• Sonuç bulunamadı

3.2. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.2.1. Cumhuriyet Gazetesi

3.2.1.4. Temsil Figürü Olarak Politikacı İmgesi

Medya politik argüman üretimi için bir uzam oluşturmak yerine politikacıların kendilerini, seyirci pozisyonundaki halka sunduğu bir sahneye dönüşmüş, politik halkla ilişkilerin gücünü artıran araçlar şeklinde iş görerek politikacıların birer temsil figürü haline gelmesine katkı sağlamıştır (Çam, 2008:69).

Şekil 14: “UYDUDAN NAKLEN” HAKAN ÇELİK, 25 OCAK 2009-CUMHURİYET Şekil 14’de verilen karikatürde Uğur Dündar’ın yönettiği düelloda karşı karşı- ya gelen Kılıçdaroğlu ve Topbaş’ın karşılıklı atışmaları yer almaktadır. Burada poli- tikacılar birer temsil figürü haline gelmiş, politika ise bir sahneye dönüşmüştür. Skandal unsuru ön plana çıkarılarak magazinsel bir anlatım mizahla aktarılmıştır. Meyer’e göre (2002:50) sözlü düello, izleyicide şiddetli gerilimler yaratmak için ça- tışmadan, yoğun duygulanımdan ve heyecandan yararlanan ve oldukça popüler talk- show tipini yansıtmaktadır. Meyer, moderatörün taban tabana zıt, çoğunlukla uç gö- rüşleri yansıtan konukları toplayarak rakip katılımcıları yoğun çatışmalarla sonuçla- nan bir ağız dalaşına ittiğini söylemektedir. Meyer’e göre (2002:61) medya, gerçek

olayları medya ürünlerine çevirirken iki farklı süzgeç türü kullanmaktadır. Birinci süzgeç, haber değeri ölçütlerini kullanarak olayların seçimini düzenlemektir. İkinci süzgeç ise sunum kurallarından oluşmaktadır. Kurallar tiyatrodan ve öykü anlatma, kişileştirme, mitik kahramanların çatışmaları, drama, arketip anlatılar, sözlü düello- lar, sosyal rol dramları, simgesel tonları olan eylemler, eğlence sanatkarlığı ve sosyal bütünleşmeyi geliştiren habercilik ritüelleri gibi popüler kültür söylemlerinden top- lanmaktadır. Meyer’e göre (2002:68-70) politikacının medya sahnesinde yer alabil- mesi ve medyayı kontrol altında tutabilmesi için en etkili rol medyaya boyun eğmek- tir. Bu iktidarı rıza yoluyla meşrulaştırmanın anahtarıdır ve siyasetin eğlencelik siya- set haline gelmesinin nedeni de budur. Meyer bu süreci medyanın siyaseti sömürge- leştirmesi olarak tanımlamaktadır. Meyer (2002:79) siyasetin tiyatrolaştırılması ola- rak adlandırdığı bu sürecin, söylem kültürünü kamusal sahneyle sınırlandırdığını ifade etmekte, siyasetin giderek daha fazla ve ustaca bir görüntüler ve medya olayları dizisi olarak betimlendiği bir alana dönüştüğünü söylemektedir. Tiyatro olarak siya- setin, kitle iletişim araçları sahnesi için kullanılabilir sahneleme stratejileri olduğunu ifade eden Meyer, medyanın sahte olaylar, imaj projeksiyonları ve sahte eylemler ürettiğini belirtmektedir.

Meyer’e göre (2002:49) siyasal olaylar ve söylemlerin yazılı ve görsel-işitsel medyada sahnelenmesinde belli kalıplar oluşturulmaktadır. Bu kalıplardan kişileş- tirme, gerçek kişileri, dilsel ve dilsel olmayan ifadelerini bir araya toplayarak, bir ülkenin siyasal kültüründe ve mitolojisinde güçlü tınısı olan niteliklerin, kuvvetlerin, eğilimlerin, erdemlerin, programların ya da güçlerin cisimleşmesidir. Bu kavramlaş- tırmaya günümüz siyasetinde Kemal Kılıçdaroğlu’un “Gandi Kemal” olarak kişileş- tirme kalıbına sokulması örnek olarak verilebilir.

Bourdieu (2000:83-84, akt: Dağtaş ve Yıldızgörür, 2008:218), iletişim araçla- rının yaydıkları mesajların meşruiyet kazanacağı bir toplumsal düzen arayışı içinde olduklarını söylemektedir. Bu yüzden medya kuruluşları ilk olarak kendi girişimleri- ni haklılaştıracak bir toplumsal bilinç imgesi oluşturmaya çalışmaktadırlar. Medya kendi çıkarlarının ve bu çıkarlar doğrultusunda şekillenen düşüncelerin sözcülüğünü yapacak profesyoneller aramaktadır. Karikatürde yer alan kişi tiplemelerine baktığı-

mızda Uğur Dündar, medya kuruluşunun mesajlarını ileten, düşüncelerin sözcülüğü- nü yapan bir profesyoneldir. Karikatürdeki konumlandırmaya baktığımızda ise, Uğur Dündar, Kemal Kılıçdaroğlu ve Kadir Topbaş arasında bir denge unsuru olarak yer almaktadır. Karikatürist ise, AKP, CHP ve medya üçgenindeki ilişkiyi çizgileriyle anlatarak aslında kendi gazetesinin düşüncesini çizimlerine yansıtan bir profesyonele dönüşmektedir. Siyaset ve medya arasındaki ilişkinin bir eğretilemesini yapan çizer, bazı medya kuruluşlarının profesyonellerinin siyaset ile ilişkisine de gönderme yap- maktadır. Bourdieu, habitus kavramı içinde yer alan politik alanın toplumsal gerçek- liği inşa eden asıl yer olduğunu söylemektedir. Bourdieu’nun politik alanı, iktidar ilişkilerinin bölüşülme biçimine karar verilen siyasi alandır. Bourdieu’ya göre, poli- tikacılar, bunları destekleyen iş adamları, gazeteciler, kamuoyu araştırmacıları ve bürokratlar bu alanın oyuncularıdır. Halk kitleleri bu politik alan içinde yer alma- maktadırlar (Bourdieu, 2000:84, akt: Dağtaş ve Yıldızgörür, 2008:220).

AKP’nin Manisa mitingine halk beklenen ilgiyi göstermeyince miting alanın- dan çekilen fotoğraflar photoshop tekniği kullanılarak boş alanlar dolu gibi gösteril- miş, basının olayı gündemine taşıması trajikomik yorumlamaları yapılmasına neden olmuştur. Şekil 15’de yer alan karikatürde Recep Tayip Erdoğan’ın Manisa mitingine damgasını vuran photoshop tekniği mizahi bir üslupla işlenmiştir. Burada Erdoğan temsili bir figüre dönüşmüş, politik sahne olarak da miting alanı gösterilmiştir.

Şekil 15: “UYDUDAN NAKLEN” HAKAN ÇELİK, 15 MART 2009- CUMHURİYET

Cumhuriyet gazetesi Kemalist çizgide olan ideolojisi, CHP’ye yakın bir siyaset izlemesi ile seçim döneminde de bu doğrultuda haberlerini oluşturmuştur. CHP 29 Mart Yerel Seçimleri’nde seçim kampanyalarının yönünü değiştirmiş, belgelendir- dikleri yolsuzluklarla gündemde kalmayı başarmıştır. Yolsuzluklar üzerinden oluş- turdukları söylemle seçim çalışmalarını yürüten CHP, bu dönemde türban açılımı ile gündeme gelmiştir. Cumhuriyet gazetesi de yolsuzlukları köşelerine, haberlerine ta- şımış, karikatürlerle de olaya mizahi boyut kazandırmıştır. Seçim döneminde özellik- le ön plana çıkan karakterler arasında Kılıçdaroğlu ve Topbaş düellosu, gündemi oluşturmuştur.

Şekil 16: “UYDUDAN NAKLEN” HAKAN ÇELİK, 1 ŞUBAT 2009 - CUMHURİYET

Şekil 16’de gösterilen karikatürde tipleme olarak Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu dikkati çekmektedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos Zirvesi’ne atıfta bulunulan karikatürde Erdoğan konuşmasının kesilmesine sinirlene- rek “Seçim yatırımlarımıza ne karışıyorsun” ifadeleri ile seçimlerde şaibe vurgusu yapılmaktadır. Erdoğan’ın buradaki üslubu dikkat çekicidir. Erdoğan, özellikle üslu- bu yüzünden CHP tarafından eleştirilmiştir. Karikatürde Erdoğan’ın kaba bir tavır sergilediği görülmektedir. Karikatür de ayrıca seçmen kütükleri ile ilgili iddialar da yer almaktadır. Seçim döneminde ortaya çıkan şaibeli seçmen kütükleri siyasi arena- da tartışmalara neden olmuş, bu durum karikatürlerde de mizahi tarzda ele alınmıştır. AKP’li belediyelerin yolsuzluklarını belgeleyen ve seçim döneminde adından sıkça söz ettiren Kemal Kılıçdaroğlu da karikatürde yer almaktadır. Karikatürün içeriğinde, “rüşvet”, “yolsuzluk” ve “peşkeş” kelimelerinin yer alması ve bunları bilmeyen Kılıçdaroğlu imgesinin yerleştirilmesi manidardır. İstanbul Büyükşehir Belediye- si’nin adının rüşvet ve yolsuzluklara karıştığı belirtilmiştir. Karikatürde bulunan bir başka sahne ise “gecekondulaşma”dır. Seçim öncesi gecekondulaşmanın arttığına vurgu yapılmıştır.