• Sonuç bulunamadı

Ülkelerin büyüme ve gelişmesinin temel dinamiklerinden biri ve belki de en önemlisi teknoloji faktörü olarak görülmektedir. Teknoloji, bir mal veya hizmetin üretimi için gerekli bilgi, organizasyon ve tekniklerin bütünü olarak düşünülebilir. Bu kavram daha geniş bir şekilde ifade edilmek istenirse, teknoloji ilk olarak üretimle ilgili bilgiyi kapsamaktadır. Bu bilgi bilimsel bilgi, mühendislik bilgisi, know-how ve işletim becerisi olarak sıralanabilir. Đkinci olarak teknoloji organizasyonu içerir. Üretim süreçlerinde ve iş bölümünde meydana gelen değişimler bu türdendir. Teknoloji kavramı üçüncü olarak da tekniği içerir49. Bunların dışında teknolojinin önemli bir yönü de sosyal bir olgu olmasıdır50.

1. Teknolojik Gelişme Kavramı ve Sınıflandırılması

Teknolojik gelişme, icat, yenilik ve yayılma olmak üzere üç aşamada analiz edilebilir. Đcat, yeni bir fikrin yaratılmasıdır. Yenilik ise, üretime katılan faktörlerin miktarı ile üretim miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren üretim fonksiyonunun değiştirilmesidir. Schumpeter’a göre, üretim faaliyeti üretim faktörlerinin birleştirilmesinden ibaret olduğundan yenilikleri, üretim faktörlerinin yeni bir kombinasyonu biçiminde tanımlamak mümkündür. Bir başka ifadeyle yenilikler icatların uygulamaya geçirilmesi yani ticarileşmesidir. Yayılma ise, yeniliğin firmadan firmaya ve kullanıcıdan kullanıcıya aktarılması ve kullanımının benimsenmesini ifade eder. Yeniliğin yayılması daha önceki üretim yönteminin ve tekniğinin avantajının kullanıcılar üzerindeki etkisine bağlıdır51.

Schumpeter’ın bazı görüşlerini geliştiren Evrimci (Yeni Schumpeterci) kuram yenilik ve teknolojik gelişmeyi daha iyi anlamamıza yardımcı olmuştur. Bu yaklaşım, Schumpeter’in çalışmalarından (1911, 1942) hareketle teknolojik yeniliği, uzun dönemde ekonomik gelişimin motoru olarak değerlendirmekte, bu nedenle evrimci analizlerde teknolojik yenilik süreci, merkezi bir role sahip olmaktadır. Evrimci yaklaşımın, neo-klasik yaklaşımdan en önemli farkı, ekonomik gelişim sürecinde

49 Ayşen Kaya, “Uygun Teknoloji Seçimi ve Kalkınma”, Kalkınma Ekonomisi Seçme Konular, Ed: Sami Taban ve Muhsin Kar, Ekin Kitabevi, Bursa, 2004, s.236.

50 Keith Smith, New Direction in Research and Tecnology Policy: Identifying the Key Issues, STEP Report, 1994, http://www.step.no/reports/Y1994/0194.pdf (13.08.2007), s.6.

teknolojik yenilik ve öğrenme süreçlerini ön plana çıkarmasıdır. Neo-klasik yaklaşım mevcut durumda (firmaların kaynakları ve teknolojik yetenekleri veri iken) kaynak tahsis sürecini incelerken, evrimci yaklaşım firmaların yeni teknolojileri nasıl geliştirdiği ve teknolojik yeniliklere nasıl uyum sağladığını incelemektedir52.

Teknolojik gelişmenin bir süreci olan yenilikler; ürün, süreç ve organizasyonel yenilikler olmak üzere sınıflandırılmıştır. Ürün ve süreç yenilikleri teknolojik yenilikler olarak ifade edilir. Ürün yeniliği, tamamen yeni ürünün ilk ticari üretimi veya mevcut bir ürünün kalitesini arttıran yenilik olarak tanımlanırken, süreç yeniliği mevcut bir ürünün yeni bir yöntemle üretilmesidir. Ürün yenilikleri daha kaliteli ürünlerin ortaya çıkmasını sağlarken, süreç yenilikleri maliyet avantajı sağlar53. Organizasyonel yenilikler ise tam zamanlı üretim prensipleri ve sektörel organizasyonun dikey disentegrasyon oluşumu gibi süreçlerde oluşmaktadır54. Yeni Schumpeterci Okul teknolojik yenilikleri önemlerine göre şu şekilde sınıflandırmıştır55:

(i) Küçük Artımsal Yenilikler: Ekonomik etkileri uzun dönemde, verimlilik ve kalite artışı şeklinde ortaya çıkan bu tür yenilikler ekonomide herhangi bir değişikliğe yol açmamakta ve var olan kaynakların daha etkin kullanımını sağlamaktadır.

(ii) Radikal (Köklü) Yenilikler: Süreklilik göstermeyen, var olan ürün ve üretim süreçlerinden bağımsız olarak ortaya çıkan gelişmelerdir.

(iii) Yenilik Grupları: Bilimsel, ekonomik ve teknik açıdan birbiriyle ilişkili bir dizi köklü yeniliği ifade etmektedir. Bu tür yenilikler, ekonomide yeni faaliyet alanlarının doğmasına, eskilerin ortadan kalkmasına neden olmakta ve yapısal değişim sorunlarını beraberinde getirmektedir56.

Teknolojik gelişmeyi bölüşüm üzerine etkileri bakımından sermaye- yoğun, emek-yoğun ve nötr teknolojik gelişme olarak sınıflamak mümkündür. Teknolojik gelişme, üretim faktörlerinde bir kayma olarak tanımlandığında eğer

52 Erol Taymaz, Ulusal Yenilik Sistemi: Türkiye Đmalat Sanayiinde Teknolojik Değişim ve Yenilik

Süreçleri, TÜBĐTAK/TTGV/DĐE, Ankara, 2001, http://www.inovasyon.org/pdf/blm2.pdf (08.12.2007), s.12.

53 Kaya, ss.236-237. 54

T.B. Asheim ve A. Isaksen, “Location, Agglomeration and Innovation: Towards Regional Innovation Systems In Norway?”, European Planning Studies, Vol:5, No:3, 1997, s.11.

55 Erol Taymaz, “Kriz ve Teknoloji”, Toplum ve Bilim Dergisi, Sayı:56-61, Bahar, 1993, s.14; Tuncer Bulutay, “Teknolojik Gelişmenin Niteliği ve Teknolojide Genel Eğilimler”, Teknoloji ve Đstihdam, Ed: Tuncer Bulutay, DĐE Yayını, Ankara, 1996, s.31.

56 Chris Freeman, “The National System of Innovation in Historical Perspective”, Cambridge Journal of

üretim fonksiyonundaki kayma paralel ise teknolojik gelişmenin nötr (yansız ve sapmasız) olduğundan söz edilir. Nötr teknolojik gelişme faktör girdilerinin aynı kalite ve birleşimiyle eskiye göre daha fazla çıktı elde edilmesi durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu kayma paralel değil ise değişim nötr olmayan (yanlı) bir gelişmedir. Yani ortaya çıkan teknolojik gelişme sermaye veya emek faktörünün üretimde eskiye göre daha az kullanılmasına sebep olmaktadır57. Hicks teknolojik gelişmelerin genellikle emek tasarruf edici olarak gelişeceği çünkü zamanla artan ücretlerin teknolojiyi bu yönde uyaracağı üzerinde durur. Genellikle yaşanılan yeni tekniklerin emekten yana kısıntı yapmakta olduğu durumdur58.

2. Büyüme ve Teknolojik Gelişme Đlişkisi

Đktisatçılar, teknolojik gelişmeyi sanayi devrimiyle birlikte yeni buluşların hız kazanmasıyla incelemeye almışlar ve teknolojik gelişmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisine dikkat çekmişlerdir. Teknolojik gelişmenin içselleştirilmesine yönelik gayretlerin çıkış noktası Schumpeter olmuştur. Yenilikler, bunların büyüme ve kalkınma süreçlerine etkisi Schumpeter ile birlikte incelenmeye başlanmıştır. Yeni teknolojilerin yaratılması rekabetçi ekonominin en önemli unsurlarından biridir. Ayrıca yeni teknolojilerin geliştirilmesi dinamik bir süreci göstermektedir. Schumpeter’in yaratıcı yıkım olarak ifade ettiği, eski teknolojilerin yeni teknolojiler tarafından saf dışı bırakılması, bu dinamik sürecin en önemli göstergesidir. Yaratıcı yıkım ekonomik gelişmenin merkezinde yer alır; çünkü yeni teknolojiler artan yatırımlara yol açar ve bu da daha yüksek performans gösteren teknolojilerin kullanılmasını ve yüksek oranlı verimliliğin ortaya çıkmasını sağlar59.

Sanayileşmiş ülkelerdeki teknolojik gelişmeler, uzun vadeli ekonomik büyümenin en önemli belirleyicilerinden biridir. Özellikle sanayileşmenin sürekliliğini sağlamak aslında yeni teknolojik yetkinliklerin kazanılmasını kapsayan süreç olarak da kabul edilebilir. Ayrıca teknolojik gelişme ile verimlilik arasında da doğrudan bir ilişki vardır. Đleri teknoloji çoğu zaman verimlilik artışı anlamına gelmektedir. Ekonomik yaklaşımlarda, istihdamın verimliliğe bağlı olarak arttığı, verimlilik

57 Erol Taymaz, “Türkiye Đmalat Sanayiinde Teknolojik Değişme ve Đstihdam”, Teknoloji ve Đstihdam, Ed: Tuncer Bulutay, DĐE Yayını, Ankara , 1996, s.186.

58 Şiir Erkök, Teknoloji Seçimi ve Đstihdam Sorunları, Ankara Đktisadi ve Ticari Đlimler Akademisi Yayını, No:118, Ankara, 1977, s.70.

artışlarının ise büyük ölçüde teknolojik değişmelerden kaynaklandığı kabul görmüştür. Uluslararası alanda rekabet edebilmenin ve varlığını devam ettirebilmenin temel koşulu ucuz ve kaliteli ürün üretebilmektir. Düşük maliyetli ve yüksek kaliteli mal üretmek ise üretim teknolojisinin yenilenmesine ve geliştirilmesine bağlıdır.

Bir ülkenin sahip olduğu teknoloji düzeyi onun dünyada sahip olduğu konumu belirleyen en önemli unsurdur. GÜ’ler teknolojik yenilik düzeylerine göre birbirlerinin önüne geçmekte ve uluslararası rekabette söz sahibi olabilmektedirler. Bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürebilme becerisi, yenilik becerisi ve yetkinliği olarak ifade edilmektedir. Ülkelerin teknoloji/yenilik yetkinliğini belirlemede bazı göstergeler kullanılmaktadır. Bunlar;

(i) Araştırma ve geliştirme harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) oranı,

(ii) Ar-Ge hizmetlerinde çalışan bilim adamı, mühendis sayısı, (iii) Patent sayısı,

(iv) Bilimsel yayın sayısı,

(v) Bilgisayar, internet ve iletişim araçlarından yararlananların sayısı, (vi) Toplam ihracat içinde ileri teknoloji ürünlerinin oranıdır.

Teknolojik gelişmişlik göstergeleri açısından GÜ ile GOÜ arasında kuşkusuz büyük farklar görülmektedir. GOÜ’ler büyüme ve kalkınmayı sağlayabilmek için teknolojik gelişmişlik düzeylerini yükseltmek zorundadırlar60. Bu bağlamda GOÜ’lere çeşitli yollardan teknoloji transferi yapılmaktadır. Teknoloji transferi piyasa mekanizması aracılığıyla doğrudan yapılabileceği gibi dolaylı yollardan da yapılmaktadır. Teknoloji transferi kanalları şu şekilde sıralanabilir61:

(i) Teknoloji içeren malların, makine ve teçhizatın satın alınmasıyla, (ii) Doğrudan yabancı sermaye yatırımları yoluyla,

(iii) Teknoloji Transfer Sözleşmeleri: Lisans anlaşmaları (know-how, patent, ticari markalar satın alınması), yönetim sözleşmeleri, anahtar teslim anlaşmalarıyla,

(iv) Stratejik ortaklığın bir parçası olan teknoloji işbirliğiyle, (v) Yerli yabancı sermaye ortaklığı (joint venture) yoluyla,

60 Kaya, s.236.

(vi) Taklit, kopya, sanayi casusluğu yoluyla,

(vii) Ülkelerarası seyahat, göç, öğrenci ve uzman değişimi yoluyla, (viii) Teknik yardım programı yoluyla,

(ix) Yayın ve fuarlar yoluyla.