• Sonuç bulunamadı

2.4. ÖĞRETİM STRATE Jİ, YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

2.7.2. Beyin Fırtınası Tekniği’nin Uygulanma İlkeleri

1- Herkese eşit söz hakkı verilir. 2- Konuşmacıya müdahale edilmez. 3- Konuşmacılar eleştirilmez. 4- Değerlendirme yapılmaz.

5- Sırasıyla söz verilir. Sırası geldiğinde görüş belirtmeyenler “pas” geçer. 6- Konuşmacı söz aldığında sadece bir öneride bulunabilir.

7- Pas geçenler çoğaldıktan sonra sıra takip edilmeden söz verilebilir.

8- Herkesin birbirini görebileceği bir oturma düzeni oluşturulmalıdır. Bunun için ‘U’ düzeni uygun olur (Taşpınar, 2005: 37).

2.7. 3. Etkili Bir Beyin Fırtınasının Aşamaları

Beyin Fırtınası’ndan istenilen sonucu elde edebilmek için aşağıdaki altı temel kurala mutlaka dikkat edilmelidir. Bunlar Beyin Fırtınası konusunda Osborne’un önerdiği, deneyimli bazı batılı uzmanların da desteklediği genel kabul görmüş kurallardır.

1. Toplantının başında ele alınacak problem hakkında bilgi verilmeli.

2. Olabildiğince fazla sayıda fikir üretilmelidir. İlk aşamalarda fikirlerin mantıklı, uygulanabilir veya kaliteli olmamasının hiçbir zararı yoktur, bu endişeyi taşımadan sayı artırılmalıdır. Fikirler ne kadar serbestçe oluşturulabilirse Beyin Fırtınası’ndan o derece iyi düzeyde sonuç alınabilir.

3. Belirtilen kavramlardan veya fikirlerden yola çıkarak yeni fikir ve kavramların ortaya atılmasına olanak tanınmalıdır. Beyin Fırtınası uygulanmasındaki asıl amaç farklı katılımcılardan gelen farklı fikirlerin uyması, hatırlatması, harekete geçirmesi ile yeni ve daha yaratıcı fikirler oluşturmaktır.

4. Fikirlerin ortaya atılma aşamasında düşüncelerin yargılanmasına ve değerlendirilmesine izin verilmemesi en önemli kuraldır. Grup üyelerinin ve uygulayıcının söylenen fikirler üzerinde yorum yapmaması tercih edilir. Çünkü zaten oluşturulan fikirler Beyin Fırtınasıtoplantısı sonrasında değerlendirilecektir.

5. Kişilerin ortaya atılan fikirleri sahiplenmelerine ve daha sonraki süreçlerde tercih etmelerine olanak tanınmamalıdır. Grup üyeleri değerlendirme ve seçim aşamalarında ortaya atılan fikirlere tamamen objektif yaklaşabilmeli, kendi ortaya attıkları fikirlere takılmadan gruptaki diğer katılımcıların ortaya attığı fikirleri de geliştirebilmelidirler.

6. Beyinlerin grup çalışmasını takip eden bir-iki gün içindeki üretiminden de yararlanılmalıdır. Grup çalışması bittikten sonraki günlerde katılımcıların akıllarına gelen yeni fikirleri kaydetmelerini, oluşan bu fikirleri geribildirim olarak vermeleri faydalıdır. Çünkü birçok iyi fikir kişilerin zihnine Beyin Fırtınası oturumundan sonra, gevşedikleri, konu ile ilgisiz aktiviteler yaptıkları veya uyudukları zamanlarda

Rawlinson’a (1995: 47) göre ise Beyin Fırtınası seanslarının başarıya ulaşması, dört yol gösterici unsurun benimsenip kullanılmasına bağlıdır. Bu unsurlar şunlardır:

¾ Değerlendirmenin sonraya bırakılması ¾ Serbest bir ortam

¾ Miktar

¾ Çaprazlama - Geliştirme.

Değerlendirmenin ertelenmesi, herkesin -seans yöneticisi de dahil- düşüncelerin değerlendirmesini yapmayı seansın bitiminden sonraki bir zamana bırakması gerektiği anlamına gelir. Kimsenin ne kendi düşünceleri ne de başka birinin fikirleri üzerinde bir değerlendirmeye kalkışmasına izin verilmez. “Bu aptalca bir fikir...” diye konuşmaya başlamaya kalkışan katılımcıya hemen değerlendirmenin sonraya bırakılması gerektiği anımsatılmalıdır.

Serbest bir ortam, katılımcıların kendilerine koydukları sınırları kaldırmaları ve akıllarına geldiği gibi konuşabilmeleri anlamına gelir. İyisiyle kötüsüyle, akla uygun olanıyla olmayanıyla bütün fikirler hesaba katılır ve kaydedilir.

Üçüncü noktada, “miktar” yer alır. Katılımcılardan, niteliğine bakılmaksızın mümkün olduğu kadar çok sayıda düşünce ortaya koymaları istenir. Bu aşamada bütün düşünceler kabul görecektir.

Bu teknikte söylenenlerin kalitesinden çok sayısı önemlidir. Bu tekniğin önemli katkıları öğrenciyi uyuşukluktan kurtararak canlı ve yaratıcı fikirlerin, aniden akla gelen görüşlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999: 89). Bu işlem ancak heyecanlı bir grup tartışmasıyla sağlanabilir. Grup içinde çalışmanın yararı bir öğrencinin öne sürdüğü görüşün, başka öğrencilere uyarıcı etki yaratmasıdır. Bu ortak çaba, bireysel uğraşıdan daha başarılı sonuç verir.

Sonuncu yol gösterici unsur, “Çaprazlama-Geliştirme”, katılımcıların öteki katılımcılar tarafından ortaya atılan düşünceleri ele alıp geliştirebilmeleri anlamına gelir (Rawlinson, 1995: 47). Beyin Fırtınası seansında, başka birinin düşüncesi sizin aklınıza bir şeyin gelmesini sağlıyorsa, onu söyler, geliştirir ve ileriye götürürsünüz. Aynı şekilde, başka bir katılımcı da sizin bulup pek beğenerek ortaya attığınız düşünceyi ele alarak geliştirirse, siz de bir kırgınlık ya da kızgınlık duymazsınız. Bu tutum düşünce değiş tokuşuna yardımcı olur ve seans yöneticisinin kontrolü altında, ortaya atılan düşüncelerin grup tarafından geliştirilmesine olanak sağlar. Önerilen fikirlerin gruplanması ve geliştirilmesi çok önemlidir.

Bu kılavuz unsurların bir seans boyunca hep göz önünde tutulmaları gerekir. Seans yöneticisi bu dört temel ilkeyi gruptaki herkese anımsatabilmeli ve kurallara herkesin uymasına sağlayacak kadar özgüvenli bir tavır sergileyebilmelidir (Rawlinson, 1995: 48).

Bir Beyin Fırtınası seansının başarılı olup olmadığı, iki ayrı yoldan be- lirlenebilir.

İlk yol, üretilen düşüncelerin miktarına bakmaktır. Gerçi bunların içinde birçoğu sonradan işe yaramaz ve konuyla ilgisiz ya da aptalca görünebilir, ama burada değerlendirmeye esas olan şey, niteliklerine bakılmaksızın ortaya konan yeniden tanımlamaların ve çözüm önerilerinin toplam sayısıdır.

İkinci yol ise daha derinlere ulaşan ve gerçek bir sınama olan şu sorudur: Bu düşüncelerden kaç tanesi hakikaten işe yaradı? Bütün sorun çözme tekniklerinin varmak istediği hedef budur ve başarının göstergesi de uygulama alanı bulabilen fikirlerin sayısıdır-düşüncelerin hangi yöntemle oluşturuldukları değil. Gerçekten ve çok haklı olarak, bir sorunu çözümlemenin verdiği başarı coşkunluğu içinde, o çözüme nasıl bir mekanizmayla ulaşıldığı pekâlâ unutulabilir. İşte o yüzden,

İdeal bir Beyin Fırtınası sürecinde bir kişinin gruba önderlik etmesi, çalışmaları koordine etmesi gereklidir. Fikirleri kaydetme görevini bu kişi veya bir başkası üstlenebilir. Uygulayıcının görevlerini ise aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

Toplantı öncesinde:

1-Katılımcıların belirlenmesi.

2-Toplantının yapılacağının ve Beyin Fırtınası Tekniği’nin kullanılacağının en az bir gün öncesinden katılımcılara bildirilmesi. Beyin Fırtınası yapılacağının bilinmesi katılımcıların ele alınacak problem için hem bilinç üstü hem de bilinçaltı zihinsel düşünme süreçlerinin önceden başlatılması açısından önemlidir.

Toplantı sırasında:

1- Altı temel kuralın ve toplantı süresinin katılımcılara anımsatılması. 2-Ele alınacak problemin, sürecin veya ürünün tanımının yapılması.

3-Beyin Fırtınası sürecinin başlayabilmesi ve zihinlerin ısındırılması için ilk 2-3 fikrin öne sürülmesi.

4-Önerilen tüm fikirlerin kaydedilmesi. En ideali bu fikirlerin katılımcıların görebilecekleri bir şekilde tahtaya yazılmasıdır. Bu sayede önerilen fikirler ilerideki aşamalarda yeni fikirlerin daha kolaylıkla doğmasına aracılık edecektir.

5-Altı temel kurala uyulmasının ve toplantının zamanında bitirilmesinin sağlanması.

Toplantı sonrasında:

1-Üretilen fikirlerin derlenmesi, gruplandırılması,

2-Derlenen fikirlerin katılımcılarla birlikte uygulayabilme olanaklarının tartışılması ve fikirler arasında hemen uygulanabileceklerin seçilmesi (Özözer, 2004: 258-259).

Alex Osborne’e göre ideal bir Beyin Fırtınası toplantısı 30 dakika ile sınırlanmalıdır. Sistematik çalışmaya ya da Beyin Fırtınası kullanmaya tam

alışmamış gruplar için veya probleme çok geniş bir açıdan çözüm getirilmeye çalışılan durumlarda bu sürenin biraz daha uzatılması yararlı olabilir ancak kesinlikle bir saati aşmamalıdır (Özözer, 2004: 259-260).

Beyin Fırtınası Tekniği’nin uygulanışı sırasında bazı kurallar özenle izlenmelidir. Burada temel kurallardan biri, fikirlerin analizinden ve görüşlerin eleştirisinden kaçmak, yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktır. İkinci kural ise, görüşlerin rahatça söylenmesidir. Fikirler ne kadar yeni ve orijinal ise o kadar geçerlidir. Bu teknikte tartışmalara ne kadar çok sayıda katılım olursa o oranda yaratıcı görüşler bulunup seçilebilir (A. J. Romiszowski, 1986: 322).

Etkili bir Beyin Fırtınası’nın aşamaları Gözütok (2004: 80-82) tarafından şöyle sıralanmıştır:

1. Katılımcıları rahat edebilecekleri biçimde oturtunuz. 2. Fikirleri yazacak bir tahta bulundurunuz.

3. Sorunu anlatınız, tahtaya yazınız.

4. Kuralları açıklayınız. Bunun için; fikirlerin olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilmeyeceğini, serbest düşünme için uç noktaları da dikkate almaları gerektiğini, çok miktarda fikir üretmelerini ve başkalarının fikirlerinin geliştirilebileceğini, değiştirilebileceğini ve tersinin söylenebileceğini vurgulayınız.

5. Fikir üretilmesini isteyiniz.

6. Bir ya da iki kişinin üretilen fikirleri tahtaya yazmasını sağlayınız.

7. Kendi fikirlerinizi de söyleyerek yeni fikirler üretmeleri için katılımcıları yüreklendiriniz.

8. Kimsenin fikriyle alay edilmesine izin vermeyiniz.

9. Fikirler gelmeye devam ettiği sürece oturuma devam ediniz.

10. Fikir üretme durduğunda sorunu tekrar ediniz ve daha çok fikir üretilmesi için davetkâr olunuz.

12.Tüm fikirleri okuyunuz, benzer/binişik olanları birleştirerek numaralayınız, sıraya koyunuz.

13. Belirlenen sorunun çözüm yollarını içeren bir yazı oluşturup sınıfın uygun yerine asınız.

14. On iki ve on üç numaralı aşamaları sınıfta yapacak zamanınız yoksa, sınıfın seçeceği bir grubu bu aşamaları yapmaları için görevlendiriniz.

2.7.4. Beyin Fırtınası’nın Uygulanmasında Öğretmenin Rolü

Öğretmen Beyin Fırtınası Tekniği’nin temelinde yatan ilkeleri ve tekniğin uygulanışını kavramış olmalıdır. Böylece tekniğin başarıyla uygulanışına katkısı büyük olur. Katılım oranını yükseltmek için öğrencileri güdülemek, yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırmak amacıyla öğrenciler konuşmaya özendirilmelidir. Beyin Fırtınası ile tartışılacak konu ana hatlarıyla daha önceden belirlenmeli ve öğrencilerin konu hakkında genel bilgi edinmelerine olanak hazırlanmalı, ancak, detaya inmekten sakınmalıdır. Aksi takdirde daha önceden öğrencinin problemin çözümü ile ilgili düşünmesi önlenemez. Böyle bir uygulama ise tekniğin yaratıcı ve orijinal fikir üretme amacına ters düşer.

Öğretmen sınıfı sürekli güdüleyerek, heyecanlandırarak zincirleme etki tepki bağını kurmalı, tartışmayı canlı bir hava içinde sürdürmeye çaba harcamalıdır (Bilen, 2002: 165-166).