• Sonuç bulunamadı

3.2. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.2.1. Cumhuriyet Gazetesi

3.2.1.2. Ilımlı İslam ve Muhafazakârlık Vurgusu

Cumhuriyet gazetesinde seçim döneminde yayınlanan karikatürlerde en sık karşılaşılan olgu AKP’nin İslamcı kimliği ve muhafazakar yapısıdır. Seçim döne- minde yayınlanan karikatürlerde “Ilımlı İslam” kavramlaştırılmasına sık sık yer ve- rilmiş, Cumhuriyet değerlerinin yozlaştırılmaya çalışıldığı vurgulanmıştır. Kahra- man’a (2007:28) göre, Cumhuriyet’in en önemli dayanak noktası irtica tehlikesine karşı olmak şeklinde tanımlanan karşı duruştur ve bu tehlike ortadan kaldırılırsa Cumhuriyet ideolojisini meydana getiren en önemli dayanaklarından biri yok olur.

Cumhuriyet gazetesi de irtica, muhafazakârlık, laiklik vurgularını sık sık dile getir- mekte ve ideolojik yönelimini bu yolla yeniden üretmektedir.

AKP’nin en belirgin özelliklerinden biri kuruluş aşamasında kendini “muhafaza- kâr demokrat” bir siyasi kimlikle tanımlamasıdır. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara geldikten sonra 59. Hükümet’in kuruluşu için 18 Mart 2003’de Hükümet Programı hakkında TBMM Kurulu’nda yaptığı “AK Parti siyasi kimliğini Muhafazakâr Demokrat olarak tanımlanmaktadır” başlıklı konuşmasında siyaseti bir uzlaşı alanı olarak gördüklerini, toplumsal farklılıkları siyasal olarak kabul ettiklerini ve siyasi tarafları her zeminde uzlaşıya davet ettiklerini vurgulamıştır. AKP’ye göre farklılıklar zenginliktir ve Türk toplumundaki kültürel farklılıkların çoğulcu demokra- siyi zenginleştirecek unsurlar olduğuna inanılmaktadır. AKP’nin muhafazakârlık anla- yışına göre siyasal otorite, hukuki ve siyasi meşruluğun ötesinde bir meşruluk temeline oturmaktadır. İşlevlerini onun irade ve değerlerine uygun olarak yürütmesi gerektiğini belirtmektedir. Sadece siyasal güce dayanan bir yönetim anlayışı benimsenmemekte- dir. AKP toplumsal mutabakattan güç alan siyaset anlayışından yanadır ve siyasal oto- ritenin sınırlandırılması taraftarıdır. Hükümetin rolü, barışı, anayasal düzeni ve adaleti korumakla sınırlı olmalıdır ve kanunların hâkimiyeti önceliklidir. AKP, demokratik toplumun gerekliliğini ve sivil toplum kuruluşlarının önemini vurgulamaktadır. Katı- lımcı demokrasi siyasal davranışların temelidir. Muhafazakâr kimliklerinin temel felse- fesi ve siyasal kaygısı, bireyi koruyabilecek bir aile olan toplumsal organizmayı sağlık- lı bir şekilde bir arada tutabilmektir. Toplumun yapı taşı olan ailenin sosyalleştirilmesi misyonu kaçınılmaz görülmektedir. Demokratik kültür siyasetin ana unsuru olarak

görülmektedir (Erdoğan, 2002). Uzgel’e göre (2009:21) AKP’nin kurulduğu dönem, Türkiye siyasetinde merkez sağın derin bir krize girmesi sürecine denk gelmiştir ve AKP bundan büyük yarar sağlamıştır. Böylece, AKP geleneksel Milli görüş çizgisin- deki oylarla merkez sağ oyları birleştirerek seçimlere büyük bir avantajla girmiştir. Bu süreçte AKP, kendini İslamcı bir parti olarak değil, bir merkez sağ parti olarak tanım- lamış ve bu yeni kimliğe “muhafazakar demokrat” demeyi tercih etmiştir.

AKP, Müslüman-demokrat kavramıyla birlikte ılımlı İslamcı olarak da tanım- lanmaktadır. Ilımlı İslam kavramı dünya kamuoyunun gündemine 11 Eylül saldırıla- rından sonra girmiş ve radikal, yani köktendinci İslam’a alternatif olarak kabul edil- miştir. Ilımlı İslamcılık AKP’nin iktidara gelmesiyle somut bir modele dönüşmüştür. Fakat AKP Ilımlı İslam, Müslüman Demokrat kavramlarına karşı çıkarak kimlikleri ve siyaset felsefelerini Muhafazakâr Demokrat olarak açıklamaktadır. Ancak Batı’daki tüm siyaset bilimciler, politikacılar hatta hükümetler “Ilımlı İslam” ve “Türkiye mode- li” deyimlerini artık yan yana, birlikte kullanmaktadırlar (Yılmaz, 2007:101).

Kemal Urgenç’in 13 Şubat 2009’da Cumhuriyet gazetesinde çizdiği karikatür- de, İslamcı model karakterize edilmiştir.

Şekil 3: “OTOBÜSTEKİLER” Kemal URGENÇ, 13 ŞUBAT 2009 -CUMHURİYET Kemal Urgenç’in “Otobüstekiler” isimli karikatüründe yer alan karakterlerden biri hariç diğerleri birbirine benzer sade bir görünümdedir. Ancak, İslamcı bir model olarak tasvir edilen karakter AKP taraftarını simgelemektedir. Yerel Seçimler önce- sinde AKP tarafından Tunceli’de vatandaşlara yapılan beyaz eşya yardımı seçim

yatırımı olarak görülmüş, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı yardımlarla ilgili incele- me başlatmıştır. Seçim dönemine yapılan yardımlar gündeme damgasını vurmuş ka- rikatürlerde de yer almıştır. Karikatürde yer alan “Halka dağıtmak için, çamaşır ma- kinesi gibi pahalı hediyelere gerek yok. Şöyle elma şekeri falan yeter yahu…” sözleri Tunceli’deki yardımların mizahi bir yorumu olarak karşımıza çıkmaktadır. Seçmeni, kandırılmaya yatkın bir çocuğa benzeten Karikatürist Urgenç, çiziminde yarattığı AKP taraftarını Muhafazakâr bir tiple somutlaştırmış, durumun AKP tarafından ya- pıldığını, görsel öğelerle haklılaştırmıştır. Karikatüristin, yardımlarla ilgili tümcesi burada ideolojik ve politik bir seçimdir. Karikatürde yer alan karakterin giyimi ve elindeki tespihi muhafazakarlığı temsil etmektedir ve tespih gerçek dünyadaki muha- fazakarlık ve İslam düşüncesinin taşıyıcısı olarak fiziki bir simgeye dönüşmektedir.

Seçimlerin ardından 2 Nisan 2009 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayınla- nan Nuri Kurtcebe’nin ‘Sessiz Sedasız’ karikatür serisinden bir başka karikatürde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sarıklı, cübbeli bir görünümle tasvir edilmiştir.

Şekil 4: “SESSİZ SEDASIZ” Nuri KURTCEBE, 2 NİSAN 2009 -CUMHURİYET Erdoğan’ın Muhafazakâr-İslamcı kimliğine sarıklı, cübbeli tasviriyle vurgu ya- pan Karikatürist Kurtcebe, seçim sonuçlarına ilişkin ilginç bir yorum getirmektedir.

Karikatürün yayınlandığı dönemlerde Türkiye gündemini meşgul eden Ergenekon yapılanması ve davası ile ilgili gelişmelerin yaşanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli paşaların, gazetecilerin, bürokratların ve siyasetçilerin yargılanması süreci devam etmektedir. Ergenekon sürecinde çoğu üst düzey isimlerin ifadelerinin alın- ması, birçok kişinin iddianamede isminin geçmesi ve bu yüzden sorgulanmaları gün- demi oldukça meşgul etmiş ve süreç Cumhuriyet gazetesi karikatürlerinde trajikomik biçimde yer almıştır. Seçimlerin ardından yayınlanan karikatürde “Bize oy vermeyen ne kadar kâfir seçmen varsa Ergenekon’dan içeri tıkın” ifadeleri ile AKP’nin istediği oy oranına sahip olamadığı ve yargıyı etkileme girişiminde bulunabileceği belirtil- mek istenmiştir. Erdoğan’ın cübbeli ve sarıklı olarak verilmesi, karikatüristin AKP’nin politikalarını ve siyasetini İslamcı kimlikle oluşturduğunun ideolojik bir yansımasıdır.

Şekil 5: “OTOBÜSTEKİLER” Kemal URGENÇ, 3 NİSAN 2009 -CUMHURİYET Yerel Seçimlerin ardından, 3 Nisan 2009 tarihinde yayınlanan Kemal Ur- genç’in bir başka karikatüründe de başında takke, elinde tespihi ile çizilmiş olan ka- rakter muhafazakârlığı tasvir etmektedir. “Bu kadar fazla demokrasi olur mu karde- şim? Beni dinleselerdi, şöyle oy pusulasına bir tek bizim partiyi koyacaklardı. Altına da mühürü basmayan eli taş kesilir diye yazılır olur biterdi” ifadeleri ile verilen kari- katürde demokrasi vurgusu da dikkat çekmektedir. AKP’nin siyasal-İslamcı kimliği-

ne imada bulunulan bu karikatürde karikatüristin ve gazetenin AKP’ye bakışının yansımasını, AKP’nin ideolojisinin simgelerle gazetenin ideoloji çerçevesinde yeni- den anlamlandırıldığını ve bu ideoloji çerçevesinde haklılaştırılmaya çalışıldığını söylemek mümkündür.

İdeolojinin önde gelen işlevi, zihnin gerçeklikle kurabileceği varsayılan doğru- dan ilişkiyi bozmaktır. İdeoloji bu işlevini, gerçekliği çarpıtarak, gizemleştirerek, bulanıklaştırarak ve ters-yüz ederek yerine getirmektedir. Böylelikle zihnin, gerçek- liğin çıplak, dolayımsız tümel ve mutlak bilgisine erişememektedir. Kısaca gerçek- likle kurduğu ilişki bakımından ideoloji, gerçekliğe dair yanlış eksik, abartılmış ve çarpık bilgiyi ifade etmektedir. Ancak yine de, bu ideoloji kavrayışı içinde ayrıcalıklı kimi öznelerin gerçekliğin üzerindeki ideolojik örtüyü kaldırabileceği ve gerçekliğe doğrudan ulaşabileceği kabul edilmektedir. Böylesi ayrıcalıklı özne konumuna fırsat tanınmasından dolayı bu olumsuz ideoloji kavrayışı içinde ideoloji, pek çok durumda ‘benim değil ötekinin düşüncesi’ biçiminde tarif edilmektedir (Çam, 2008:27). Şekil 3 ve Şekil 5’de gösterilen karikatürde de egemen ideoloji, Çam’ın da bahsettiği ‘be- nim değil ötekinin düşüncesi” şeklinde tasvir edilmeye çalışılmıştır. “Onların ideolo- jisi, bizim değer yargılarımız” ifadesine denk düşmektedir. Karikatürde, AKP iktida- rının insanların zihnindeki gerçekliği dini kullanarak ters-yüz ettiği bunun sonucu olarak da bozulmuş ve çarpık düşüncelere yol açtığı şeklindedir.

Çam, aydınlanma düşüncesiyle birlikte ideoloji kavramındaki ön yargıların, hu- rafelerin batıl ve boş inanç gibi doğru bilgiye ulaşmayı engelleyen kategorilerin orta- dan kalktığını ifade etmektedir. Çam (2008:28), ideolojiyle kurulacak zihinsel süre- cin, biz ve öteki kavramsallaştırmasına gidebileceğini vurgulamaktadır. Karikatürde yaratılan İslami kimlik aslında “aydınlanmış biz ile aydınlanmamış onlar” ayrımını ifade etmektedir.