• Sonuç bulunamadı

Müfessirlerin tefsîr kaynaklarını tek tek ifade etmeden önce her üç eserde de gördüğümüz bazı noktaları belirtmek istiyoruz. Müfessirler, bazen kaynak ismi vermeden “Tefsîr ehli dedi ki…”,1 “Tefsîrde şu şekilde rivâyet edilmektedir…”2 veya “Müfessirlerden şu şekilde nakledilmektedir…”3 “Tefsirde denildi ki...”4

şeklinde genel ifadeler kullanmaktadırlar.

Cessâs, bazen genel ifadelerle “Ahkâmu’l-Kur’an yazan muhaliflerimizden bazıları şöyle dedi…” şeklinde naklettiği görüş sahiplerini eleştirmektedir.5 Cessâs’ın bu tür ifadelerinden, onun birçok tefsîr kaynağından istifade ettiği sonucuna ulaşanlar da vardır.6

Herrasî ise, “Bazı Ahkâmu’l-Kur’an yazarları, Şafiî’nin görüşünü naklederken insaf sınırlarını aşmıştır…” ifadesiyle bu kimseleri tenkide tabi tutmaktadır.7

1 Cessâs, Ahkâm, I, 201, III, 490; Herrâsî, Ahkâm, I, 61, 110; İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 178, 254. 2 Cessâs, Ahkâm, I, 133, 552; Herrâsî, Ahkâm, I, 216.

3 Herrâsî, Ahkâm, III, 82; İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 361, IV, 409. 4

Cessâs, Ahkâm, I, 238, III, 217. 5 Cessâs, Ahkâm, I, 448.

6 Mevlüt Güngör, Cassâs ve Ahkâmu’l-Kur’ân’ı, s. 54. 7 Herrâsî, Ahkâm, II, 324.

İbnü’l-Arabî’nin bu tarz ifadeleri, genellikle ittifak edilen konularda

kullandığı iddia edilse de8 Biz, İbnü’l-Arabî’nin yukarıda belirtilen ifadeleri bazen ittifak söz konusu olduğunda9 bazen de ihtilaf edilen konular için kullandığını müşahede ettik.10 Hatta İbnü’l-Arabî’nin bir âyetin tefsirinde müfessirlere hakikatin gizli kaldığı için onların insanları cahil bıraktıklarını11 veya delilsiz konuştuklarını iddia ettiğini gördük.12

Bu açıklamadan sonra eserlerin Tefsîr kaynaklarına geçebiliriz. Konuyu müfessirlerin vefat tarihlerine göre işlemeyi uygun görmekteyiz.

1. Cessâs’ın Tefsîr Kaynakları

Cessâs, eserinde bazen kaynakların ismini zikredeken bazen de sadece müelliflerinin adını belirtmektedir. Onun tefsir kaynakları arasında Şafiî’nin “Ahkamu’l-Kur’an”ını zikredebiliriz. Cessâs, İmam Şafiî’nin Ahkâmu’l-Kur’an’ını eserinde zikretmektedir. Buradan onun şu anda elimizde olmayan Şafiî’nin ahkâmını gördüğü sonucu çıkmaktadır.13

Saffet Mustafa, Cessâs’ın Taberî’nin tefsirinden faydalandığını zikretmektedir. O, Cessâs’ın يور şeklinde seleften naklettiği çok fazla rivâyetin mevcudiyetinin kendisini bu rivayetlerin kaynağını araştırmaya sevk ettiğini belirtmektedir. Araştırmasının sonucunda Cessâs’ın naklettiği rivâyetlerle Taberînin tefsîrinde geçenlerin mutabık olduklarını gördüğünü ifade etmektedir. O, Cessâs’ın yaşadığı dönemde Taberî’nin (v. 310/922) tefsîrinin tedavülde olduğunu, Cessâs’ın hocası olan Ebû Ömer Gulam Sa’leb’in (v. 345/956), Taberî’nin tefsîriyle ilgili söylediği “Ben Taberî’nin tefsîrini baştan sona okudum. Lügat ve nahiv yönünden

8

Meşînî, İbnu’l-Arabî el-Mâlikî el-İşbîlî ve Tefsîruhu Ahkâmu’l-Kur’an, s. 55. 9 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 254, 315.

10 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 389, IV, 280 11 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, IV, 409. 12

İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 83.

13 Cessâs, Ahkâm, III, 397; Mevlüt Güngör, Cessâs ve Ahkâmu’l-Kur’an’ı, s. 54; Cessâs’ın ifadesi

şöyledir: “Müzenî’nin nakline göre Şafiî şöyle dedi. Bir grup tek kelimeyle kazfederse, her birine

had uygulanır. Bir adam diğerine ‘zinakarların çocuğu’ derse ona iki had uygulanır. O (Şafiî), Ahkâmu’l-Kur’an’ında şöyle der…” bilindiği gibi günümüzde İmamı Şafiî’ye nisbet edilen Ahkâmu’l-Kur’an adlı eser, Beyhakî tarafından derlenmiştir.

47 tek bir harf dahi hata bulamadım” açıklamasına dayandırmaktadır. Ona göre Sa’leb’in bu sözü, Cessâs’ın da Taberî tefsirini gördüğünü kanıtlamaktadır.14

Cessâs’ın diğer bir tefsir kaynağı, Abdurrezzak b. Hemmam’dır (v. 211/826). Ancak o, Abdurrezzak b. Hemmam’ın hangi eserinden faydalandığını tefsirinde zikretmemektedir.15

Cessâs’ın bir diğer tefsir kaynağı Ebû Ca’fer et-Tahavî’dir (v. 321/983). Cessâs, genellikle onun görüşlerini “Tahavî şöyle diyor…” şeklinde kaynak belirtmeden zikrederken, görebildiğimiz kadarıyla bir yerde onun Ahkâmu’l- Kur’an’ına atıfta bulunmaktadır.16 Bunların yanında o, eserlerinin adını zikretmemiş olsa da Ali b. Musa el-Kummî17 ve İsmail b. İshâk’tan (v. 282/896)18 faydalanmaktadır. Cessâs’ın, Ali b. Musa’nın görüşlerini naklederken “O, kitabında

şöyle dedi…”19

ifadesini kullanması, onun Ahkâmu’l-Kur’an’ını görmüş olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

Cessâs’ın eserinde “Ahkâmu’l-Kur’an yazanlardan bazıları şöyle dedi…” ifadesiyle, Hanefî mezhebine mensup Ali b. Musa el Kummî’yi; “Muhaliflerimizden Ahkâmu’l-Kur’an yazanlardan bazıları şöyle dedi” ifadesiyle de İmam Şafiî ve

İsmail b. İshak’ı kastetmiş olması muhtemeldir.

Cessâs, Hanefî mezhebine bağlı olmasına rağmen bazen el-Kummî’nin görüşlerini tenkide tabi tutmaktadır.20 Cessâs’ın tefsîr kaynakları arasında Ferrâ (v. 207/822),21 Zeccâc (v. 311/923)22 ve Ebû Ubeyde’yi (v. 209/824)23 de sayabiliriz.

14 Safvet Mustafa, el-İmamu Ebû Bekir, s. 185. 15 Cessâs, Ahkâm, I, 114, III, 589.

16 Cessâs, Ahkâm, III, 192. 17 Cessâs, Ahkâm, I, 122, II, 143. 18 Cessâs, Ahkâm, I, 62, II, 48. 19 Cessâs, Ahkâm, I, 525. 20

Cessâs, Ahkâm, I, 257. 21 Cessâs, Ahkâm, I, 530, II, 69. 22 Cessâs, Ahkâm, I, 380. 23 Cessâs, Ahkâm, I, 111, 278.

2. Herrasî’nin Tefsîr Kaynakları

Herrasî’nin tefsir kaynaklarının en başında Cessâs’ı ve Ahkâmu’l-Kur’an’ını zikretmemiz gerekir. Çünkü o, tefsîrini sanki Cessâs’a cevap olarak kaleme almıştır. Herrâsî, en çok Cessâs’ın Ahkâmu’l-Kur’an’ından alıntı yapmaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Herrâsî, otuz üç yerde Cessâs’dan isim vererek faydalanmakta ve bu yerlerde genellikle onu eleştirmektedir. Bazen de o, “Ahkâmu’l-Kur’an yazanlar…” şeklinde isim vermeden alıntı yaparak naklettiği görüşleri eleştirmektedir. Herrâsî, her ne kadar eserinde Cessâs’ı çok ağır bir şekilde eleştirse de kaynak göstermeden Cessâs’tan oldukça fazla faydalandığı24 Tezin ilerleyen bölümlerinde görülecektir.

Herrasî, Cessâs’ın haricinde Mâlikî fakihi ve muhaddisi olan İsmail b.

İshak’ın Ahkâmu’l-Kur’anı’na25

ve Meâni’l-Kur’anı’na atıfta bulunmaktadır.26 Bununla birlikte Şafiî mezhebine bağlı Abdulcebbar b. Ahmed’in Fevaidu’l- Kur’an’ını da onun kaynakları arasında zikredebiliriz.27 Ayrıca o, eserinde Ebû Ubeyde’den de faydalanmaktadır28.

3. İbnü’l-Arabî’nin Tefsîr Kaynakları

İbnü’l-Arabî’nin kaynakları diğer müfessirlere nazaran daha geniştir. Onun en

önemli tefsir kaynaklarından biri “Camiu’l-Beyan” sahibi meşhur Ebû Ca’fer et- Taberî’dir. İbnü’l-Arabî’nin, Ebû Ca’fer et-Taberî’den sebeb-i nüzûle dair açıklamalarda, lüğat ve nahiv yönünde, fıkhi hükümleri nakletmede, kırâatler konusunda kaynak olarak faydalandığı görülmektedir. Bazen de o, Taberî’den naklettiği rivâyeti tenkide tabi tutmaktadır.29 İbnü’l-Arabî, meşhur Taberî’nin haricinde iki Taberî’den daha faydalanmaktadır.

24 İlkiya Herrâsî’nin Cessâs’tan faydalandığı bazı örnekler için bkz. Abdulkerim Ünalan, İlkiya Herrâsî, ss.54-57.

25 Herrâsî, Ahkâm, III, 92. 26

Herrâsî, Ahkâm, I, 189. 27 Herrâsî, Ahkâm, III, 20. 28 Herrâsî, Ahkâm, II, 450. 29 el-Meşînî, İbnu’l-Arabî, s. 49.

49 1- Tahir b. Abdullah b. Tahir b. Ömer et-Taberî, eş-Şafiî. Bağdat fakihlerinden olup H. 450 de vefat eden Ebû Tayyib et-Taberî’dir.30

2- Ahkâmu’l-Kur’an sahibi Muhammed et-Taberî el-Herrâsî. Onun bir diğer tefsîr kaynağı, Nakkâş ismiyle meşhur Muhammed b. el-Hasan b. Muhammed b. Ziyad Ebû Bekir en-Nakkaş’ın (v. 351/963) “Tefsîru’n-Nakkâş”ıdır.31 İbnü’l-Arabî, Nakkâş’ın görüşlerini genelde sebeb-i nüzûlde zikreder. Bazen yorumsuz olarak naklederken bazen de eleştirir.32

Bir diğer tefsîr kaynağı Ebû Ali Hüseyn b. Dâvud’dur. Ebû Ali H. 216 da vefat etmiştir. Lakabı Süneyd olup et-Tefsîru’l-Kebir’in sahibidir.33 İbnü’l-Arabî, Ahkâm’ında onun tefsîrinin ismini zikretmez. Sadece “Süneyd tefsîrinde şöyle der...”34 şeklinde nakilde bulunur. O, et-Tefsîrü’l-Kebîr sahibi Yahya b. Süleyman el- Cu’fî’den de faydalanmaktadır.35 Onun tefsîr kaynakları arasında İbn Fûrek’i36 (v. 406/1015) de saymamız mümkündür.

İbnü’l-Arabî, karşılaştırmasını yaptığımız Cessâs ve Herrâsî’nin Ahkâmu’l-

Kur’an’larına da atıfta bulunmaktadır. Bunları çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde belirteceğiz.

İbnü’l-Arabî’nin tefsîr kaynakları içerisinde kendisinin yazdığı en-Nâsih ve’l-

Mensûh’unu,37 Ulûmu’l-Kur’an’ını38 ve Envâru’l-Fecr’ini39 zikredebiliriz.

30 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XVII, 672.

31 Nakkâş’ın tefsirinin adının “Şifau’s-Sudûr el-Mühezzeb fî Tefsîri’l-Kur’an” olduğu ifade edilmektedir. Onun Bağdat’ta 266/880’de doğduğu, Bağdat, Basra, Mekke, Şam ve Mısır’da birçok âlimden ders aldığı nakledilmektedir. Bilgi için Bkz. İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, IV, 298; Fuat Sezgin, Tarîhu’t-Turâsi’l-Arabî, I, 103; Ahmed Abbas el-Bedevi, İbnü’l-Arabî el- Mâlikî, s. 21.

32 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, III, 476; III, 470; IV, 44. 33 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, X, 628. 34 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 38.

35 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, II, 197. 36

İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 325, II, 214. 37 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 44, 227, III, 285. 38 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 92, 134, II, 240. 39 İbnü’l-Arabî, Ahkâm, I, 489, III, 380.