• Sonuç bulunamadı

D. Đçsel Büyüme Modelleri ve Büyümenin Kaynakları

1. Beşeri Sermaye Modelleri

Yakın geçmişte Lucas ve Romer, modellerinde, beşeri sermayeyi de fiziksel sermaye gibi üretim faktörlerinden biri olarak kabul etmişlerdir. Ancak beşeri sermayenin birikim süreci bu iki iktisatçı tarafından farklı ele alınır. Romer’e göre beşeri sermaye kavramı, fiziki sermaye stoku biçiminde somutlaşmış bilgi donanımının genel düzeyine benzer. Böylece fiziki sermayeye yapılan yatırım hem sermayeyi hem de beşeri sermayeyi artırır102. Lucas’ın beşeri sermaye tanımı, işgücünün eğitim düzeyi ile daha yakından ilgilidir. Burada beşeri sermaye olarak dikkat çekilen kavram genelde eğitim yoluyla ortaya çıkmakla birlikte çalışma sürecinde yaparak öğrenme yoluyla (lerning-by-doing) kendiliğinden de

99

Xavier Sala-i-Martin, “Lecture Notes On Economic Growth(I): Indroduction to the Literature and Neo-

Classical Models”, NBER Working Paper No:3563, 1990,

http://www.nber.org/papers/w3563.pdf?new_window=1 (21.02.2006), s.7. 100 Barro ve Martin, s.227.

101

Berber, s.176.

102 Alper Savaşan, “Đçsel Büyüme Modelleri, Bilgi Toplumu ve Peter F. Drucker”, AÜ SBF Yayınları, Cilt:1, Sayı:1, 1995, s.36.

oluşabilmektedir. Beşeri sermayeye yapılan yatırımlar, eğitimde harcanan zamanın fırsat maliyeti olarak tanımlanmıştır. Lucas modeline göre bireyin beşeri sermayesindeki artış kendi verimliliğini arttırarak içsel bir etkiye neden olmaktadır. Ayrıca bireyler arasında bilginin paylaşılması ile dışsallıklar ortaya çıkmakta ve bütün üretim faktörlerinin üretkenliğine katkıda bulunarak ekonomik büyümeyi sürekli olarak arttırmaktadır. Ayrıca modelde hükümetlerin eğitime ve teknolojik altyapının geliştirilmesine yapacakları her türlü yatırımın beşeri sermaye birikimi üzerinde olumlu etkiler oluşturup büyümeyi, fiziki sermayeye yapılan yatırımların etkisinden daha fazla etkileyeceği vurgulanmıştır103.

Lucas modelinin SBM’den temel farkı sermaye birikimi ve işgücü faktörleri için üretim sürecinde ölçeğe göre sabit getiri olduğu varsayılmakla birlikte ayrı bir üretim faktörü olan beşeri sermayenin üretim fonksiyonuna dahil edilmesiyle üretim sürecinde ölçeğe göre artan getirinin geçerli olduğunun varsayılmasıdır. Bir anlamda Lucas, SBM’de dışsal olarak belirlenen uzun dönemli ekonomik gelişmenin temel dinamiği olan teknolojik gelişme arışını daha somut bir gösterge olan beşeri sermaye ile ilişkilendirmektedir. Bu çerçevede Lucas Modeli’nin temel öngörüsü beşeri sermayesi güçlü olan ülkelerin zayıf olan ülkelerden daha hızlı ekonomik büyüme göstereceğidir. Bu modelde sermaye birikimi ve işgücü ayrı ayrı azalan marjinal verime sahipken, beşeri sermayenin azalan verime konu olmadığı varsayılmaktadır. Beşeri sermayenin en önemli unsuru olan eğitimin aşağıda belirtilen işlevleri dolayısıyla ölçeğe göre artan getirinin temel kaynaklarından olan dışsallık (externality) olgusunu ortaya koyduğu düşünülmektedir:

(i) Eğitimli insanlar çeşitli eğitim kademelerinde aldıkları bilimsel teknik bilgiyi çalışmakta oldukları üretim birimine aktarmaktadırlar.

(ii) Eğitimli insanlar değişen çalışma koşullarına, özellikle yeni teknolojileri benimseyip bunları uygulama ve geliştirmeye daha yatkındırlar.

(iii) Eğitimli insanlar arasında etkileşim (bilgi değişimi) daha güçlüdür.

Lucas Büyüme Modeli’nde beşeri sermaye, tek tek kişilerin üretim sürecine katkılarını artırmakla sınırlı kalmayıp, dışsallık yaratmak yoluyla tüm çalışanların verimlerini arttırmaktadır104.

103

Lucas, ss.16.

104 Fatih Türkmen, Eğitimin Ekonomik ve Sosyal Faydaları ve Türkiye’de Eğitim Ekonomik Büyüme

Lucas’tan sonra Benhabib, Spiegel ve Jones gibi belli başlı iktisatçıların da katkılarıyla gelişen bu yaklaşım, Neo-klasik Teori’ye dayalı yaklaşımların eksiklerini tamamlayarak beşeri sermayenin büyüme ve kalkınma literatüründeki yerini sağlamlaştırmasını sağlamıştır. Lucas, geliştirmiş olduğu modelde Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonundan hareket etmiştir.

β αH AK Y H K f Y = = ( , )

Yukarıdaki üretim fonksiyonunda Y ,K ve Hsırasıyla çıktıyı, sermayeyi ve beşeri sermayeyi temsil etmektedir. Başlangıçta ölçeğe göre sabit getiri varsayımı yapılacak olursa ve H =uhLolduğu göz önüne alınırsa üretim fonksiyonu

α α − = 1 ) (uhL AK Y

olacaktır. Burada L, işçi sayısını; h, işgücünün ortalama kalitesini veya ortalama bilgi düzeyini (beşeri sermaye düzeyini) ve

u

, işçilerin çalışmaya ayırdıkları zamanı göstermektedir. Lucas modelinde fiziki sermaye birikimi kişilerin tüketim yerine tasarrufu tercih etmeleri yoluyla gerçekleşir. Modelde kişiler sahip oldukları zamanın

u

kadarını çalışmaya, geri kalan (1−u) kadarını da beceri elde etmeye ve okula gitmeye yani sahip oldukları beşeri sermaye stokunu arttırmaya yönelik faaliyetlere ayırırlar. Dolayısıyla modelde beşeri sermaye stokunun gerçekleşmesi için bireylerin zamanlarını çalışma yerine eğitim ve okula tercih etmeleri gerekir. Bu açıdan bakıldığında bireyler çıktı üretimine yönelik faaliyetlere zaman ayırmakla, ileride kendi marjinal verimliliklerini yükseltmelerini sağlayacak beşeri sermaye birikimini oluşturmaya zaman ayırmak arasında bir değiş tokuş ile karşı karşıyadırlar.

Lucas modelinin büyüme açısından sonuçları, beşeri sermaye birikimine ayrılan zaman (1−u) ile beşeri sermaye düzeyindeki değişme (

.

h) arasındaki ilişkinin niteliğine bağlıdır. Bu bağlamda Lucas modeli’nde beşeri sermaye birikimine ayrılan zaman ile beşeri sermaye düzeyindeki değişim arasındaki ilişkinin doğrusal olduğu ve beşeri sermaye büyüme hızının (gh) beşeri sermaye düzeyinden

)

) 1 ( . u h h= −

Böylece beşeri sermaye birikimine ayrılan zaman artıkça beşeri sermaye büyüme hızı da sürekli olarak artacak ve buna bağlı olarak beşeri sermaye birikimi, azalan verimlere tabi olmayacaktır105.

) 1 ( / . u g h h = h = −

Kişilerin beşeri sermaye oluşumuna ayırdıkları zamanı arttırmaları yoluyla beşeri sermaye büyüme hızında meydana getirdikleri artışlar ekonomik büyümenin de hızlanmasına yol açar. Dolayısıyla bu modelde hükümetler, kişilerin beceri kazanmaya daha fazla zaman ayırmalarını sağlayacak politikalar izleyerek büyümeyi hızlandırma şansına sahiptirler106. Bu açıdan bakıldığında Lucas’ın Modeli ile MRW Modeli arasındaki fark da ortaya çıkmaktadır. MRW Modelinde beşeri sermaye düzeylerinde meydana gelen artışların büyüme üzerindeki etkisi sürekli değildir. Beşeri sermaye sadece durağan duruma geçiş sürecinde büyümeyi olumlu yönde etkiler yani beşeri sermayenin büyüme etkisi değil düzey etkisi vardır. Lucas modelinde ise beşeri sermayenin büyüme etkisi mevcut olup, ekonomik büyümeyi sürekli olarak arttırır.

Ayrıca Lucas, bireyin beşeri sermayesindeki artışın kendi verimliliğini arttırmasının dışında, beşeri sermayenin ortalama düzeyi olarak tanımlanan bir değişkeni (hw) de üretim fonksiyonuna dahil etmiş ve bu dışsal etkinin bütün üretim faktörlerinin üretkenliğine de katkıda bulunduğunu belirtmiştir.

m w h uhL AK Y = α( )1−α w

h değişkeni, bireysel düzeydeki beşeri sermaye artışının ötesinde, çok sayıda insanın bir arada bulunduğu ortamlarda kolektif çalışma eğilimi artacağı ve insanlar arasındaki bilgi alışverişinin dışsallık yaratacağı düşüncesiyle denkleme sokulmuştur. Burada önemli olan bilgi alışverişinin niceliğinden çok niteliği

105 Alan B. Krueger ve Mikael Lindahl, “Education for Growth: Why and for Whom”, Journal of

Economic Literature, Vol:39, No:4, 2001, s.1108.

olduğundan değişken, bir tür ortalama olarak tanımlanmıştır. Beşeri sermaye ile ilgili dışsallıkların Lucas tarafından dikkate alınması ölçeğe göre artan getirinin (m≠0) geçerli olması anlamında, büyümenin içselliğini pekiştirmektedir.

Rebelo Modeli’nde, bir ülkede beşeri sermayenin fiziki sermayeden fazla olduğu durumda, büyüme hızının denge büyüme hızından daha yüksek olacağı belirtilmiştir. Bu duruma, Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonra fiziki sermayesi büyük ölçüde zarar gören Almanya ve Japonya’nın mevcut beşeri sermayeleri sayesinde daha hızlı büyüdüğü örneğini vermiştir107. Lucas ise, Rebelo’nun fikrinin tam tersini savunmaktadır. Buna rağmen her ikisi de, fiziki sermaye kadar beşeri sermaye yatırımına ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir108.