• Sonuç bulunamadı

2.4. ÖĞRETİM STRATE Jİ, YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

2.4.4. Tekniklerin Seçiminde Göz Önünde Bulundurulması Gereken

Amaçlar, konular, öğrenme ortamı, öğrenci özellikleri gibi değişkenler dikkate alınarak seçilen öğretme teknikleri eğitimin hedeflerine ulaşmasında etkili olduğu gibi ilgiyi ve etkin katılımı artırır, öğrenciyi güdüler ve böylece sınıf içi etkinliklerin daha verimli ve anlamlı yürütülmesini sağlar.

Tekniklerin hedeflere, içeriğe uygun düşecek şekilde seçilmesi belirli ilkelerin rehberliğinde olmaktadır. Bu ilkeleri şöyle sıralayabiliriz (Fidan, 1996; Aydın, 1998; Büyükkaragöz ve Çivi, 1999; Küçükahmet, 2001; Bilen, 2002; Taşpınar, 2005;):

1-Öğretme teknikleri belirli hedef ve hedefleri gerçekleştirecek biçimde seçilmeli ve örgütlenmelidir.

2-Teknikler öğretme etkinliklerini monotonluktan kurtarıcı nitelikte olmalı, değişik etkinlikler için değişik teknikler işe koşulmalıdır.

3-Teknikler, öğretimin bireyselleştirilmesini sağlayıcı, bireysel ihtiyaçları karşılayıcı nitelikte olmalıdır.

4-Öğretme teknikleri, öğrenme yaşantılarının tutarlılığını, kaynaşıklığını sağlayıcı nitelikte olmalıdır.

5-Öğretme teknikleri kubaşık (ortak) çalışma ve grup psikolojisini özendirici nitelikte olmalı, sosyalleşmeyi sağlamalıdır.

7-Teknikler, öğrencinin etkinliklere aktif biçimde katılmasını sağlayıcı nitelikte olmalıdır. Öğrencilerin öğrenmede birbirinden farklı bilişsel süreçler kullanmaları, öğrenme stilleri ve yeteneklerinde farklılıkların olması, çeşitli öğretme yöntem ve araçlarının bir arada kullanılmasını ve bireyselleştirilmiş öğretime yer verilmesi gerekmektedir.

8-Bütün öğrenme hedeflerinin gerçekleştirilmesinde aynı derecede etkili olabilecek bir teknik yoktur.

9-En iyi tekniğin hangisi olacağını, o öğretme sırasında öğrencinin yapması gerekli etkinlikler belirler.

10-Teknikler, konu ve dersle eşleştirilmekten çok, öğrenciye kazandırılacak davranışlarla eşleştirilmelidir.

Ortak çalışma, grup psikolojisini özendirme, öğretimi bireyselleştirme ve dersi monotonluktan kurtarma gibi özelliklerinden dolayı Beyin Fırtınası bu ilkelerle tutarlılık göstermektedir.

2.4.5. Sosyal Bilgiler Öğretiminde Kullanılan Belli Başlı Öğretim Yöntem ve Teknikleri

Sosyal Bilgiler öğretiminde çeşitli yöntem ve tekniklerden yararlanılmaktadır. Bununla birlikte, öğretimde her durum için geçerli, sihirli bir yöntem ve teknik olmadığı gibi, iyi ya da kötü olarak nitelendirilebilecek bir yöntem ve teknik de söz konusu değildir. İyi yöntem, öğrencileri belirlenen amaçlara en etkili ve en kolay ulaştıran yöntemdir. Öğretmen, öğretim süreci bakımından en uygun yöntem ve tekniği seçip uygulamaya koyabilmelidir. Bunun için, öğretmenin, öğretim sürecinde işe koşulan yöntem ve tekniklerin yararları ve sınırlılıklarını bilmesi son derece önemlidir. Sosyal Bilgiler öğretiminde kullanılan belli başlı yöntem ve teknikler şöyle sıralanabilir:

1-Anlatım yöntemi 2-Soru - yanıt yöntemi 3-Tartışma yöntemi 4-Gözlem gezisi yöntemi 5-Beyin fırtınası tekniği 6-Drama tekniği

7-Sözlü tarih tekniği (Yaşar ve Gültekin, 2006: 119-120).

Öğrenmede, öğrencinin güdülenmiş olması, dikkatini sürekli tutması, öğrenileceklerin bulunduğu kaynakla etkileşimde bulunması çok önemli rol oynamaktadır (Fidan, 1996: 178).

Araştırmada kullanılan Beyin Fırtınası Tekniği öğrenciyi güdüleyebilecek, öğretme durumuna etkin katılımını sağlayabilecek ve öğrenilecek davranışın öğrenci tarafından yapılmasına fırsat verecek nitelikte bir teknik olduğu için seçilmiştir.

Öğrenciler sınıflarda pasif bir durumda oturarak öğretilmek istememektedirler. Klasik yöntemlere yapılan eleştirilerin hemen hemen tümü bu noktadan kaynaklanmaktadır.

Yapılan pek çok çalışma klasik yöntemlerle öğretimin etkinliğinin son derece düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, Trenaman yaptığı bir incelemede yetişkinlerden oluşan bir sınıfta 15 dakika radyo konuşması dinleyenlerin gerçek hatırlama testinden 41, 30 dakika dinleyenlerin 25 puan aldıklarını saptamıştır. Araştırıcı bu sonucu şöyle yorumlamaktadır:

“Yalnızca sesli bir anlatımı dinleyen öğrenciler için ikinci 15 dakika çok daha az yararlı olmuş ve öğrencilerin dikkatleri oldukça körelmiştir” (Küçükahmet, 2001: 71).

Yine araştırıcı gözlemlerine dayanarak bu ikinci 15 dakikada öğrencilerin yorgunluk hissettiklerini ve dikkatlerini belli bir noktada toplayamadıklarını belirtmektedir.

Araştırıcının anlatım üzerinde yaptığı bu küçük çalışmanın öğretmenlerin etkinliklerine yansıması gerekmektedir. Bir öğretmen klasik bir yöntemi, örneğin; anlatımı sürekli bir biçimde uzun bir zaman periyodunda kullanmamalı, 15 dakikanın sonunda etkinlik değiştirmelidir. Trenaman bu konuda şöyle demektedir;

Anlatım gibi tek yönlü iletişime dayanan klasik yöntemler öğretmen ya da öğreten merkezli (otokratik) yöntemler olarak tanımlanmaktadır. Bu tür yöntemlerde tekdüze bilgilerin ve becerilerin verilmesi üzerinde durulmaktadır. Dikkatin daha çok bireysel ve grup çalışmaları üzerinde yoğunlaştığı öğrenen merkezli modern yöntemlerde öğrenciler yaratıcılığa, problem çözmeye, kendi fikirlerini geliştirmeye ve bu fikirlerini ortaya koymaya güdülendirilmektedir (Küçükahmet, 2001: 72).

2.5. ANLATIM YÖNTEMİ

Anlatım, bir konunun öğretmen tarafından belli bir sıra ve düzen içinde öğrencilere sunulmasına olanak sağlayan bir öğretim yöntemidir. Öğretim sırasında, Anlatım Yöntemi kullanıldığında, öğrenciler çoğunlukla edilgen (dinleyici) durumda bulunurlar. Etkinlik eksikliği nedeniyle, uzun süre dinlemek onları yorar. Öğretimde, üzerinde durulan ilke, düşünce ve görüşlerle öğrencilerin kendi yaşantıları arasında bağ kurmaları güçtür (Sözer, 2003). (Aktaran; Yaşar ve Gültekin, 2006: 120).

Öğretmenlerin en çok kullandıkları en eski öğretim yöntemlerinden biridir. Öğretmen merkezli bir yöntem olup, öğretmenlerin konu ile ilgili bilgilerini pasif şekilde oturan öğrencilere aktardığı bir ortamda gerçekleşir (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999: 70; Küçükahmet, 2001: 75). Sözlü anlatıma ağırlık verdiği için anlatmayı gerektiren derslerde kullanılır. Sunuş yolu stratejisi içinde yer alır ve bu yöntemle bilişsel alanın bilgi düzeyi basamağındaki davranışlar kazandırılabilir.

Çok sık kullanımı, kötüye kullanımı ve yanlış kullanımı nedeniyle en etkisiz yöntem olarak da bilinmektedir. Modern öğretim anlatıma pek fazla yer vermemekle birlikte öğretmenler hemen her konuda bu yöntemden belli bir ölçüde yararlanma gereğini duymaktadırlar (Küçükahmet, 2001: 75).

Her derste az ya da çok Anlatım Yöntemi’ne başvurulmasının gerekli olduğu kabul edilmektedir. Bu konuda önemli olan husus, tüm öğretim durumlarında sadece Anlatım Yöntemi’nin kullanılmamasıdır. Konunun özelliğine göre yeri geldikçe başka metotlardan da yararlanılmalıdır. Derste uygulanacak anlatma karşılıklı konuşma biçiminde olmalıdır. En büyük tehlike öğretmenin gereğinden çok konuşmasıdır. Çünkü uzun konuşmalar öğrencinin dikkatinin dağılmasına ve ilginin azalmasına neden olur (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999: 70-71 ).