• Sonuç bulunamadı

1.4. Terörün Nedenleri

1.4.3. Terörün Ekonomik Boyutu

Terörizm yalnızca insanları öldürmez, terör ve terörizm aynı zamanda demokratik kurumlara gözdağı vermekte, ekonomileri olumsuz etkilemekte ve bölgeleri istikrarsızlaştırmaktadır (Tilly, 2004: 5; Akt: Öztürk ve Çelik, 2009: 93).

Terör eylemlerinden kaynaklanan etkilerin zaman ve mekân (ülke ya da bölge) itibariyle farklı olduğu şeklinde görüşler de söz konusudur. Bu çerçevede gelişmiş ülke ekonomileri (azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülke ekonomilerine göre) terör eylemlerinden daha az etkilenmektedir. Zaten bu ekonomiler, hem iktisadi faaliyetleri teröre zemin hazırlayabilecek sektörlerden/bölgelerden güvenli sektörlere/bölgelere kaydırabilmektedir; hem de doğru para ve maliye politikaları izleyerek terörün yarattığı tahribatı dengeleyebilmektedirler (Ak ve ark., 2015: 13).

Terörün ekonomik sebeplerle ortaya çıktığını savunan Gürses, birçok alanda (siyasal, toplumsal, ekonomik, iletişim) yaşanan hızlı değişimler ve gelişmelerin, yoksullarla zenginler arasındaki uçurumun daha da belirginleşmesi ve bireylerin/grupların karmaşık siyasal, toplumsal, ekonomik sorunlarla yüz yüze gelmelerine neden olduğunu, dünyadaki bu hızlı değişimin ülkede yaşayan bazı grupların değişik biçimlerde tepki göstermelerine sebep olduğunu alternatif adalet

arayışlarını gündeme getirdiğini ve teröre zemin oluşturduğunu ifade etmektedir (Gürses, 1997: 11).

Alkan’a göre düşük gelir seviyesi ve işsizlik gibi konular, terör örgütleri tarafından propaganda malzemesi yapılarak, mümkün olduğunca kullanılmaktadır. Özellikle genç kesim, yapılan propagandalardan etkilenerek, terör örgütlerinin etki alanı içine girebilmektedir. Türkiye’de faaliyet yürüten terör örgütleri üzerinde yapılan araştırmalarda, örgüt mensuplarının genelde eğitim seviyesi düşük, alt sosyo- ekonomik düzeyden geldikleri görülmektedir (Alkan, 2002: 38).

Terörün meydana gelmesinde ve faaliyetlerini sürdürmesindeki en önemli etkenin ekonomik sebepler olduğu açıktır. Ekonomik sebepler özellikle Marksist yazarlar tarafından, her türlü eylemin nedenleri arasında sayılmıştır. Temel etken, siyasetin ekonomiyi mi yoksa ekonominin siyaseti mi yönlendirdiği konusundaki tartışmalardır. Marksist yazarlara göre, ekonomi temel yönlendiricidir. Buna karşılık liberal yazarlar siyasetin belirleyici olduğunu, hatta ekonomiyi de siyasetin belirlediğini ifade etmektedirler (Çınar, 1997: 256).

Terör ile zor durumdaki ekonomi arasında kırılması güç bir sarmal ilişki mevcuttur. Terör yükü altında gerileyen ekonomi, teröristlerin en çok ihtiyaç duyduğu ortama yol açmaktadır. O da ümitsiz kitleler ve bireylerdir. Böylece neden terör vardır sorusuna verilebilecek en güçlü yanıt “çünkü ümitsiz insanlar vardır” olacaktır. Ekonomideki gerileme sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik haklar üzerinde bir baskı oluşturmakta ve kitlelerin ümitlerini kırmaktadır. Bu da teröre eğilimli kişi ve kitlelerin daha kolay bir şekilde terör örgütlerine devşirilmesine, böylece terörün ve maliyetlerinin artarak devam etmesine yol açmaktadır. Diğer bir ifadeyle, terör altındaki ekonomi yeni teröristler üretmektedir (Açıkalın, 2010: 20).

Başarılı bir terörle mücadele politikasının ön şartının, terörün niteliğini, yapısını ve etkilerini doğru anlamaktan geçtiği, gösterdiği ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla terörizmin, uluslararası mali sistemin işleyişini zedelemekte olduğu ve ulusal ekonomiye ciddi hasarlar verdiği ifade edilmektedir (Alp, 2013: 16). Terör toplumdaki suç oranını arttırması ve bilhassa genç nüfus üzerinde etkili olmasının

yanı sıra ekonomiye verdiği zararlar yüzünden toplumun genel refah düzeyinde bir düşüş etkisi de yaratmaktadır. Terörle mücadelede silah, mühimmat ve lojistik masraflarının yanı sıra personel istihdamı ve eğitimi de ciddi bir maliyeti gerektirir. Devletin, terörün yoğunlaştığı bölgeye güvenlik için ciddi bir kaynak aktarımı yapması hem o bölgenin hem de diğer bölgelerin hak ettiği kamu yatırımlarının kaydırılmasına veya devletin borçlanmaya giderek bu yatırımları sağlaması anlamına da gelmektedir. Bütün bunlara ek olarak güvenlik zafiyeti oluşan bölgede yerli ve yabancı özel sektör yatırımları zorunlu ve normalin üstünde getiri sağlayan haller dışında söz konusu yatırımlarda bulunmayacaklardır. Bunun yanı sıra kamu sektöründe ve özel sektörde nitelikli personel bu bölgede görev yapmaktan kaçınacak ya da normalin çok üzerinde bir ücretle istihdam edilebilecektir. Sonuç olarak da bölgeye özel muhtemel turizm gelirlerinin adı dahi anılmayacak ve dolaylı getirilerinden bahsetmek mümkün olamayacaktır (Sarp, 2014: 510).

Terörizmin ekonomiyi ne yönde etkilediğinin birçok sebebi bulunmaktadır. Örneğin yarattığı belirsizlik ortamı nedeniyle yatırımcıların yatırımlarını yapmayarak daha güvenilir fırsatları değerlendirmesi ve belirsizlik, ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırımları da olumsuz etkilemektedir. Artan şiddet olayları tüketicilerin tüketimlerini azaltmakta, finansal piyasaları olumsuz etkilenmekte ve sigorta sektörünün fiyat artışına neden olmaktadır. Turizm sektörü son derece terörist faaliyetlerine karşı duyarlı olup doğrudan turistlere yapılan eylemler turizm sektöründe önemli kayıplar yaşanmasına neden olmaktadır. Ayrıca kamu harcamalarının içinde savunma harcamasının payı diğer eğitim ve sağlık harcamalarına göre daha yüksektir ve bu payın verimli alanlardan savunma harcamalarına kaydırılmasıyla birlikte büyümeyi olumsuz etkilemektedir (Ateş, 2017: 259).

Terörizmin doğrudan ekonomik maliyetlerini can kaybı, maddi anlamda meydana gelen kayıplar, zarar gören fiziki alt yapı ve sistemlerin yeniden yapılandırılması ile birlikte kısa süreli ve geçici yardımları kapsamaktadır. Terörizmin dolaylı ekonomik maliyetleri ise tüketicilerin ve yatırımcıların güvenini yok ederek ekonomiye orta vadede etki etme potansiyelidir. Terörist saldırılarla

beraber piyasalarda oluşan güvenin azalması, tüketicilerde ve yatırımcılarda harcamak yerine saklama güdüsünü arttırmaktadır. Böylelikle normal iş döngüsü ve ticaret kanalları aracılığıyla dünyanın tüm ekonomilerinde etkisini göstermektedir. Aynı şekilde finansal piyasalarda işlem gören menkul varlıkların fiyatlarında genel bir düşüşe sebep olabileceği gibi borçlanma maliyetlerini de yükseltmektedir (Ağırman ve ark., 2014: 101-102).

Terör eylemleri ve teröre hizmet amaçlı atılmış her türlü adım, piyasalarda risk ve belirsizlik unsuru yaratarak finansal piyasaları olumsuz yönde etkilemektedir. Terör eylemlerindeki artış, bilginin de hızlı yayılımı, belirsizliği artırarak risk primlerini yükseltmekte ve beklenen getirilerin azalmasına neden olmaktadır. Ancak finans piyasaları bu tür eylemlerin olumsuz etkilerinden kısa sürede arınabilmektedir. Dalgalanmaların en çok yaşandığı finansal piyasalarda terör eylemlerinden nasıl etkilenildiği bu aşamada özellikle dikkat çekmektedir (Algan ve ark. 2017: 151).

Yapılan tartışmalardan yola çıkarak, terörün diğer etkilerinin yanı sıra ekonomik etkilerini anlamanın da önemi anlaşılmaktadır. Ekonomik sıkıntıların teröre zemin hazırladığı ve kişilerin örgüte katılımlarını kolaylaştırdığı görülmektedir. Ayrıca teröre zemin hazırlayan ekonomik etkilerin iki yönlü olduğu, bir boyutunun terörizmin finans ayağını oluşturduğu, diğer boyutunun ise terör faaliyetlerinden sonra yaşanan ekonomik bunalım sürecini oluşturduğu söylenebilir.