• Sonuç bulunamadı

D. Konya’nın Kısa Tarihçesi

I. BÖLÜM

1.3. Şer’iye Sicillerinin İçindeki Belgelerin Sınıflandırılması

1.3.2. Başka Makamlardan Gelen ve Sicile Kaydedilen Belgeler

1.3.2.4. Tezkereler, Temessükler ve Diğer Kayıtlar

Aynı şehir ve kasabada bulunan resmi dairelerin birinden ötekine ve halkın birbi- rine yazdıkları yazılar hakkında kullanılan bir tabirdir97. Osmanlı diplomatikasında, daha ziyade üstten alta veya aynı seviyedeki makamlar arası yazılan ve resmi bir konuyu ihtiva

93 Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, C.I, s. 39–42. 94 Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, C.I, s. 44. 95 Devellioğlu, Lûgat, s. 85.

96 Özbilgen, Âdâb-ı Osmaniye, s. 130–131. 97 Pakalın, Sözlük, C. III, s. 491.

eden belgelere tezkire denmektedir. Aslında aynı şehir ve kasabada bulunan resmi daire- lerin birinden diğerine yazdıkları yazılara tezkire, şehirlerarasındaki yazışmalara ise tahri- rat denmesi son zamanlarda adet haline gelmiştir.

Kadı sicillerinde yer alan birinci manadaki tezkereler, başta sadrazam olmak üzere yüksek devlet memurlarının özel kalem müdürü demek olan tezkereciler tarafından kaleme alınırdı. Bu tezkirelerin bir sureti de, kadı sicillerine, müstenedi olan berât ile beraber mut- laka kaydedilirdi. Zira bu emirleri icrâ edecek olan makam ilgili mahallin kadılarıydı. İcra için de sicile kayıt şarttı 98. Tezkerelerin çıktıkları daireye veya veriliş sebeplerine göre be- rat tezkeresi, divan tezkeresi, hazine tezkeresi, zimmet tezkeresi gibi çeşitleri vardır99.

Sözlükte bir işe sıkı tutunmak demek olan temessük kelimesinin terim olarak bir- çok manası mevcuttur. Borç için alınan senede temessük dendiği gibi, muahede ve sulhname gibi şeylerde devlet veya muahedeyi yapan gerçek yahut hükmi şahıslar tara- fından verilen mühürlü kağıtlara da denir. Kadı sicillerinde temessükün manası ise şudur: Mirî arazide ve gayr-ı sahih vakıflarda tasarruf hakkı sahiplerine yetkili makam veya şa- hıslar tarafından verilen belge demektir. Yani temessük, tasarruf vesikası demek olur ki, sonraları tapu tabiri bunun yerine geçmiştir100.

Şer’iye sicillerinde bu zikredilenlerin dışında da kayıtlar mevcuttur. Ancak buraya kadar bahsettiklerimiz Şer’iye sicillerindeki kayıtların %90’ını teşkil ettiğinden bu kadar- la yetineceğiz.

1.4. 59 Numaralı Şer’iye Sicilinin Tanıtımı

İncelenilen 59 Numaralı Konya Şer’iye Sicili, 15,5x43 cm ebadında 140 sayfa olup, H. 1179–1182 / M. 1765–1768 tarihlerini ihtiva etmektedir. Sicilde orijinal sayfa numarası yoktur, sayfa numaraları sonradan verilmiştir.

1765–1768 yıllarına ait 59 Numaralı Konya Şer’iye Sicili, Konya Mevlânâ Müze- sinde iken, Türkiye’deki bütün sicillerin Ankara’da toplanması projesi kapsamında 1991 yılında Ankara’ya alınmıştır. 06.04.2006 tarihinde ise Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne aktarılmıştır. Bu çalışma sicilin mikrofilmi üzerinde yapılabilmiştir.

98 Pakalın, Sözlük, C. III, s. 491; Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, s.46. 99 Doğru, Kadı Defteri, s. 19.

Sicilde okunabilen 410 adet belge bulunmaktadır. Özellikle ilk sayfalarında mü- rekkep akıntısı çok fazladır. Bu sicilin iyi muhafaza edilemediğini göstermektedir. Bu ne- denle 34 adet belge tam olarak okunamamıştır. Toplamda ise 444 adet belge mevcuttur. Sicili tek kâtip yazmasına rağmen belgeler tarih sırasına göre dizilmemiştir. Birkaç yerde ise H. 1179–1182 tarihlerinin öncesi ve sonrasına ait belgeler mevcuttur. 1182 sonrası, 1183 tarihli bir belge vardır. Bu 82–2 numaralı belgenin tarihi 25 Safer 1183 (30 Haziran 1769) dür. Ayrıca sicilde 1179 öncesi tarihli iki belge mevcuttur. Bunlar 4–3 numaralı belge ile (29 Zi’l-hicce 1175–21 Temmuz 1762), 50-3 numaralı (14 Şa’bân 1173-1 Nisan 1760) belgelerdir. Bu durum eski tarihli belgelerin sicile sonradan kaydedilmesinden kaynaklanmıştır.

Araştırdığımız dönemle ilgili ilk belge 124–1 numaralı 2 Rebî’ü’l-âhir 1179 (18 Eylül 1765) tarihli belgedir. Son belge ise 71–2 numaralı 10 Şevvâl 1182 (17 Şubat 1769) tarihli belgedir.

Tablo 1 - Sicilde Yer Alan Belgelerin Yıllara Göre Dağılımı Hicri Yıl

1179–1182 Ay

Belge Adedi

1179 Rebî’ü’l-âhir, Receb, Şevvâl, Zi’l-ka’de, Zi’l-hicce 15

1180 Muharrem………Zi’l-hicce 166

1181 Muharrem………...……….Zi’l-hicce 147

1182 Muharrem, Safer, Receb, Şevvâl 37

1179 Öncesi 1173 Şa’bân 1 1175 Zi’l-hicce 1 1182 Sonrası 1183 Safer 1 Tarih Yok 42 Genel Toplam 410

Sicilimizde her sayfada ortalama dört belge vardır. Bu bire kadar inebildiği gibi altıya kadar da çıkmaktadır. Sayfa numaraları orijinal olmayıp tarafımızdan sonradan ve- rilmiştir.

Araştırdığımız defterde mülk satışları, fermân ve berâtlar sayıları itibariyle büyük bir yekün tutmaktadır. İlk 80 sayfası genelde hüccet, ilâm türü; mülk satışı, alacak da’vâları, vasî ve kayyım ta’yînleri, muhâla’a, miras, nikâh, darb, cerh, talak gibi da’vâlardan oluş- maktadır. 80. sayfadan itibaren ise fermân, berât, buyuruldu, mektup, temessük türü belge- ler yer almaktadır. Bunlar arasında az da olsa hüccet türü belgeler bulunmaktadır.

Tablo 2 - Kadılar Tarafından Kaleme Alınan Belgeler

Tür Tür

Hicri Tarih (Hüccet) (İlâm) Genel toplam

1179 4 3 7 1180 68 48 116 1181 67 32 99 1182 18 16 34 1179 Öncesi 1173 1 1 1175 1 1 1182 Sonrası 1183 1 1 Tarih Yok 16 7 23 Genel Toplam 175 107 282

Belgeleri öncelikle türlerine göre ayırdıktan sonra oluşturduğumuz tablo ile bu belgelerin her birinin sicilin tamamında ne kadar olduğunu ve yıllara göre görülen da’vâ çeşitlerinin toplamını belirlememiz mümkün olmuştur. Tabloya baktığımızda hüccetlerin genel toplamının 175, ilamların ise 107 olduğunu görüyoruz. Yine tablodan anlaşılacağı üzere 1180 ve 1181 yıllarındaki da’vâlar diğer yıllardan fazladır.

Tablo 3 – Resmi Nitelikli Belgeler Hicri

Tarih

Tür Tür Tür Tür Tür Tür Genel Toplam

Fermân Berât Mektup Buyuruldu Temessük Tezkere

1179 4 3 - - - - 7 1180 25 18 1 4 1 1 50 1181 32 12 2 2 1 1 50 1182 1 - - - 4 - 5 Tarih Yok 5 3 6 1 1 - 16 Genel Toplam 67 36 9 7 7 2 128 410 Tablonun incelenmesi sonucunda 67 adet fermân, 36 adet berât, 9 adet mektup, 7

şer adet buyuruldu ve temessük, 2 adet de tezkere olduğunu görüyoruz. Bu suretler en fazla 1180 ve 1181 yıllarında gönderilmişlerdir. Merkezden gönderilenler içerisinde en fazla olanı fermânlardır.

Araştırdığımız dönemde Osmanlı Devleti’nin başında padişah olarak III. Mustafa bulunmaktadır. Sadrazamı ise Koca Râgıp Paşadır. Bu dönemin ilk on yılı barış içinde geçmiştir. Dönemimiz 1768–1774 Osmanlı-Rus savaşına denk gelmediği için merkezden gelen fermânlarda savaşla alakalı bir içerik yoktur. Daha ziyade “Eşkiyanın çoğalmasını önlemek, ahalinin huzurunu kaçırmamak, vergilerin toplanabilmesini, meslek erbabının kurallara uymasını, yönetici kesimin halka iyi davranmasını sağlamak, Hac alayını koru- mak” gibi konularda fermânlar gönderilmiştir.

İncelediğimiz sicilde yer alan kayıtlardan, sayılarının çokluğu ve muhtevevâlarına göre sınıflandırdığımız başlıkların aşağıda kısa bir değerlendirmesinde bulunduk.

Mülk Satışları

Mülk satışlarını, aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz:

1-“Mülk Satışı” kapsamına giren mülkler: Bahçe, bağ, ev (menzil), arsa, havlu, tarla. 2- Mülk satışı ile ilgili belgelerin kalıpları:

Olayın geçtiği şehir, kaza, nahiye, köy, mahalle belirtilip, baba adıyla birlikte sa- tan kişinin adı söylenmektedir. Mülkü alacak kişinin adı, mülkün yeri, sınırları sayıldıktan sonra alıcıya ne kadara satıldığı, paranın nasıl alındığı, varsa şahitlerin isimleri sıralanmış ve en sonda karar cümlesi ve satışın gerçekleştirildiği tarih yazılmıştır.

3- Satış Sebebi: Mülkler ya zorunluluktan ya da borç için satılmıştır. 4- Satılan Mülkün Nitelikleri:

Satılan mülk ne olursa olsun hepsinde dört tarafındaki mülklerden bahsedilmiştir. Sınırlar belirlendikten sonra; örneğin, satılan ev ise, özellikleri sıralanmıştır ki satılan ev- lerin en önemli özelliği en fazla iki üç odaya sahip olmalarıdır. Ayrıca hemen hemen bü- tün evlerde kiler ve örtme bulunmaktadır. “Samanhane”,”tabhane”, “mutfak” ve “ahur” gibi bölümler sıkça geçmektedir. “Ayrıntı” olarak yorumlayacağımız bilgilere örnek ola- rak bahçedeki ağaçların meyveli veya meyvesiz olduğunun söylenmesi gösterilebilir. Tar- la ve arsa satışlarında kıta ve dönüm olarak verilen ölçüler, bazen tahmini olarak belirtil- miştir. Bağ ölçüleri olarak da en çok “tahta, puşte, kürüm” terimleri kullanılmıştır. Satış- larda kullanılan para birimi, kuruştur. Sicilde bu alanda 79 adet belge vardır.

Fermân

Günümüzde “emir, buyruk” anlamında kullanılan “fermân” padişahların verdiği yazılı emirlerdir. Bu kelimenin resmi anlamı; herhangi bir konuyla ilgili olarak padişahın verdiği “tuğralı emir”dir.

Fermânların başında “fermân” kelimesi zikredilir, fermânın neyle ilgili olduğu be- lirtilir. fermânın yollandığı kişi ve bu kişinin mevkisi övülür; bir daha gönderilme sebebi belirtilip, emir verilir. Sonunda tarih ve gönderildiği makam yazılır.

İncelemiş olduğumuz 59 numaralı Konya şer’iye sicilinde daha ziyade “Eşkiyanın yakalanmasını, cezalandırılmasını sağlamak, ahalinin huzurunu kaçırmamak, vergilerin toplanabilmesini sağlamak, meslek erbabının kurallara uymasını sağlamak, yönetici ke- simin halka iyi davranmasını sağlayabilmek, Hac alayını korumak” gibi konularda fermânlar gönderilmiştir. Sicilde bu alanda 67 adet belge vardır.

Berâtlar

Sözlük anlamı “yazılı kâğıt ve mektup” olan bu tabir, Osmanlı Devleti teşkilatında bazı vazife, hizmet ve memuriyetlere tayin edilenlere, vazifelerini nasıl ve ne şekilde icra etmeleri gerektiğini bildiren yazılı emirlerdir.

Berâtlar, sıradan emirler değildir. Verilen hizmetin ne olduğu, yeri, maaşı, verile- nin ismi, niçin verildiği, kendisinden ne istendiği belirtilir. Ölen birinin yerine görevlen- dirme, görevden feragat edenin yerine getirilme, bir vakfa idareci olarak atanma gibi se- beplerle berât verilebilir. Sicilde bu alanda 36 adet belge vardır.

Alacak Da’vâları

Bu da’vâlarda alacaklı olanların daha ziyade buğday, arpa, eşya, para ve altın gü- müş gibi ziynet eşyaları ile alakalı hususlarda mahkemeye başvurdukları görünmektedir.

Bu da’vâlarda genelde alacaklı olanların şahitler aracılığıyla ispat yoluna başvurarak mahkemeden istediklerini aldıklarını görüyoruz. Sicilde bu alanda 20 adet belge vardır.

Vasî Ta’yîni

Vasî ta’yîni ile ilgili belgeler iki grupta incelenebilir:

1- Kişi, ölmeden önce malını korumak veya çocuklarının geleceğini garanti altına almak için vasîsini belirlemiştir ki buna vasî’-i muhtar (seçilmiş vasî) denir.

2- Kadılar; özellikle geride kalan küçük çocukların bakımı ve nafakaları veya kendilerine kalan malları korumak için vasî atayabilir.

Vasî olarak seçilen kişiler genellikle birinci dereceden akrabalardır (özellikle anne ya da babalar).

Kadılar vasî tayin ederken, adı geçen kişinin verilen sorumluluğun üstesinden ge- lip gelemeyeceğini, istenen özellikleri taşıyıp taşımadığını inceler. Ayrıca vasî adayını ta- nıyanların görüşlerini de alırlardı. Sicilde bu alanda 15 adet belge vardır.

Vakıf Da’vâsı

Vakıflar; esas itibarı ile sahibi bulundukları mülkü, kamunun yararına kullanan kurumlardır. Her vakfın idarecisi (mütevelli) ve çalışanları (hizmetli, hademe) vardır. Vakfın nasıl idare edileceği, vakıfta kaç adam çalışacağı, bunlara ne kadar maaş verilece-

ği, bu maaşların hangi gelirlerle ödeneceği, vakıf harcamalarının mahiyeti gibi konular önceden belirlenmiştir.

Vakıf anlaşmazlıkları, genellikle, vakıf gelirlerinin paylaşılamamasından ve vakıf sınırları dâhilindeki toprak, arsa, havuz gibi yerlerinin kullanılmak istenmesinden kaynak- lanır. Bu da’vâlarda genelde vakıfların lehine karar verildiği görülmüştür. Sicilde bu alanda 11 adet belge vardır.

Kayyım Ta’yîni

Herhangi bir sebeple “gaip” olan, başka diyara giden, hayatta olup olmadıkları bi- linmeyen kimselerin, kendilerine yakınlarının vefatıyla kalan hisselerin korunması için atanan görevlilere “kayyım” denir. Sicilde bu alanda 9 adet belge vardır.

Mektublar

Sadrazam, vezir, kazasker, defterdar gibi görevliler tarafından çeşitli konularda yazılan mektublardır. (Kaza nâibliği görevi, serdar ta’yîni, iyi hallerden dolayı af v.b.). Sicilde bu alanda 9 adet belge vardır.

Muhâla’a Da’vâsı

Muhâla’a; en yalın anlamıyla kadının eşini boşanmaya ikna etmesi ve bu sayede boşanmasıdır. Bunu yaparken, genelde alacağı mehirden, nafakadan feragat etmiştir. Si- cilde bu alanda 8 adet belge vardır.

Buyuruldu

Osmanlı Devleti’nde padişahtan sonra en yetkili kişi olan sadrazamlardan gelen emirlere denir. Fakat vezirler, beylerbeyleri, kazaskerlerde buyruldu gönderebilirdi.

İncelediğimiz sicilde bu konu ile ilgili 7 adet belge mevcuttur. Elimizdeki buyrul- dular “sarayın tamiratı, eşkıya ile mücadele etmek için, kaymakam vekili atanması, vekâ- leten mütesellim atanması” gibi konularla ilgili olarak gönderilmiştir.

Miras Da’vâları

Kelime anlamı: “Ölenin hısımlarına veya kanunen verilmesi gereken kimseye bı- raktığı mal, mülk, para” anlamına gelen miras (tereke, metrukât, muhallafet), zaman za- man hisse talebi da’vâlarına neden olmuştur.

Genel itibariyle anne, baba veya kardeşlerden birine açılan miras da’vâları, da’vâcının iddia ve talebini belirtmesiyle başlar; daha sonra da’vâlıda iddiaları kabul eder veya inkâr eder. Miras da’vâlarının en önemli unsuru şahitlerdir. Genellikle şahidi olan taraf haklı kabul edilir. Sicilde bu alanda 7 adet belge vardır.

Hisse Da’vâsı

Hisse da’vâları, ölen kişinin varisleri arasında geçen da’vâlardır. Bu da’vâlarda, ölen kişinin terekesinden mal veya para talep edilir. Karşı tarafın da onayıyla talep edilen para veya malın tamamı yada bir kısmı alınır. Bazı hisse da’vâlarında kalan mirasın nere- lere harcandığı, vasîyetin yerine getirilip getirilmediği beyan edilir. Sicilimizde bu alanda 6 adet belge vardır.

Rusûm-ı Ra’iyyet Da’vâsı

“Reayadan alınan vergiler” anlamına gelen bir tabirdir. Reayanın ödemekle mü- kellef olduğu vergiler zamana ve yere göre değişebilir.

Rusûm-ı ra’iyyet da’vâları, vergi vermek istememe, vergiyi geciktirme gibi sebep- lerle açılan da’vâlardır. Tarafların iddiaları ve talepleri dinlendikten sonra “defter-i hakaniye başvurulup vergi senetleri incelendikten sonra karar verilir. Sicilimizde bu alan- da 6 adet belge vardır.

Nikâh Da’vâları

Henüz evlenmemiş tarafların mehir sebebiyle açtığı da’vâlardır. Mehir bedelinin ödenemeyeceği düşünülerek nikâhtan vazgeçildiği duyurulur. Sicilimizde bu alanda 5 adet belge vardır.

Darb Da’vâsı

Darb da’vâlarında dövülen kişi, dövenlerden da’vâcı olur. Olayın nerede geçtiğini, nasıl başladığını, olaya kimlerin dâhil olduğunu, aldığı hasarın boyutlarını, talebinin ne olduğunu söyler.

Hemen hemen tüm darb da’vâlarında şahit talep edilir. Göze, yüze vurma, diş kır- ma, sopayla dövme en sık karşılaşılan iddialardandır. Sicilde bu alanda 5 adet belge vardır.

Talak Da’vâsı

Talak (boşanma) da’vâlarında boşanmayı getiren sebep olarak “şiddetli geçimsiz- lik” gösterilir. Mehir bedeli ödenerek boşanma gerçekleştirilir.

Boşanma da’vâlarında, kadınlar mahkemede vekilleri tarafından temsil edilir. Si- cilde bu alanda 4 adet belge vardır.

Nafaka Takdiri

Bu belgeler; vasîlerin talebiyle babaları ölen çocuklar, eşlerini kaybeden kadınlar yada bakıma muhtaç kişilere mahkeme tarafından verilir. Ayrıca, boşanmış kadınlarda kendileri ve çocukları için nafaka talep edebilir.

Belgelerde nafaka talebi genellikle; “nafaka ve kisveye eşeddi ihtiyacı olup”,”sağir mühimmat malzemesi için” gibi ifadelerle belirtilir. Nafaka bedelini, ihtiya- ca, çocuk sayısına göre mahkeme belirler. Sicilde bu alanda 3 adet belge vardır.

II. BÖLÜM

SOSYAL VE EKONOMİK HAYATA AİT BELGELER 2.1. Sosyal Hayata Ait Belgeler

Teşkilatlanmış gruplar halinde yaşayan insanlardan oluşan bütünlüğe toplum, insan- ların bir arada yaşadığı en üst seviyedeki teşkilatlanma biçimine ise devlet denir. Halk, ülke ve hükümranlık olmadan devlet olmaz101. Osmanlı Devleti’nde cemiyet iki ana grup altında ele alınabilir. Bunlardan birincisi altında toplanan ve görevleri icabı vergilerden muaf olan kısım; ikincisi ise şehirliler, köylüler ve göçebe aşiretlerin meydana getirdiği reâyâ denilen vergi mükellefi gruptur. Osmanlılardaki bu sınıflaşma tâbi oldukları görevleri dikkate alına- rak yapılmıştır. Askeri sınıf içinde askerlik ve memurluk hizmetinde bulunanlar yer alır ki bunlar vergiden muaf idiler102. Biz araştırmamız sınırları içinde reâyâ kavramını aşağıda bi- raz daha geniş değerlendireceğiz.

Benzer Belgeler