• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.5. Ters yüz sınıf modelinin geleneksel eğitimle karşılaştırması

Yüzyıllardan beri birçok ülkede uygulanmış ve bugün de varlığını devam ettirmekte olan geleneksel eğitim sistemleri, Türkiye’de de resmi programlarda bulunmasa da uygulamada varlığını sürdürmektedir (Dursunlar, 2018, s.3). Geleneksel eğitim sisteminde, eğitimin yapılacağı ortamlar, anlatılacak dersler ve bunların saatleri, uygulanacak programlar, verilecek ödevler vb. tüm unsurlar, bireyin ilgi, istek ve ihtiyaçları dikkate alınmaksızın tasarlanarak gelmiştir (Kafadar, 1997, s.49). Bu geleneksel eğitim sistemlerinde önemli olan öğretmen ve öğrettiği bilgidir. Öğrenci ve onun ihtiyaçları ise genelde ikinci planda yer almaktadır. Geleneksel yapıda öğrenciden beklenen koşulsuz olarak var olan ortama uyum sağlaması ve kendisine aktarılanları olduğu gibi almasıdır (Ilgaz, 2018, s.3).Geleneksel eğitim sisteminde öğrenci, sınıf içinde öğretmeninden konuyu dinler, konuyla ilgili kendisine verilen etkinlikleri yapar varsa problemleri çözer, dersin sonunda da öğretmeni tarafından öğrenciye konuyla ilgili çeşitli alıştırmalar, araştırmalar, etkinlikler veya konuyla ilgili çeşitli sorular ev ödevi olarak verilir (Sağlam, 2016, s.19). Hamdan (2013)’a göre, geleneksel eğitim sisteminde öğretmen sınıf içinde dersi anlatan, gerekirse anlattıklarını yazdıran ve çoğunlukla da ders materyali olarak da yazı tahtası ile ders kitabını kullanan, sınıfın genel hâkimi durumundadır. Öğrenciler ise sınıfta arka arkaya dizilmiş sıralarda etkileşimden uzak sadece öğretmeni sessizce dinleyerek gerekli yerleri not almaktadırlar. Dersin bitiminde ise öğrencilere ders kitabının ilgili bölümlerini okumaları ve ünitede yer alan soruları yapmaları ev ödevi olarak verilir. Yani geleneksel sistemde eğitim öğretmenin merkezde olduğu bir ortamda gerçekleşmektedir. Öğrenci ise dersi özümsemeden, çok fazla alıştırma yapma imkânı olmadan, tek boyutlu bir öğretim ortamında pasif olarak sadece verileni almaktadır. Sınıftaki tek tip oturma düzeni, okutulan kitapların içerikleri, derslerde kullanılan sunumları, ders dışı zamanın aktif kullanılmaması, derslerin teoriye dayalı yapısı vb. konularda yaşanan sıkıntılar geleneksel eğitim metodunun terk edilmesi gerektiğini gösteren az miktardaki örneklerdir (Duruhan, 2004). Öğretmen ve öğrenciler geleneksel eğitim modelinden yeterince verim sağlayamadıklarının genellikle farkına varmaktadır. Öyle ki eğitim teknolojilerinin bu kadar geliştiği, öğrenci ilgi, ihtiyaç ve beklentisinin o kadar değiştiği bir ortamda artık sadece bu geleneksel anlayışla ders işleyerek aktif, donanımlı, çağın beklentilerine uygun bireyler yetiştirmek imkânsızlaşmaktadır (Dursunlar, 2018, s.30). Alanda yapılan araştırmalardan bazıları göstermektedir ki eğitimcilerde bu geleneksel anlayışı değiştirmek amacıyla kendilerini geliştirmeye, değiştirmeyi ve öğretmeni merkeze alan anlayışları kırmaya çalışmaktadırlar.

43

Bu sayede her geçen gün öğretim daha birey odaklı boyut kazanmakta, her öğrencinin ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilecek bir yapıya bürünmektedir.

Bu araştırmanın da konusu olan TYS modeliyle ilgili yapılan ulusal ve uluslararası araştırmaların çoğunluğu, eğitim teknolojilerin kullanımına olanak sağlayan, öğrencilerin okul dışındaki diğer zamanlarını öğrenme sürecinin içine dâhil ederek daha fazla zaman kullanma imkânı tanıyan, özellikle zamanın daha verimli hale getirilmesine katkı sağlayan, öğrenci-öğretmen etkileşimini artıran, geliştiren ve öğrenme sürecini daha canlı, aktif ve eğlenceli bir hale getiren eğitim modeli olduğunu ifade etmektedir.

Şengül (2005, s.131)’e göre TYS modelinde ise eğitim ve öğretimin odak noktasında öğrenci yer almaktadır. Bu modelde eğitim planlanırken öğrencinin fiziksel, duyuşsal, zihinsel ve psikomotor gelişim özellikleri dikkate alınmaktadır. Bu yeni eğitim modelinde öğretmen rehberdir, geri planda durmaktadır. Öğrenci ise ders ve ders dışı süreçlerde ön planda yer alarak sürecin her aşamasına etkin bir şekilde katılım sağlamaktadır. Ayrıca Yurtlu (2018, s.16)’ya göre TYS modelinde öğrenciler kendilerine öğretilecek konuyu önce evde video ders aracılığı ile sonra da okulda öğretmen rehberliğinde arkadaşları ile etkileşim ve iş birliği içinde uygulayarak iki defa öğrenme ve pekiştirme imkânı bulmaktadır.

TYS modelinde geleneksel öğrenmede olduğu gibi öğretici, sınıf içinde teorik bilgileri anlatıp öğrencilerinde bunları not almalarını beklerken zaman kaybetmemekte, öğrenci bu aşamayı evde öğretmeni tarafından kendisine sunulan uzaktan eğitim materyalleriyle halletmektedir (Yurtlu, 2018, s.18). Böylece buradan artan zaman sınıf içi etkinliklerin zenginleştirilmesinde ve dersin daha verimli olmasını sağlamakta kullanılır. Bununla beraber öğretmen sınıf içinde yapacağı etkinlikleri uygulamalı hale getirmekte, öğrenciye kazandırılacak bilgileri pekiştirmek içinde farklı yöntem ve teknikler ile dersi planlamaktadır (Lo ve Hew, 2017).

Geleneksel eğitim modelinde öğrencinin konuyu öğrendiği mekân dersin işlendiği sınıfla, zaman ise ders saati ile sınırlandırılmaktadır. Oysaki TYS modelinde ise öğrenciler konuyu online ortamlarda istedikleri yer ve zamanda video dersler aracılığı ile zaman ve mekân kısıtlaması olmadan öğrenebilmekte ve sınıfa gelirken ön hazır bulunuşluğa sahip olmaktadırlar. Ayrıca öğrencinin merkezde yer aldığı etkinliklerle, bireysel olarak ya da sosyal öğrenme ortamında akranları ile grup olarak yapabildikleri, karşılaştıkları problemleri çözebildikleri, birlikte değerlendirmelerde bulundurabildikleri farklı

44

etkinliklerle geleneksel eğitime göre fark yaratmaktadır (Erdoğan, 2018, s.16). Öğrencilerin bilgiyi hazır olarak bulmaması, bilgi için emek harcamaları, araştırmalar yaparak karşılaştığı sorunlara birden fazla çözüm yolu üretmeleri, ortaya özgün fikirler çıkarmaları ve yapılandırmacı ve yansıtıcı öğrenmeyi de kapsaması modeli daha da önemli hale getirmektedir (O'Flaherty ve Phillips, 2015, s.35; Young, Bailey, Guptill, Thorp ve Thomas, 2014, s.938).

Yapılan alan çalışmaları göstermektedir ki, TYS modelinin geleneksel eğitim yaklaşımından diğer bir üstünlüğü de kalabalık sınıflarda bile öğretmenin öğrencileriyle daha fazla bireysel olarak ilgilenmesini sağlamasıdır. Çünkü öğretmen ders içinde sürekli konu anlatmayacağı için buna harcayacağı zamanı bütün öğrencilerle tek tek daha fazla ilgilenerek geçirebilmektedir. Böylece her öğrencinin öğrenme başarısına ilave destek olunarak bu başarısı yükseltilebilmektedir (Hayırsever ve Orhan, 2018, s.573).

Geleneksel öğrenme modeli ile ters yüz edilmiş öğrenme modeli arasındaki fark Bergmann ve Sams (2012) tarafından hazırlanan aşağıdaki tabloda net olarak görülebilmektedir.

Tablo 1

Geleneksel Öğrenme ile Ters Yüz Edilmiş Öğrenme Modellerinin Uygulamasında Sınıf İçi Etkinlikler İçin Ayrılan Sürelerin Dağılımlarının Karşılaştırılması

Geleneksel Öğrenme Modeli Ters Yüz Edilmiş Öğrenme Modeli

Etkinlik Süre Etkinlik Süre

Ders ısındırma etkinliği 5 dk. Derse ısındırma etkinliği 5 dk. Ev ödev takibi ve dönüt verme 20 dk. Çevrimiçi ders hakkında soru

cevap etkinliği 10 dk.

Sınıf içinde verilecek yeni

kazanımının öğrenciye aktarımı 30-45dk.

Sınıf içinde verilecek yeni

kazanımının öğrenciye aktarımı 0 dk Öğretmen destekli ve

yönlendirilmiş pekiştirici etkinlik, alıştırma ya da laboratuvar uygulamaları

20-35dk. Öğretmen destekli ve yönlendirilmiş pekiştirici, öğrencinin aktif olduğu etkinlik, alıştırma ya da laboratuvar uygulamaları

75dk.

Tablo 1 incelendiğinde net olarak sınıf içi etkinliklere ayrılan sürenin her iki öğrenme modelinde oldukça belirgin bir şekilde farklılaştığı görülmektedir. Geleneksel öğrenmede

45

dersin önemli bir kısmı, önceki derste verilen ev ödevlerinin kontrolüne ve derste verilecek yeni kazanımının öğrenciye aktarımına ayrılmakta, işlenen konuyu pekiştirmeye dönük etkinlik ya da diğer uygulamalara yeteri kadar zaman ayrılamamaktadır.

Oysaki ters yüz edilmiş öğrenme modelinde derste verilecek yeni kazanımının öğrenciye ev ortamında öğretmen tarafından hazırlanan videolar aracılığıyla bireysel olarak sunumuyla, dersin büyük bölümü sınıf içi grup çalışmalarına, soru-cevap etkinliğine ve etkileşimli bağımsız uygulama etkinliklerine ayrılabilmektedir (Filiz ve Kurt, 2015, s.215). Yani ters yüz öğrenme modeli kullanılan sınıflarda geleneksel modellere sınıflara oranla 40-55 dakika daha fazla etkinlik ve uygulama faaliyetleri yapılmaktadır. Bu durumda öğrencilerin öğrendiklerini pekiştirmesine fırsat vermekte ve öğrenmelerin daha etkili ve kalıcı olmasına katkı sağlamaktadır.

Geleneksel eğitim sisteminde derste aktif değil, sürekli pasif katılımcı durumundadır. Bu pasif katılımcı olma durumu öğrencilerin özellikle duyusal, psikomotor ve psikolojik yetkinliklerinin gelişmesine de engel olmaktadır. Pasif kişiliğe sahip öğrencilerde karşılaştıkları problemleri çözememekte, kendi sorumluluklarını alamamakta, birilerinin desteği olmadan bir girişimde bulunamamaktadır (Bilhan, 1991, s.123). Bu da çağın gerektirdiği düşünen, araştıran, sorgulayan, eleştiren, girişken kendi sorumluklarını üstelen, sorunlarını çözebilen bireylerin yetişmesini desteklemektedir.

TYS modelinde ise öğretmenler, öğrencilerine adeta mentorluk yapmakta ve ilham vermekte, öğrencilerden gelen dönütleri sürekli değerlendirmekte, gerekirse de öğrencilerin düşünme yollarını geliştirmelerine rehberlik etmektedirler. Burada ifade edilen mentorluk hem mesleki hem psikososyal işlevleri dolayısıyla bireyin gelişimini desteklemeyi amaçlar. Çünkü mentorlüğün kapsadığı alan koçluğa göre çok daha geniştir; bu bakımdan koçluk mentorlüğün bir alt basamağı olarak da düşünülebilir (Luecke, 2007). Uygulanan bu sistem sayesinde öğrenciler sürekli aktif duruma gelmekte ve kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenmektedir.

Eğitim-öğretim sisteminde var olan eksiklikleri azaltmaya çalışan eğitim mentorluğu-koçluğu öğrencilerin; araştırma, sorgulama ve yaratıcılık özelliklerinin geliştirilmesine, öğrenmede çok daha aktif hale gelmelerine ve eğitim-öğretimde sadece kendisine aktarılan bilgiyi ezberleyen ezberci zihniyetten kurtulmalarına çalışmaktadır (Gynnild, vd., 2007, s.2-3). TYS modeli bu yönüyle bunu da aktif olarak desteklemektedir. Öyle ki TYS modelinde öğrencilerden bilgileri ezberlemeleri istenmez, tam aksine bilgileri

46

özümsemeleri istenir. Daha sonra da özümsenen bu bilgilerin ders esnasında yapılana etkinliklerde kullanılması istedir. Böylece öğrenci bilgiyi ezberleyen konumundan bilgiyi özümseyip hayatında kullanabilen birey haline dönüşmektedir.

Şekil 7’de Zownorega (2013)’ya göre geleneksel eğitim anlayışıyla TYS modelinin eğitsel kullanım açısından şekilsel karşılaştırması yer almaktadır.

Geleneksel Model Öğretmenin bilgiyi aktarması Öğrencinin konuyu öğrenmesi Konuyu destekleyici etkinliklerin yapılması

Ev ödevleri ile konunun pekiştirilmesi

Sınıf içi süreç (Öğretmen ve öğrenci) Sınıf dışı süreç (Öğrenci) Ters Yüz Sınıf Modeli

Ders ile ilgili hazırlanan materyallere

çalışılması

Öğrencinin konuyu öğrenmesi

Konuyu destekleyici

etkinliklerin yapılması konunun pekiştirilmesi Öğretmen yardımı ile

Sınıf dışı süreç(Öğrenci) Sınıf içi süreç (Öğretmen ve öğrenci) Şekil 7. Eğitsel kullanım açısından geleneksel model ile TYS modelinin karşılaştırılması

Yukarıda birçok karşılaştırması yapılan geleneksel eğitim ile TYS modeli Şekil 7’de bir kez de şekilsel olarak karşılaştırılarak zihinde daha kolay anımsanması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu şekilden de anlaşılacağı üzere sınıf içindeki öğrenme süreci ile evdeki öğrenme süreci karşılıklı yer değiştirmekte böylece öğrenci sınıfta öğretmeninden öğreneceği konuyu evinde videolar aracılığıyla öğrenmekte, evinde yapacağı ev ödevlerini ve diğer etkinlikleri de sınıf içinde öğretmeninin rehberliğinde etkileşimli olarak arkadaşlarıyla birlikte yapmaktadır.

47

Geleneksel eğitim modellerinde öğrencilerin mutlaka her derse devam etmesi gerekmektedir. Zira kaçırılan dersleri öğrencilerin öğretmenlerinden tekrar dinleme şansı yok denecek kadar azdır. Böyle olunca da öğrenci derse gelmediğinde öğrenme zincirin de kopukluk meydana gelmektedir (Dursunlar, 2018, s.42). Ancak TYS modelinde öğrenci derse gelmeden de konuya çevrimiçi ortamlarda hazırlanabilmekle, konuyu istediği kadar tekrar edebilmekte, böylece derse gelmediğinde konulardan geri kalma, konular arasında kopukluk yaşama gibi sıkıntıları da yaşamamaktadır.

Anderson, Krathwohl, Airasian, Cruikshank, Mayer, Pintrich, Raths ve Wittrock (2010), tarafından yeniden düzenlenen Bloom Taksonomisi düzenlenmiştir.

Hayırsever ve Orhan (2018) tarafından bu düzenlemeye uygun olarak geleneksel öğrenme modeli ile TYS öğrenme modeli Şekil 8’de ifade edildiği gibi karşılaştırılmış modelidir.

Geleneksel Öğrenme Modeli Ters Yüz Edilmiş Öğrenme

Şekil 8. Bloom taksonomisine göre geleneksel öğrenme modeli ile TYS modelinin karşılaştırılması

Şekil 8’de de görüleceği üzere geleneksel öğrenme modelinde, Anderson ve diğerleri (2010) tarafından yeniden düzenlenen Bloom taksonomisinin ilk iki basamağını oluşturan anlama ve hatırlama düzeyindeki öğrenmeler öğretmen tarafından sınıf içinde bilginin doğrudan aktarmasıyla ortaya çıkmaktadır. Aslında birçok öğrencinin çok fazla yardıma ihtiyaç duymadan öğretmeni tarafından hazırlanan eğitim teknolojileri içeriklerini kullanarak kendi başına da başarabileceği bu ilk iki basamak için öğretmen, sınıf içi zamanın önemli bir bölümünü harcamaktadır. Öğrencinin, öğretmeninin daha çok

Yarat Değerlendir Analiz Et Uygula Anla Hatırla Yarat Değerlendir Analiz Et Uygula Anla Hatırla Sınıf İçi Sınıf Dışı Sınıf Dışı Sınıf İçi

48

yönlendirmesine, desteğine ve rehberliğine ihtiyaç hissettiği üst basamaklar ise ya kısa sürede yüzeysel olarak yer verilmekte ya da tamamen ders dışına bırakılmaktadır. Bu üst basamakların öğrencilere öğretmenleri tarafından verilen ev ödevleri ile kazandırılması beklenmektedir (Hayırsever ve Orhan, 2018, s.581). Ancak asıl yapılması gereken Bloom taksonomisinde en alt basamaklarda yer alan hatırlama ve anlama düzeyindeki öğrenmelerin, öğretmenler tarafından hazırlanmış ders materyalleri ile zaman mekân sınır olmadan bireysel olarak öğrenci tarafından gerçekleştirilmesidir. Bu sayede sınıfa konuyu öğrenmiş bir şekilde gelen öğrenci, uygula, analiz et, değerlendir ve yarat eylemlerini kapsayan daha üst basamaklardaki öğrenmeyi, öğretmenin gözetiminde ve rehberliğinde faal olarak katıldığı etkinlik, uygulama, tartışma, soru sorma ve problem çözme gibi daha verimli öğrenme etkinlikleriyle sınıf içinde kısa sürede kazanır (Arshad ve Imran, 2013, s.182).

Bu düşüncelerle aynı doğrultuda düşüncelere sahip olan Brame (2013)’de ters yüz edilen sınıfın; bireylerin daha üst seviyelerde düşünme becerilerini geliştirmek için destek aldıkları, varsa kavramsal yanlış anlaşılmaların ortaya çıktığı ve düzeltildiği yer haline geldiğini ifade etmiştir. Yine bu doğrultuda Brame (2013) ters yüz edilen sınıflarda etkileşimli etkinliklere ayrılan ve daha verimli kullanılan zamanın Bloom taksonominin üst basamaklardaki amaçlarının gerçekleşmesine katkıda bulunduğunu vurgulamıştır. Zaten modelinin temelinde, sınıf içindeki zamanın daha verimli kullanılması ve bu zamanın aktif öğrenme etkinliklerine ayrılması fikri yatmaktadır (Demetry, 2010, s.24). Geleneksel öğretim modellerinde öğrenenlere düşündürücü, sorgulatıcı, araştırmaya motive edecek etkinliklerin sunulmadığı, bilgiyi kullanarak o bilgiyi kendisine göre yeniden yapılandırma imkânı sağlanmadığı için öğrenciler sadece kendisine sunulan hazır bilgiyi ezberlerler (Açıkgöz, 2002). Geleneksek öğretimin eksik olan bu kısmını gören birçok araştırmacı öğrenciyi çok daha aktif hale getirmek için farklı arayışlarda bulunmaktadırlar. Kyriacou (1992) bu arayışın temelinde öğrenme etkinliklerinin derslerde uygulamalı bir şekilde kullanılması olarak ifade edilen aktif öğrenme vardır. Aktif öğrenmeyi en iyi destekleyen eğitim modellerinden biri de TYS modelidir. Bu açıdan bakıldığında öğrencisiyle derslerinde çok daha geçirmek isteyen öğretmelerin bu modeli dikkate alması gerekmektedir.

Yukarıda kapsamlı bir şekilde anlatılan bilgilerden elde edilen veriler ışığında, aşağıda geleneksel eğitim modelleri ile TYS modelinin Tabloda 2’de karşılaştırılması yapılmıştır. Bu karşılaştırma tamamen yukarıda TYS modeli ve geleneksel modelin

49

karşılaştırılmasında kullanılan verilerden ve literatür taramasında ortaya çıkarılan diğer çalışmalardaki karşılaştırmaların kısaca özetlenmesidir. Bu karşılaştırma sayesinde aradaki farkın daha belirgin bir biçimde ortaya konulması amaçlanmaktadır.

Tablo 2

Geleneksel Eğitim Modeli ile Ters Yüz Sınıf Modelinin Karşılaştırılması

S.N. GELENEKSEL EĞİTİM MODELİ TERS YÜZ SINIF MODELİ

1. Öğretmen merkezlidir. Öğrenci merkezlidir. Öğretmen rehber konumundadır.

2. Konu aktarılması odaklıdır. Konuların yapılandırılması odaklıdır.

3. Öğrenci pasiftir. Öğrenci aktiftir.

4. Zaman ve mekân kısıtlaması vardır. Zaman ve mekân konusunda herhangi bir kısıtlaması yoktur.

5. Öğretmen öğrenci iletişimi çoğunlukla tek yönlüdür.

Öğretmen öğrenci iletişimi karşılıklıdır.

6. Öğrencinin ders karşı ilgisi çabuk dağılır.

Öğrencinin ders karşı ilgisi sürekli devam eder.

7. Üst düzey öğrenme basamaklarına ulaşmak zordur.

Üst düzey öğrenme basamaklarına ulaşmak daha kolaydır.

8. Bireysel ve farklı hızlarda öğrenmeye fazla imkân tanımaz.

Bireysel ve farklı hızlarda öğrenme imkânı fazladır.

9. İçinde yaşanılan çağın gereklerine, toplumun ve bireylerin ihtiyacına cevap vermesi zordur.

İçinde yaşanılan çağın gereklerine, toplumun ve bireylerin ihtiyaçlarına uygundur.

10. Öğretmen tek bilgi kaynağı ve bu bilgiyi aktaran rolündedir.

Öğretmen bilgiye yönlendiren, rehberlik eden, bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran rolündedir.

11. Kaçırılan dersin telafisi oldukça güçtür. Kaçırılan dersi telafi etmek çok kolaydır. 12. Kalabalık sınıflarda her öğrenciye

ulaşmak güçtür.

Kalabalık sınıflarda her öğrenciye ulaşmak daha kolaydır.

13. Aktif katılımlı, etkileşimli grup çalışmalarına uygun değildir.

Aktif katılımlı, etkileşimli grup çalışmalarına oldukça uygundur.

14. Gelişen eğitim teknolojisinden yeterince yararlanılmaz.

Tamamen gelişen eğitim teknolojilerini temel alır ve bundan aktif olarak yararlanır.

50 2.6. Ters yüz sınıf modelinde öğretmen

TYS modeli her ne kadar öğretmeni değil öğrenciyi merkeze almaktaysa da bu durum öğretmenin süreçteki önemini azaltmamakta sadece öğretmenin ve öğrencinin rollerinde birtakım değişiklilere sebep olmaktadır. Bu model öğretmene öğrencilerle sürekli birlikte çalışan bir rehber, öğrenmeyi kolaylaştıran bir yardımcı ve aynı zamanda da öğrencilerin ihtiyaç duydukları her an başvurabildikleri bir kaynak rolü yüklemektedir (MEB, 2008). Rollerdeki bu değişiklik de öğretmene yeni görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Bir yandan öğretmenin geleneksel eğitim modellerindeki sınıf içi ders anlatma yükünü ortadan kaldırmakta onu rahatlatmaktadır. Ancak diğer yandan da öğretmen, hem sınıf içi ders işleniş sürecini ve uygulanacak etkinlikleri planlama, hem de sınıf dışı öğrenme ortamlarında öğrencilerin kullanacağı video, ders notu, alıştırma, sınav gibi materyalleri hazırlama, öğrencilerin takibi, yönlendirilmesi ve onlara rehberlikte bulunulması gibi öğretmenin etkililiğini ön plana çıkaran çok önemli sorumluluklar yüklemektedir (Gençer, 2015, s.52). Çünkü TYS modelinde öğretmenler öğrencileriyle sadece okul saatlerinde sınıf içerisinde değil, okul sonrasında bir sonraki dersin başlangıcına kadar yüz yüze olmasa bile çevrim içi ortamlar aracılıyla etkileşim halinde olmaktadırlar.

Geleneksel eğitim modellerindeki okul dışındaki zamanlarda, öğrencilerin ev ödevleri ile meşgul olduğu yapı bu modelde tamamen değişmektedir. Öğrenciler sınıf dışında istedikleri zaman ve mekânda kısıtlaması olmaksızın eğitim teknolojilerini kullanarak çevrimiçi veya çevrimdışı bir şekilde dersin teorik kısmını öğrenirken, öğretmenlerde bu süreçte öğrencileri takip edip onlara rehberlik yapmaktadırlar (Dursunlar, 2018, s.37). Sınıf içinde ise öğretmenler ilk olarak çevrimiçi veya çevrimdışı bir şekilde öğrencilere sunulan dersin teorik kısmını anlatan videoların öğrenciler tarafından izlenip izlenmediğini, ders notu, alıştırma, sınav vb. diğer materyalleri de kullanarak öğrencilerin derse yeteri kadar hazırlanıp hazırlanmadığını tespit etmekle başlamaktadır. Daha sonra da öğretmen, öğrencilerin aktif bir şekilde öğrenmelerini sağlayacak öğrenme etkinliklerine katılımlarına rehberlik etmektedir.

Ayrıca farklı öğrenme stillerine uygun öğrenme yöntemlerinin kullanımını ve sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla gerekli kontrolü elden bırakmamaktır. Bu amaçla öğretmenler TYS modelinde sınıf içinde dersin verimini artırabilmek amacıyla grup tartışmaları, problem çözme, bireysel etkinlikler, rol oynamalar, örnek olay incelemeleri, soru cevapla beyin fırtınası, vaka çalışmaları, takım projeleri ve ürün ortaya

51

koyma vb. çalışmaları öğrenciye yaptırmalıdır (Kocabatmaz, 2016, s.19). TYS modelinde öğrenciye kendi öğrenmesinin sorumluluğu yüklenmelidir (Gökdemir, 2018, s.32).

Yukarıda anlatılanlarında net bir şekilde gösterdiği gibi, TYS modelinde kullanılacak etkinliklerin tasarlanması, okul dışında kullanılacak video hazırlanması ve yapılacak diğer faaliyetlerin planlanması, ders saatinde verimli bir şekilde yürütülmesi, ortaya çıkabilecek sorunların çözülmesi ve tüm bunların sonunda öğrenciye aktarılması gereken kazanımların öğrenci tarafından elde edilmesi sorumluluğu tamamen öğretmenin üzerinde bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında TYS modeli öğretmenin öğretme ile ilgili görev sorumluluklarını azaltan değil, tam tersine bu süreçte onun görev ve sorumluluklarını artıran model olarak dikkat çekmektedir (Miller, 2012).

Derslerin ve derslerde kullanılan etkinliklerinin verimli bir biçimde uygulanabilmesi iyi planlanmış, mümkün olduğunca farklı etkileşimli yöntem ve tekniklerin kullanılması, yaratıcı ve yansıtıcı düşünmeyi öğretme ve öğrencilerden mutlaka dönüt TYS modelinde öğretmenlerin mutlaka dikkat etmesi gereken önemli hususlardır.

Tüm bunların yanında modelin en önemli ayaklarından birini de ölçme ve değerlendirme çalışmaları oluşturmaktadır. Öğretmenlerin bu konuda çok dikkatli olması büyük önem arz etmektedir. Aksi halde verilmek istenen kazanımların öğrenciye kazandırılıp kazandırılamadığı belirsiz olarak kalacaktır. O halde zengin içerikli, yoruma ve anladığını ifade etmeye dayalı, öğrencilerin öğrenme sürecindeki deneyimlerini yansıtacak, bilişsel, duyuşsal, psikolojik ve sosyal gelişimi destekleyecek yenilikçi sınavlar ile öğrencinin ve sınıfın başarısı tespit edilerek ve dersin etkinliğinin sürekli öğretmenler tarafından takip edilmesi büyük önem taşımaktadır (Dursunlar, 2018, s.46).

Yukarıda anlatılanlardan yola çıkarak ters yüz sınıf (TYS) modelinde öğretmenin rolünü Şekil 9’daki gibi özetlenebilir.

Şekil 9. Ters yüz sınıf modelinde öğretmenin rolü

Öğretmen Rehberlik Uzaktan Eğitim Materyali Hazırlama Dönüt Verme ve Eksikleri Tamamlama Ders İçi Etkinlikleri Hazırlama