• Sonuç bulunamadı

4.6. Geleneksel ve Modern Konut Dokularında Sosyal ve Fiziksel-Mekansal Bileşenler

4.6.1. Sosyal bileşenler

4.6.2.3. Konut tipolojisi

Geleneksel konut dokusunda dış mekanlar, tanımlı ve kapalı mekanlar olmaktadır. Kapalılık, bazen sert bazen yumuşak olabilmektedir. Geleneksel konut dokusu bileşenleri mahremiyetin de etkisiyle sert bir kapalılığa sahip olmakla birlikte, bu kapalılık yeşil öğeyle, kerpiç, taş, ahşap gibi doğal malzemelerle yumuşatılarak insanları rahatlatmaktadır. Kapalılık açıklık-dengesi bu şekilde başarılı bir şekilde çözümlenmektedir.

Birçok kültürde bulunan, konutun rituel yönü, materyal faktörlerden öte kültürel ve dini görüşün fonksiyonu olmaktadır (Rapoport 1969).

Đnsan bir bütünün parçası olan konutta yaşamakta ve o yerleşkeyi kullanma şekli, konut formunu etkilemektedir. Yaşama modeli bir dereceye kadar konutun ötesine doğru genişlemekte, konutun formu içinde gerçekleşen aktivitelerin çeşitliliği ve kimin yaşadığına göre değişmektedir. Yerleşkeler için birçok tip sınıflandırma bulunmaktadır. Birçok yazar bu formların saf değil, karışmış olduğundan bahsetmektedir. En temel sınıflandırma dağınık ve homojen dağılmış (konsantre) yerleşkeler olmakta ve kuşkusuz konut formunu etkilemektedir. Çünkü dağınık yerleşkelerde meydana gelen aktiviteler, muhtemelen homojen dağılmış yerleşkelerde de görülebilmektedir. Homojen yerleşkelerde yerleşke ve sakinler arasındaki ilişki ve bunun konut formu üzerindeki etkisi çok önemli olmaktadır (Rapoport 1969).

Akbar’a (1984) göre, XVI. yy kentlerinde, yolların düzenini yasalar değil, başka unsurlar belirlemekte, bu unsurların başında konut gelmektedir. Çünkü konutlar yapılırken, yapılacağı parsele, topografyaya, estetiğe, manzaraya ve komşu haklarına dikkat edilmektedir. Bu şekilde yapılan konutlar, sadece insan ve hayvanların geçebileceği, konutla biten dar sokakların oluşumunu kaçınılmaz kılmaktadır (Şor 1998). Ayrıca bu konutlar, Türklerin Đslam kültürünü benimsemesiyle, avlulu yapılmaya başlanılmış olup bunun nedeni de; avlulu konutun, kadını, Đslamiyet’in gerektirdiği gibi, yabancılardan koruyan en pratik yol olmasından kaynaklanmaktadır (Cezar 1977). Đslam kültüründe gelişen kentler de bu kültürün gerektirdiği yaşam tarzına göre şekillenmektedir. Konutun kamu alanlarından korunması, genel kullanım alanlarından konuta kademeli geçişle sağlanmaktadır. Bu düzeni de en iyi sağlayacak yol sistemi çıkmaz sokaklı olanıdır.

Konut tipleri kat sayısına, mülkiyet yapısına ve formuna göre gruplanabilmektedirler:

Kat sayısına göre; 1-Az katlı (1-3 kat) 2-Çok katlı (4-6 kat)

3-Yüksek bloklar (7+kat) olarak sıralanabilir.

Mülkiyete göre;

2-Çok sahipli kat mülkiyetli konutlar

Formuna göre;

1-Nokta eklenemeyen yüksek bloklar 2-Eklenebilen bloklar

3-(Bağımsız) Tekil konutlar 4-Đkiz evler

5-Sıra konutlar 6-Teras evler

Geleneksel konutlar; bahçe, avlu ve avluyu çevreleyen mekânlardan oluşmaktadır. Her

şey kullanıcının yaşama biçimi ve günlük eylemlerine göre tasarlanmaktadır. Đç ve dış çevre arasında, plan düzeninden doğan sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Zemin kat genelde sokak cephesinde kapalı tutulmaktadır. Üst katlar çıkmalarla sokağa açılmakta, konutlar yaşamın yoğun olarak geçtiği bahçe yada avluya yönelmektedir (Bektaş 1996).

Az katlı, yani yüksekliği az olan konutların kavranabilirlik oranları oldukça yüksek

olmaktadır. Bu tür yapılarda dış mekan organizasyonları, sosyal ilişkiler ve insan-yapı-doğa ilişkileri birbirine sıkı sıkıya bağlı olmaktadır. Az katlı yapı düzeni dış mekan düzenlemelerinde, kontrol edilebilir ölçekte, özel niteliklere sahip mekan birimlerinin kurgusuna olanak sağlamakta ve sağlıklı yönlendirme yapılabilmektedir (Resim 4.5).

Dolap Mahmut Çıkmaz Sokağı Dolap Mahmut Çıkmaz Sokağı Sonu

Beyit Çıkmaz Sokağı Pervasız Çıkmaz Sokağı

Resim 4.5.Konya geleneksel konut dokusu (Orjinal 2007).

Geleneksel mimari çevrelerde her konut, kullanıcısının kişiliğini, kültürünü, komşusuna olan saygısını, uyum ve çeşitlilik içinde yansıtmaktadır. Uluslararası biçim ve kalıplarla çözümlenmiş apartmanların oluşturduğu yerleşmelerde ise ‘çeşitliliğin ve insani ölçülerin’ yerini, çok sayıda tekrarın yarattığı yeknesaklık ve insanı ürküten çevre ölçüleri almaktadır. Yeni çevrelerin bu görüntüleri, genç kuşakların kafalarında oluşacak ‘ideal konut çevresi imajını’ kötü yönde etkilemektedir (Ökten, Şener 1999).

Günümüzde, çok katlı apartman blokları ile oluşturulmuş çevrelerin, kullanıcılarının psikolojik yapılarını bozduğu görülmektedir. Birbirlerinin benzeri çok sayıda konutlarda yaşayan, örneğin küçük çocuklar, çevrede kendileri için röper olabilecek bir unsur olmadığı için, yönlerini ve konutlarını bulmakta güçlük çekmektedir. Hatta, bazı Avrupa ülkelerinde, bu tür yerleşmelerde çocukların boyunlarına kaybolma ihtimaline karşı adres levhalarının asıldığı bilinmektedir (Ökten, Şener 1999).

Günümüz kent kavramıyla, yeni bir yaşam tipolojisi ve mekansal kavram ortaya çıkmayıp, gelişmelerle geleneksel konut tipolojileri devam etse de, mekansal kavram ve yaşama anlayışı değişmektedir. Ayrıca ‘dilim blok apartman’ ve/veya ‘nokta blok apartman’ (Davis, 1977) tipolojileri, yeşil alanları, bahçeleri ve sokakları katleden (onların yerine kullanılan) günümüz konut tipolojisini oluşturmaktadır (Şekil 4.22) (Özgen 2002).

William J Curtis, Le Corbusier’s:Ideas and Forms, Phadion, London, 1997 p43

Şekil 4.22.Sıra ve nokta bloklar(Le Corbusier, 1925)

Đnsanlar sokağı evlerinden görebilirlerse dışarıda olan bitenleri izleyebilmekte, fakat yüksek katlı bir binada yaşıyorlarsa dışarıda neler olup bittiğini görememekte, insanların sokakla bağlantısı kesilmektedir. Gehl’e göre, yüksek katlı yapılarda yaşayanların 5. kattan sonra zeminle bağlantısı kesilmektedir (Şekil 4.23).

16 15 14 13 12 11 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 Zeminle bağlantının kesilme eşiği Önemli Eşik Eşik

Şekil 4.23.Yüksek yapıların sosyal açıdan uyumsuzluklarını gösterir (Gehl 1987) (Çizen: Gürbüz 2007).

Zemin kat seviyesindeki olaylarla anlamlı temaslar, çok katlı binalarda yalnızca 1.

katlarda mümkün olmaktadır. 3. ve 4. katlar arasında zemin kat ile temas belirgin bir şekilde azalmaktadır. 5. ve 6. katlarda tamamen ortaya çıkıp, 5. katın üzerindeki katlarda ise herhangi bir zemin kat ilişkisi kalmamaktadır.

Benzer Belgeler