devletin güvenlik, eğitim, sağlık ve bazı yerel nitelikli hizmetler gibi kamusal hizmetleri

67

ifade eden geleneksel kamu yönetimi anlayışı gözden düşmeye başlamış ve yeni kamu yönetimi (new public management) anlayışı ortaya çıkmıştır (Bilgiç, 2011: 99).

Yeni kamu yönetimi yaklaşımında amaç devletin kamu hizmetlerinin nicel büyüklüğünü küçültürken niteliğini iyileştirmektir. Bu bağlamda etkinlik, verimlilik, yönetişim (governance), yönetime katılma, açıklık, işletmeci yönetim, toplam kalite yönetimi, bağımsız idari otoriteler gibi unsurlar önem kazanmıştır (Bilgiç, 2011: 99). Eryılmaz'a (2008: 25) göre "yeni kamu yönetimi anlayışı; rekabeti, piyasa sisteminden daha çok yararlanmayı, sonuç odaklılığı, vatandaş merkezli yaklaşımı ve özel sektörde uygulanan yönetim tekniklerinin kamuda da uygulanmasını benimsemiştir."

Önemli sayılabilecek oranlarda turist çeken birçok ülke, turistik ürün ve hizmet arzında bulunan tarafların faaliyetlerini gözetmek ve desteklemek için ulusal bir turizm örgütüne sahiptir. Bu örgütlerin, gözetleme ve destekleme rolleri dışında pazarlamayla ilgili tutundurma rolü de bulunmaktadır (Burkart ve Medlik, 1988: 217). Jeffries’e (2007: 55) göre pazarlama, ulusal turizm örgütlerinin başlıca görevidir. Ayrıca turizm endüstrisinin pazarlama faaliyetlerine de dolaylı olarak yardım etmek ve desteklemek zorundadır. Turizm pazarlama stratejilerinde hükümetlerin takip ettikleri politikalar şöyle özetlenebilir (Middleton ve Clarke, 2001: 339):

 Turizm gelirlerini artırmak.

 Talebi ülkenin alanlarına ve mevsime yönlendirmek.

 Tüketicilerin çıkarlarını korumak, sunulan ürün kalitesini ve destinasyonun çevresini geliştirmek.

 Akıllı büyüme olarak da adlandırılan sürdürülebilir kalkınmayı güvenceye almak.

Birçok destinasyon pazarlama örgütü, ulusal ve yerel düzeyde kamu yönetimi bünyesinde bir departman olarak ortaya çıkmıştır (Pike, 2008: 73). Örgütlerin yapılanmasında ve yönetim anlayışında birbiriyle bağlantılı üç önemli değişim yaşanmaktadır (Hales, 2006: 87):

1. Merkezi ve süreç odaklı bürokrasiden daha merkezi olmayan ve performans odaklı bir yönetim anlayışına doğru değişim.

2. Parçalı ve standart işletme sistemlerinden daha bütüncül, çalışanların katıldığı ve güçlendirildiği entegre yapıya doğru bir değişim.

68

3. Belirli alanlarda emir ve kontrol rolüne sahip yöneticilerden sorumluluk alanlarının daha esnek olduğu bir liderlik ve koordinasyona doğru değişim. Gelişmekte olan turist destinasyonu ülkelerde bulunan ulusal turizm örgütleri, ülkelerinin turizmi üzerinde çok büyük bir etkileme gücüne sahiptir. Bu örgütler, yürütülen pazarlama faaliyetlerinin başarısını en etkin şekilde değerlendirecek birimlerdir. Bununla birlikte uygulamada, bu örgütler çok sınırlı bir bütçeye sahip olmalarının yanı sıra profesyonel yönetim yetenekleri bakımından da büyük eksikliklere sahiptir. Bu nedenle sahip olunan avantajlardan yararlanamayan bu örgütler, büyük ve güçlü tur operatörlerinin etkisi altında kalmaktadırlar (Middleton ve Clarke, 2001: 333). Çok sayıda ve farklı değerlere sahip paydaşların, sınırlı ya da yegâne kaynaklar üzerindeki rekabeti, destinasyonların giderek artan zorluklarla karşılaşmasına neden olmaktadır (Jamal ve Jamrozy, 2006: 164). Küreselleşmenin 2000'li yıllarda etkisini daha fazla hissettirmesi ve küresel mali krizler karşısında çözüm üretilememesi, yeni kamu işletmeciliğine yönelik olumsuz eleştirileri artırarak yeniden müdahaleci devlet anlayışına dönülmesi tartışılmaya başlanmıştır (Canpolat ve Cangir, 2010: 30).

Devletin düzenleme araçlarını kullanması, sürdürülebilir turizme yönelik amaçların başarıyla yerine getirilmesi düzeyini artırmaktadır (Bramwell, 2004: 412). Destinasyon pazarlama örgütü her ne kadar ulusal turizm örgütü ya da ulusal turizm idaresi ile birbirinin yerine kullanılsalar da aslında destinasyon pazarlama örgütü, ulusal turizm örgütünün bir parçası olarak sadece ülkelerin bütün olarak pazarlanmasıyla sorumludur (Middleton ve Clarke, 2001: 327).

Sıkışıklık, tıkanma ve aşırı talep günümüzün gelişmiş dünyası için bir sorun olarak görülebilir. Herhangi bir zamanda ziyaret edilmek istenen bir yerin fiziksel engellerden dolayı belirli bir kapasitesi vardır. Eğer bu sorunun çözümü, sektörün pazar mekanizmalarına bırakılacak olursa sorunun çözümü basittir. O çözüm de sıkışıklığı ve aşırı talebi engelleyecek düzeye kadar fiyatların yükseltilmesine izin verilmesidir. Ancak bu çözüm önerisi ile sadece pazarda yer alan birkaç grubun çıkarlarına hizmet edilmiş olmaktadır. Bunun yerine, maksimum yıllık ziyaretçi sayısı tekniğiyle erişimi kontrol altında tuttuğu idari limitler tespit edilebilir (Todd, 2001: 16).

Rızaoğlu'na (2004: 262) göre hükümetler; ülke, bölge, yöre, kent ve belediye düzeyinde pazarlama ve turizm ile ilgili konularda sorumlu kuruluş veya bölüm kurabilirler. Ülke

69

düzeyinde, hükümetlerin turizme müdahil olmalarında; turizmin kontrolsüz bırakılması durumunda, çevre üzerinde oluşacak olumsuz sonuçlar ile toplumun ve ekonominin olumlu ve olumsuz yönden etkilenmesinin önemli rolü bulunmaktadır (Page, 2009: 417).

1963 yılında Roma'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Uluslararası Seyahat ve Turizm Konferansı'nda, turizmin gelişiminde örgütlerin rolü tartışılmıştır. Bu kapsamda; ulusal turist faaliyetlerinin harekete geçirilmesinin ve koordinasyonunun hükümetlerin yükümlülüğü olduğu; turist faaliyetlerinin harekete geçirilmesi ve koordinasyonu rolü ulusal turist örgütleri vasıtasıyla yerine getirilebileceği; ulusal turist örgütlerine, ulusal ve uluslararası turizmin desteklenmesi ve gelişimi için hükümetlerin beklentilerini etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlayacak yetki ve kaynakların verilmesi olmak üzere üç öneri sunulmuştur (Bhatia, 2002: 108).

Leu'ya (2001: 265) göre, turizmi "destinasyon" şeklinde adlandırılan bir sahnede sergilenen ve Ulusal Turist Büroları (National Tourist Offices-NTOs) tarafından idare edilen bir tiyatro gösterisi olarak görmek mümkündür. Diğer taraftan ev sahibi ile ziyaretçi arasındaki ilişki, insanın saygınlığı ve şerefi açısından ele alındığında, turistin çıkarları için ev sahibi "dans eden ayı" rolüne sokulmamalıdır.

Ulusal düzeyde turizm öncelikle hükümetlerin sorumluluğundadır. Turizm politikasının hazırlanması ve plan haline dönüştürülerek ulusal ekonomide turizmin yerinin görülmesi, izlenecek hedeflerin belirlenmesi, ulusal ve bölgesel planlamada turizmin yerinin tespit edilmesi ve daha sonra sayısal hedeflerin belirlenmesi ulusal düzeyde resmi, yarı-resmi veya resmi olmayan bir turizm örgütü vasıtasıyla gerçekleştirilir (Burkart ve Medlik, 1988: 257).

Destinasyon Pazarlama Örgütleri'nin kurulum sürecinde karşılaşılan önemli bir konu, hükümetlerin ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte gerçekleşen bu süreçlerde oynadığı roldür. Her ne kadar girişimciler bu süreçte hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenseler de uzun dönemde kamunun desteği olmadan etkili olmaları çok kolay olmamaktadır (Pike, 2004: 18).