• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.1. BÜYÜK KENTLERDEN BODRUM’A GÖÇ KARARINI VERMEK

4.1.6. Bodrum ile Önceden Kurulmuş Bağlar

Katılımcıların bazıları kesin göç kararlarını vermeden önce Bodrum ile bağlantılarının bulunduğu, ilçenin yaşamlarının bir parçası olduğu görülmüştür. İkincil konutlar, önceden yerleşen akrabalar, iş ve hobi kaynaklı geçici deneyimler yerleşilecek bölgenin seçiminde rol oynadığı gözlenmiştir.

Bodrum’da yazlık evi ve aile bağları bulunan diş hekimi Nezihe Bodrum’da yaşamayı çok sevdiğini ve buraya yerleşmeyi çok uzun süre önce planladığını şu şekilde anlatmaktadır:

Büyük şehrin verdiği sıkıntılar şunlar bunlar oluyordu ama burasını sevdiğim için geldik. Buranın çekiciliği. Denizi yüzmeyi falan seviyorum, İstanbul’un denizi kirlendi, denize girmek zor. Denizi görmek için saatlerce gidiyorsun, trafiğe takılıyorsun, park sorunu yaşıyorsun.

Eşi Aziz gibi kendisi de iletişim sektöründen emekli olan Feride yaz tatillerini çoğunlukla Bodrum’da geçirmiştir. Feride’nin iki abisinin Bodrum’a göç etmiş olması ilçeyi yakından tanımalarına olanak sağlamıştır. Bodrum’u çok seven ailenin ilçede yazlık bir evi bulunmaktadır. Yazlık evlerindeki düzen Bodrum’da daha geniş zaman aralıklarında kalmalarına fırsat vermiştir. Göç kararı aldıklarında çok iyi tanıdıkları ve belli bir düzen oluşturdukları Bodrum’u seçmeleri doğal bir akış içinde gerçekleşmiştir. Feride tamamen izole bir köy hayatını istememektedir. Bodrum’u tercih etmesinde ilçenin taşıdığı özellikler önemli bir etken oluşturmaktadır. Kendisini iyi hissedeceği yeri şu şekilde tarif etmektedir:

Ben küçük yerde yaşayamam. Yani ben daha bir köye gidemem. Mesela Marmaris’e gitmem, çünkü orası bir şehir. Köyceğiz’e gitmem ben orada kışın ne yapıcam. Benim hayatımda sürekli hareket olması lazım. Ben üç gün evde

68

oturamam. Yani böyle bir insanım. Daha böyle sokakta yapabileceği işi olacak, ama dediğiniz gibi yaşımız, benim yaşım olmuş elliiki, bana doktor lazım, hastane lazım, çat kapı gidebileceğim sağlık kurumu lazım güvenebileceğim. Sosyal aktivite lazım.

Oya bir süre eşi ile birlikte Amerika’da yaşamıştır. Ankara’ya döndükten sonra eşi ile açtığı ofiste Avrupa Birliği projelerinde çalışmıştır. Oya’nın anne ve babası emekli olduktan sonra Bodrum’a göç etmişlerdir. Oya ailesini ziyaret amacı ile her tatil fırsatında Bodrum’a gelmiştir. İkinci çocuğuna hamile olduğu bir dönemde Bodrum’da rastladığı ve çok beğendiği bir evi tatil dönemlerinde kullanmak üzere satın almıştır. Yazlık ev Bodrum’a daha çok gelmelerine fırsat vermiş, eğitim olanaklarındaki artış Oya’nın göç etme isteğini gündeme getirmiştir. Oya göç etmeye nasıl karar verdiğini şu şekilde anlatmaktadır:

2011 yılında bir tesadüf eseri yoldan geçerken… benim aslında annemin de babamın da ayrı ayrı evleri var Turgutreis’de… yazın gidip geliyorduk aslında. Biz de yazlığa işte ailemin yazlığına gidip geliyoruz. Ben Bodrum’u çok seviyorum,.. Bir gün .. geçerken burada satılık kiralık yazıyordu…. Bir girdim … görünce vuruldum.. çocuklar için gerçekten cennet.. çocukları bırak unut ya.. .. O yüzden 2011 yılı Ağustos başında paldır küldür aldık. Ve o hareketimiz bizim aslında bu önümüzdeki altı yılımızı ve bundan sonrasını çok ciddi değiştirdi. Çünkü gidip geliyoruz bayılıyoruz, çok seviyoruz. … O arada da herkesin ağzında sahil kasabasına yerleşme hayali. Ondan sonra ikinci bir etken okul, TED açıldı. Biz de eşim falan TED ekolüyüz ben olmasam da, eşim, arkadaş gruplarımız … kesinlikle başka bir şey olmaz falan. .. okulu da gezdik, .. okulda var. Ben de çok yorulmuşum, gidelim artık ne işimiz var diyorum… burası bana öyle güzel geldi ki.

Oya yeni açılan havalimanın da Bodrum’u tercih edilmesinde büyük bir etken olduğunu şu sözlerle belirtmektedir:

Aslında Bodrum’un diğer sahil kasabalarına göre ulaşım anlamında havaalanı nedeniyle çok ciddi bir avantajı var. Sonuçta birçok insan, birçok veli, arabayla olsun, her hafta uçarak gidip geliyor… benim eşim mesela her hafta sonu Pazartesi gidip Cuma gelen bir adam oldu. Gitmeli gelmeli, daha çok eşler burada çocuklarla.

Oya’nın eşinin ailesinin Kuşadası’nda yazlıkları bulunmakta. O ilçeyi de yakından tanımaktalar ancak Bodrum’u yerleşim için niçin daha uygun bulduklarını şu şekilde dile getirmektedir:

Bodrum’u daha çok seviyoruz ya. Kuşadası çok fazla şehir. Çok fazla yapılaşma var orada. Bir de yani doğa açından bence Bodrum çok daha şey, daha denizi

69

falan, koyları falan, girintisi, çıkıntısı güzel…parekende sektörü de burada gelişmiş, .. Bence çok önemli etken. Okul, hastane. Hastane büyük etken. Okul büyük etken.

Tekstil sektöründe çalışan Yusuf ve İngilizce öğretmenliğinden emekli olan Mine tatillerini geçirmekten çok zevk aldıkları Bodrum’da yazlık bir eve sahiptirler. Mine yazlık evlerinin Bodrum’da olmasından dolayı buraya göç etmelerinin doğal bir hareket olduğunu anlatırken şu ifadeleri kullanmaktadır:

Tamamen bizim burada yazlık olmasının verdiği bir şeydi.. belki Çeşme’de yazlığımız olsaydı orası olurdu. Buradaki evimize gelip gidiyoruz ya yıllardır yazları ondan dolayı…Bodrum’u seviyorduk, hep tatile buraya geliyorduk zaten daha önce de, gelirken giderken dedik ki zaten gidiyoruz bir ev alalım buralarda falan.

Mine ne sağlık konusunda ne de eğitim konusunda önceden bir araştırma yapmadıklarını, her halükarda mevcut imkanlar içinde Bodrum’a taşınmayı planladıklarını, sağlık ve eğitim konusundaki gelişmelerin kendilerine sonradan avantaj sağladığını belirtmektedir.

Şehrin sıkıntılarından uzaklaşmanın yanında çocuklarına daha seküler bir eğitim sunma amacı ile göç kararı alan Ayfer film sektöründe çalıştıktan sonra eşi Sabahattin ile İstanbul’da bir restorant işletmiştir. Ayfer’in ailesi Bodrum’da yaşamaktadır. Kendileri de bu vesile ile uzun yıllardır aynı bölgede yazlık eve sahiptirler. Çok sık geldikleri ilçeyi iyi tanımaktadırlar. Kendilerine ait hazır bir sosyal çevreleri bile mevcuttur. Eğitim alanındaki gelişmelerin göç planlarını pratiğe geçirmelerinde en önemli etken olduğunu belirtmektedirler. İhtiyaç duyacakları eğitim, sağlık, ulaşım koşullarına Bodrum’da sahip olduklarını belirtmişlerdir.

Tenis öğretmenliği yapan ve Bodrum’da bir tenis kulübü işleten Turgut altmışlı yaşlarda ve bekardır. Daha önce de bir süre işletmecilik yaptığı Bodrum’u çok sevdiğini belirtmektedir. Daha önceden gelip tanıdığı bildiği bir yer olması sebebi ile göç etmeye karar verdiğinde başka bir yeri düşünmemiştir. Artık Bodrum’da yaşamak istemesini ve bu sebeple aldığı göç kararını şu şekilde anlatmaktadır:

Bir defa Bodrum’u seviyoruz. Bodrum’u sevmek mesela, biz yıllarca Halikarnas üzerinde de yaşadık.. havası bir defa yaa. Böyle bir hava hiçbir yerde yok. Temiz hava alıyorsun ya böyle bir hava yok.

70

Turgut kendisi ile aynı tarihlerde göç kararı alan abisi, yengesi ve yeğenleri ile aynı sitede yaşamakta ve kendi spor tesisini işletmektedir. Bodrum’u neden seçtiğini şu sözlerle ifade etmektedir:

Geldik buraya, idealimiz burasıydı… Abi nereye yerleşelim, önce Antalya Fethiye oralar yaşanacak gibi değil nemden falan. Zaten Bodrum bildiğimiz yer. Bilişim sektöründen emekli olan Vedat ve Aslı uzun yıllar yelken yapmaları sebebi ile sık sık Bodrum’a geldiklerini ve ilçeyi iyi tanıdıklarını belirtmektedirler. Vedat yelkencilik’in Bodrum’u tanımasına nasıl etken olduğunu şu şekilde anlatmadır:

Özellikle ben son yirmi senedir kışın hep gelip gidiyordum, çünkü yelken yarışlarına katılıyorum. Yirmi senedir hep geliyorduk. Bodrum’da ilk yelken yarışlarının yapıldığı yedi sekiz teknenin yarıştığı dönemde biz Ankara yelken kulübü olarak buraya geliyorduk. Buradaki bu yarışların ilk dönemlerinde emeğimiz çoktur.

Vedat Bodrum’u diğer sahil kasabaları ile de karşılaştırmakta ve Bodrum’un farkını şu şekilde ortaya koymaktadır:

1975’ten beri mesela Foça’ya giderim, rahmetli anne babamın orada yazlığı var, …İşte Fethiye’de arkadaşlarımız var, Kaş’ta yaşayanlar var, Çeşme’de yaşayan, baldızın bacanağı İzmir’de oturuyorlardı. … kendi kendimize sorduğumuz en temel üç tane soru vardı. Sorulardan birincisi, … annemin babamın İzmir Foça’dayken, yazlıktayken, yaşlılıklarında geçirdikleri rahatsızlıklara verilecek responce, yani iş biraz çabuk olmaya geldiğinde nereden baksanız 70 km ilerdeki İzmir’e gitmek zorunda kalıyordunuz. Biz de karı koca düşündük, sağlık birincil öncelikli. Sağlık baktığımız zaman Bodrum sağlık açısından bir büyük kentte olabilecek kadar, … bir sağlık alt yapısı var. Muğla burada çok acilde buradan İzmir bile çok uzak değil. Dolayısıyla niye Bodrum’un arkasında en temel şeylerden bir tanesi buydu. İkincisi ulaşılabilir olmasıydı, şöyle ki biz yirmi sene evvel yarışlara gelirken onbir-oniki saat otobüsle geliyorduk. Uçak falan yoktu. Daha sonraları Ankara-İstanbul, İstanbul-Bodrum uçuyorduk, o uçuş bize Londra seferleri filan vardı, Londra Roma seferinden falan daha pahalıya geliyordu. Ondan sonra gün geçtikçe yazın çok fazla özellikle İstanbul’dan, Ankara’dan bile hiç eksiksiz günde iki sefer var. Kışın da bu haftada beş gün iki sefer yapıyor. Dolayısıyla ulaşılabilirlik de gayet güzel. Ondan sonra belli bir yere yerleşmeyi düşündüğünüzde en temel şeylerden biri de eş dost, arkadaş. Yeni bir topluluğun üyesi olmak. Biz o açıdan çok şanslıyız burada çok arkadaşımız var. özellikle benim yelken dünyasından bir sürü arkadaşlarım var. Ankaralı arkadaşlarımız var. O konuyu da çözdük. O da bize risk olmadı.

Çocuk sahibi olduktan sonra bir süre iş hayatından uzaklaşan Endüstri mühendisi İnci doğma büyüme Ankaralı olduğunu bu yüzden hep deniz kenarında

71

oturmak istediğini belirtmektedir. Babasının işi sebebi ile tatillerini geçirdiği Bodrum’u iyi tanımaktadır. Abisi de onbeş yıl önce Bodrum’a göç etmiştir. Son yıllardaki eğitim ve sağlık alanındaki gelişmelerin okul çağındaki küçük çocuklarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye ulaştığını ve bu durumun göç kararını kolaylaştırdığını şu şekilde anlatmaktadır:

Büyükşehirden evet sıkıldık ama büyükşehirde alışmış olduğumuz imkanlar.. mesela hemen bir alışveriş merkezine ulaşabilmek, hastane yakın olsun, okul yakın olsun…. Ama sabah da işte güneş doğduğunda horoz ötsün, işte inek seslerini de duyayım, sütümü de sütçüden alayım. … Burası o anlamda hem şehir hem köy iç içe bir yer yani…çocuğumu köy okuluna vermek istemiyorum. Biz dört sene önce de taşınmayı düşündük ama o zaman ne hastane vardı ne kolej vardı. Benim buralı olan tanıdıklarım da var. Babamda çünkü yıllar önce burada çok bulundu. Benim çocukluğum burada geçti, tatillerim hep. Mesela öğretmen bir tanıdığımız vardı ben ona sormuştum dört sene önce, Yok dedi, Ankara’daki eğitim bırakılıp buraya gelinmez dedi. Benim de çocuklar ilkokulu burada okudu ama ortaokul lise ben onları hep İzmir’e götürdüm dedi. Kendisi de öğretmen. Ama şimdi çok göç var zaten. Ben şöyle söylüyorum, bizim gibi büyükşehirlerden göçen olmasaydı, bu özel hastaneler de olmazdı, bu kadar kolej de açılmazdı, bu kadar alışveriş merkezi de olmazdı. Sonuçta bir arz talep oluşmuş.

İkincil eve sahip olunmasının göç kararını almayı kolaylaştırdığı görülmektedir. Yakın aile fertlerinin de göç etme ve göç edilecek bölgenin seçiminde etkisi olduğu ortaya çıkmaktadır. Önceden kurulmuş bağlar bölgenin tanınmasını, belli bir düzenin kurulmasını, alışkanlıkların oluşmasını sağlamaktadır. Göç ettiği bölgede uyum sorunu yaşamayacağına inanan bireyler önceden kurdukları sosyal çevrenin de desteğine güvenmektedirler. Aşinalık ve deneyim göç kararının alınmasını da sürecini de hızlandırmaktadır.