• Sonuç bulunamadı

2.9. KAVRAMLARIN TANIMI, ÖNEMİ ve ÖĞRETİMİ

2.9.2. Kavramların Özellikleri

Sosyal Bilimlerde bilgiyi tanımlarla ifade etmenin onu sınırlandırdığı, sahip olduğu geniş ve derinlikli anlamları belili bir çerçeveye hapsettiği, bu yüzdende anlatılmak istenen şeyi tam olarak anlatamadığı bilinen bir gerçektir (Şimşek, 2006). Bu nedenle de anlatılmak istenen kavramın özelliğine göre bir eğitim öğretim yöntemi belirlenmelidir. Aksi takdirde kavram yanılgıları ve kavram kargaşalarına neden olunabilecektir (Yel; 2006: 150).

Kavram yanılgısı, öğrencilerin kavramları bilimsel olarak kabul edilen kavram tanımından farklı olarak algılaması olarak kabul edilirken, kavram kargaşası

da, öğrencilerin çevreden, aileden veya bir şekilde daha önceden öğrenilmiş kavramlarla, yeni öğrendikleri arasında mantıklı bir bütünlük ve ilişki oluşturamama durumu olarak ifade edilmektedir (Yazıcı ve Samancı, 2003). (Aktaran; Yel, 2006:150).

Kavramlar, insanlar arasındaki iletişimin gerçekleşmesinde, insanların birbirini anlamalarını sağlamada çok önemli yer tutar. Dolayısıyla kavramların doğru öğrenilmesi çok önemlidir. Çünkü yanlış anlamaların büyük kısmı insanların kavramları farklı yorumlamasından ortaya çıkmaktadır (Erden ve Akman, 2004: 195).

Kavram yanılgılarına neden olmamak için, kavramların özelliklerini fark etmek ve kavramak gerekmektedir. Doğanay’ın Martorella (1986)’dan aktardığına göre kavramların dört temel özelliği vardır. Bunlar,

1. İsim,

2. Ayırt edici özellikler,

3. Ayırt edici olmayan özellikler, 4. Örnekler (Aktaran; Yel, 2006: 150). Bunlar, ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir:

Her kavramın bir ismi vardır. Bu isimler bir ya da iki sözcükle ifade edilebilirler. İnsanlar iletişimlerinde bu isimleri kullanırlar (Doğanay, 2004: 231).

Örneğin etrafı su ile çevrili göreli olarak ufak kara parçası ada olarak adlandırılır. Kavramın ismi “ada”, tanımı “etrafı su ile çevrili göreli olarak ufak kara parçasıdır”. İletişimde kavramın ismi ile tanımı birbirinin yerine kullanılabilir. Kavramın ismi dil ile ilgilidir. Her dilde aynı kavram farklı biçimlerde isimlendirilir. Ancak tanım evrenseldir. Bu nedenle, bir öğrencinin kavramın adını söylemesi, o kavramı bildiğini göstermez (Erden ve Akman, 2004: 195).

Kavramın ikinci özelliği, ayırt edicilik vasfına sahip olmasıdır. Bu özellikler kavram sınıfına giren nesne, olay ve düşüncelerin ortak özellikleridir. Örneğin, çevremizde karşılaştığımız çam, kavak, meşe, dut diye adlandırdığımız nesnelerin ortak özelliği, hepsinin de kök, gövde, dal ve yapraklarının olmasıdır. Bu ortak özelliklere ayırt edici özellikler denilmektedir. Bu ayırt edici özellikleri taşıyan her nesne ortak bir isimle dile getirilmektedir. Örnekte bu isim “ağaç”tır. Öğrenci ismi tanımasa bile kök, gövde, dal ve yaprakları bulunan her nesneye ağaç diyecektir (Doğanay, 2004: 231).

Her kavramın ayırt edici özelliklerinin yanı sıra, bir de kapsamındaki her örnek için farklı olan özellikleri vardır. Çam, meşe, kavak, dut ağaçlarının boyları, yapraklarının şekli, meyvesinin olup olmaması gibi farklılıklarının olması, ayırt edici olmayan özellikler olarak nitelendirilmektedir. Eğer nesnemiz ayırt edici (ortak) özellikler taşıyorsa, yaprağın şekli nasıl olursa olsun, ister uzun ister kısa olsun ya da meyvesi olsun ya da olmasın fark etmez, o ağaçtır (Doğanay, 2004: 231).

Kavramların öğrenilmesinde ayırt edici özelliklerin önemi büyüktür. Çünkü kavramın ayırt edici özellikleri arttıkça, bu özellikler farklı değerler alabilir hale geldikçe kavramı tanımak kolaylaşırken, bu özelliklerin ayırt edicilik nitelikleri azaldıkça kavram oluşturma zorlaşmaktadır (Yel, 2006: 151).

Kavramın ayırt edici özellikleri tek başına kavramı betimlemek için yeterli değildir. Kavramın ayırt edici özellikleri kendi içinde bir ilişki ya da sıra ve yapı oluştururlar. Ayırt edici özelliklerin oluşturduğu bu yapıya kavramın tanımı ya da kural denir. Örneğin, su, kara parçası ve etrafını sarma hem ada hem de göl kavramlarının ayırt edici özellikleridir. Burada kavramı tanımamıza yarayan, bu özelliklerin arasındaki ilişki ya da yapıdır (Doğanay, 2004: 231).

Kavramın özelliklerinden biri de kavram örnekleridir. Her kavramın pek çok örneği vardır. Bu örnekler kavramın ortak, ayırt edici özellikleriyle birlikte, kendine özgü özelliklerini de taşırlar. …Örnekler kavramların anlaşılmasını kolaylaştırır ve

kavram öğretimi modellerinde önemli bir yer tutar (Karataş Coşkun, 1999). (Aktaran; Doğanay, 2004: 232).

Erden ve Akman’a (2004: 194) göre, kavramlar örnekleri ve örnek olmayanları ile öğrenilir. Kavramların gerçek hayatta tam bir karşılığı yoktur. Örneğin ağaç bir kavramdır. Bir ağaç resmi yapmamız istendiğinde çam, kavak, meyve ağacı, palmiye çizeriz. Örnekte görüldüğü gibi, kavram ancak örnekleri ile anlaşılabilir. Örnek sayısı ne kadar genişletilirse bireyin kavrama anlam vermesi ve kavramı oluşturması o kadar etkili olur.

Kavram öğretiminde, örneklerin yanı sıra kavrama örnek olmayanların da verilmesi, kavramın diğer kavramlardan ayırt edilmesini ve kavramın içine giren örneklerin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Örneğin, gelişmiş ülke kavramına Amerika iyi bir örnekken, Sudan örnek olmayan ülke olarak gösterilebilir (Erden ve Akman, 2004: 194).

Erden ve Akman’a (2004: 195) göre, kavramların kritik ve kritik olmayan özellikleri de vardır: Kavramlar betimlenmelerine ve tanımlanmalarına yardımcı olan bazı özelliklere sahiptir. Bir kavramı diğer kavramlardan ayırt eden ve tüm örneklerinde bulunan özelliklerine kritik özellikler denir. Örneğin eşkenar üçgeni diğer üçgenlerden ayıran ve tüm eşitkenar üçgenlerde bulunması gereken özellik, kenarlarının eşit olmasıdır. Buna karşılık eşkenar üçgenin büyüklüğü kritik bir özellik değildir (Erden ve Akman, 2004: 195).

Kavramların belli başlı özellikleri şöyle özetlenebilir:

¾ Kavramların algılanan özellikleri bireyden bireye değişebilir.

¾ Kavramın orijinali (prototype) vardır. Kavramın orijinali, kavramın bireyin düşüncelerindeki ilk oluşumudur.

¾ Kavramlar objelerin ve olayların hem doğrudan hem de dolaylı olarak gözlenebilen özelliklerinden oluşurlar.

¾ Kavramlar çok boyutludur.

¾ Kavramlar kendi içlerinde, özelliklerine uygun belli ölçütlere göre gruplanabilirler.

¾ Kavramlar dille ilgilidir (Ülgen, 2004: 108-116).

¾ Kavramların gerçek hayatta tam karşılıkları yoktur. Örnekleri vardır. ¾ Kavramlar basitten karmaşığa doğru bir sıralama gösterir.

¾ Kavramlar dikey ve yatay organizasyon içindedirler.

¾ Kavramlar hangi yolla kazanılırsa kazanılsın bunlara yalnız kişinin kendi yaşantıları anlam kazandırır (Fidan, 1996: 189-191).

¾ Kavram insan zihninde anlamlanan farklı obje ve olguların değişebilen ortak özelliklerini temsil eden bir bilgi formudur.

¾ Kavramlar bireyin özel deneyimlerine dayanarak kendi dünyası ile ilgili genel fikirleri oluşturmasını saptamaktadır.

¾ Kavram ya ontolojik olarak ya da doğal olaylardan yola çıkılarak ve zihinsel beceriler kullanılarak oluşturulabilir (Başıbüyük ve başk., 2004; Ülgen, 2004). (Aktaran; Yel, 2006: 149).

Araştırmada kullanılan başarı testi hazırlanırken kavramlar yukarıdaki özellikleri dikkate alınarak belirlenmiştir.

Senemoğlu’na göre ise tüm kavramlar; öğrenilebilirlik, kullanılabilirlik, açıklık, genellik ve güçlülük özellikleri taşırlar. Bilişsel gelişimin temelinde, kavram öğrenme olduğu için herhangi bir konu alanının öğretimine, öğrenilmesi daha kolay, açık, net, kullanılabilir, genel ve güçlü kavramlarla başlanması gerektiğine ilişkin yaygın bir görüş birliği bulunmaktadır (Senemoğlu, 2005: 514).

Araştırmada kavram öğretimine başarı testinde kullanılan kavramlardan kolay, açık, kullanılabilir ve genel olan kavramlarla başlanmıştır.