• Sonuç bulunamadı

2.6. Özel yeteneklilerin eğitiminde kullanılan stratejiler

2.6.4. Zenginleştirme

2.6.4.1. Teknoloji ile zenginleştirme

Özel yeteneklilerde teknoloji kullanımına yönelik belirli bir kuramsal çerçevenin olmadığı için özel yeteneklilerin eğitimde teknoloji kullanımının temel yönlerini sentezleyen hem de araştırma ve uygulama için yararlı rehberlik sağlayan kavramsal bir çerçeve sunmanın gerekli olduğu savunulmaktadır (Chen, Yun Dai ve Zhou, 2013).

Özel yeteneklilerin eğitiminde, teknoloji zenginleştirme, içerik farklılaştırma ve hızlandırma amaçları doğrultusunda kullanılabilmektedir. Örneğin, Connecticut Üniversitesi’nin Araştırma ve Geliştirme şirketinin sponsorluğunda geliştirilen ve uygulanan Renzulli Öğrenme Sistemi (Renzulli Learning System) ile internet tabanlı olarak gerçekleştirilen zenginleştirme etkinliklerini kapsamaktadır (Renzulli ve Reis, 2007a). Sistemde ilk adımda öğrencinin akademik düzeyi, ilgi alanları, öğrenme stilleri gibi özelliklerinin belirlendiği ve yaklaşık otuz dakika süren değerlendirme yapıldığı kişiselleştirilmiş profil sunulmaktadır. Kişiselleştirilmiş profilde öğrencinin güçlü yönleri ve ilgi alanları veri tabanındaki ilgili zenginleştirme faaliyetiyle eşleştirdikten sonra, orijinal araştırma için web tabanlı aramaları, araştırma projeleri ve çok çeşitli yaratıcı girişimlerin geliştirilmesi için öğretmenlerin öğrencileri yönlendirebileceği bir alan sunmaktadır. Böylelikle sistem, tüm öğrencilerin kayıtları, yaptıkları aktivitelere, ziyaret ettikleri web siteleri ve kullandıkları kaynaklara göre öğrenci değerlendirmesi yaparak otomatik derlenmesi ve depolanması yoluyla yeteneklerini sergileyebileceği bir elektronik portfolyo oluşturmaktadır (Renzulli ve Reis, 2007b).

Öğrenme ortamına çeşitli teknolojiler dahil edildiğinde, öğretmenler özel yetenekli öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarını ve öğrenme tercihlerini kolayca karşılayabilir. Öğrenme deneyimleri, öğrencinin güçlü yanlarını geliştirmekle birlikte, esnek ilerleme hızı sayesinde kendi hız ve yetenek seviyelerinde çalışma imkânına sahip olma imkanıyla aktif katılımcı olarak öğrenmelerinin sorumluluğunu almaya teşvik eder (Jones, 1990).

Özel yeteneklilerin eğitiminde teknoloji kullanımına yönelik araştırmalar sunulmaktadır. Jones (1995) özel yetenekli öğrencilerde bilgisayar kullanımının, öğrenim tarzı farklılıklarının karşılanması, kendi öğrenme sorumluluğunu alma ve yeni sosyal etkileşimler sağlaması gibi avantajlar sunduğunu belirtmiştir (aktaran, Robinson, Shore ve Enersen, 2014).

Besnoy, Dantzler ve Siders (2012) çalışmalarında, özel yeteneklilerin sınıflarında, öğrencileri derslere çekmek ve daha ileri öğrenmeyi teşvik ederek zenginleştirme deneyimleri sağlamak için öğretim teknolojilerinden yararlandıklarını ifade etmişlerdir. Özel yetenekli öğrencilerin, karşılaşacakları dijital çalışma dünyasına hazırlanırken bu tür öğretim ortamlarına ihtiyaçları vardır. Öğretim teknolojisinin uygun şekilde entegrasyonu yetenekli bir öğrencinin öğrenme ihtiyaçlarını destekleyebilir (Heald, 2016). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı öğretimi farklılaştırma ve öğrencinin güçlü taraflarını ayırt edebilmeyi sağlar (Valiande ve Tarman, 2011). Özel yetenekli öğrencilerin eğitim gördüğü öğretmen merkezli standart okul sisteminde karakteristik bir müfredat hakimdir. Bu durum, özel yetenekli öğrencilerin ihtiyaçlarının göz ardı edilebilmesi riskiyle birlikte akademik kayıtsızlık, can sıkıntısı veya başarısızlık sonuçlarını ortaya çıkarabilmektedir (Morisano ve Shore, 2010). Dolayısıyla özel yetenekli öğrencilerle teknoloji entegrasyonunun uygun şekilde yapılması, öğrenmenin gerçekleşmesinin yanı sıra derse katılım ve heyecan ve motivasyon da sağlanabilir (Heald, 2016).

Dixon, Cassady, Cross ve Williams (2005) tarafından teknolojinin öğrencilerin eleştirel düşünme ve kompozisyon yazma becerileri üzerindeki etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, araştırmaya katılan tüm öğrencilerden ilk yılda tüm kompozisyonların elle yazması, diğer kompozisyonlarda ise bazı öğrencilerin bilgisayarla yazması istenmiştir. Sonuçlar, kompozisyonları oluşturmak için bilgisayar kullanmanın cinsiyete özgü bir etkisi olduğunu göstermiş ve bilgisayarları kullanan erkeklerin kullanmayan erkeklere göre daha fazla kelime, cümle ve paragraf üreterek daha yüksek puan aldıklarını göstermiştir. Kızların ise, her iki durumda aynı seviyede performans gösterdiği ancak aldıkları puanların bilgisayar kullanan erkeklerle eşit düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Peck ve Hughes (1996) tarafından yürütülen sekiz özel yetenekli birinci sınıf öğrencisi, onların ebeveynleri ve öğretmenleriyle yapılan bilgisayar destekli sorgulama eksenli öğretimin yapılması sürecinde iki yıl boyunca yapılan mülakat, öğretmen notları ve öğrenci projelerinin toplanması sonucunda, tutum, işbirliği ve öğrencilerin düşünme süreçlerinin teknoloji

kullanımından doğrudan olumlu olarak etkilendikleri tespit edilmiştir (aktaran, Robinson, Shore ve Enersen, 2014).

Holland (2004) tarafından, ortaokul düzeyindeki özel yetenekli beşinci sınıf öğrencilerinin sınıflarında belirli teknoloji etkinliklerinin ve deneyimlerinin kullanımını incelemek amacıyla yürütülen bir çalışmada, teknoloji ve robotik ile ilgili öğrenci tutum ve algıları, teknolojik okuryazarlıkları, teknolojiyi eğitimi faaliyetlerinde kullanımları ve teknoloji deneyimlerine cinsiyetin etkisi araştırılmıştır. Kız öğrenciler teknolojiye katılma konusunda erkeklerle eşit düzeyde istekli olmakla birlikte, robotikle ilgili algılarının daha yüksek olduğu ve daha olumlu tutum sergiledikleri görülmüştür. Erkeklerin ise, teknoloji üretmenin için daha fazla yetenek gerektirdiğini ve ilgilerinin daha az olduğu gözlemlenmiştir. Odak grup görüşmelerinde de benzer şekilde, kızlar ve erkeklerin hedeflenen teknoloji içerik standartları alanlarında yetkinlik göstererek, problem çözme, programlama, matematik, fen ve takım çalışması içerisindeki anahtar temel teknoloji özelliklerini belirleyip bağlantılar kurabildikleri belirlenmiştir.

Özel yetenekli öğrencilerin gelecekte dijital işyerinde hazır olmalarını besleyen dijital sınıf ekosistemleri kurulmalıdır. Bu bağlamda, uygun teknolojiyle donatılmış çevreden mezun olan öğrenciler, bir mucit, girişimci ve yenilikçi bir nesle dönüşebilir (Besnoy, Dantzler ve Siders, 2012). Ravaglia, Suppes, Stillinger ve Alpert (1995) ise, bilgisayar tarafından hızlandırılmış matematik ve fizik müfredatlarının lise düzeyindeki özel yetenekli öğrencilerin kendilerine uygun bir tempoda ilerleyerek, başarılarını artırdığını belirlemişlerdir.

VanTassel-Baska ve Stambaugh (2006), öğrencilere anlamlı şekilde görevler verilerek matematikte teknoloji entegre etmenin etkili olduğunu savunmaktadır. Gadanidis, Hughes ve Cordy (2011) tarafından yürütülen 7 ve 8. Sınıfta öğrenim gören özel yetenekli öğrencilerle yapılan bir çalışmada, öğrencilerin sınıflardaki geleneksel matematik derslerinden sıkıldığı ve onları yeterinde zorlayıcı görevlerin verilmediği düşüncesinden hareketle hazırlanan bir matematik programında, matematik görevlerini sanatla (şiir ve drama) ve teknolojiyle bütünleştirerek yaratıcı düşüncelerini geliştirmek amaçlanmış ve öğrenciler fikirlerini çevrimiçi tartışmalar ve forumda sunmuşlardır. Araştırma sonuçlarında, çevrimiçi sınıfta oluşturulan öğrenciler eylem odaklı bir his vermek için zengin metin, öğrenci çizimleri ve resimlerin öğrenmeyi teşvik ettiği ifade edilmiştir.

Özcan ve Biçen (2016) ise çalışmalarında, özel yetenekli çocukların çoğunun akıllı telefonlarını arkadaşlarıyla iletişim kurmak için kullandığı ve günde üç saate kadar teknolojik cihazlarla vakit geçirdiklerini tespit etmiş ve öğrencilerin, akranlarıyla akademik iletişim kurmak istediklerini göstermiştir. Ayrıca, teknolojik araçların kendilerini geliştirebilecekleri ve deneyimlerini paylaşabilecekleri bir araç olarak gördüklerini belirtmiştir. Periathiruvadi ve Rinn (2012) ise çalışmalarında, özel yeteneklilerle teknoloji kullanımını incelendiğinde, çoğu çalışmanın betimsel çalışmalardan oluştuğu, bir uygulama aşaması içeren veya deneysel çalışmaların oldukça az bir oranda olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada özel yetenekli öğrencilerin derslerine teknolojiyi entegre edebilmek ve öğretmenlerin de verimli bir şekilde bu teknolojileri kullanabilmelerini sağlayabilmek amacıyla öğretim tasarım modelleri önemli bir yer tutmaktadır.