• Sonuç bulunamadı

D. Konya’nın Kısa Tarihçesi

I. BÖLÜM

1.3. Şer’iye Sicillerinin İçindeki Belgelerin Sınıflandırılması

2.1.1. Reâyâ (Müslim ve Gayrimüslim)

Osmanlı idarî ve siyasî sisteminde askerî sınıf dışında kalan, dolayısıyla yönetime katılmayan, geçimini tarım ve sanayi alanında üretim yapmak ve ticaretle uğraşmak suretiy- le temin eden sınıfa reâyâ denir103.

Osmanlı toplumu esas itibariyle Müslim ve gayrimüslim olmak üzere iki zümreden oluşur. Gayrimüslimlere yani Müslüman olmayanlara ehl-i zimmet veya zimmî de denir. Ehl-i zimmet, Müslümanların zimmetinde (himayesinde, korumasında) olan demektir. Hu- kuken gayrimüslimlerin hayatı devlet tarafından garanti altına alınmış ve hür insanlar kabul edilmişlerdir. Devletin hakimiyetini kabul ettikleri süre içinde cizye ve haraç ödemeleri karşılığında canları, malları, ırzları namusları korunacak ve müdahale edilmeyecektir104.

101 Bahaeddin Yediyıldız, “Osmanlı Toplumu”, (Kısaltma: Toplum), Osmanlı Devleti Tarihi, (Ed.

Ekmeleddin İhsanoğlu), C. II, Feza Gazetecilik Yay., İstanbul 1999, s. 441.

102 Yusuf Halaçoğlu, XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilâtı ve Sosyal Yapı, (Kısaltma:

Sosyal Yapı), TTK Yay., Ankara 1991, s. 91-92.

103 Ziya Kazıcı, Osmanlı’da Toplum Yapısı, (Kısaltma: Toplum Yapısı), Bilge Yay., İstanbul 2003, s. 77-78. 104 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, (Kısaltma: Osmanlı Müesseseleri), Fakülte Kit, Ispar-

İslam hukukuna göre insanların Müslim ve gayrimüslim olarak ayrılmasında önemli olan husus, insanların tabi oldukları dinleridir. Şer’i hukuka göre ırk ve cinsiyet önemli de- ğildir. İslam ülkesinde yaşayan gayrimüslimleri vatandaşlık hukuku açısından zimmiler ve müste’menler olmak üzere iki grupta toplayabiliriz. Zimmiler, İslam ülkesinin gayr-i müslim vatandaşları, müste’menler ise kendilerine izin verilen yabancılardır. Zimmilere Müslüman olmamalarından dolayı İslam hukuku uygulanmasa da genel anlamda Müslü- manlarla aynı haklara sahiptirler105.

Sosyal hayat içinde yaşanan anlaşmazlıklar da taraflardan biri Müslüman ise bu da’vâlara kesin olarak kadı bakmaktadır. Taraflardan biri Müslüman ise o da’vâya kadı ta- rafından bakılacağı hususnda da şüphe yoktur. Taraflardan ikisi de zimmî ise, İslam mah- kemesine taraflardan birinin başvurması halinde o da’vâya yine kadı bakar. Burada başvu- runun tek taraflı çift taraflı olmasının ya da da’vâ konusunun bir önemi yoktur. Çünkü ka- dının görevi ehl-i zimmete yapılan zulmü ortadan kaldırmaktır. Yine gayrimüslimler kendi aralarındaki sorunları dilerlerse kendi cemaat mahkemelerine götürebilmekteydiler. Ama bu husus gerçek anlamda yargısal nitelikten çok zimmîlerin kendi aralarında dini inançlarına göre meseleyi halletmeleri anlamına gelir106.

İncelenilen dönemde Müslümanlarla gayrimüslimler iç içe yaşamaktadırlar. Fakat yalnız gayrimüslimlerin yaşadığı müstakil köy ve mahalle yoktur.

Gayrimüslimlerin kendi aralarındaki sorunları şer’i mahkemeler yerine kendi cema- at mahkemelerine intikal ettirmelerinden dolayı bu da’vâlar sicile pek yansımamıştır. Gay- rimüslimlerle ilgili; borç da’vâsı, alacak da'vâsı, hisse da'vâsı, mülk satışı, 1179 senesi he- saplarının görülmesi, saray hizmetinde kullanılanların da'vâsı sicilde yer alan konulardır.

59 numaralı Konya Şer’iye Siciline yansıyan da’vâlardan anlaşılacağı üzere Konya ve civarında gayrimüslimlerin varlığı aşikardır. Bu da’vâlara baktığımız zaman bunların hem Müslim gayrimüslimler arasında, hem de gayrimüslimlerin kendi aralarındaki da'vâlar

105 Alâaddin Aköz, “Konya’da İhtidâ Hareketleri ve Osmanlı Mahkemesi (1640–1750)”, (Kısaltma: Kon-

ya’da İhtidâ Hareketleri), Uluslar Arası Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Os-

manlı Devleti Kongresi 07–09 Nisan 1999, Konya 2000, s. 547.

106 M. Macit Kenanoğlu, Osmanlı Millet Sistemi: Mit ve Gerçek, (Kısaltma: Millet Sistemi), Klasik Yay.,

olduğunu görüyoruz. Şimdi Müslim ve gayrimüslimler arasında yaşanan bir olaya örnek ve- rerek bu durumu biraz daha aydınlatmaya çalışalım.

Ilgın kasabasından Abdullah kızı Fatma, Konya’da bulunan Suşi oğlu Kirkor ve kaçak olan iki kardeşinin yirmi sene evvel sekiz yarım altınlarını alıp, eline senet verdik- lerini bildirerek bu alacağının alıverilmesini talep etmiş ve iddiasını ispat edemediğinden da’vânın yersiz olduğuna karar verilmiştir107.

Konya kazası halkı tarafından vilayet işlerini yürütmek üzere şehir kethüdası ola- rak tayin olunan Molla Mehmed adındaki kimse, Konya’da bulunan gayrimüslimlerden Mardus oğlu Hactur ve arkadaşları sarayın kuruluşundan beri saray hizmetlerini yapa gel- dikleri halde son zamanlarda bazı hizmetleri yerine getirmediklerini söylemiştir. Gayri- müslim kişilere müdahale ettiğinden şehir kethüdasına saray işlerinden başka adı geçen zimmilere müdahale etmemek üzere tembih olunmuştur108. Sicilde bu alanla ilgili daha fazla da'vâ yer almadığı için bu örneklerle yetinmek zorunda kalıyoruz.

Gayrimüslimlerin kendi aralarında yaşanan sorunlarıyla alakalı olaylara örnek vere- cek olursak; Sudirhemi nahiyesine bağlı Sille köyünde oturan Baris oğlu Yuri iftiracıların daha evvel iftiralarına uğradığından bahsederek, zimmi kadınların kendisini korkutarak elinden bir gümüş kemerle yetmiş üç kuruşunu aldıklarını söylemiştir. Bu meblağı geri al- mak istediğini belirtince, karşı taraf da, Yuri ile alakalı olarak 700 kuruş masraf ettiğini ve bunu istediğini mahkemeye bildirmiştir. Bunun üzerine taraflar alacak da’vâlarından vaz- geçmiş ve da’vâ sonuçlanmıştır109. Yine bir başka belgede Nikol adlı gayrimüslim , ölen eşinin hisselerini Yukim’den talep etmiş, sekiz kuruşunu almıştır110.

Sicilimizde bunlardan başka bir Müslüman’ın gayrimüslime mal satışı ile alakalı da bir belge mevcuttur. Konya şehrinin Nehrikafir Mahallesi sakinlerinden Osman bin Halil mecliste Tahtaköprü Mahallesinde, içinde iki örtme bir kiler olan bağını Ukne ve Hule adlı gayrimüslimlere 83 kuruşa satmıştır111.

107 KŞS–59, 31–6. 108 KŞS–59, 55–5. 109 KŞS–59, 32–2. 110 KŞS–59, 25–3 111 KŞS–59, 5–5.

Benzer Belgeler