• Sonuç bulunamadı

TRC3 Bölgesi Dış Çevre Analizi kapsamında, Bölge’nin kalkınması

Belgede Mevcut Durum Analizi (sayfa 126-129)

ve refah seviyesinin artırılması açısından aşağıdaki üç temel parametre seti arasındaki ilişkiler analiz edilmeye çalışılmıştır:

• Bölgenin girişimcilere ve o bölgede yaşayanlara sunduğu imkânlar;

• Çevre illerle kıyaslandığında TRC3 Bölgesi’nin durumu;

• Sınır ötesi işbirlikleri.

9

d.Analizde, gelecek ile ilgili yatırım projeksiyonlarını mümkün kılacak TRC3 Bölgesi imkânlar setine yer verilmiştir. İmkânlar seti analizinde Dicle Kalkınma Ajansı tarafından uygulanmış yatırım ortamı anketi çıktıları ve TRC3 Bölgesi’nin çevre bölgelerle kıyasla-ma şansı veren EDAM’ın 2009 yılında yapmış olduğu

“Türkiye İçin Bir Rekabet Endeksi Çalışması” kullanıl-mıştır. Yatırım ortamı anketi mevcut firmaların yatırım iklimi ile ilgili olarak karşılaştığı sorunları ortaya koy-maktadır. Yatırım ortamı anketi çıktıları gelecekte ya-tırımlar için sorun oluşturacak konuların tespiti ve çö-zümü için taban oluşturmaktadır. Rekabet endeksi çalışması TRC3 Bölgesi’ni çevreleyen illerle TRC3 Bölgesi’nin rekabet edebilirliğinin karşılaştırılmasına olanak sağlamıştır.

e.Dış ekonomik çevre analizinin 5'inci kısmında “Ne-ler yapılabilir?” başlıklı bölüme yer verilmiştir. Bu bölümde imkanlar setinin geliştirilmesine yönelik ça-lışmalar, sektörlerde yatırım olanakları ve geliştirilebi-lecek stratejilere yer verilmiştir. İmkânlar setinin ge-liştirilmesi bölümü bölge yatırım ortamı önündeki en-gellerin kaldırılması konusunda sunulan önerileri kapsamaktadır. Sektörel yatırım olanakları ve geliş-tirilebilecek stratejilerde; inşaat, tarım-hayvancılık, gıda sanayi, ulaştırma ve lojistik, turizm ve yenilene-bilir enerji alanları özellikle incelenmiştir.

f.Dış çevre analizinin son kısmı olan “Genel Değerlen-dirme” bölümünde öne çıkan bulgular aşağıda sıra-lanmıştır:

•Bölge’nin geleceği, bölgenin girişimcilere ve o böl-gede yaşayanlara sunduğu imkânlara bağlıdır. Bu açı-dan bakıldığında Bölge ciddi yatırım ortamı zaafiyet-leri ile karşı karşıyadır. Çalışanların mesleki becerile-rine ilişkin sıkıntılardan, elektrik kesintilebecerile-rine, ulaştır-ma ve lojistik altyapısındaki sorunlardan, finansulaştır-mana erişime ve potansiyel pazarlara ilişkin malumat ek-sikliğine kadar birçok sorunu alt alta sıralamak müm-kündür. Ancak, tüm bu sorunların ilgili yerel ve merke-zi kurumların birlikte hazırlayacakları bir eylem pla-nıyla makul düzeylere indirilmesi sağlanabilecektir.

•Çevre illerle kıyaslandığında TRC3 Bölgesi’nin duru-mu önemli bir unsurdur. TRC3 Bölgesi’nin çevresin-deki Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep illerinin, Irak ve Suriye pazarlarına yakınlık açısından benzer avan-tajları bulunmaktadır. Bu şehirlerin göreli olarak daha gelişmiş olması, özellikle Gaziantep’in gelişmiş sana-yi altyapısı, Bölge için önemli bir tehdit unsurudur.

Bölge’nin bir yandan yatırımcıları çekmek üzere poli-tikalar geliştirirken, bir yandan da eğitim, sağlık ve şe-hir yaşamına ilişkin imkanlar setini de geliştirmesi gerekmektedir. Ancak, bu şekilde Bölge dışından ya- TRC3 Bölgesi “Dış Çevre Analizi” aşağıdaki başlıklar

altında özetlenebilir.

a.Türkiye’deki dönüşüm süreci analiz edilmiştir. Tür-kiye ekonomisinin genelinde yaşanan gelişmeler ve dönüşümler TRC3 Bölgesi’ni doğrudan etkilemek-tedir. Türkiye’de yaşanan dönüşüm genel itibariyle sanayileşmenin belli bir aşamaya geldiği ve ihracatın sanayi ürünleri ağırlığında yapıldığı, tarım sektörün-deki istihdamın hizmetler sektörüne kaydığı, düşük ve orta teknolojik ürün üretiminden orta ve ileri tekno-loji üretime geçildiği şeklinde özetlenebilir. Türki-ye’nin bu süreç içerisinde ihracat kalemlerinin çeşit-lendiği, Avrupa Birliği pazarının ağırlığının azaldığı ve Orta Doğu pazarının ihracatta yerini arttırdığı ortaya konulmuştur. Bu dönüşümler içerisinde teşvik siste-mi ve piyasa şartlarından dolayı düşük teknolojili sa-nayi faaliyetlerinin Türkiye’nin Batısından doğusuna kayması TRC3 Bölgesi için büyük bir fırsat teşkil et-mektedir.

b.TRC3 Bölgesi’nin, bugün itibariyle dış çevresiyle ilişkisi ve etkileşimi incelenmiştir. İlk olarak Türki-ye’nin tüm bölgelere ve Irak’a yaptığı ihracat kalem-lerinin dağılımı verilmiştir. Daha sonra TRC3 Bölge-si’nin yaptığı ihracatın ülkelere göre dağılımı ve Irak’a yapılan ihracatın sektörel dağılımı incelenmiştir. Bu bölümde son olarak Bölge illeri arasında yük taşıma sektörünün incelenmesi adına motorlu taşıt dağılımı-na yer verilerek ticaret ve yatırım alanında bölgenin dış çevresine entegrasyon düzeyi net biçimde ortaya konmuştur.

c. TRC3 Bölgesi’nin sınır bölgesi olması nedeniyle mercek altına alınarak, bu coğrafyadaki temel iktisadi ve siyasi eğilimler analize dâhil edilmiştir. Özellikle Irak, Suriye ve İran, TRC3 Bölgesi’nin sermaye biriki-mi sürecinde önemli bir sıçrama tahtası işlevi görme potansiyeline sahiptir. Bu bölümde ilk olarak Irak’ın mevcut ekonomik ve siyasi durumu, yatırım ortamı, gelecekte petrol gelirleri paylaşımı ve siyasi kırıl-ganlıkları incelenmiştir. Bunun yanı sıra Suriye paza-rının sunmuş olduğu fırsatlar değerlendirilmiştir. Irak ve Suriye pazarı TRC3 Bölgesi’ne yatırım çekmek adı-na birer fırsat olarak değerlendirilirken, İran özellikle Irak pazarında TRC3 Bölgesi’ne rakip konumda oldu-ğundan ekonomik anlamda tehdit olarak algılanmış-tır. İran’ın bu durumu Türkiye’nin ve TRC3 Bölgesi’nin Irak’a yaptığı ihracat kalemlerinin İran’ın Irak’a yap-tığı ihracat kalemleri ile karşılaştırılmasıyla ortaya konmuştur. Özellikle Irak ve Suriye ile Türkiye arasın-daki siyasi ilişkilerin gelişmesi ve bunun sonucunda bu ülkelerde Türk yatırımcıların iş yapmasının kolay-laşması TRC3 Bölgesi’ni bugün için farklılaştırma potansiyeli taşıyan unsurların başında gelmektedir.

tırımcıların ve nitelikli çalışanların Bölge’yi tercih et-mesi sağlanabilecektir.

•Sınır ötesi işbirlikleri sürecinde dış ekonomik çevre-nin doğru tahlil edilmesi bölgesel planlamanın içeri-ğine önemli bir oranda katkı sunacaktır. Bilindiği üze-re Irak, 2003 yılındaki üze-rejim değişikliğinden sonra ol-dukça hızlı bir yeniden yapılanma sürecinden geç-mektedir. Zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarının yer aldığı ve her geçen gün artan bir talebin olduğu bir ülke olarak Irak TRC3 Bölgesi için ciddi bir avantajdır.

Ancak, Irak’taki etnik ve mezhepsel ayrılıklar, merkezi ve yerel hükümetler arasındaki anlaşmazlıklar, petrol gelirlerinin paylaşımına ilişkin belirsizlikler önemli risk unsurlarıdır. Kaldı ki bugüne kadar Türk yatırım-cıların faaliyetleri genel itibariyle Irak’ın kuzey bölge-sinde yoğunlaşmış, görece daha kırılgan olan orta ve güney bölgelerle ise ilişkiler oldukça sınırlı kalmıştır.

•Dış çevre analizinde İran TRC3 Bölgesi için Irak pa-zarında bir tehdit unsurudur. İran’ın Irak papa-zarında et-kinliğini artırması Bölge’nin Irak pazarındaki payını düşürücü bir etki yaratmaktadır. Bu da Irak ile eko-nomik ilişkilerin geliştirilmesini sağlamak adına sağ-lıklı ve iyi planlanmış bir stratejiye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Stratejinin en önemli unsuru bireysel çabalarla Irak ile kurulan ticari ilişkilerin daha fazla kurumsallaşmasını sağlamaktır.

•TRC3 Bölgesi için Irak pazarı yanında diğer bir ö-nemli pazar Suriye pazarıdır. Nusaybin Sınır Kapı-sı’nın modernizasyonu Bölge ve Suriye arasındaki sı-nır ticaretini artırarak Bölge’nin Türkiye-Suriye ticare-tinden daha fazla pay almasını sağlayacaktır.

•TRC3 Bölgesi ekonomisinin gelecekte yeniden ko-numlanması, farklılaşması ve ileriye taşınması iyi bir dönüşüm planıyla mümkündür. Bu plan doğrultusun-da;

•Irak ve Suriye pazarlarını hedefleyen yatırımların TRC3 Bölgesi’ne çekilmesi,

•Gelişmiş pazarlara yönelik bir çeşitlenme sağ-lanması amaçlanmaktadır.

Dış çevre analizi çerçevesinde altı çizilen fırsatları ve riskleri değerlendirmek için bazı sektörlere özel stra-tejilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu sektörler in-şaat (inin-şaat malzemeleri, müteahhitlik hizmetleri), ta-rım ve gıda sanayi, lojistik, turizm ve yenilenebilir enerjidir. Yatırım ortamına ilişkin kısıtların giderilme-sini amaçlayan yatay reform alanlarının yanında bu sektörlerde de atılacak adımlarla bu alanda ciddi bir gelişme sağlanabilecektir.

9.1 Irak Çalışma Ziyareti

9.1.1 Irak Çalışma Ziyaretinin Sonuçları TRC3 Bölgesi Dış Çevre Analizi kapsamında Böl-ge’nin dış ticari ilişkilerinin neredeyse tamamının gerçekleştiği Irak’ın Bölge için sunduğu gelişme fır-satları ve olası tehditleri anlamak, Ajans ve Irak’taki sorumlu kuruluşlar arasında ikili ilişkiler kurmak a-macıyla bir çalışma ziyareti gerçekleştirilmiştir.

TRC3 Bölgesi ihracatının % 98’lik kısmı (2010 yılında yaklaşık 1,2 Milyar ABD Doları) Irak’a yapılmaktadır.

Bölge, Habur Sınır Kapısı ile ülkenin Irak’a açılan ka-pısı konumundadır.

Irak, TRC3 Bölgesi’nde yer alan üreticiler, ihracatçılar ve nakliyatçılar için ekonomik anlamda hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle Irak genelinin ve TRC3 Bölgesi için özelde Irak’ın kuzey bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişiminin düzenli olarak göz önünde bu-lundurulması ve özellikle de ulusal plan ve program-larla uyumlu olarak geliştirilen bölgesel planlama ve politika çalışmaları ile Bölge’ye yönelik stratejilerin oluşturulması aşamalarında Irak’ın ve kuzey bölge-sinin mevcut durumu ve yetkililerinin geleceğe dönük öngörülerinin özel olarak analize tabi tutulması ve bu konuya ayrı ve özel bir önem verilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede, derlenen veriler, Ajans tarafından yürü-tülen çalışmalar ve hazırlanan Bölge Planı’na katkı sağlaması amacıyla gerçekleştirilen Irak çalışma zi-yareti sonuçları ve geliştirilen öneriler aşağıda özet-lenmiştir:

•Irak ziyareti sırasında yapılan görüşmeler ve saha iz-lenimlerinin elde edilen veriler ışığında, Kuzey Irak Bölgesi’nin bir üretim merkezine dönüştürüldüğü söylenebilir. Amerika’nın müdahalesinin ardından son 7 yılda, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin önceli-ği; yeniden yapılanma için gerekli malzemelerin ve ülkede üretimi yapılamayan temel ihtiyaç mallarının temini konusunda ithalatın kolaylaştırılmasına ver-diği ve bu amaçla örneğin Irak merkezi hükümetinin aksine, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimince Türk vatan-daşlarından vize talep edilmediği ancak, son 3-4 sene-dir Bölgesel Yönetim’in bütün çalışmalarını ve plan-lamalarını daha çok Bölge’de üretim ve yatırımın artı-rılması yönünde yoğunlaştırdığı görülmektedir.

•Bölge’de uygulanan teşvikler, ülkemizde yürürlükte olan Genel Teşvik Sistemi ile benzerlikler göstermek-le birlikte; Kuzey Irak Bölgesel Yatırımlar Kanunu’nun kapsamlı olması, sağladığı enerji avantajı ve Irak ge-neline kıyasla Kürt Bölgesi’nde güvenliğin sağlanmış

235 236

•Bölge için diğer bir tehdit unsuru da Bölge’de zaten az olan kalifiye iş gücünün Kuzey Irak’a göçmesi ve ih-tiyaç duyulan kalifiye iş gücünün azalmasıdır. Bölge için fırsat olarak nitelenebilecek durum ise Kuzey Irak Bölgesi’nde çalışanların çalışma alışkanlıklarının ve-rimsizliğe yol açmasından dolayı Bölge çalışanlarının daha fazla tercih ediliyor olmasıdır. İyi bir istihdam ve mesleki eğitim politikasıyla Bölge’deki işsizlerin Ku-zey Irak’ta doğacak işçi talebine yönelik eğitilmesi snucu Kuzey Irak’tan Bölge’ye döviz getirilmesi ve o-luşacak harcama etkisi ile Bölge ekonomisinin geliş-mesi sağlanabilir. Kuzey Irak’ta da diğer Arap ülkele-rinde olduğu gibi Hindistan ve Uzak Asya’dan gelen işçiler vasıf gerektirmeyen işlerde çalıştırılmaya baş-lanmıştır. Yapılan görüşmelerde Kuzey Irak Bölgesi öğrencilerinin beyaz yaka mahiyetindeki işlere yöne-lik eğitildiği gözlemlenmiştir.

•Yapılan görüşmeler ve saha izlenimleri sonucunda Türk yatırımcılarının Kuzey Irak Bölgesi’nde alterna-tifsiz olmadığı ve yatırım yapmaya hazır diğer ülke ya-tırımcılarının bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu neden-le Bölge yatırımcılarının Kuzey Irak’ta yatırım yapma konusunda teşviki ve bu anlamda bilgilendirilerek desteklenmesi sağlanmalıdır. İran, Kuveyt, B.A.E.

Lübnan, Mısır, İsveç ve İngiltere yatırımcıları, bölgede önemli bir yer tutan Türk yatırımcısı dışındaki en yo-ğun faaliyete sahip ülke yatırımcıları olarak karşımıza çıkmaktadır.

•Irak’ta, özellikle kuzey bölgesinde, istikrarın artma-sıyla hemen hemen her sektörde son birkaç yıl içinde hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Çimento fabrikaları-nın, rafinerilerin kurulması, Zaho serbest bölgesi ve organize sanayi bölgelerinin inşa edilmesi, söz konu-su gelişmelerin en somut göstergeleridir. Daha önce ifade edildiği gibi, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, di-ğer ülkelerin ve özelde de Türkiye’nin Irak’a ihracatını teşvik eden bir politikadan, Kuzey Irak’ı üretime ve hizmete yönelik doğrudan yatırımlar için bir cazibe merkezi haline getirme politikasına doğru hızla yol al-maktadır. Türkiye’nin bölgedeki bu gelişmeleri yakın-dan takip etmesi, ulusal ve bölgesel plan, politika ve stratejilerin oluşturulmasında bu yeni yaklaşımın dik-katle izlenerek mutlaka hesaba katılması ve buna uy-gun doğru tedbirlerin gecikmeksizin alınması gerek-mektedir.

•Irak’ta her geçen gün artan istikrar ortamı ile bera-ber tüm ülkeyi kapsayacak hızlı bir büyüme ve geliş-menin yaşanabileceği öngörülmektedir. TRC3 Bölge-si’nin aynı hızda gelişememesi durumunda Böl-ge’den Kuzey Irak'a doğru ciddi bir nüfus ve sermaye akımının yaşanması ve pazarı neredeyse tamamen Kuzey Irak'a yapılan ihracata bağımlı olan Bölge sa-olması gibi hususlar, Kuzey

bölge haline getirmektedir.

•Bölge’de inşaat sektörü dışındaki üretime dönük sektör yatırımlarının da yavaş olmakla birlikte bir geli-şim trendi gösterdiği ve bunun zamanla artarak de-vam edeceği öngörülmektedir. Kuzey Irak Bölgesi Ya-tırımlar Kurulundan alınan verilere göre; 2006 yılının 8’inci ayı ile 2011 yılının 1’inci ayı arasında toplam 16,7 milyar dolar yatırım gerçekleştirilmiştir. Bu yatırım-ların % 40’ı barınma, % 17,7’si endüstri, %13,7’si ban-kacılık, %13,5’i ticaret, % 8’i turizm sektöründe yapıl-mıştır. Endüstri sektöründeki yatırımların yoğunluklu olarak; çimento, demir üretimi ve petrol rafinerileri ya-tırımı alanlarında olduğu görülmektedir. İstatistikî verilere göre; söz konusu yatırımların % 72,9’u yerel,

% 23’ü yabancı ve % 4,1’i de yerli-yabancı menşeli or-tak firmalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak yer-li firmaların büyük bölümünün de aslında yabancı- yerli ortaklı firmalar olduğu, Kuzey Irak Bölgesel Yö-netimi Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Sinan Çele-bi’nin belirttiği üzere 2010 yılında faaliyetteki firma-ların % 53’ü Türk firmalardan oluştuğu yönündeki söyleminden de anlaşılmaktadır. Bu anlamda sadece Türk ya da Türk-Kuzey Irak ortaklı firmalar yatırım-ların büyük çoğunluğunu ellerinde tutmaktadırlar.

•Kuzey Irak’ta yatırım yapılmasını engelleyen temel hususların başında, bankacılık ve sigortacılık siste-minin henüz tam olarak oluşturulamaması ve yeterli enerji arzının sağlanamaması gelmektedir.

•Elektrik üretimi konusunda yatırımlar gittikçe art-maktadır. Gelecek 5 yıl içerisinde elektrik konusunda yaşanan sıkıntıların çözülmesi öngörülmektedir. Ku-zey Irak’ta yaşanan ve çözülmesi yönünde önemli a-dımların atıldığı bu sorunların aşılması ile birlikte Ku-zey Irak’a üretim bazlı yatırımların hızla artacağı bek-lenmektedir.

•Kuzey Irak’ın üretim üssüne dönüştürülmesi çabası ve bu yönde uygulanan ve önemli finans kaynakları ile desteklenen kararlı politikalar, bölgemiz için hem teh-dit hem de fırsat olarak değerlendirilebilir. Bilindiği ü-zere, Bölge’nin en önemli rekabet avantajlarından bir tanesi Irak pazarına yakınlığıdır, ancak bahse konu sebeplerle yatırımcılar için Irak’ta yatırım ve üretim yapmanın daha cazip hale gelmesi durumunda, böl-geye yatırımcı çekme konusunda yaşanan zorluğun daha büyük ölçüde devam etmesi, bölgede yatırım yapmayı düşünen yerel yatırımcıların tercihlerini I-rak’tan yana kullanmaları ve hatta üretimlerini söz ko-nusu bölgeye taşımaları ve dolayısıyla bölgede potan-siyel üretim ve istihdam kaybı sonucu ile karşı karşıya kalınması kaçınılmaz olacaktır.

Irak’ı yatırım için cazip bir nayisi ve

gerileme süreci ile karşı karşıya kalması söz konusu olacaktır. Bu nedenle Irak’taki potansiyel gelişmele-rin, Bölge üzerinde yaratabileceği ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerini öngörecek ve gerekli önlemleri tespit ederek uygulamaya koyacak bir anlayışın ivedilikle geliştiril-mesi gereklidir.

•İstikrar ve normalleşme süreci ile beraber Irak vatan-daşlarının gelir ve refah düzeyinde yaşanması bekle-nen ciddi artış ve iyileşmenin, TRC3 Bölgesi’ndeki ar-tışlarla dengelenememesinin yaratacağı sosyal ve si-yasal riskler hesaplanarak bu konuya ilişkin strateji-lerin ulusal aktörlerle birlikte belirlenmesi ve Irak’ta yaşanan ekonomik gelişmenin, Bölge için bir tehdit-ten çok ülke ve TRC3 Bölgesi yatırımcılarına cazip ya-tırım ve iş imkanları sunan ve TRC3 Bölgesi ile birlikte Türkiye’ye düzenli sermaye akışı sağlayan bir fırsat olarak değerlendirilebilmesine imkan verecek politi-ka ve tedbirlerin gecikmeksizin geliştirilmesi gerek-mektedir.

•TRC3 Bölgesi’nden Irak’a ihraç edilen ürünlerin ba-şında çimento, demir çelik ürünleri ve gıda ürünleri

lojistik sektörünün önemli bir pazar kaybı ve gelmektedir. Bu ürünlerin Kuzey Irak’ta üretilmesine yönelik son 4 yılda yapılan yatırımların listesine “Ek-ler” kısmında yer verilmiştir. Süleymaniye’de kurula-cak olan 2 adet çimento fabrikası, 2 adet tuğla fabrika-sı, 1 adet un fabrikafabrika-sı, Erbil ve Süleymaniye’de kurula-cak olan demir-çelik tesisleri, Erbil’de kurulakurula-cak olan salça, seramik ve mermer fabrikalarının faaliyete geç-mesiyle Bölge’nin Kuzey Irak’la ihracatından en bü-yük payı alan bu sektörlerdeki ihracatında önemli bir daralma yaşanabilecektir. Bölge üretici ve ihracatçı firmaları, Kuzey Irak’ın üretim alanında gelişmesiyle ürünlerini satabilecek alternatif Pazar arayışlarına va-kit kaybetmeden başlamalıdır. Kuzey Irak’ın 4-5 sene içerisinde bir üretim merkezine dönüşmesi bölge için bir tehdit olmakla birlikte, Irak pazarı sadece Kuzey I-rak’la sınırlı değildir. Orta ve Güney Irak’ın tekrar istik-rara kavuşması, Nusaybin Sınır Kapısının moderni-zasyonunun tamamlanmasıyla TRC3 Bölgesi ihracat-çıları Kuzey Irak dışındaki bölgelerle daha kolay tica-ret yapabilecektir. Yapılan görüşmelerde Orta ve Gü-ney Irak’ın, Kuzey Irak’ın dört katı iş hacmine sahip ol-duğu belirtilmiştir. Bu sebeplerden dolayı Nusaybin Sınır kapısının modernizasyonunun bir an önce ta-mamlanarak ticari geçişlere açılması gerekmektedir.

237 238

10

Belgede Mevcut Durum Analizi (sayfa 126-129)