• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.1. BÜYÜK KENTLERDEN BODRUM’A GÖÇ KARARINI VERMEK

4.2.3. Terör ve Güvenlik Kaygılarının Etkisi

Dünyada ulusların en önemli güvenlik sorununu kentlere inen terör eylemleri oluşturmaktadır. 2001 yılının 11 Eylül’ünde Amerika’da meydana gelen terörist saldırılar, tanınmış veya topluma mal olmuş kişilere yapılan terörist saldırılardan farklı anlam taşımaktadır. Artık terör sıradan insanların günlük hayatına girmiştir. Özellikle son yıllarda ülkemizde yaşanan terör eylemleri tüm toplumu üzüntüye boğan kayıplara yol açmıştır. Bir sene içinde toplam 17 bombalı saldırı yapılmış, bu saldırılar 298 kişinin ölümü ve bine yakın kişinin yaralanması ile sonuçlanmıştır.20

Medya aracılığı ile başkalarının başına gelen korkunç kayıpları seyretmek kendi ailemizin can güvenliğinin kendi kişisel tedbirlerimize bağlı olduğu gerçeğini göstermiştir. Her ne kadar terör eylemlerinin sadece ülkemize has bir yapısı olmadığı, dünyanın her yerinde karşılaşılabilecek bir olgu olduğu gerçeğinin farkında olunsa da, tedirginlik kişisel aktivitelere sınırlılık getirecek boyuta ulaşmıştır. Havaalanları, alışveriş merkezleri hatta okullarda yeniden inşa edilen güvenlik önlemleri unutmaya çalıştığımız korkuyu her gün bize hatırlatmaya devam etmektedir.

Ülke gündemimizi meşgül eden bir başka güvenlikle ilgili sorun ise kadınlara sokaklarda uygulanan şiddet olmuştur. Aile içi kadına karşı şiddet zaten toplumun bir yarası iken kadın şiddeti hızla aile dışına çıkıp kamusal alana taşmıştır. Özgecan

20http://t24.com.tr/haber/1-yilda-17-bombali-saldiri-294-kisi-oldu-bine-yakin-insan-yaralandi,347661

84

vakası21 tüm kamuoyununun vicdanına yara açmış ancak bir son olmamıştır. Bilakis medya haberleri otobüslerde giyiminden veya davranışından dolayı hiç tanımadığı kişilerce şiddete uğrayan kadınların haberleri ile dolup taşmaya başlamıştır.22

Şehir güvenliği artık farklı konularla kendini göstermeye başlamıştır. En önemlisi halk, kişisel güvenliği konusunda güvenlik güçlerine değil kendi alacakları önlemlere güvenmek durumunda bırakılmıştır.

Bunun yanında sadece terör eylemlerinin değil özellikle doğudan batıya artan göçün ve mülteci akınlarının da tedirginlik yarattığı, endişe verdiği konusunda ifadeler kullananlar olmuştur. Katılımcıların tamamı bugüne kadar Bodrum’un nispeten daha güvenli bir yer olduğunu düşünmekle beraber göç akımlarının ve bölgenin popüler yapısının risk unsuru taşıdığını düşünmektedirler.

Ellidokuz yaşındaki Mina İstanbul’da yaşadığı dönemde tek başına yaşamakta, başka bir mekanda da kızı ve torunu bulunmaktadır. Terör olaylarının ailesi için tedirgin edici günler yaşamalarına sebep verdiğini ifade etmekte ve terör olaylarının siyasi partilerin bir oyunu olduğunu düşünmektedir:

Her an bir korku içindeydik yani neresi bombalanacak diye

Bodrum’da güvenlik endişesi taşımadığını belirten Mina, tek başına yaşayan bir kadın olarak kendini kısıtlamaya ihtiyaç duymadığını İstanbul’da şort giyen kadınlara yapılan şiddete atıfta bulunarak şu şekilde ifade etmektedir:

Çok emniyette hissediyorum kendimi, şortumu giyip dışarı çıkıyorum ve dayak yemeyeceğimi biliyorum.

Altmışdört yaşındaki diş hekimi Nezihe de İstanbul’da yaşayan çocukları için endişe duyduğunu söylemektedir:

Çok olumsuz etkileniyoruz, yüreğimiz ağzımızda işte. Allaha emanet etmekten başka da yapabileceğimiz bir şey yok.

Nezihe göçmen Suriye’lilerin Bodrum sahillerinden yurtdışına kaçma girişimlerini ve yaşadıkları dramatik sonuçları hatırlatmaktadır. Güvenlik kuvvetlerinin

21 http://www.iha.com.tr/haber-ozgecan-aslan-nasil-olduruldu-ozgecan-aslan-kimdir-624150/ erişim tarihi

16/5/2018

22 http://www.diken.com.tr/pendikte-sort-giyen-kadina-saldiran-adam-giyim-tarzi-tahrik-etti/ erişim tarihi

85

bu dönemdeki çalışmalarından yola çıkarak ilçeyi güvenli bulduğunu şu sözlerle anlatmaktadır:

O Suriyelilerin geldiği devrede biraz şey gerginlik yaşadık. Hep buralarda oldu ya o olaylar. Buradan kaçtılar, cesetler vurdu falan. Bilmiyorum jandarma çalışıyor gibi, ne sorun olsa hemen geliyorlar.

Emekli olur olmaz şehir hayatından kaçan elliüç yaşındaki Orhan ve elli yaşındaki Buket’in üniversite çağında bir erkek çocukları bulunmaktadır. Herkes gibi kendilerinin de bir süre endişe taşıdıklarını belirtmişlerdir. Ancak bunun kendilerinde seyahatlerini engelleyecek ölçüde bir etki yaratmadığını, Bodrum’u ise çok güvenli bulduklarını Orhan şu sözlerle ifade etmiştir:

Her insan korkar, korkmuyorum demek yalan söylemektir. Yani siz elinizi kolunuzu sallayarak bir AVM’ye giremiyorsunuz, ne bileyim yolda yürüyemiyorsunuz. Bunun en basit örneği turistler işte. Şimdi sizin elinizde para var, Türkiye’ye mi gelirsiniz, başka bir ülkeye mi gidersiniz. Terörün olduğu bir ülkeye gider misiniz? Herkes korkar.

Eşinden ayrıldıktan sonra Bodrum’da tek başına yaşayan altmış yaşındaki Perihan en büyük endişeyi 15 Temmuz darbe girişimi esnasında yaşadığını şu sözlerle ifade etmektedir:

Endişe tabii. Mesela İstanbul’daki havaalanındaki patlamada benim oğlum orada çalışıyordu. Onun endişesini çok yaşadım. Oğluma bir şey olmaması tabii ki beni çok sevindirdi ama diğer taraftan da o sevinci yaşayamıyorsun. Diğer insanlar senin oğlun, kızın yaşında .. senin de çocukların senin de ailen. Reina’daki olaylar.…. Bir tek şeyde oldu, geçen yıl bu saçma sapan darbe girişimleri oldu ya. Ben ilk defa hayatımda, ilk defa ama. Ben marinadaydım, evim de elli metre ileride, ilk defa o gece o elli metreyi yürümekten korktum. İlk defa korktum bir şeyden dolayı. Fakat sonra yürüyeceğim ve göreceğim dedim. Ondan sonra hiçbir şey .. yani her yerde her zaman o korkuyla yaşayamayız ki .. o yüzden sadece üzülüyoruz.

Feride ve Aziz Bodrum’a göç ettiklerinde bir çocuklarını İstanbul’da üniversite eğitimi için bıraktıklarını küçük çocuklarının da lise eğitimini Bodrum’da aldığını belirtmişlerdir. Şimdi her iki oğlu da İstanbul’da üniversite okumakta olan Feride terör olaylarından İstanbul’da ve Bodrum’da şahsen etkilenmediklerini ancak çocukları için çok endişe duyduklarını şu şekilde ifade etmektedir:

Biz orada yaşarken hayır…ama burada etkiledi çünkü İstanbul’da çocuklarımız var korkuyoruz. Bodrum için yok hayır, İstanbul için var .. çok. Deli gibi

86

korkuyorum ben. Ve deprem. Çocuklarım İstanbul’da, çok korkuyorum. Kendimden ziyade çocuklarım için korkuyorum.

Altmışlı yaşlarını sürdüren Turgut şehir trafiğini terör olaylarından daha ürkütücü bulduğunu söylemektedir:

Terörden çok sari kamyonlardan korkuyorum ben. Göztepe’de vinç düşüyor adamın kafasına. Bir de adalet yok… boşuna mı yürüdü .. en büyük tehlike o, terör yoksa seni İspanya’da da bulur, Almanya’da da bulur, Allah korusun, biraz tevekkül olmak lazım. Bak şu anda en büyük trafik belası, en büyük terör trafiktir ve trafikteki magandalardır.

Ellialtı yaşındaki Vedat ve eşi Aslı Bodrum’a göç ederken artık bir yetişkin olan tek çocuklarını Ankara’da bıraktıklarını belirtmişlerdir. Yaşanan terör olaylarından dolayı oğulları adına endişe duyduklarını anlatmaktadırlar. Ancak Vedat bunun yaşam şeklini değiştirmekle sonuçlanacak aşırı tedbirli yaşam formu ile mücadele edilecek bir konu olmadığını şu sözlerle ifade etmektedir:

Bodrum’da şehir güvenliği kesinlikle Ankara’dan İstanbul’dan İzmir’den daha rahat, çok daha rahat. Terör olaylarından etkilenmedik ancak oğlumuz .. Ankara’da yaşıyor, … terörle yaşamaya kalkarsan dağ başına gidip bir tane kulübede yaşaman lazım. Yani, terör ülkemize has bir şey değil. İşte gördük üç gün önce Barcelona. Barcelona’da olayın geçtiği yere herhalde dört ya da beş kere gitmişimdir. En popüler yeri. Hani Beyoğlu’nda bir şey olduğunda nasıl tiksiniyorsak, Barcelona’nın La Rambla’sında olan aynı şey. Yani terörün milleti yok, dini yok , ırkı yok, imanı yok filan filan

Avukatlık mesleğini sürdüren Leyla işi gereği sık sık Ankara’ya gitmektedir. Terör olaylarının kent yaşamını etkilediğini ancak alınan güvenlik önlemlerinin de terör endişesini arttıran bir etken olduğunu şu sözlerle ifade etmektedir:

Etkilendik. Çünkü ben iş neticesiyle sürekli İstanbul ve Ankara’ya gittiğim için, bürokratik ortamlarda gerildiğim için en basiti ana arterlerde yoğun trafiğin yada yoğun özel günlerin, şey anlamında söylüyorum 30 Ağustos ya da bilmem ne gibi günlerde özellikle kurumların ya da merkezi yerlerin ya da AVM’lere karşı öyle bir algı yaratıldı ki farkında olmadan o korkunun en büyük terör olduğunu düşünüyorum ve o verildi mi evet verildi. Yani onun aksine davranış sergileme yapıyor muyuz, çok da yapmıyoruz. Yani en basiti normalde merhaba diyip tek bir detektörden geçeceğim yerde şu anda üç detektörle geçiyorum…Bodrum’da da şöyle etkiliyor, bunu ne zaman yaşıyorsunuz, şehir dışından şehir içine girdiğiniz zaman arama tarama kısımları olduğu zaman. Yani şey çok acı, hatırlatılıyor. Benim güvenliğim için bak ne güzel insanlar sadece bir şeyleri sana şey yapıyor, tınn diye tekrardan hatırlatılmasına neden oluyor. Ve onun getirdiği belki otuz saniye belki beş dakika, minicik de.. Aslında yaşattıkları şey minik travmalar. Minik minik travmaları bizim hayatımızda normalleştirildi.

87

Bodrum ise … şehir güvenliğini yalnız yaşayan bir anne olarak söyleyeyim, güvenli bir şehir. Asayiş anlamında da güvenli bir şehir. Suçun yansıma oranlarının, hukukçu olarak da söylüyorum, adi suç oranında da çok düşük bir yerde yaşıyoruz. Bu anlamda avantajlıyız.

Bodrum’da otel işleten kırküç yaşındaki Sabahattin İstanbul’da bir AVM içinde restaurant işlettiği dönemde terör olaylarının günlük yaşamını yakından etkilediğini, kendisi, çalışanları ve ailesi adına endişe yaşadığını şu sözlerle ifade etmektedir:

İş yerim AVM’de. Devamlı patlama haberleri geliyor. zaten iş yerine gelirken alınan güvenlik önlemlerini görülünce gerilmeye başlıyorsun. Etraftan uyarı mesajları geliyor. kendin için, çalışanlar için… en çok da çocuklar.. iş yerine geliyorlar. Hadi gelmediler, gezmek istiyorlar. Oraya gitmeyelim ya patlarsa, e özel okula gidiyorlar ya oraya bir şey yaparlarsa, ayaklanma olur mu, darbe ne olacak.. Gerildik, bizi çok etkiledi

Bodrum’un şehir güvenliği açısından büyük şehirlere oranla daha güvenli olduğu görülmektedir. Büyük şehirde yaşayanların endişesi Bodrum’da yaşayanlarda görülmemektedir. Ancak yaşadıkları yerin güvenli olması bu konuda duyarsız oldukları anlamına gelmediği görülmüştür. Terör eylemlerinin her zaman her yerde karşılaşılabilecekleri ve bu endişelerle yaşamanın sağlıklı olmadığını düşünmekle beraber, bireysel saldırganlıklardan, trafikteki şiddet olayları, kontrolsüz göçmen politikalarından en az terör eylemleri kadar güvenliği tehdit eden konular olarak bahsetmektedirler. Yollarda, havaalanlarında, AVM gibi kamusal alanlarda alınan güvenlik tedbirlerinin gerginliği arttıran bir unsur olduğu, zihinlerde terör algısının canlı tuttulduğu ve terörün siyaset ve politika ile yönlendirildiği konularındaki endişelerini dile getirmektedirler.