• Sonuç bulunamadı

Aristoteles, kendisinden önce başlayan ve belli bir birikimin eseri olarak, içinde bulunduğu çağda en iyi dönemini yaşayan tiyatro sanatının ideale yakın olarak kabul edilen özelliklerini Poetika adlı eserinde yazmıştır. Bu eserinde Aristoteles’in tragedya tanımı şu şekildedir:

Tragedya, acıma ve korku yoluyla bu gibi duygulardan bir arınma sağlamak için, ağırlığı olan, tamamlanmış, belirli uzunluğa sahip bir eylemin, her bölümde ayrı ayrı çeşnilendirilmiş bir dil kullanarak, anlatı aracılığıyla değil, davranışlarda bulunan insanlar aracılığıyla taklit edilmesidir.166 (1449b)

Eylemin ön planda olduğu tragedyada Aristoteteles’e göre 6 unsurun bulunması zorunludur. Bu unsurlar; olay örgüsü, karakter, düşünce, dekor-kostüm, şarkı ve

166 Çalışma boyunca Poetika’nın bu baskısı kullanılmıştır: Aristoteles. Poetika. 3.basım. İstanbul; Türkiye

70

diyalogtur. (1450a) (Poetika, s.16) Bu bölümde sırasıyla bu unsurların tanımları, oyun içindeki işlevleri ve kendi içinde değişen varyantlarıyla birlikte verilecektir.

1. Mythos (Olay Örgüsü)

Tragedya sanatı eylemin taklididir. Olay örgüsü ise bu eylemlerin düzenlenişidir. Aristoteles açısından bir tragedyadaki en önemli şey mythos yani eylemin düzenlenme şeklidir. Tragedyanın bu ilk ve en önemli unsurunun kendi iç dinamiklerini belirleyen çeşitli özellikleri vardır. Bunlardan ilkine göre, oyun ciddi, önemli ve ağırbaşlı bir eylemin taklidi olmalıdır. Eser belirli bir uzunluğa sahip olmalıdır. Burada uzunluk ile kast edilen eserin başı, ortası ve sonu belli olmalıdır. Eylem birliği sağlanıp seyircinin dikkati dağılmayacak şekilde gerekli görülen durumlarda ise olay örgüsü uzatılabilir. Eserin organik bir bütünlüğü olmalı ki eylemler arasında kopuk bir kompozisyon ortaya çıkmasın. Burada bahsedilen bütünlük şu anlamda önemlidir ki, eserin parçalarından biri çıkarıldığında eylem birliğinin ortadan kalkması gerekir.

Olay örgüsü açısından önemli olan bir diğer durum, eserin tarihi bir gerçekliğin sunulmasından farklı olarak, olan ile ilgilenmeden, olabilir olanı sahneye çıkarması son derece önemlidir. Çünkü oyunda olaylar sıralanırken olasılık veya zorunluluk esasına göre birbirlerine bağlı olarak ilerlemelidir.

Olay örgüsünde yaşanılan her şeyin tek tek anlatılması yerine, genelin üzerinde durulması gerekir. Ayrıca eylemler temsil noktasında eylemi yapan kişilerce temsil edilirler. Eylem kurulurken seyircideki belli duyguların arındırılması hedeflendiği için eylem seyircide acıma ve korku duygularını uyandırması hedeflenmelidir. Katharsis, yani arındırmada amaçlanan ise insan sevgisini ortaya çıkarmaktır.

Olay örgüsü, eylemlerin düzenlenişi demek olduğundan, bu konuda karamaşık bir düzen seçilmelidir.Karmaşık yani içinden çıkılması ve anlaşılması daha zor olay örgülerinde üç öğeden biri veya bazen ikisi veya üçü aynı anda olabilir: peripeteia, anagnorisis, ve pathos. Peripetia kelime anlamı olarak baht dönüşü; anagnorisis, bilgisizikten bilgiliye geçiş; pathos ise duygusal etki bırakan eylemlerdir.

71

Eylemlermlerin düzenlenişi sırasında bütünün parçalarını oluşturan her bölüm için çeşnilendirilmiş dil olarak tragedyanın tanımında kastedilen, ritim ve ahenk içinde haz veren diyaloglar kurulmalıdır.

Tragedya sonunda oyundaki düğümlerin çözümü, hikayenin akışı neticesinde sağlanmalıdır. Çıkmaza giren olay örgülerinde ilahi müdahale ile çözüm bulunması gerektiğinde, bu duruma “deus ex machine” tarafından sahnede müdahale edilirdi. Aristoteles açısından bu ideal bir çözülme değildir. Sonuç olarak, her ne olursa olsun bütün olaylar aklın ve mantığı sınırları içinde kalmalıdır.

Bu durumda bir tragedyanın olay örgüsü incelenirken ilk olarak, oyunda ihlal edilen ahlaki temel, yani oyunun tohumu tesbit edilmelidir. Oyundaki ana ve yan hikayeler belirlenip, olay örgüsündeki çatışmaların alevlendiği noktaların görülmesi adına baht dönüşleri ve bilgisizlikten bilgiye geçişler işaret edilmelidir. Son olarak olay örgüsünün çizgisel mi, statik mi olduğu tespit edilerek basit veya karmaşık olay örgüsü hakkında yorum yapılmalıdır.

2. Ethos (Karakter)

Karakter, oyuncuların belirli özelliklerinden bahsetmek adına bize ipucu veren şeydir. Bundan dolayı karakterin seçimleri ve davranışları önemlidir. Oyunda oyuncunun kendi iradesi ile bir şeyi yapıp yapmaması onun karakterini gösterir. Aksi halde bir kakrakter varlığından söz edilemez. Tragedyanın eylemde bulunan karakteri, izleyici kitlesinden üstün özelliklere veya daha alçak özelliklere sahip olmamalıdır. Seyircinin baktığı nokta ortalama bir özelliğe sahiptir. Oyundaki trajik kişinin bu noktadan hareketle herkesçe olumlu bir ortalama durumu söz konusu olmalıdır. Üne sahip bu kişi, bir hatadan dolayı bahtiyarlıktan bahtsızlığa doğru bir dönüşüm gösterir. Buradaki şu ayrım çok önemlidir: karakterin kötü olmaması gerekir, yani olumsuz birtakım özellikleri olması durumunda böyle bir karakterin başına gelebilecek kötü veya iyi şey seyirci açısından önemli değildir.

Aristoteles bir karakterin 4 niteliği olduğunu belirtir (1454a-1454b). (Poetika, s.41) Bu duruma göre, karakterin ortaya çıkması için söz ve eylem gereklidir; eylem iyiyse karakter de iyi, kötü ise karakter de kötüdür. İkinci nitelik, karakterin oyundaki birtakım özelliklerinin uygun olması gerekir. Yani karakteri tanımlayan özellikle ile

72

eylemleri ve sözleri uygun olmalıdır. Örneğin; kadınlaşan erkek veya erkeleşen kadın figürü uygunluk ilkesine aykırıdır. Üçüncü nitelik, karakterin insanlara daha doğrusu seyirciye benzemesi gerektiğidir. Bu anlamda üstün niteliklere sahip ve seyircinin özdeşlik kurmasını engelleyecek düzeyde aykırı olmamalıdır. Son nitelik ise tutarlılıktır. Karakter oyunun başından sonunda kadar tutarlı bir tavır içinde olmalıdır. Aristoteles bu durumu daha iyi anlatmak adına karakter en başında tutarsız biri ise, tutarsızlığı dahi tutarlı olmalıdır diyerek kastettiği şeyi açıklar. (Poetika, s.41)

Şu halde bir oyundaki karakter incelenirken, karakterin amacı, üstün-amacı, yani onu harekete geçiren temel neden tespit edilmelidir. Karakterlerin amaçlarından hakeretle çatışmaları belirlenmelidir. Karakterlerin oyundaki tutarlı veya çelişik özellikleri gösterilmelidir.

3. Dianoia (Düşünce)

Tragedyanın üçüncü unsuru düşüncedir. Bu unsur ile açıklanması beklenen şey eserdeki karakterlerin hangi görüşleri dile getirdikleri veya ileri sürdükleridir. Aristoteles düşünce faaliyetini ve onun öğelerini şu şekilde açıklar:

Sözle yansıtılması gereken şeyler düşüncenin alanına girer. Bunların öğeleri kanıtlama, çürütme, duygular uyandırma (acıma, korku,öfke ve benzerleri), ayrıca büyütme ve küçültmedir. Acıklı, korkunç, büyük ya da olası olaylar yansıtmak gerektiği zaman, olaylarda bu biçimleri kullanmak gerektiği açık. (1456b) (Poetika, s.55)

Bu anlamda bir oyundaki düşünce unsuru araştırılırken, yazar tarafından karakterler aracılığıyla, ileri sürülen, duygu uyandıran, kanıtlanan, çürütülen, büyütülen ve küçültülen düşünceler nelerdir, sorusunu sormak gerekir. Tam olarak ifade edilecek olursa, buradaki düşünce faaliyeti, olay örgüsünü oluşturan eylemlerin merkezinde olan ve eylemlerle de uyumunu devam ettirerek karakterler aracılığıyla ortaya çıkan şeyin tespitini gerektirir.

4. Opsis (Dekor, Kostüm)

Oyunun sahnelenmesi sırasında, özel olarak bu işle uğraşan biri tarafından sahnenin dekoru ve oyuncuların kostümleri oyunda anlatılmak istenen eylem ve düşünceler ile uyumlu olarak hazırlanmalıdır. Görsellik olarak da ifade edilebilecek bu unsurun eserde

73

tespiti için şu sorulara cevap aranması gerekmektedir: Sahnelenecek bir oyun olarak düşünüldüğünde seyircinin ruhuna hitap edecek bir görsel anlatım söz konusu mudur? Özellikle yazar tarafından tasvir edilen kostüm ve dekorlar var mıdır?

5. Melopoiia (Şarkı)

Melopoiia aynı zaman da şarkıyi ifade eden bir terimdir. Bir oyunda şarkı kullanımı konusunda cevap aranan sorular şunlardır: Seyirci üzerinde etkili ve haz veren bir öğe olarak şarkılara başvurulmuş mudur? Eserdeki özellikle verilen şarkılar ve şarkı yerine geçen dize ya da diyaloglar hangileridir? Bununla beraber müzik ve dans kullanımı nasıldır?

6. Lexis (Diyalog/Konuşma)

Lexis, oyunlarda şarkıların dışında kalan, yani lirik özellik göstermeyen bölümlerde

kullanılan dilin çeşitliliğinden bahsedilen unsurdur. Tragedyada çeşnilendirilmiş bir dil kullanılmış mıdır? Anlam nasıl bir dil ile dışa vurulmak istenmiştir. Kullanılan dilin inandırıcılık ve sahnede canlandırılışa etkisi nedir? Aslında bu sorularda da görüleceği gibi oyunculuk sanatı ile doğrudan alakalı bu durum oyundaki diyalogların kurulumunda önemlidir.

2.2 Tragedya Okumaları