• Sonuç bulunamadı

4.6. Geleneksel ve Modern Konut Dokularında Sosyal ve Fiziksel-Mekansal Bileşenler

4.6.1. Sosyal bileşenler

4.6.2.1. Doğal veriler

Topografik verilerin doğru analiz edilip, doğru kullanılması mekanda kullanılabilirliği ve

konforu arttırarak, sosyal ilişkilerin ve yakın çevre-birey ilişkilerinin sağlıklı kurulabilmesinde önemli rol oynamaktadır (Denel 1982). Giritlioğlu’na göre; doğa verileriyle uyumlu, organik ve sağlıklı yerleşme düzeninin sağlanması için, arazinin yerleşme yerinin, eğim oranının, eğim yönünün, eğime bağlı doğal mekan niteliklerinin tespitinin yapılması gerekmektedir (Bala 1997). Konutların birbirleriyle ilişkileri, topografyaya uyum sağlarsa konut yakın çevresi bütünlüğü de sağlanabilmektedir.

Topografik yapı konut alanlarında, konutların en uygun nerelerde gruplanabileceğini, gruplaşma biçimini, konutların birbirlerine göre konumunun nasıl olacağını ve konut tipini belirleyen önemli faktörlerden biri olmaktadır (Ayan 1985).

Topografyaya uyumlu düzenleme sadece altyapı maliyetlerinden kaynaklanmamakta, aynı zamanda konut alanları tasarımını etkileyen pek çok faktörün de etkisini değiştirmektedir. Eğimli arazide, eğimin yönü ve açısı iklimsel durum, jeolojik yapı, manzara, mahremiyet, teknik sorunlar vb. gibi faktörlere yerleşim bakımından hem yardımcı olmakta hem de mahsur teşkil etmektedir. Yapıların güneş alabilmesi için yapılar arası mesafeler de topografyaya göre değişmektedir. Bu değişim, arazinin konumuna göre değer kazanmaktadır. Örneğin; güneye bakan bir yamaçta öğle güneşini yapıların düz bir araziye göre daha az mesafe ile alma olanağı var iken, kuzeye bakan bir yamaçta bu mesafe daha da fazlalaşmaktadır. Kuzey yamaçlarda teras yapı düzenlemeleri kış güneşini alamadıklarından, çok zorunlu olmadıkça bu tür yapılardan kaçınmak gerekmektedir. Topografya; rüzgar yönünün ve şiddetinin etkisini değiştireceğinden, konut yerleşim alanının seçiminde ve

yerleşim düzeninde rol oynamaktadır. Rüzgardan korunma isteği; hakim rüzgar yönüne ters

yamaçların, rüzgardan yararlanma isteği; rüzgara açık yamaçların uygunluğunu

göstermektedir. Sıcak ve kuru alanlarda, vadiler yerleşime uygun görülür iken, nemli ve fazla yağışlı bölgelerde düz yerleşmeler sel veya drenaj sorunu ile karşı karşıya olduğundan yamaçlara doğru gelişim uygun olmaktadır (Ayan 1985).

Sıcak-kurak iklim bölgelerinde konut alanları tasarım kriterleri:

Genel Amaçlar………

Konut Alanları Seçimi………

Şehir Strüktürü………

Kamu Mekanları……….

Peyzaj……….

Bitki Örtüsü……….

Isıyı arttırmaktan kaçınmalı, radyasyonu azaltmalı

veya kaybını temin etmeli, buharlaşmayı

artırmalıdır.

Doğu ve güneydoğuya bakan yamaçların soğuk hava cereyanının etkisinde kalan alt kesimleri tercih edilmeli, yüksek yörelerde buharlaşmanın olduğu kısımlar değerlendirilmelidir.

Şehir strüktürü ısıya karşı korunacak bir biçimde gölgeli ve yoğun bir yerleşmeye gidilmeli, evlerin duvarları ve bahçeler dış yaşama gölge sağlamalı, konut üniteleri veya grupları arasında yaya yollarının oluşturulmasına çalışılmalıdır.

Kamu kullanım alanları ile konut alanları arasında yakın ilişkiler kurulmalı, yarı ve tam gölge ile korunmaları sağlanmalı, döşeme kaplamaları ısıyı

yansıttığı için çim veya toprak olarak

değerlendirilmeli, bu tür mekanlarda havuzlar ve su elemanları kullanılmalıdır.

Genel olarak bitki örtüsü çok az ve dağınık ama uygun olan alanlarda yoğun yeşil alanlar yaratmak gerekmektedir.

Bitki örtüsü, gerek radyasyonu emici yüzeyler yaratmak ve gerekse buharlaşma ve gölge verici özellikleri nedeniyle istenilmektedir.

Đklim; büyük alanları kapsayan ve uzun süre etkili olan, atmosfer olayları olarak tanımlanmaktadır (Meydan Larousse). Đklim olayları, konutların biçimlenmesini belirlerken, konut yakın çevresi de iklime göre şekillenmektedir. Gölgeler, rüzgar koridorları, güneş ışınları dikkate alınarak konut yakın çevresinin tasarlanması gerekmektedir.

Đklim, form oluşturmada önemli bir etken olmaktadır. Zayıf teknoloji ve sınırlı çevre koşullarıyla insanlar çevreyi kontrol edemeyip, ona adapte olarak, iklimin sertliğinden korunabilmektedir. Günümüz kentleri, iklimsel problemlere çözüm sunamamakta, binalarda maliyeti yüksek mekanik aletler kullanmakta ve bu aletlerle de sağlanan konfor sorunlu olmaktadır. Yani çevre üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır. Bu fakir termal performansın binalar ve kentlerimiz üzerindeki olumsuz etkileri açıkça görülebilmektedir (Rapoport 1969).

Konutun parseldeki yerinin, konut bahçesinin niteliklerine etkisi oldukça fazla olmaktadır. Örneğin konutun parselin güneyinde yer alması kuzeyde kalan bahçenin özel önlemler alınarak tasarlanmasını gerektirmektedir. Fakat konutun parselin kuzeyinde yer alması bahçenin de güneyde yer alması bahçenin değerini de yükseltecektir (Şekil 4.15) (Bala 1997). YOL Y O L K K YOL Y O L K K

Dış mekan açısından çok değer düşürücü özel önlemler Dış mekan açısından olumlu ve değer yükseltici gerektiren düzenleme biçimi düzenleme biçimi

Esirgen’e (1986) göre; konutların yapı-yol-yön ilişkileri dikkate alınarak yapılacak düzenlenmeleri; sağlıklı, güneşli açık mekanların yanı sıra uygun görsel ve işitsel konfor seviyesine sahip konut birimlerini oluşturabilecektir. Konutlar arası ilişkilerde yüksek yapıların kuzeyde, az katlı yapıların güneyde olması halinde bahçenin güneşlenme konforu yüksek olarak, tersi konumlanmalarda ise alçak konutlar yüksek konutların gölgesinde kalacaktır (Bala 1997).

Geleneksel konut dokularında konutlar eğime ve doğal verilere göre araziye yerleşmekte bütün konutların girişinin ve bahçesinin güneyde olması dikkat çekmektedir. Kuzey yön olumsuz yön olup, genellikle bu cepheler sağır kullanılmaktadır.

Modern; yerleşme ölçeğinde kentlerde bir çok sorun görülmektedir. Kent içi apartmanların mevcut parsel düzenlemeleri de bu sorunların başında gelmektedir. Apartman blokları çoğu zaman doğal verileri dikkate almadan birbirlerinin mahremiyetini, gün ışığını ve görüşlerini engeller durumda bir araya getirilmektedir. Oysa, dünyaya bir defa gelen insanın temiz bir çevrede, kentte, toplumda yaşaması en tabii hakkı olmalıdır. Engellerle dolu mevcut hayat tarzını artık ‘makûs talih’, ‘alınyazısı’ diyerek alışılmış, değiştirilemez, vazgeçilemez bir kader olarak kimse görmemeli, konut problemleri dahil, herşeyin iyiye götürülebileceğine mutlaka ve peşinen inanılmalıdır (Şener, Ökten 1999).

Konut alanları düzenlenirken; doğal, iklimsel toplumsal, estetik, teknik ve ekonomik veriler çerçevesinde, çeşitli biçimlerde bir araya getirilerek, mekan organizasyonlarının oluşturulması gerekmektedir (Şekil 4.16)(Aydemir 1999).

Yüksek blok Avlulu konut Blok Bitişik sıra ev Đkiz bahçeli konut Ayrık bahçeli konut

Benzer Belgeler