• Sonuç bulunamadı

4.6. Geleneksel ve Modern Konut Dokularında Sosyal ve Fiziksel-Mekansal Bileşenler

4.6.1. Sosyal bileşenler

4.6.1.2. Komşuluk

Kentlerin coğrafi ve iklim şartları ne olursa olsun, çıkmaz sokaklar daima mahalleleri, geliş-geçiş yolları dışında, tamamen içe dönük konut toplulukları şeklinde oluşturmaktadır. Bu tür bir yol sistemi; içe dönük komşuluk ilişkilerini, bir tür özel yol olan çıkmaz sokaklarla vurgulamaktadır. Çıkmaz sokak, insanları kamusal mekandan özel mekana taşırken, dar olması nedeniyle, insanları birbirine yaklaştırmakta, sokağı çevreleyen konutların cumbalarıyla sokak gölgeli veya yağmurdan korunaklı hale gelerek, yakın komşuluk ilişkilerine imkan sunmaktadır.

XVI. yy da, aile hayatı, komşuluk ve diğer sosyal ilişkiler en iyi şekilde yaşanmaktadır. Sıhhatli ve dengeli komşuluk ilişkilerinin en üst düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Konutlar birbirinden tamamen kopuk olmamakla beraber, aralarındaki mesafeler bir diğerini rahatsız etmeyecek ve mahremiyet ölçütlerini koruyacak kadar fazla olmaktadır (Ökten, Şener 1999).

Đnsanın sosyal bir hayvan olarak tanımlanmasından bu yana insanların buluşması temel bir ihtiyaç olmuştur. Konutta, kafede, hamamda veya sokakta, nerede olursa olsun bizi ilgilendiren bu buluşma mekanları olmaktadır. Spesifik olarak buluşmanın nerede ve nasıl olduğu önem kazanmaktadır. Çin köylerinde insanlar ana sokağın uzun kenarı boyunca, Kuzey Afrika’da kadınlar su kuyusunda, erkekler kafede, Bantu Köyü’nde hayvan ağıllarıyla yaşam birimlerinin duvarları arasındaki alanda, Yucatan’daki Chan Kom’da köy deposunun basamaklarında, Türkiye’de ve Malaya’da kahvede buluşmaktadırlar. Fransa’da kafe bu görevi üstlenmekte ve konuklar konuta asla davet edilmemektedir. Bu prosedür şimdilerde değişerek konut daha çok kullanılmaya, kent ve konut formu daha çok etkilenmeye başlamıştır (Rapoport 1969).

Kısa ve çıkmaz olan sokaklar, genelde oradan gelip geçenlerin evlerine veya dışarıya (sokaktan dışarı okul iş çarşı…) gidenlerin tanıdık kişiler olma gerçekliğinin yanında, oraya gelen yabancıların, tanınmayan kişilerin fark edilmesi ve aktif kontrol (sorma öğrenme) niteliği bulundurmakta, yani ‘savunulabilir mekanlar’ın önemli bir örneğini oluşturmakta, güvenilir çevre sunmaktadırlar. Sokak, orada oturanlar için bir konut mekanı gibi ve orada yaşayanların kendi mekanları olmaktadır. Herkes birbirini tanımakta ve tanınmaktadır. Bu

özellikler, çeşitli kullanım olanakları sunmakta (sokakta ve kapı önlerinde oturma, elişi yapma gelen geçenleri seyretme toplanma konuşma…), desteklemekte ve komşuluk-iletişim mekanı olma özelliğini kuvvetlendirmektedir. Yaya yolu olma özelliği ve konumu ile (caddeden uzak) çocuklar için güvenli ve kontrol edilebilir çevre oluşturmaktadır. Komşuluk mekanı, savunulabilir mekan ve güvenilir çevre, güvenilir mekan olma özellikleri ile sokak, yarı kamusal olmaktan ‘yarı özel’e yakın ve orada oturanlar için ‘özel mekan’ olma özelliği göstermektedir (çıkmaz sokağın oluşumu). Sınırını yüksek bahçe duvarlarının oluşturduğu, dar kısa çıkmaz sokak, bahçelerde her türlü kullanım iletişim özgürlüğünü getirirken, sokağa kapanma kuvvetlenmekte ve sokak ‘kamusal mekan’a yakın bir özellik göstermektedir. Başka bir sokakta, konut sayısının azlığı, konutların sokağa konumu (pencere ve kapılar) ile gelip geçenlerin izlenebildiği denetlenebildiği (görme fark etme sorma öğrenme) ve oturanları tarafından aktif ve ‘kendi mekanı olarak’ kullanımıyla ‘yarı kamusal’ özelliği göstermektedir (Çevik 1991) .

Uzun bir sokak ve ara kısa yolların ve konutlara ulaşan özel yolların açıldığı bir sokak yarı kamusallık ve kamusallık arasında bir yer göstermekle beraber, bu uzunluğun yer yer kontrollü kontaktlara ve kullanımlara daha açık olan, ‘yarı özel’e kayan noktaları bulunmaktadır. Bu noktalar sokağı gören konut, bahçe kapısı önü olarak görülmektedir. Gelen-geçenlerin görülebildiği, gerektiğinde, istendiğinde, merak edildiğinde iletişim kurulabildiği konut, bahçe, sokak bölgeleri ile savunulabilir ‘yarı kamusal mekan’ özelliği göstermekte, komşuların ağırlanabildiği veya çocukların oynadığı, oturduğu, durduğu kapı önü bölgeleri de ‘yarı özel’, ‘özel’e kayan özellikleri ortaya koymaktadır (Çevik 1991).

Komşuluk ünitesi kavramına karşı çıkan, kentin daha karmaşık bir biçimde geliştiğini

savunan görüşler yanında, bunu savunan görüşler de bulunmaktadır.Alexander’ın ‘kent ağaç değildir’ görüşü gösterilebilmektedir. Bununla birlikte sosyal ve fiziksel olarak tanımlanabilir bir alanda yaşamanın büyük kentin kaosu içinde yaşamaktan daha başarılı sonuçlar verdiğini savunan, özel mekandan yarı özel, yarı özelden kamusal mekana aşamalı geçişi öneren çalışmalar bulunmaktadır (Şekil 4.13-4.14) (Newman 1972).

Kent ağaç değildir

Yeni kentlerin ağaç benzeri yapısı

Açık toplumda sosyal ilişkiler

Geleneksel toplumda sosyal ilişkiler

lup köyler lup

salkım komşuluk üniteleri konutlar Yeni kent birey birbiriyle ilişkili arkadaşlık grupları Açık toplum kapalı arkadaşlık grupları birey Geleneksel toplum

Şekil 4.13.Komşuluk ünitesi için görüş (Alexander,1965) (Çizen: Gürbüz, 2007).

özel yarı özel yarı kamusal kamusal özel özel yarı özel yarı özel

Anadolu geleneksel dokularında ve günümüzde halen var olan, organik sokak dokularının değerlendirilmesiyle ve üzerlerinde yapılacak etütlerle eskiden varolan komşuluk ilişkileri, tekrar belli bir düzeye kavuşturulabilecektir (Aru 1998).

Modern Konut Dokusunda ise; insanlar apartmanlarda fiziksel olarak birbirine çok yakın olmalarına rağmen, komşuluk ilişkilerinde bir o kadar uzak olmaktadırlar. Merdiven veya asansörde karşılaşmak, şehir içinde tesadüfi karşılaşmayla aynı olup, mekanlar taşıdığı anlamları yitirmektedirler. Đnsanlar apartman dairelerinde sıkışıp kalıp, binanın dış kapısının açıldığı yol, düşey sirkülasyon alanları gibi insanların benimseyip sahiplendiği ve dolayısıyla kendilerini güvende hissedeceği, birleştirici bir mekan olamamaktadır.

Çok katlı ve çok ailenin yaşadığı apartmanlarda, sosyal ilişkiler ve komşuluk ilişkileri konutlara oranla daha zayıf olmaktadır. Komşular bayramlarda ve diğer zamanlarda daha az ziyaretleşmekte, hatta birbiriyle tanışmadığı gibi, karşılaştıklarında çoğu zaman selamlaşmamaktadır. Sitelerde yaşayan insanların, birbiriyle dışarıda tanışıp, daha sonra aynı binada/sitede oturduğunu, hayretle öğrendiği durumlar olmaktadır. Bununla beraber, kapalı site tarzındaki toplu konutlarda, kültürel ve sosyal imkanlar nispeten yeterli görülmekte, buna rağmen, komşuluk ilişkileri konut tipi yerleşmelere oranla daha zayıf olmaktadır (Ökten,

Şener 1999).

Aynı tipte birbirleri üzerine istiflenmiş apartman dairelerinin içinde yaşayan insanlar, fiziksel olarak birbirlerine yakın olmalarına karşın, birbirlerini tanımamaktadır. Asansör yada merdivende karşılaşmaları, dışarıda karşılaşmaları kadar tesadüfi olmaktadır. Đnsanlar dairelerinde, yalnız ve içine kapalı kalmaktadır. Binanın açıldığı giriş ve cephesini aldığı yol ise yine düşey sirkülasyon alanları gibi, burada yaşayan insanların benimsediği, sahiplendiği ve dolayısıyla kendini güvende hissedeceği, birleştirici bir karakter yansıtmamaktadır. Yollar, kentin tümüne ait herkesin birbirine yabancı kaldığı mekanlar olmaktadır. Çünkü bu yabancılığı izole edecek özelliklere sahip olmamaktadırlar.

Benzer Belgeler