• Sonuç bulunamadı

Trabzon’da İktidar Mücadeleleri ve Akkoyunlu Devleti : 1341 – 1343 ve 1348 yıllarında gerçekleşen akınlar Trabzon üzerine ilk

4 1261 Sonrası Trabzon Devleti ve Bizans Devletinin Trabzon Üzerinde Etkin Olma Mücadelesi :

7. Trabzon’da İktidar Mücadeleleri ve Akkoyunlu Devleti : 1341 – 1343 ve 1348 yıllarında gerçekleşen akınlar Trabzon üzerine ilk

Akkoyunlu akınları olarak tarihlenmekle beraber, Türkmenlerin daha evvelki tarihlerde de Trabzon Devleti ile münasebetleri olmuştur. Panaretos, 1298 yılında İmparator II. Aleksius’un o tarihlerde Türkmenlerin elinde bulunan Giresun’a saldırdığını ve çok sayıda Türk’ü öldürdüğünü kaydeder322. Bu bilgi o

316 Şahin, İ., a.g.m., s. 154. 317 Aşan, M. B., a.g.m., s. 129. 318

Şahin, İ., a.g.m., s. 154; Yaşar Yücel’in aktardığın göre, 1332 – 1334 yıllarında Anadolu’da bulunan ve Erzurum havalisine de uğrayan İbn Battuta, iki Türkmen kabilesinin bu zamanlarda birbirleri ile mücadele ettiklerini belirtir ki, Yaşar Yücel bu iki Türkmen oymağının Akkoyunlular ile Karakoyunlular olması gerektiğini kaydetmiştir; Yücel, Y., A.B.H.A., s. 207/not:4; Ayrıca İbn Battuta’nın konuyla alakalı olarak naklettikleri için bkz; İbn Battuta, Büyük Dünya Seyahatnamesi, çev. Muhammed Şerif Paşa, Yeni Şafak, 215-216.

319 Şahin, İ., a.g.m., s. 154; Yücel, Y., A.B.H.A., s. 207. 320

Hahanov, A., a.g.e., s. 71,72.

321

Şahin, İ., a.g.m., s. 154; Hahanov, A., a.g.e., s. 71,72; Yücel, Y., A.B.H.A., s. 207.

322

tarihlerde Trabzon’a yakın bir mevkide bulunan Giresun’da, Türk nüfusun hakimiyeti elinde bulundurduğunu göstermesi açısından önemlidir. Keza 14. yüzyılda Akkoyunlu tabiiyetindeki Türkmenler Giresun, Hisarüstü (bugün Keşap İlçesine bağlı) ve Kalecik’e civar bölgelere yerleştirilmişlerdi323. Akkoyunlular ile Trabzon Devleti hanedanı Komnenler arasında ittifak ilişkileri meydana gelen ileriki yıllarda ise Türkmenlerin bu ittifakın bir neticesi olarak bu bölgeye yerleştirildiklerini düşünmekteyiz. Bu göç hareketi Akkoyunlular ile Komnenler arasında belki Osmanlı’ya karşı ittifak hareketinin bir neticesi olmakla beraber, bölgenin Türkleşmesinde çok önemli bir mihenk taşıdır. Görülmektedir ki, bölgenin Türkleşmesi Komnenos hanedanı eli ile de gerçekleştirilmektedir.

Buna ek olarak Panaretos, 1316 yılında Akkoyunlu Bayram Bey’in Trabzon civarındaki hayvan saklanan bir araziyi talan ettiğini ve 1319 yılında Sinoplu Türklerin Trabzon’da büyük bir yangın çıkardıklarını ve bu yangında şehirdeki tüm evlerin yandığını yazmıştır324. II. Aleksius döneminde gerçekleşen

bu hadise nedeniyle Trabzon İmparatoru bu duruma karşı önlem olarak yeni surlar yaptırmıştır. Bu surların inşa edilmesinde esas amaç batı mahallelerini ve kale ile kıyı arasındaki alanı korumaktı325.

Bu bilgi de, o tarihlerde Türkmen hakimiyetine çoktan geçmiş olan Sinop’ta bulunan Türklerin, Trabzon’da nümayiş çıkarabilecek kadar örgütlenip şehre hücum edebilmeleri açısından dikkate şayandır. Bu hal altında, etrafı Türkmen nüfus ile sarıldığı açık olan ve zaman zaman bu nüfusun fiili saldırılarına karşı dahi karşı koyabilecek gücü bulamayan Trabzon’da nasıl oluyor da Komnen Hanedanı şehir idaresini halen daha elinde tutabiliyor sorusu akıllara gelecektir. Muhtemelen Trabzon ile irtibat halinde olan siyasal güçler Trabzon’u doğrudan ellerinde bulundurarak gerçekleştirebilecekleri bir idareyi zor görüyorlar ve doğrudan kontrol yerine mevcut hanedanı kontrol altında tutmayı daha uygulanabilir bir politika olarak tercih ediyorlar. Bu durumda Trabzon’a sahip olduğu coğrafyasının büyük avantaj sağladığını görmek gerekir. Şehir denizden gelecek tehlikelere karşı iyi bir savunmaya sahiptir ve

323

Shukurov, R., a.g.m., s. 115.

324

Hahanov, A., a.g.e., s. 66-67.

325

rakip devletlerin kara yolunu kullanarak şehri ele geçirebilecek kadar büyük bir ordu ile Trabzon’a gelmeleri hayli güçtür. Bu durumda şehre yönelik saldırılar dağınık veya küçük birlikler halinde gerçekleşmekte ve bu girişimlerden bir netice alınamamaktadır. Ayrıca Komnenos hanedanı da coğrafyanın verdiği avantajı idarecisi oldukları devletlerinin siyasi hayattaki devamını sağlayabilmek amacıyla etkin bir şekilde kullanmaktadırlar. Bazen sırtını Bizans’a dayayan Trabzon idarecileri, Laskarisler ile olan mücadelelerinde görüldüğü gibi, Bizans tahtının bir diğer varisi olan bu hanedana karşı, politikaları gereği Latinlerle yakınlaşmaktan, Moğolların güçlü oldukları zamanlarda Moğol egemenliğini yada Timur’un Anadolu’ya ilerleyişinde Timur’un egemenliğini tanımaktan imtina etmeyeceklerdir. Bunun gibi Selçukluların güç kazandıkları dönemlerde bu Türk devletine asker ve vergi vererek bağlı bir beylik gibi siyasi hayatını devam ettirdiği gibi, ilerleyen zamanlarda Akkoyunlu ve Osmanlı Devletlerine de aynı şekilde hareket edeceklerdir.

Akkoyunlu Bayram Bey, II. Manuel 1332 tarihinde Trabzon tahtına geçip sekiz ay hükümranlık yaptığı dönemde de şehir üzerine saldırıda bulunacaktır326. Panaretos mevzuyu şu şekilde aktarmaktadır:

“……Bayram Bey Gürcü ordusu ile Asamot’a kadar gelir. O sırada çok sayıda Türk öldü, geride kalanlar geri çekildiler. Türklere ait çok sayıda at ele geçirildi. Bu olay 1332 yılının Ağustos ayında meydana geldi327”

Bu tacizler İmparator Basileus Komnenos (1332 – 1340) ve İmparatoriçe İrina Palaelog (1340 – 1341) zamanında da devam ettirilir328. Basileus

döneminde Trabzon’un ayrıca İlhanlı valisi Timurtaş’ın oğlu Küçük Şeyh Hasan tarafından 1336 yılında saldırıya maruz kaldığını aktarmıştık329.

Bu yıllarda Trabzon Devleti bir yandan dışarıdan gelen tehlikelerle baş etmeye çalışırken, içişlerinde de huzursuzluk yaşamaktadır. Daha önce

326

Tekindağ, Ş., a.g.m., s. 459; Aygün, N., a.g.t. s. 13; Aşan, M. B., a.g.m., s. 129.

327

Hahanov, A., a.g.e., s. 67.

328 Tekindağ, Ş., a.g.m., s. 459; Panaretos, İmparator Basileus döneminde 1336 yılında

Timur’un oğlu Şeyh Hasan tarafından Trabzon’a düzenlenen ve başarısızlıkla sonuçlanan bir harekattan daha bahseder: Hahanov, A., a.g.e., s. 67.

329

bahsettiğimiz gibi Basileus Komnenos’un 1340 yılında ölümü ve ardından gelişen olaylar neticesinde terk ettiği eşi İrina Bizans sarayından gelerek yönetime el koymuş ve arkasından gelişen bir karşı ayaklanmayı da bastırmıştır. Arkasından da 1341 yılındaki Türkmen saldırıları ile şehir tahrip olmuştur. Gelişen bu olaylardan sonra Trabzon’da yeniden bir iktidar kavgası yaşanacaktır. Trabzon’da bağımsız bir devlet olma gayesi güttüklerini düşünebileceğimiz Komnenos hanedanı ile Bizans’ın başındaki hanedan arasında yine Trabzon üzerinde bir egemenlik mücadelesi sürdürülmektedir ve bu mücadelede Palaelog hanedanından bir kraliçe tahtta oturarak Bizans’ın üstünlüğünün perçinlenmesini sağlamaktadır330.

İşte Trabzon’da iç siyasetin ve dışardan Türkmen baskısının arttığı bu dönemde II. Aleksius’un kızı ve Basileus’un kızkardeşi Anna Acachoutlou kapandığı manastırdan çıkarak tahtın yasal mirasçısı olarak 1341 yılında İrina’yı tahttan indirdi ve yerine geçti. Panaretos Anna Acachoutlou’nun tahtı ele geçirmeden önce Lazikaya gittiğini ve burada iyice güçlendikten sonra Laz askerleri ile Trabzon’a geldiğini kaydeder331. Bu zat Kudüsteki Saint Euthymios manastırının restorasyonunun yapan kişi olarak bilinmekte idi. Ancak İstanbul’daki Bizans idaresi Trabzon yönetimini ele geçirebilmek için yeniden harekete geçecektir. Ancak Komnenoslar’dan başka bir hanedanın Trabzon’da hüküm sürmesinin zor olacağı idrak edilmiş olmalıdır. Zaten Miller, tahtın Anna

Acachoutlou tarafından bu kadar kolay ele geçirilmesinde Komnenos

Hanedanının Trabzon Devletinin kurulmasından bu yana artık şehir ile özdeşleşmiş olduğu üzerinde durmaktadır. Ancak halk bu sefer devletin arka plandaki kişilerce yönetildiği gerekçesiyle ayaklandı. Bu karışıklık zamanlarında Türkmenler de başarısızlıkla sonuçlanacak bir saldırı gerçekleştirdiler332.

Bu durumda İstanbul’dan II. Juhannes’in oğlu ve II. Aleksius’un kardeşi olan altmış beş yaşındaki bir başka Komnenos Michael, yandaş hanedan

330

Miller, a.g.e., s. 30-31.

331

Hahanov, A., a.g.e., s. 71.

332

Scholarioi’nin desteği ile gemiler ve muhafızlar eşliğinde Trabzon’a gönderilir333.

Panaretos bu konuyu şu şekilde aktarmaktadır:

“Aynı yıl (1341) 30 Temmuz Salı günü Konstantinopol’den Aleksius’un kardeşi Michael Komnenos Scholarioi Niketas ve Gregorios Meysomat ile birlikte üç gemi geldi334.”

Trabzon’a bu gidişteki amacın Bizans güdümünde bir Trabzon idaresini tesis etmek olduğu açıktır. Trabzon’a gelen Michael şehir soyluları ve Metropolit

Akakios tarafından karşılanmış ve efendileri ilan edilmişler ise bile gece onu

yakalatıp hapsettirdiler. Çünkü Bizans destekli bir hanedan üyesi onların Trabzon idaresindeki etkilerinin kırılmasına sebep olabilirdi. Gemilerdeki yandaşları öldürüldü. Tahttan indirilen İrina Palaelog İstanbul’a gönderilirken335, Michael önce Ünye’ye, oradan da Limnia’ya gönderildi. Ancak Michael’e eşlik eden Gregorios, Scholarioi hanedanı lideri Niketas ve beraberlerindeki yandaşları bir Venedik gemisi ile kaçarak İstanbul’a gittiler336.

Ancak İstanbul’da çok kalmayacaklar ve 1343 yılının Eylül ayında yanlarına Michael’in oğlu yirmi iki yaşındaki Juhannes’i de alarak iki kadırga ve Cenevizliler’den aldıkları üç gemi ile beraber Trabzon’a doğru yola çıkacaklardır. Trabzon’da önceden Michael’i hapsedip şehirden uzaklaştıran soyluların karşı koymalarına rağmen halkın desteğini de arkalarına alarak şehri ve yönetimi ele geçirdiler. Meydana gelen bu olay ile beraber Juhannes, Panaghia Crysocephalos Kilisesinde (Altınbaşlı Bakire Kilisesi) taç giydi337.

Ancak III. Juhannes’in tahta geçisi ile beraber şehirde tansiyon yükselmeye başladı, asayiş bozuldu, hırsızlık olaylarında artış meydana geldi.

Gregorios’un annesi ile beraber eski İmparatoriçe Anna öldürüldü. 1343 yılının

Haziran ayında ise Türkmenlerin yukarıda bahsettiğimiz başarısızlıkla sonuçlanan saldırıları gerçekleşirken338, gerçekleşen olaylar III. Juhannes’i

333

Miller, a.g.e., s. 30-31.

334

Hahanov, A., a.g.e., s. 71.

335 Miller, a.g.e., s. 31; Hahanov, A., a.g.e., s. 71. 336

Miller, a.g.e., s. 31; Hahanov, A., a.g.e., s. 72.

337

Miller, a.g.e., s. 31; Hahanov, A., a.g.e., s. 72.

338

devlet içerisinde kedisine iktidarı verenlerin kuklası haline getirdi. Scholarioi hanedanı iktidarda söz sahibi olmak hususunda rakipleri olan Amytzanarioi hanedanının ileri gelenlerinden iki kişiyi öldürdüler ve tüm varlıklarına el koydular. Yönetimde başıbozukluk meydana geldi. Bu durumda Niketas, Limnia’daki Trabzon birlikleri komutanının Juhannes’in ölümü üzerine tutuklu bulunan Michael’i kurtararak Trabzon’a getirdi ve 1344 yılında tahta geçmesini sağladı. Ancak Michael de Scholarioi hanedanının baskısı altında kalacak ve onlara danışmadan bir şey yapamayacaktır. Artık iktidarda söz sahibi olan Bizans destekleri aileler yönetimde kendi aralarında bir bölüşüme gittiler. Örneğin Niketas grandük, Gregorios başkomutan, Leon Kabasites içişleri bakanı, Konstantine Doranites haznedar oldular339.

Zaman ilerledikçe iktidar gücüne sahip olanların uygulamalarına karşı halk içinde tepki oluşmaya başladı ve halkın desteğini hisseden Michael idarede tamamen etkin konuma geldi. Kendi idaresini tamamen etkin kılabilmek için ilk mutlak bir yönetim arzulayan Michael, evvela arka planda bulunan devlet ileri gelenleri uğraşmaya başladı. Michael’in iktidara gelmesinde payları olan ve bu sayede yönetimde söz hakkına kavuşan bu arka plandakiler tutuklatıldı. Bir önceki imparator olan oğlu III. Juhannes’i İstanbul’a ve oradan da Edirne’ye gönderdi. Grandük Niketas Kenchirina Kalesine hapsedildi. Michael tarafından yönetimin tümüyle ele geçirilmesi devlete huzur getirmeyecektir. Keza bu dönemde Türkmen baskısı giderek şiddetini artıracaktır. 1346 yılında Ünye’ye kadar olan bölge Türkmenler tarafından ele geçirilir340. Panaretos bu olayın tarihi olarak 1347’yi verir ve aynı yıl şehirde yedi ay sürecek ve pek çok insanın ölümüne sebep olacak bir veba salgınının baş gösterdiğini bildirir. Ertesi yıl, bahsettiğimiz Türkmen saldırısı gerçekleşecek ve üç gün süren savaş sonunda Türkmenler yenilerek geri çekileceklerdir341. Miller bu saldırılarda bölgede yaşayan Tzan (Can\Çan) halkının da Türkmenlere yardım ettiğini aktarır342.

339

Miller, a.g.e., s. 31-32; Hahanov, A., a.g.e., s. 72.

340

Miller, a.g.e., s. 31-32-33; Kenchirina Kalesi : Günümüzde Çam Burnu olarak adlandırılmaktadır. 16. yüzyıla kadar olan coğrafi kaynaklarda Zefalo, Zeffanol, Zeffalo, Zeffera, Zefano, Cefalo ve Zefiros olarak da geçmektedir; Hahanov, a.g.e., s. 73.

341

Hahanov, a.g.e., s. 73.

342

Bilahare 1349 yıllında Cenevizliler ile Trabzon Devleti arasında geçen olayların ardından Michael Komnenos önce Kenchirina Kalesine hapsettiği Niketas’ı serbest bıraktı343. Grandük unvanı geri verilen Niketas saray amiri

Sampson’un kızı ile evlendi. İmparator bu dönemde hasta idi. 1349 yılının son

ayında tahttan azlini istedi344.

Michael Komnenos (1344 – 1349) azlini istediği zamana kadar iç meselelerle olduğu kadar dış meselelerle de ilgilenmek zorunda kalmıştır. Onun zamanında Trabzon’a karşı Türkmen akınları devam etmiştir. Erzurum – Bayburt ve bu şehirlerin çevre bölgelerine yerleşen Türkmenler, Ünye ve Hagios Eugenios (Yeni Cuma)’ya kadar ilerlemişler, Trabzon surlarının önüne kadar gelip geri dönebilecek kadar bölgede serbest hareket edebilecek güce sahiptirler. Kitab-ı Diyarbakriyye’de Ebu Bekr Tihrani bu seferi Duharlu Oymağı beylerinden Yusuf Bey’in gerçekleştirdiğini ve Yusuf Bey’in meydana gelen savaşta şehit olduğunu, eşleri ve kardeşlerinin esir alındıklarını yazmıştır. Tihrani, ayrıca Akkoyunlu Tur Ali Bey’in, Yusuf Bey’in intikamını alabilmek için Trabzon üzerine yürüdüğünü, Duharlular’ın mallarını geri alıp imparatorun kızı Despina’yı da esir ettiğini kaydeder345.

Akkoyunlular bu hücumlarının akabinde 1348 yılında yine bir bu sefer Tur Ali Bey önderliğinde yeni saldırıya geçeceklerdir346. Panaretos bu saldırılarda başka Türk Beyleri’nin de bulunduğunu kaydeder347. Ancak üç günlük taarruzun ardından Tur Ali Bey ve etrafındaki Beyler çok sayıda askerlerini kaybederek geri çekildiler348. Buradan hareketle Yaşar Yücel bu zamana kadar olan

343 Miller, s. 33; Hahanov, a.g.e., s. 74. 344 Hahanov, a.g.e., s. 74; Miller, a.g.e., s. 33. 345

Sümer, F., Kara Koyunlular – 1. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1992, s. 26; Tekindağ, Ş., a.g.m., s. 459; Aşan, M. B., a.g.m., s. 129.

346

Şahin, İ., a.g.m., s. 154; Hahanov, A., a.g.e., s. 73; Yücel, Y., A.B.H.A., s. 207.

347 “Anhis (veya Ahi) Ayna Bey, Bayburt’tan Mehmet Yerkentaris (İslam Ansiklopedisi Trabzon

Maddesinde “Mehmet Rikabdar” olarak geçmiş), Amid’de Tur Ali Bey ve Bozdoğan, Nimtsanlar”; Hahanov, A., a.g.e., s. 73; Osman Turan, Erzincan Emiri Ayna Bey’in bu şehir ile beraber Erzurum ve Bayburt şehirlerine de Hakim olmakla, Trabzon Devleti ile beraber Gürcüler’e karşı da zaferler kazandığını kaydeder; Turan, O., İstanbul’un Fethinden Önce Yazılmış Tarihi

Takvimler, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2007, s. 2; Gül, M., a.g.m., s. 432.

348

Hahanov, A., a.g.e., s. 73; Gül, M., a.g.m., s. 432; Yücel, Y., “XIV-XV. Yüzyıllar Türkiye Tarihi Hakkında Araştırmalar (Mutahharten ve Erzincan Emirliği)”, Belleten , XXV, sayı.140, (Ekim 1971), Ankara, 1971, s. 667; Tekindağ, Ş., a.g.m., s. 459.

Akkoyunlu saldırılarının Karayülük Osman Bey’in dedesi olan Tur Ali Bey tarafından örgütlenmiş olması olasılığı üzerinde durur349.

Michael Komnenos tahttan çekildikten sonra Basileus Komnenos’un Trabzonlu karısı İrina oğlu Juhannes ile beraber Trabzon’a geldi350. Sarayda etkinliğini yeniden tesis eden Niketas, Michael Komnenos’un yerine önceki imparatorlardan Trabzonlu İrina’dan olan on bir yaşındaki oğlu Juhannes’i tahta geçirdi. Juhannes dedesi Aleksius’un adını aldı ve III. Aleksius olarak 22 Aralık 1350 tarihinde Saint Eugenios Kilisesinde taç giydi. Böylece Trabzon’da en uzun süre ile hüküm sürecek olan imparatorun dönemi başlamış oldu. Öncelikle kendisinden önceki kral Michael’i keşiş olması için zorladı ve onu Saint Sabas mağarasına (Maşatlık) kapattı. Aradan bir yıl geçtikten sonra eski kral Michael’i dönemin Bizans İmparatoru Juhannes VI. Kantakuzenos (1347-1354)’un kızı Theodora ile Aleksius’un evliliğine aracı olması için İstanbul’a göndermiştir351.

Bu evlilik Saint Eugenios Kilisesinde 20 Eylül 1351 tarihinde gerçekleşir. Miller, bu evlilik için “Trabzon’un yasadışı imparatoru, Bizans’ın yasadışı imparatoru ile

akraba oldu” diye yazmıştır352. III. Aleksius Trabzon İmparatorları arasında en uzun tahtta kalanı olmakla beraber onun dönemi iç ve dış çatışmalar ve iki kez çıkan hıyarcıklı veba salgını ve bunlara rağmen yüksek refah seviyesi ile de bilinecektir353.

8. III. Aleksius Dönemi Trabzon ve Akkoyunlular ile Dostluk