• Sonuç bulunamadı

Temel Kişilerarası İlişkiler Oryantasyonu

2.5. Kişilerarası İlişki Teorileri

2.5.11. Temel Kişilerarası İlişkiler Oryantasyonu

Temel kişilerarası ilişkiler oryantasyonu teorisi 1958 yılında W.C. Schutz’un eseri ile ortaya çıkmıştır. Teoriye göre, insanlar rahatlamak, eğlenmek, keyifli dakikalar geçirmek, bilgi almak için kişilerarası iletişim kurmaktadırlar. Başka bir deyişle kişilerin ihtiyaçlarını karşılaması için iletişim kurması gerektiğidir. Schutz, ihtiyaçların içsel bir güdü olduğunu etkileşim ve kaynaşma ile birlikte iletişim yoluyla giderilebileceğini açıklamaktadır. İnsanların üç temel kişisel ihtiyaçları olan kabul edilme, kontrol ve sevgi gereksinimlerini ancak iletişim aracılığıyla doyum sağlayabileceklerini vurgulamaktadır. “Kabul edilme ihtiyacı” kişinin arkadaş ya da

tanıdık çevresine ait olma ya da diğerlerinin içine dahil olma sürecidir. Kişinin kendini kabul ettirmesinin yanında diğerlerinin de onu yalnız ya da yabancı olarak hissetmemesi için kişileri kabul etmesini ifade etmektedir. “Kontrol ihtiyacı” kişilerin birbirini kontrol etmesi kontrol ile diğerlerinin üzerinde iktidar kurarak doyurucu bir ilişki başlatılması ve devam ettirilme ihtiyacını ifade etmektedir. “Sevgi ihtiyacı” ise sevmek ve sevdiğini göstermek adına diğerleri ile iletişim kurma isteğini ifade etmektedir. Bu teori hem kişilerarası hem de gruplar arası etkileşimler için kullanışlıdır (Rubın vd., 1988: 604-608).

Schutz, kişilerin bu gereksinimlerinin giderilmesi durumunda sağlıklı ve etkili bir ilişki kuracaklarını ifade etmektedir. Belirlenen bu ihtiyaçlara ek olarak güven ve samimiyet duygusu ihtiyaçların karşılanmasında etkili olmaktadır. Kişilerarası iletişimde tarafların birbirine göstereceği güven duygusu güvenli bir iletişimin olmasına ayrıca etkileşim sayesinde samimiyetin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca samimiyetin olması da kişilerarasında “bağlılık duygusunu oluşturmaktadır (Millar ve Rogers, 1976: 93).

Teori güncel iletişim uygulamalarına uygulanabilirliği ve sezgisel yaratıcılığı geliştirme özelliğinden dolayı insancıl bir teoridir. Teori, uygulama alanının geniş olmasına rağmen bütün insanların belirlenen ihtiyaçlara eşit olarak motive olduklarını varsayması veya ihtiyaçların bazı hallerde davranışların açıklanmasında yeterli görülmemesi nedeniyle eleştirilmektedir (Gürüz ve Eğinli, 2011: 91).

BÖLÜM III YÖNTEM 3.1.Araştırmanın Modeli

Bu çalışma, farklı yerleşim yerlerinde yaşayan ergenler arasında benlik kurgularına ilişkin bilgileri ve farklılıkları görmek için tarama modeli biçiminde betimsel nitelikli bir araştırmadır. Ayrıca ergenlerin benlik kurguları ile ilişki tarzları düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelemek amaçlı olarak ilişkisel tarama modeli biçimindeki bir araştırmadır. Araştırmada benlik kurgusu ve kişilerarası ilişki ölçeğinin analizleri yapılmış ve diğer değişkenler ile anlamlı farklılaşma ve korelasyonu incelenmiştir. “Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır.” (Karasar, 2014: 77).

3.2.Araştırmanın Varsayımları

 Kişilerin doyurucu ilişkileri tercih etme eğilimleri cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin ketleyici ilişkileri tercih etme eğilimleri cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin doyurucu ilişkileri tercih etme eğilimleri ikamet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin ketleyici ilişkileri tercih etme eğilimleri ikamet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin doyurucu ilişkileri tercih etme eğilimleri gelir değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin ketleyici ilişkileri tercih etme eğilimleri gelir değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin benlik kurguları özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk- ilişkisellik açısından yaşadıkları yere göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin benlik kurguları özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk- ilişkisellik açısından cinsiyete göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.  Kişilerin benlik kurguları özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk-

ilişkisellik açısından ailenin gelir durumuna göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır.

 Kişilerin benlik kurguları özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk- ilişkisellik açısından doyurucu ilişki tarzı arasında anlamlı düzeyde ilişki vardır.

 Kişilerin benlik kurguları özerk-ayrık, bağımlı-ilişkisel ve özerk- ilişkisellik açısından ketleyici ilişki tarzı arasında anlamlı düzeyde ilişki vardır.

3.3.Araştırmanın Evreni

Bu araştırmanın evrenini 2016-2017 eğitim-öğretim yılında İzmir ve Konya’dan farklı okullardaki lise düzeyindeki öğrenciler oluşturmaktadır. Farklı bölgelerde yer alan bu şehirlerin kültürel farklılıklarını ortaya koymak için bu şehirler seçilmiştir.

3.4.Araştırmanın Örneklemi

Araştırma örneklemi 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Selçuklu Anadolu Lisesi, Konya Anadolu Lisesi, Konya Sınav Koleji, İzmir Nevvar Salih İşgören Anadolu Lisesi, İzmir Furkan Yavaş Anadolu Liselerinden 11-12. sınıflarda öğrenim gören 802 öğrenciden oluşmaktadır. Örneklem, şehrin yerel kimliğine ulaşmak adına merkezi konumda bulunan liseler ve okulların puan denklikleri göz önüne alarak seçilmiştir. Kolayda örneklem türü ile evreni temsil edecek katılımcılara ulaşılmaya çalışılmıştır.

3.5.Araştırmanın Sınırlıkları

Araştırmanın sonuçları öncelikle verilerin toplandığı Selçuklu Anadolu Lisesi, Konya Anadolu Lisesi, Konya Sınav Koleji, İzmir Nevvar Salih İşgören Anadolu Lisesi, İzmir Furkan Yavaş Anadolu Lisesi ve veri toplama zaman dilimi olarak da 2017 Nisan ve Mayıs ayları ile sınırlıdır. Ayrıca araştırmada kullanılan ölçeklerin geçerlilik ve güvenirlikleri açısından da sınırlılıklar olabilir. Araştırmacıdan, örneklem grubundan ve araştırma ortamından kaynaklanan sınırlılıklarda olabilir.