• Sonuç bulunamadı

SİMGELER VE KISALTMALAR Akt: Aktaran

1.2. Araştırmanın amacı ve önemi

derslerinde teknolojik araçları ve bunlara ait uygulamaları kullanabilmeleri açısından oldukça geniş imkânlara sahip olduklarını ifade etmiştir.

Sosyal bilgiler öğretmenlerinin, bu dersin öğretimde karşılaştığı en önemli problemler, konuların kuramsal olması, fazla kavram içermesi, kazanım sayısının çok olması ve konuların yetiştirilememesi, öğrencilerin dersi sıkıcı bulması, dersin zor öğrenilmesidir (Erdoğan ve Akbaba, 2018, s.72). Ayrıca sosyal bilgiler öğretmenlerinin diğer bir önemli problemleri ise konular yetiştirilemediği için etkinliklere yeteri kadar zaman ayrılamamasıdır (Karadeniz ve Ulusoy, 2015, s.104). Bunlar ve bunlara benzer birçok sorunun dile getirildiği, kazanımların yanında beceri-değer gibi birçok farklı boyutları bulunan bir öğretimi de içeren sosyal bilgiler derslerinde, halen ağırlıklı olarak geleneksel eğitim modelleri uygulanmaktadır. Oysaki yapılan ilgili alan çalışmalarında birçok derste karşılaşılan benzeri sorunların önemli bir kısmına çözüm getirdiği kanıtlanmış ters yüz sınıf (TYS) modeliyle ilgili sosyal bilgiler alanında yeterince çalışma bulunmamaktadır. Yani ters yüz sınıf modelinin yeterince bilinmemesi veya kullanılmaması sosyal bilgiler dersi açısından büyük bir eksiklik oluşturmaktadır.

Öğrenenlerin akademik başarısını ve kendisine aktarılan bilgileri transfer becerisini artırılması, ödev stres ve kaygı düzeylerini en minimum seviyelere indirebilmesinde ters yüz sınıf modelinin önemli etki yaratacağı ön görülmektedir (Aydın, 2016, s.32).

Diğer alanlarda modelle ilgili yapılan araştırmalardan hareketle ters yüz sınıf (TYS) modelinin sosyal bilgiler dersinde kullanılmasının zamanla derslerde karşılaşılan problemlerde azalma sağlayacağı, ayrıca mevcut süreci iyileştireceği, derslerin etkililiğini, verimini ve kalitesini artıracağı, ayrıca öğrencilerin derse yönelik tutumlarını olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.

Sosyal bilgiler dersinde karşılaşılan bu problemlerin çözümüne ters yüz sınıf modeliyle katkıda bulunmak, modelle ilgili alanda yapılan çalışma eksikliğinin giderilmesine bir nebze olsun katkı da bulunmak araştırmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada modelle ilgili alanda yeteri kadar çalışma bulunmamasından kaynaklanan eksiklikten ortaya çıkan boşluk giderilmeye çalışılacaktır.

1.2. Araştırmanın amacı ve önemi

Eğitim bireyler ve toplumlar için olmazsa olmaz ve hayati bir öneme sahiptir. O halde bu eğitimi bireylere en iyi şekilde vermek devletlerin eğitim politikalarındaki temel amaç olmalıdır. İçinde bulunulan yüzyılda bilgi teknolojileri ve iletişim araçları hayatın her

16

alanına girmiş ve vazgeçilmez bir noktaya doğru gitmektedir. O halde bilgi teknolojilerinin ve iletişimin araçlarının içinde olmadığı bir eğitim modelinin mutlaka bir yanı eksik kalacağı net bir şekilde görülmektedir. Şu an bir parçası olduğumuz 21. yüzyıl eğitimin sisteminin, teknoloji ile bütünleşmesi çok büyük bir önem taşımaktadır. Devletler eğitim müfredatlarını değiştirip, güncelleyip, yeniden tasarlanırken, değişen yaşam şartlarını mutlaka göz önünde bulundurularak teknolojinin eğitimin içine entegre edildiği yeni neslin daha fazla ilgisini çekecek modellere yer verilmelidir.

Palfrtey ve Gasser (2008)’de bugünün çocuklarının daha okuma ve yazmayı bile öğrenmeden bilgisayar kullanma becerisini kazandıklarını ve internet kullanımının 10 yaş seviyesinin çok daha altına indiğini, çocukların tablet, cep telefonu, dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanırken karşılaştıkları sorunları rahatlıkla aştıklarını ifade etmektedir. Etrafa dikkatlice bakıldığında elinde biberon yâda ağzında emzik olan çocukların, çok rahatlıkla telefonlara girebildikleri, istedikleri oyun, müzik yâda çizgi filmleri hiç kimseden yardım almadan izleyebildikleri rahatlıkla gözlemlenebilmektedir. Hatta birçok ebeveynin, telefon tablet veya televizyonu kurtarıcı olarak gördüğü de net bir şekilde görülmektedir. Tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi sadece geleneksel yöntemlerle yürütülen eğitimin bu çocuklar için yetersiz olacağı ve anlamsız kalacağı gerçeği, eğitimin mutlaka teknolojik araçlarla desteklenmesi gerektiği düşüncesini desteklemektedir. Çünkü öğrencilerin çok fazla ilgilisini ve dikkati çeken, hayatında önemli yere sahip olan teknolojinin ve teknolojinin ortaya çıkardığı imkânların eğitimde aktif kullanılmaması çok büyük bir eksiklik ve kayıptır.

Dijital yerliler olarak literatürdeki yerini alan, teknolojik araçları yoğun ve etkin bir şekilde kullanan bugünün öğrencilerinin, öğretmenlerinin destek ve yönlendirmesi olmadan, gelişen bu teknolojiden eğitsel süreçlerde, yeterince ve istenilen biçimde faydalanamayabilecekleri; bu noktada mutlaka öğretmen desteği ve yönlendirmesine ihtiyaç duydukları ifade edilmektedir (Thompston, 2013, s.22). O halde mutlaka öğretim süreçlerine güncel teknolojik araçlar dâhil edilmeli ve öğrencilerin öğretmenlerinin destek ve rehberliğinde bu araçları aktif olarak kullanması gerekmektedir. Böylece sınıf ortamında öğretmen kontrolü ve rehberliğinde az da olsa aktif rol alan öğrencinin, sınıf dışında da yine öğretmenin kontrolü ve rehberliğinde aktif olması sağlanacaktır. Bunun için öğretmen tarafından öğrencinin hem sınıf içinde hem de sınıf dışındaki ortamlarda daha aktif olacağı yöntem ve tekniklerin seçilmesi, bunlara uygun öğretim materyallerinin sağlanması ve eğitim ortamlarının hazırlaması son derece önem taşımaktadır.

17

Bireylerin hayat boyu kendilerine yetecek öğrenme becerilerini kazanmalarını ve kendi öğrenme sorumluluklarını ve bunların sonuçlarını üstlenmelerini ön gören anlayış hızla yaygınlaşmakta buna uygun olarak da ücretsiz online öğrenme platformlarının sayısı her geçen gün artmaktadır. 2006 yılında “herkese ve her yere dünya standartlarında ücretsiz eğitim” misyonuyla Salman Khan liderliğinde Khan Academy çalışmalarına başlamıştır (Bishop ve Verleger, 2013, s.16). Çağın gereklerine uygun olarak kullanılan teknolojik araçlarla bir yandan eğitim ve öğrenme okul sınırlarını oldukça aşmaktadır. Bununla da kalınmayıp gün geçtikçe daha küresel yani dünya çapında sınıflar oluşturulmaktadır. Ayrıca ortaya çıkan bu yeni eğilim ve potansiyel dünya çağında ortak amaçları olan, daha standart temeller üzerinde inşa etmeyi hedefleyen güncel eğitim model ve anlayışlarının da hızla ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.

Türkiye’de de değişen eğitim programları ve eğitim teknolojilerine yapılan yatırımlarla birlikte bilgi teknolojileri ve iletişim araçlarının derslerde kullanımını sağlama yönünde ciddi bir potansiyel yakaladığı söylenebilir. Ayrıca bilgi teknolojileri ve iletişimin araçlarının çok hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve hemen her eve girmesi de eğitimde teknoloji kullanımını gün geçtikçe kolaylaştırmakta, ayrıca ciddi de bir fırsat yaratmaktadır. Bu kadar yaygın bir şekilde teknolojinin kullanımı ve çok geniş bir çerçevede etkinliğini her geçen gün artırarak hissettirmesi, öğrencilerin bu teknolojileri günlük hayatlarında etkin bir şekilde kullandıkları gibi eğitim öğretimde de daha etkin bir şekilde kullanmaya yönlendirmektedir (Görü, D., T. 2015, s.41). O halde eğitimin ana unsurlarından biri olan öğretmenlerin bu fırsatları oldukça iyi değerlendirmesi gerekmektedir.

Eğitim sistemimizdeki en temel derslerden biri de sosyal bilgiler dersidir. Sosyal bilgiler dersi, içinde birçok farklı disiplini ile bu disiplinlere ait kazanım, değer ve becerileri de barındırmaktadır. Hal böyle olunca da öğrencilere aktarılması gereken içerikte büyük yoğunluk oluşmakta, bu yoğunluk da çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Bu sorunlardan en belirgin olanları; konu yetiştirmek için çok fazla düz anlatım yöntemine yer verilmesi, bunun da derslerin monoton ve sıkıcı geçmesine sebep olması, zamanın büyük kısmının içeriğin aktarılmasına ayrılmasından dolayı, kazanımları pekiştirici etkinlik boyutuna yeterince yer verilememesidir. Ayrıca bireyselleştirilmiş yani herkesin kendi hızında öğrenmesine katkı sağlayacak tekniklerin fazla kullanılamaması, herhangi bir sebeple dersi kaçıran öğrenciye kaçırdığı dersin tekrar anlatımı için zaman ayrılamaması da yaşanan sorunlardandır.

18

O halde bu sorunları en minimuma indirecek bilgi teknolojileri ve iletişim araçları destekli öğretim yaklaşımları ile yeni eğitim modelleri kullanılmalıdır. Bu noktada, eğitimin tüm alanlarında olduğu gibi sosyal bilgiler eğitimi alanında da kullanılacak çok sayıda teknoloji ve internet destekli öğretim yöntem, teknik ve stratejisi bulunmaktadır (Açıkalın ve Duru, 2005, s.26). Bunlardan biri de son yılarda gittikçe önemini artıran ve isminde söz ettiren ters yüz sınıf (TYS) modelidir. Öğrencilerin sınıfa gelmeden önce işlenecek konu hakkında ön bilgi edinerek daha hazırlıklı geldiği, böylece geleneksel eğitim anlayışına göre evde tek başına yaptığı ödev, görev ve problemleri derste öğretmeni ve arkadaşlarıyla birlikte etkileşim halinde yapabileceği yeni bir yapılandırmaya gidilerek, bugün kullanılmakta olan ters yüz sınıf modeli temelleri atılmıştır (Brunsell ve Horejsi, 2013, s.8).

İlgili alan yazına göre; bilgi teknolojileri ve iletişim araçlarının entegre edildiği pedagojik eğitim modellerinden biri olan ters yüz sınıf modelinde sınıflar, teorik ve kuramsal bilginin öğrenildiği yer olmaktan çıkarak daha aktif ve verimli öğrenme ortamlarına dönüşmektedirler. Çünkü ters yüz sınıf modeli öğrencilere çevrimiçi öğrenme ortamı sunarak onları derse ve sınıf içinde yapılacak olan yüz yüze öğrenme ortamına da hazırlamakta, böylece sınıf içinde ders işlenişini de daha verimli hale getirilebilmektedir. Öğrenciler bu süreçte derste, öğretmen rehberliğinde, arkadaşlarıyla iş birliğine dayalı olarak daha aktif bir şekilde bilgiyi daha iyi öğrenme ve transfer etme olanağı bulmaktadır (Demir, 2018, s.47). Bu sebeple ters yüz sınıf modeli pedagojik açıdan çok önemli potansiyel barındırmaktadır.

Türkiye’de ters yüz sınıf (TYS) modeli çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmaların belirlenmesi amacıyla yapılan literatür taraması sonucunda bugüne kadar konuyla ilgili elli yedi adet tez yazıldığı tespit edilmiştir. Bu çalışmalarında büyük kısmının yabancı dil, fen bilimleri, matematik ve tıp alanlarında olduğu belirlenmiştir. Sosyal Bilgiler alanında yapılan çalışmaların çok az ve yetersiz olduğu bugüne kadar sadece beş adet tez çalışması yapıldığı belirlenmiştir. Bunlardan iki tanesi ilkokul 4. sınıf seviyesinde yapılmış ve bu çalışmalarda sadece TYS modelinin başarıya etkisine ya da modelin sosyal bilgiler dersinde kullanılmasının değerlendirmesi yapılmış ve karma yöntem kullanılmıştır. Ortaokul sosyal bilgiler dersi seviyesinde yapılan üç çalışmanın üçü de yedinci sınıf seviyesinde yapılmış olup, ikisinde sadece TYS modelinin başarıya etkisine incelenmiş ve bu çalışmalarda sadece nicel yöntem kullanılmıştır. Diğer çalışmada ise modelin sosyal bilgiler dersinde kullanılmasının değerlendirilmesi yapılmış olup bunun içinde nitel yöntem kullanılmıştır. Ayrıca ortaokul seviyesinde yapılan bu üç araştırmanın bir tanesi

19

“Üretim Dağıtım ve Tüketim” ünitesi, iki tanesi de “Yaşayan Demokrasi” ünitesinde yapılmışlardır. Ortaokul sosyal bilgiler dersi konularının büyük çoğunluğunun soyut olması, öğrenciler tarafından kavranmasını zorlaştırmaktadır (Öner, 2015, s.103). Sosyal bilgiler 7. sınıf 4. öğrenme alanı olan “Bilim, Teknoloji ve Toplum” ünitesinde de kazanımlara bakıldığında bu kazanımların çok sayıda soyut konu ve kavramı içerdiği görülmekte ve şu ana kadar da bu öğrenme alanını kapsayan hiçbir ters yüz sınıf (TYS) modeli araştırması da bulunmamaktadır. Bunun dışında TYS modeli ile ilgili sosyal bilgiler alanında yapılan diğer beş çalışma incelendiğinde ortaokul düzeyinde karma bir yöntemle yapılan bir çalışma bulunmamaktadır. Ayrıca TYS modelinin ilgili başarı ve tutuma etkisi ile modelle ilgili öğrenci ve veli görüşlerinin de alındığı daha modele daha bütünsel bakan ve karma bir çalışma bulunmamaktadır. Bu açılardan bakıldığında bu çalışmanın farkı daha net ortaya çıkmakta ve alandaki net bir boşluğu dolduracağı görülmektedir.

Yurt dışında yapılan çalışmaların disiplinlere göre dağılımı incelendiğinde de modelin çoğunlukla yabancı dil, matematik, fen, tıp, mühendislik ve sosyal bilimlerde olduğu dikkati çekmektedir. Özellikle dil eğitimi ve matematik derslerinde daha ağırlıklı olarak kullanılan modelin, diğer disiplinlere ilişkin uygulamalarının, oldukça az ve yetersiz olduğu dikkatten kaçmamaktadır.

TYS modelinin etkisinin çeşitli değişkenlere göre incelendiği çalışmaların içerikleriyle ilgi yapılan literatür taramasında ise, modelin çoğunlukla; akademik başarı, vaka çalışması, öğrenci katılımı, öğrenci ve öğretmen algıları üzerinde yaratığı etkiyi araştıran çalışmalardan oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda modelle ilgili literatürde taramasında, yapılan araştırmaların genellikle modelin uygulama sonuçlarının tek bir boyuta (tutum, motivasyon, algı vb.) etkisine bakıldığı, öğrenci başarısını, ders karşı tutumunu ve modelle ilgili öğrenci ve veli görüşlerini içeren daha bütünsel ve kapsamlı (nitel ve nicel çok sayıda verinin harmanlandığı) bir çalışmanın hiçbir alanda bulunmadığı tespit edilmiştir.

Bu araştırma Türkiye’de de son yıllarda adından oldukça fazla söz ettiren ters yüz sınıf (TYS) modelinin akademik başarıya, derse karşı tutuma etkisiyle, öğrenci ile velilerin modele ve modelin etkililiğine dair görüşlerine ilişkin verileri sunması yönüyle önemlidir. Eğitimin teknolojiyle bütünleşik bir şekilde yürütülmesini savunan bu modelin Türkiye’de özellikle sosyal bilgiler alanındaki uygulamalarına yön vermek, uygulanabilirliğini test etmek, model uygulamalarının potansiyelini ortaya koymak ve güçlü-zayıf taraflarını

20

belirlemek için bu tür yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Modelle ilgili tüm bu anlatılanlar, bu ve buna benzer çalışmaların önemini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, böyle bir çalışmanın;

1. Türkiye’de eğitimle ilgili yapılan araştırmalara ve sosyal bilgiler eğitimi alan yazınına önemli katkılar sağlayacağı,

2. Türkiye’de eğitimin her alanına özellikle de sosyal bilgiler dersi eğitimine, öğretim sürecini yeniden tasarlama konusunda farklılaştırıcı bir bakış açısı katacağı,

3. Türkiye’deki tüm branş öğretmenlerine özelliklede sosyal bilgiler öğretmenlerine ters yüz (TYS) sınıf modeli uygulamaları hakkında bir fikir sunacağı ve örnek teşkil edeceği,

4. Türkiye’deki tüm öğretmenlere özellikle de araştırmanın konusu olan sosyal bilgiler dersi öğretmenlerine, ders sürecinde teknolojinin daha etkin kullanımına ve bunun ders içi etkinlilere yansımasına ilişkin farklı bir uygulama önerisi getireceği,

5. Uygulama sürecinde elde edilecek farklı deneyimlerle modelin Türk eğitim sistemine uygun olup olmadığına yönelik ipuçları vereceği,

6. Modele yönelik öğrenci, veli gözlem ve algılarını yansıtacağı, böylece bu modeli kullanacak öğretmenlere rehberlik edeceği,

7. Türkiye’de okullarda ve evlerde eğitim amacıyla kullanılan teknolojilerin bu modelin uygulanmasında yeterli olup olmadığının tespitine ve varsa eksiklerin görülmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.